Yumurtalık kanserinin erken tanısında düzenli jinekolojik muayene önemli

Yumurtalık kanserlerinin erken tanısını sağlayan bir tarama testinin olmaması, kadınların özellikle menopoza girdikten sonra yaptıracakları düzenli yıllık jinekolojik muayeneleri daha da önemli kılıyor

Kadınların çoğu, yumurtalık kisti sorunuyla yaşamları boyunca en az bir kez karşılaşabiliyor. Üreme çağındaki (19-40 yaş arası) kadınlarda oluşan kistlerin büyük bölümü zararsız ve en fazla iki adet dönemi içinde (yüzde 90’ın üzerinde bir oranda) gerileme gösteriyor. Kadında doğası gereği her ay bir yumurtlama kisti oluşuyor ve bu kist yaklaşık 2 cm. boyutuna ulaştığında (adet döneminin ortasında), yumurtlamanın olmasını takiben -eğer gebelik oluşmamışsa- mens kanaması başlayana kadar yavaş yavaş kayboluyor. Bu kistler, kadının düzenli adet görebilmesi ve gebe kalabilmesi için gereken iyi huylu yapılar olarak nitelendiriliyor.

Yumurtalık kistlerinin çeşitleri ve tedavi süreçleriyle ilgili bilgi veren Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Özçelik şunları söyledi:” Üreme döneminin sonlarına doğru (özellikle 38 yaş ve sonrasında), hormonal değişikliklere bağlı olarak yumurtlamanın olmaması nedeniyle kistlerin gerilemeyip büyüdüğü dönemler olabiliyor. Bu yapıların pek çoğu sadece takiple gerileme gösterebiliyor. Kistlerin gerilemesini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için hormonal ilaçlar (ki en yaygın kullanılanları doğum kontrol haplarıdır) günümüzde pek tercih edilmeyen bir tedavi yöntemi. İyi huylu kistlerde, boyutu 8 cm. ve üzerinde olan, takiple üç adet dönemi sonrasında halen geçmeyen yapıların ameliyatla (tercihen kapalı) tedavi edilmesi gerekiyor.”

Cerrahi tedavi de uygulanabiliyor

Üreme çağındaki kadınların yaklaşık yüzde 15-40’ını etkileyen ve bir diğer sık görülen yumurtalık kisti tipi de endometriomalar (çikolata kistleri) olup, çoğunlukla cerrahi tedavi gerektiren yapılardır. Özellikle çocuk doğurmuş ve menopoza yakın 45 yaş üstü kadınlarda halen süren endometrioma varsa, kadının bu kistle menopoza girmemesini sağlamak gerekiyor.

Menopoz sonrası dönemde endometriomalarla birlikte düşük olasılıkla kötü huylu yumurtalık kistleri de görülebiliyor. Ancak bu kötü huylu kistler, genelin aksine erken evrede yakalanabiliyor. Üreme dönemindeki endometriomaların takibi ya da cerrahi tedavisi sağlanırken; boyutuna, yerleşim yerine, hastada yarattığı şikayetlere ve ultrasonografik özelliklerine göre karar vermek gerekiyor. Adet döneminde ve/veya ilişki sırasında şiddetli ağrıya neden olan, boyutu 5 cm’nin üzerinde ve özellikle tüp bebek öncesinde rahim arkasındaki boşluğu tamamen dolduracak şekilde yerleşim gösteren kistlerin varlığında ya da kist içerisindeki sonografik görünüm kötü huylu kiste ait özellikler taşıyorsa öncelikle cerrahi tedaviyi düşünmek gerekiyor.

Menopoz öncesi yaş gruplarında iyi huylu basit kistlerle endometriomalar dışında dermoid kistler, tüp ve yumurtalığı içine alan kistik apse oluşumları ve yumurtalığa komşu periton ya da tüpten kaynaklı kistik oluşumlar daha nadir görülen iyi huylu kist tiplerini oluşturuyor. Bu kistlerde de cerrahi tedavilerin ön planda tutulması gerekiyor; çünkü bu kistlerin takip ve ilaç tedavisiyle gerilemesi söz konusu olmuyor.

Menopoz dönemindeki kistlere dikkat!

Menopoz döneminde tespit edilen kistlerin kötü huylu (yumurtalık kanseri) özellikler taşıma ihtimali çok daha yüksektir. Kist boyutunun büyük olması, mutlaka kanser olduğu anlamına gelmiyor. Çok büyük boyutlu bir kist iyi huyluyken, küçük boyutlu bir kistte kansere rastlanabiliyor. Yumurtalık kanserlerinin erken tanısını sağlayan bir tarama testinin olmaması, kadınların özellikle menopoza girdikten sonra yaptıracakları düzenli yıllık jinekolojik muayeneleri daha da önemli kılıyor. Jinekolojik muayene yapılmaksızın istenen CA-125 kan testi, yumurtalık kanserini tespit etmek amacıyla kullanılan bir test olarak görülmemeli. Bu tetkikin, sadece muayenesi ve ultrasonografisi yapılan kadınlarda; yumurtalıklarda şüpheli yapılar tespit edildiği takdirde istenmesi daha doğru. Çünkü CA-125 değerini yükseltebilecek iyi huylu kist ve hastalıklar da oldukça fazla. Hiçbir sağlık sorunu olmayan bireylerin bile yüzde 1’inde CA-125 değerleri yüksek tespit edilebiliyor. Böyle bir durumda kadın boş yere kanser korkusu yaşayabiliyor ya da gereksiz ameliyatlara maruz kalabiliyor.

Kanser riski taşıyan kistler patolojik incelemeye gönderilmeli

Her yaş grubunda görülebilen yumurtalık kistlerinde tedaviye; kistin ultrasonografik özellikleri, yaş ve kistin yarattığı sıkıntılar gibi kriterlere göre karar verilmekte. Şüpheli vakalarda, yardımcı olabilecek ek tetkikler (CA-125 tetkiki, tomografi, diğer kanser belirteçleri vb) istenerek daha kapsamlı tedavi planlaması yapmaya çalışılmalı. Özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda kanser şüphesi taşıyan kistlerin cerrahisinin; ameliyat sırasında patolojik incelemenin (frozen & section) yapılabileceği ve gelecek sonuca göre kanser cerrahisine devam edilebilecek bir merkezde yapılması, hastanın tekrarlayan ameliyatlara maruz kalmasını önlemeye yardımcı olabiliyor.

Bir yanıt yazın