Dünya Kadınlar günü mesajları

Vali Şehmus Günaydın’ın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

8 Mart, varlıklarıyla fedakarlığı, kahramanlığı ve duyarlılığı temsil eden, sonsuz sevgi ve merhamet timsali kadınlarımızın gurur günüdür. Ailesi, ülkesi ve milleti için yaptığı fedakarlıklarla, sosyal ve ekonomik alanda önemli roller üstlenen, toplumumuzun yapısını güçlendirip şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru, daima özverinin, asaletin, sevginin kaynağı olan kadınlarımız; her türlü takdiri hak etmektedirler.

Dinimiz annelerimize, kadınlarımıza büyük önem vermiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) bir hadisinde “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyurarak bundan tam 1500 yıl önce kadınlarımıza verilen değeri ortaya koymuştur.

Ülkemiz dünyada birçok ülkeden önce kadınlarımıza önemli haklar sağlamıştır. 20. yüzyılın başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere, pek çok hakkı kanunlara dayandırarak verirken, bu konuda dünyanın pek çok ülkesine de ilham kaynağı olmuştur.

Günümüzde de Türk kadını eğitimden bilime, spora, sanattan ekonomiye, siyasetten kamu yönetimine, millet ve devlet yapımızın odağında başarı ile yerini alarak, birçok alanda uluslararası başarılara imza atmaktadırlar. İlimizde de, kadınların gerek kamuda, gerek özel sektörde, gerekse kendi imkanları ve emekleriyle çalışarak üretime katılmaları memnuniyet vericidir.

Hayatımızın her anında bize destek olan, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren başta şehit ve gazilerimizin eş ve annelerinin, dünyamızı sevgi ve şefkatle dolduran tüm fedakar annelerimizin, kadınlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

Başkan Büyükkılıç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yaptı

“KADINLAR BAŞ TACIMIZDIR”

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajında cenneti kadınların ayakları altına seren bir inancın mensupları olduğumuzu söyledi. İnancımız ve kültürümüzde kadının her zaman çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Büyükkılıç, kadınları baş tacı olarak gördüklerini kaydetti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç; şefkatin, fedakarlığın, özverinin ve sevginin simgesi olan kadınların hayatın her alanında huzur içinde yer almaları gerektiğini söyledi. Bu anlamda kadının sosyal hayatın her yerinde daha aktif bulunması için çalıştıklarını ve çalışmaya da devam edeceklerini dile getiren Başkan Memduh Büyükkılıç, “KAYMEK birimimizin sanat ve mesleki eğitim kursları ile kadınlarımızın daha fazla sosyal ve ekonomik hayatta yer almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Konservatuvarımızın kursları ve sportif faaliyetlerimizle kültür, sanat ve sporda daha aktif olmaları için gayret sarf ediyoruz. Huzur Çınarı ile ailelerin yanında olmaya ve toplumun huzuruna katkıda bulunmaya çaba sarf ediyoruz. Girişimci kadınlarımızı destekliyoruz. Kadınlarımızın hayatın her alanında daha aktif olmaları ve daha fazla kendilerine yer bulmalarıyla; şehrimizin, ülkemizin ve dünyamızın daha güzel olacağına inanıyoruz” dedi.

Kayseri’de tarih boyunca kadının çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Başkan Memduh Büyükkılıç, Fatma Bacı, Hunat Mahperi Hatun, Gevher Nesibe Sultan gibi çok özel isimleri yetiştiren bu toprakların kadını her zaman baş tacı ettiğini belirtti. Türk kültürü ve inancımızda kadının her zaman önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Büyükkılıç, “Bizler cenneti analarımız olan kadının ayakları altına seren bir inancın mensuplarıyız. Bu düşüncelerle başta evlatlarını bu vatana feda eden şehit analarımız olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum” diye konuştu.

ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış’tan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” münasebetiyle bir mesaj yayımladı.

Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Rektör Prof. Dr. Mustafa Çalış, yayınladığı mesajında, şunları kaydetti:

“Dünyada kadına verilen değeri gösterme adına Birleşmiş Milletler tarafından 1975 yılında ilan edilen ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ büyük önem arz etmektedir. Aile unsurunun oluşmasını sağlayan cefakâr kadınlarımız, Milli mücadele döneminde de vatanı için düşmana kendilerini siper etmişlerdir. Tarihten bugüne kadınlarımız her zaman zorluklara göğüs germiş vatanları ve aileleri için büyük çabalar sarf etmişlerdir. Günümüzde ise gerek bilimsel çalışmalarda gerek sanatta ve siyasette kadınlarımızın başarıları göz ardı edilemeyecek seviyelere ulaşması bizleri mutlu etmektedir. Hayatları boyunca vefakâr olan kadınlarımız sadece 8 Mart’ta değil, hayatımızın her anında hatırlamamız gerektiğini unutmamalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle başta şehit annelerimiz olmak üzere, hayatımızın her anında yanımızda olarak, üzerimizdeki emeklerini hiçe sayamayacağımız tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım.”

AK PARTİ İl Başkanlığı Kadın Kollarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile yayımladığı mesaj 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Kahraman Türk Kadınlarına İthaf Ediyoruz!

Yüzyıldır devam eden vatan mücadelemizi sürdürürken kimi zaman ülke içinde, kimi zaman sınırın ötesinde, kimi zaman kamu görevinde ve kimi zaman da şehirlerimizin meydanlarında şehit düşen kahramanlarımız, geride her şehrimizde şehadetin anıtını ve her hanede aziz anılarını bırakmıştır.

Vatan evlatları bu topraklar uğruna şehit düştüğünde, onlara duyduğumuz derin minnetin ardında hepimiz tarifsiz bir acı hisseder, düşünmekten kaçamadığımız o ağır hal ile şehitlerimizin aileleri, anneleri, kardeşleri, eşleri, çocukları gözümüzün önüne gelir. Ancak şehadetin kutsiyeti ile teskin olabilirken; evladını, eşini, babasını, kardeşini ebediyete gönderen şehit ailelerin imtihanı, artık hepimizin imtihanı olur ve kahramanlarımızın artlarında bıraktığı aileleri de hepimizin en büyük emaneti haline gelir.

Türkiye’nin geleceğini teminat altına alan ve milli güvenliğini tesis eden bütün mücadelelerin ardında şehitlerimizin, gazilerimizin, kahraman askerlerimizin sarsılmaz vatanseverliği, büyük fedakârlıkları vardır. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, bugün de askerlerimiz vatanımızın müdafaasını en güçlü şekilde icra etmekte, canları pahasına bir mücadele vererek ülkemize uzatılan mütecaviz ellere karşı durmaktadır. Bu mücadelede kahramanca çarpışıp şehadet mertebesine ulaşan şehitlerimizin aziz hatıraları tarihimizin en müstesna yerinde bulunacaktır. Şehitlerimizin mirasları hepimizin hassasiyetle üzerinde titrediği, en kıymetli emanetimiz olacaktır. Bu kıymetli emaneti “bir ölür bin doğarız”  diyerek büyük bir sabır ve özveriyle taşıyan şehit annelerinin, eşlerinin, kız kardeşlerinin ve bütün ailelerinin her daim yanlarında olmak, şehitlerimizin anısını titizlikle muhafaza etmek hepimizin ortak görevidir.

Metanetleri, sabırları ve dik duruşlarıyla hepimize ilham olan şehit aileleri, hala sırrına erilememiş İlahi güzelliğin ve bu güzelliğin işareti olan Hz. Peygamberimizin simgesi olan bir gül misali hayatlarımızın geçiciliğine, baki olanın her daim en yukarıda dalgalanan bayrağımızın olduğunu bize en derinden tekrar tekrar hatırlatır.

Bu düşüncelerden hareketle, AK Parti Kadın Kolları olarak bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Kahraman Türk kadınlarına ithaf ediyoruz.  Kahraman kadınlarımız ve tüm şehitlerimiz adına 1987’ye göndereceğimiz mesajlarla güllerimizi şehitlerimize ve askerlerimize göndererek TSK Güçlendirme Vakfı’nda Gül bahçemizi oluşturuyoruz.

Kahraman Türk Kadınları asla bitmeyecek.

Şehadetleriyle topraklarımızı bizlere vatan kılan, geleceğimizin emniyet içinde olmasını temin eden, ülkemizi her türlü terör belasından beri tutan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve hürmetle anıyoruz.

MMO BAŞKANI AKSOY’DAN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Makina Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı Akif Aksoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında; ‘’Kadınlarımıza değer veriyoruz ve onlara layık hizmetler gerçekleştiriyoruz’’ dedi.
Aksoy, mesajında; ‘’Bizleri eğiten, yetiştiren, büyüten, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren ve ihtiyacımız olduğunda desteklerini bizlerden esirgemeyen, fedakar kadınlarımıza gereken değeri vermek bizler için olmazsa olmaz şartlardandır. Türk kadınının kurulan ilk Türk devletinden bu yana devletin kuruluşunda ve yönetiminde daima erkeğin yanında yer aldığını ve buna paralel olarak gereken saygınlığı gördüğünü unutmamak gerekir. Türk kadını, Cumhuriyetimizin kurulması ile birlikte toplumsal hayattaki yerini ve konumunu da çok iyi belirlemiştir. Şanlı tarihimize baktığımızda ismini tarihe altın harflerle yazdığımız öyle büyük kadın neferler olmuştur ki, günümüze ışık tutmuş ve günümüz kadınları da bu yolda kendilerine bırakılan bu ışığı benimseyerek yaşantılarına yön vermişlerdir. Çok değer verdiğimiz kadınlarımız için gerçekleştirdiğimiz birbirinden güzel eserler, bu düşüncemizin göstergesidir. Bizler çalışmalarımız ve projelerimizde kadınlarımızın fikir ve önerilerini her zaman başımızın tacı olarak değerlendiririz. Bizlere her alanda rehber olan, yaşantımız boyunca desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve fedakarlık eden başta şehit anne ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum” diye belirtti.

MHP KAYSERİ İL BAŞKANI SERKAN TOK’UN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri İl Başkanı Serkan Tok, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yayımladığı mesaj ile kutladı.

İl Başkanı Tok, yayımladığı mesajında, sağlıklı bir aile ve sağlıklı bir toplum için kadınların hayatın her alanında desteklenmesi gerektiğini söyledi. İş, siyaset ve hayatın her alanında kadınların varlıkları ile değer katıp güç verdiğini belirten Tok: “Şefkatli, üretken, aile ve toplum yapısının temel taşı olan kadınlarımızın hayatın bütün alanlarında daha fazla desteklenmeleri gerekiyor. Yetiştirdikleri nesillerle toplumu ve geleceği şekillendiren kadınlarımıza nitelikli fırsatlar sunup, onlara her zamankinden daha fazla olanak sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.

Türk kadının tarihteki önemine de değinen Tok, “Hayatın her aşamasında aldığı görevlerle vatanına ve milletine önemli hizmetlerde bulunmuş Türk kadını, kahramanlığı ve vatanseverliğiyle de adını tarihe yazdırmıştır. Bu duygu ve düşüncelerle başta şehitlerimizin ve gazilerimizin anneleri ve eşleri olmak üzere bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. Aile ve toplumun temelini oluşturan, yüreklerindeki sevgiyi ve şefkati karşılık beklemeden bizlere yaşatan tüm annelerimizi ve kadınlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum” ifadelerine yer verdi.

Başkan Büyüksimitci’den “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

 Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, yazılı bir açıklama yaparak tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

Başkan Büyüksimitci açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Toplumun temeli aile, ailenin temel direği de gelecek nesillerimizin mimarı kadınlarımızdır. Toplumsal yaşamın her kademesinde, her zaman önemli roller üstlenen kadınlarımız, üstün fedakârlık duygusu içinde yaptıkları çalışmalarla, ülkemizin her açıdan kalkınmasında büyük bir pay sahibi olmuşlardır.

Bir toplumun gelişme düzeyinin en önemli göstergelerinden biri, kadınların sahip olduğu özgürlük, toplumda taşıdığı saygınlık, üretim ve yönetimdeki yeridir.

Özgüvenleri yüksek, cesur, eğitimli kadınlarımızın, ekonomiden siyasete, ticaretten sosyal hayata her alanda sayılarının artması, ülkemizi daha ileri seviyeye taşıyacaktır. Üreten kadın ve emek veren kadın güçlü toplum demektir.

Bugün her ülkenin kalkınması insan sermayesine dayanıyor. Türkiye’nin zenginleşme yolculuğunda kadınlarımıza ihtiyacımız olduğu açıktır. Kadınlarımızın önlerindeki engelleri kaldırdığımız zaman neler yapabildiklerini görüyoruz. Ülke olarak daha hızlı gelişip kalkınmak adına kadınlarımızın iş dünyasına vereceği katkıya ihtiyacımız var. Ben bu vesile ile tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sağlıklı, huzurlu ve mutlu yarınlar diliyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.

“TİCARETTE AKTİF ROL ALAN KADINLARIMIZIN ÜLKE KALKINMASINDA ROLÜ BÜYÜK”

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yazılı bir açıklama yaparak tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Başkan Gülsoy mesajında, “ Ticarette ve Girişimcilikte aktif rol alan kadınlarımızın ülkemizin kalkınmasında rolü büyük” dedi.

Hayatın her alanında gösterdikleri başarı, emek ve fedakârlıklarla yaşama anlam katan kadınların her türlü saygı, taktir ve hürmeti hak ettiğini belirten KTO Başkanı Ömer Gülsoy, “ Kadınlarımız, ülke olarak verimliliğimizin artırılmasında ve gelişimimizde  en önemli etkendir. Bir anne, bir eş, bir evlat olarak kadın, toplumu dönüştüren ve istikamet verendir.  Kadınlarımıza onların kabiliyetlerini ortaya koyabilecekleri fırsatlar sunulmasına vesile olursak, toplum olarak her zaman daha da ileriye gidebiliriz.” dedi.

Türk kadınının tarihimizin her anında eşsiz fedakarlıklarıyla bu günlere ulaşmamızda önemli sorumluluklar aldığını ifade eden Başkan Gülsoy, “ Günümüzde kadınlarımız, eğitimden bilime, siyasetten sanata, ekonomik alandan kamu yönetimine kadar her alanda üstün başarılar elde etmiştir. Bu özelliklerinden dolayı kadınlarımız, insanlığın kalbi, duygusu, estetiği, hatta hayatın temel anlamıdırlar. Kadının duygusal zekası ve varlığı, toplumun ve toplumsal barışının en büyük güvencesidir. Barışın, refahın, huzurun tüm dünyaya egemen olması ve toplumumuzu oluşturmadaki katkıları için üreten kadınlarımıza minnettarız. Onlara sadece senenin bir gününde değil, her zaman aynı sevgi ve duyarlılığı göstermeliyiz”  şeklinde konuştu.

Başkan Ömer Gülsoy, açıklamasında şöyle sürdürdü :

“Kadınlara yapılan yatırım Türkiye’nin geleceğine yapılan yatırımdır. Kadının ekonomik ve sosyal hayattaki güçlenmesi ülke refahı için önceliklidir. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefleyen Türkiye’nin bu hedefine kadınlar olmadan ulaşabilmesinin mümkün değildir.  Sürdürülebilir kalkınmanın yolu kadınlarımızı da ekonomik sisteme hem işgücü hem de girişimci olarak entegre etmekten geçiyor. Ticarette ve girişimcilikte aktif rol alan kadınların ülkemize ve iş dünyasına vereceği katkıya daha çok ihtiyacımız var. Bu duygu ve düşüncelerle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”

ADD ŞUBE BAŞKANI KEMAL CEYLAN : KADIN = MÜCADELE ve EMEK

İnsanca ve eşit çalışma koşulları için verdikleri mücadelede yaşamlarını kaybeden New York’lu yüzlerce kadın işçinin ardından Clara ZETKİN ve onun gibi emek veren tüm kadınların bıkmadan usanmadan mücadele ederek kabul ettirdikleri, “Dünya Emekçi Kadınlar günü” olarak tarihe geçen 8 Mart; sermayenin tezgahında bir tüketim gününe devşirilmiş olsa da, Kapitalizme karşı direnişin simgesidir. 8 Mart; bir kutlama günü değil;  Kadınların yüzyıllar süren emek mücadelesinin, kazançlarının, kayıplarının, sadece sermayenin değil, geleneklerin, törelerin, siyasetin kadını nasıl sömürdüğünün, DİSK hariç İşçi, memur sendikalarının hiç birinin Genel Merkez ve Konfederasyon düzeyinde neden kadın başkanlarının olmadığının, kadın yönetici sayısının neden eser miktarda olduğunun, kayıt dışı çalıştırılan kadınların, iş yerinde tacize uğrayan kadınların çaresizliğinin, ev kadınlarının emeklerinin neden yok hükmünde olduğunun, kadının erkeğe göre daha düşük ücretle çalışmasının, kadınlar tarafından bile olağan karşılandığının, annelerin çalışma yaşamındaki zorluklarının, iyilik yapıyormuş gibi görünen ama kadını iş hayatından çıkarıp evine zincirleyecek yasaların, iktidarın, algı yönetimi ile kadının toplum  içindeki yerini nasıl hızla değiştirdiğinin, kadınlarımızın Cumhuriyet ile kazandıklarını neden kaybettiklerinin konuşulması gereken gündür. Büyük Önder Mustafa Kemal  ATATÜRK’ün dediği gibi: “Kadının işgücü olarak üretime katılması, toplumsal yaşamda hak ettiği yerde bulunması, sadece bireysel değil toplumsal gelişimin, çağdaş ve ileri bir toplum olabilmenin en temel unsurudur.” Kadın, emeğiyle hiç de azımsanmayacak bir ölçekte ekonomik ve sosyal artı değer yaratmaktadır. Anayasa’nın 50. maddesi kadının çalışma şartları açısından korunmasını hükmederken, İşgücü piyasasında esneklik, özelleştirme, devletin küçülmesi gibi sermayenin desteklediği politikalar nedeniyle kadının çalışma koşulları gittikçe kötüleşmektedir. İktidarın “kadının aile ile var olduğu” anlayışı ile kadınlar için getirdiği belirli süreli istihdam, kısmi süreli çalışma ve esnek çalışma sistemi; üretim sürecini parçalayarak, taşeron sisteminin kök saldığı sistemde, kadın emeğinin ucuz ve güvencesiz  iş gücü haline dönüşme oranını arttırmıştır.

Kadını hayatın her alanında ikincil gören iktidarın yol açtığı bu yıkımın onarılması ancak emekten yana politikalar üretilip uygulanması ile olanaklıdır. Çağdaş ve Demokratik bir devlet olabilmek için; cinsiyet ayrımcılığı ortadan kaldırılarak, kadın emeğinin sömürülmeden üretime katılması sağlanmalı, insanca çalışma şartlarının kalıcı kılınması için gerekli düzenlemeler yapılmalı, denetim ve kontrol mekanizmaları çalıştırılarak uygulamaların hayata geçmesi sağlanmalıdır. Antiemperyalist mücadele içinde olan Atatürkçü Düşünce Derneği, her türlü sömürüye, geri bıraktırılmaya, kadını kurban seçen törelere, kadını “yok” sayan zihniyetlere, uygulamalara karşı onurlu ve direngen bir duruş sergilemektedir. Atatürkçü Düşünce Derneği, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda en ön saflarda savaşan, Türk Devrimini ödünsüzce savunan, Mustafa Kemal  ATATÜRK’ün gösterdiği Tam Bağımsızlık hedefine kararlı bir şekilde yürüyen Türk Kadının emeğinin sömürülmesi, her türlü şiddete maruz kalması karşında sessiz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kadını yok sayan bir düzeni bu ülkeye egemen kılmaya  çalışan anlayışa destek verenleri, Mustafa Kemal’in kadına ve emeğe verdiği değeri bir kez daha irdeleyip, değerlendirmeye davet ediyor; Tam bağımsız bir ülke, hakça bir düzen, daha yaşanılası bir dünya kurmak için mücadele eden tüm kadınlarımızı kutluyor, Mustafa Kemal’in devrimci ruhu ile selamlıyoruz. “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşmaktadır. Mümkün müdür ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim, diğerine aldırış etmeyelim de kitlenin tümü ilerleme onuruna erişebilsin. Mümkün müdür ki, bir topluluğun yansı topraklara zincirle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Kuşku yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenilik alanında birlikte yol almak gereklidir. Böyle olursa inkılâp başarılı olur.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Mhp Kayseri İl Kadın Kolları Başkanı Emine Özge Soysal

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “insan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki; bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki; bir Cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin.
Biliyoruz ki kadın toplumun en etkili, yönlendirici , birleştirici ve koruyucu unsurudur. Demokratik, ileri, sosyal, bir toplum için kadınların güçlendirilmeleri etkinlik alanlarının genişletilmesi , eğitim , sağlık, siyaset gibi alanlarda eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabiliyor olmaları dolayısı ile büyük önem taşımaktadır.
Kadınların önemini hemen her fırsatta vurgulayan Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli “Kadın annedir, kadın vatandır, kadın ülkedir, kadın gelecektir, kadın gelecek nesillerin teminatıdır.” sözleriyle Türk kadınının ülkemiz için değerini bir kez daha vurgulamıştır. Şu yalın gerçeği unutmayalım ki kadın, aile ve toplumsal ilişkilerin direği, miheng noktasıdır. Bilimden sanata, spordan edebiyata, siyasetten ekonomiye kadar hayatın her alanında kadınların tam manasıyla izi görülüp sesi duyulmalıdır. Çünkü bizler en karanlık harabelere bile çiçekler ekme planıyla yola çıkan, omuzlarımızda hayatın yüküyle hiç sızlanmadan yokuş tırmanan, en bozuk düzeni bile dize getirebilen, kesilmiş ümitlere düğüm atabilen, cephede asker, geride hemşire, mutfakta aşçı, fabrikada işçi olabilen, dünyayı yaşanabilir hale getiren, adaleti sağlayabilen, huzuru oluşturabilen, şaire şiir, ozana türkü olan, en önemlisi eşine, çocuğuna yuva olan, liman olan varlıklarız. Bizler sırtında cepheye mermi taşıyan Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Kür Şadlar, Attilalar, Alparslanlar, Mustafa Kemaller, Türkeşler yetiştiren o mübarek anaların torunlarıyız! Bizler ne mutlu ki Türk kadınlarıyız!
Bu vesile ile Şehitlerimize ALLAH’ tan rahmet diliyorum. Ruhları Şad olsun ALLAH Vatanımızı Milletimizi Bayrağımızı Ordumuzu korusun. Kıymetli şehit annelerimizin ellerini saygı ve minnetle öpüyorum. Başta şehitlerimizin eşleri anneleri olmak üzere
Kahraman Türk Kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.

BAŞKAN TURAN’DAN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Ülkü Ocakları Kayseri İl Başkanı Serdar Turan, 8 Mart Kadınlar Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Başkan Turan mesajında, “Bir toplumda kadınlar anne, kadınlar eş, kadınlar günlük hayatımızda karşılaştığımız birçok soruna çözüm üretebilen eşsiz varlıklardır. Kadınlar yapıları gereği fedakar ve güçlü bir özelliğe sahiptir. Cumhuriyetimizin odak noktasında yer alan kadınlarımız, modern ve çağdaş günlere gelmemizde önemli görevler başarmışlardır. Daha uygar ve sağlıklı bir toplum için kadınlara her zaman ihtiyaç vardır. Kadınlara verilmiş bu güzel güne saygı duymalı ve onları sadece bir günle değil, her zaman hatırlamalıyız. Bizim dinimiz, kadına iyi davranmayı, iyilikte bulunmayı iyi olmanın ölçüsü olarak kabul etmiştir. Diğer toplumlara bakıldığında hırpalanan, kötü davranılan ve aşağılanan birey olan kadın, ülkemizde ‘Ana’ olarak yüceltilmiş ve hak ettiği değeri görmektedir. Yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır. Bizde kadın, Şehit tabutuna sarılmış gözyaşı döken şehit anasıdır. Asla katillere boyun eğmeyen, bebeği sırtında Kurtuluş Savaşı’na mermi taşıyandır. En asil alın terinin en muhteşem sahibidir. Savaşın ve zulmün mağdur ettiği, yoksullukla ve cahillikle boğuşarak ayakta kalmaya çalışan kadınlarımızın, analarımızın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun” ifadelerine yer verdi.

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından onaylanarak uluslararası bir gün haline gelen kadınlar günü uzun yıllardır ülkemizde de kutlanmaktadır. Kadınlarımız Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.

Yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır. Savaş ardından ülkenin kalkınmasında da kadınlarımız, en ön saflarda yerlerini almıştır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) insanlığın ufkunu aydınlatan evrensel mesajlarını bütün yeryüzüne ilan ettiği veda hutbesinde, kadınların haklarını gözetmeyi, bu hususta Allah’tan sakınmayı, kadın ve erkeklerin birbirlerinin hukukuna riayet etmelerini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir.

Ama maalesef günümüzde din, dil, ırk, coğrafya ve sosyal statü gözetmeksizin tüm insanlığı tehdit edecek bir boyuta ulaşan şiddet, en çok kadınlarımızı yaralamaktadır. İnsanlık onurunu zedeleyen bu durum, cahiliye anlayışının sadece bir çağa hasredilmeyip bir zihniyete ve yaşam tarzına işaret eden boyutunu gözler önüne sermektedir.

1934 senesinde Ulu Önder Atatürk, pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını kazandırmış, bu konuda dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine de ilham kaynağı olmuştur.

Ülkemizde kadın sorunu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bir konudur. Kadına şiddetin önlenmesinde, kadınlarımızın çocuklarını sevgi, saygı ve hoşgörülü bir yaklaşımla, cinsiyet ayrımı yapmadan, tutarlı ve doğru biçimde yetiştirmesinin çok önemli olduğuna inanıyoruz.

Ancak ne yazık ki; Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları istenilen seviyeye henüz ulaşamamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kadının çalışma hayatına katılmasını kolaylaştırmak açısından alınan önlemler ise geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Unutulmamalıdır ki” Kadınımıza hak ettiği değer vermek geleceğe yapılan en büyük yatırımdır! Kadınlar, halkın en fedakâr, çalışkan ve üreten bireyleridir.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, Yönetim Kurulumuz adına bölgemizde çalışan tüm kadın çalışanlar başta olmak üzere tüm Türk ve Dünya kadınlarına sağlık ve huzur dolu bir gelecek temenni ediyorum.

MHP MYK üyesi Serap Şule Kalın’ın mesajı

Ülkemizde ve coğrafyamızda yaşanan bunca acı ve gözyaşı arasında kadınlar neyi kutlayacak?

Sınır ötemizde kahramanca mücadele veren Mehmetçiğimiz bir taraftan gurur vesilemizdir, diğer taraftan şehadetlerinin acısı yasımızdır. Böyle bir ortamda, kadınlarımızın bayram olarak kutlaması gereken gün her gün gelen şehit haberleri ve coğrafyamızda  akan gözyaşı nedeni ile adeta yas günü olmuştur.

Son yıllarda ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar nedeni ile gözü dönmüş hainler  kadınları eşsiz, evlatsız, babasız, bırakmaktadır. Yaşanan bunca acı ve  gözyaşı arasında “Dünya Kadınlar gününde” kadınlar neyi  kutlayacaktır ?

Diğer bir taraftan da kadınlarımız ile ilgili hiç de iç açıcı olmayan tablolar ortadadır.

Resmi rakamlara göre 2019 yılında 474 kadın cinayeti işlenmiş, 2019 yılında kadınların şüpheli ölümleri artmıştır. Kadınlar evde, yol kenarında, denizde, dere kenarında şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur.Hemen hemen her şehrimizde kadın cinayetleri vuku bulmuş ve 152’sinin failine ulaşılamamıştır

Yine de bu kadar olumsuzluk arasında umudumuz daim ve diridir.

Tüm bu umudu kadim tarihimizden ve damarlarımızda  akan asil kandan almaktayız.

Kadın olmak her şeyden önce başı dik olmaktır. Kadın olmak, tükenmemektir. Aile içindeki dengenin, düzenin, sevgi ve şefkatin kaynağı olmaktır. Hala 4 milyondan fazla kadının okuryazar olmadığı bir ülkede ayakta durabilmektir. Kısacası kadın olmak yürekli olmak, mücadeleci olmaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak “Türkiye’nin Kadınları Türkiye’nin Yarınları” diyerek varlık ve gönül coğrafyamızı genişlettiğimiz ve kendisini yarınlarda görmek isteyen tüm kadınlarımızı her zaman aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağımızı ifade ediyorum.

Geçmişten bugüne, Türk tarihine adıyla, sanıyla, canıyla ve kanıyla mührünü vurmuş tüm kadınlarımızı meslek grubu, statüsü ne olursa olsun rahmetle yad ediyorum.

Ülke olarak zor günlerden geçtiğimizi, bu zor günleri en çok da kadınlarımızın aile içerisinde ve dışında göstermiş oldukları feraset, sağduyu ve mücadele ile aşacağımızı söylemek istiyorum.

Kadının diğer ismi mücadeledir, azimdir, umuttur.

Evde, tarlada, iş hayatında ve çeşitli yerlerde varlık gösteren tüm kadınlarımızın asil Türk analarımızın, kız kardeşlerimizin  8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Kadın çiftçiler pozitif ayrımcılığı hak ediyor”

“Kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır”

“Kadın çiftçilerimizi eğitmeden, verimliliği sağlayamayız. Bu düşünceyle ülke çapında ‘Kadın Çiftçi Eğitimi’ programını sürdürüyoruz”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerin tarımsal üretimin merkezinde yer aldığını bildirerek, “Bu kadar ağır bir yükü taşıyan kadın çiftçiler, pozitif ayrımcılığı hak ediyor. Kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır” diye konuştu.

Bayraktar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, çalışan kadınların 4’te 1’inin tarımda olduğunu belirterek, çalışma hayatının her alanında yer alan kadınların, tarımda da sağladıkları katkılarla çok önemli roller üstlendiğini vurguladı.

-“Tarımda çalışan kadınların yüzde 92,7’sisosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil”

2019 yılı Kasım ayı itibarıyla tarımda çalışan 4 milyon 876 bin kişinin 2 milyon 116 binini, bir diğer ifadeyle yüzde 43,4’ünü kadınların oluşturduğunu belirten Bayraktar, tarımdaki kadınların sadece yüzde 0,19’nun işveren ve kendi nam ve hesabına yani kadın çiftçi olarak, yüzde 10,6’sının ise ücretli ve yevmiyeli olarak çalıştığını, büyük çoğunluğu olan yüzde 80,7’sinin ise ücretsiz aile işçisi, kalanının da ücretli veya yevmiyeli olarak hizmet verdiğini bildirdi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de yönetiminde yer aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda genelde çiftçilerin, özelde kadın çiftçilerin mağduriyetleri ve hak kayıplarının giderilmesi için büyük gayret gösterdiklerini belirten Bayraktar şunları kaydetti:

“Tarım da çalışan kadınların yüzde 96,3’ü sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır.

            Kadın çiftçiler, çalıştıkları her yıl için ilave 90 gün, 4 yılda 1 yıl yıpranma almalıdır.

            Bu yıl 27 gün olarak uygulanan, 2023 yılında 30 güne çıkacak olan Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir.

            Tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılabilmelidir.”

            -“Kadınlar aile tarımının kalbidir”

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde emek yoğun işleri çoğunlukla kadınların üstlendiğini ve iş yüklerinin genellikle erkeklerden daha fazla olduğunu söyleyen Bayraktar, kadınların, Türkiye’de büyük çoğunluğu küçük aile işletmelerden oluşan tarımının da kalbi olduğunu belirtti.

Kadınların gösterdiği bu özverinin Türk tarımı için en değerli dinamiklerden biri olduğunu ifade eden Bayraktar şunları söyledi:

          “Günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın belkemiğidir. Dünyada ve Türkiye’de tarımsal üretim, gıda güvenliği ve beslenmede kadınlar en önemli rolü oynamaktadır. Kadınların potansiyelini açığa çıkarabildiği ve toplumsal refahtan pay alabildiği ölçüde tarımsal, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bir ülke konumuna gelebiliriz”

            -“Kadın çiftçiler eğitilmeden verimlilik sağlanamaz”

            Tarımda çiftçiler, özellikle de üstlendikleri fonksiyonlar dolayısıyla kadın çiftçiler eğitilmeden verimliliğin sağlanamayacağına işaret eden Bayraktar, “Bu düşünceyle ülke çapında ‘Kadın Çiftçi Eğitimi’ programını sürdürüyoruz” dedi.

            Bayraktar, 2012 yılında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan “Kadın Çiftçi Eğitim İşbirliği” protokolü çerçevesinde eğitimlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, bu çerçevede kadın çiftçilere, sosyal güvenlik, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ana eğitim konuları yanında, her türlü tarımsal faaliyetlerle ilgili eğitim verildiğini söyledi.

Eğitimlere katılan kadın çiftçilerin, önümüzdeki yıllarda, yaşadıkları toplumun kırsal kalkınmasına daha fazla katkı sağlayacaklarına olan inancını vurgulayan Bayraktar, “190 bin kadın çiftçimize eğitim verdik, vermeye devam edeceğiz. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, sağlıklı nesiller yetiştirebilmenin yolu kadınları eğitmekten geçer. Kadın çiftçilerimizin eğitimi, tarımda modern tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracak, verimliliği ve kaliteli üretimi artıracak, ülke tarım ve ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Bayraktar, kadın çiftçilerin sorunlarını her platformda dile getirmeye devam edeceklerini bildirerek, başta kadın çiftçiler olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.

EBS 1. nolu şube başkanı  Aydın Kalkan: Büyük hedefler güçlü kadınlarla gerçekleşir

 İnsan olmanın şerefini, yeryüzünü imar ve ıslah etmenin sorumluluğunu birlikte üstlenen kadın ve erkek, birbirinin velisi, dostu ve yardımcısıdır. Her şeyden evvel hayatın her alanında kadın ve erkek bir ve beraberdir. Hayat, müşterektir.

Kadın, anne, eş, kardeş olarak toplumun ve hayatın kurucu unsuru, çekirdeği, temelidir. Aile, sevginin, şefkatin, merhametin, paylaşmanın limanı, medeniyetlerin korunağıdır. Aile, birey ve toplum olarak ilk savunma hattımız, kalemizdir. Kadın ve erkek, bizim kültürümüzde, cinsiyete indirgeyen bakış seviyesinin anlayamayacağı çok yüksek ve ulvi bir yaklaşımla ifade edilen varoluşun belirleyici unsuru, dayanağı olmuştur.

Ekonomi ve inanç merkezli olarak değişen toplum ve kültür hayatıyla birlikte kadın algı ve anlayışında farklılaşmanın gözlenir olması, tarihsel bir realitedir. Sanayi ve kentleşme devrimi sürecinde, kadının yeni rol ve statüsüyle birlikte aile eksenli toplumsal uyuma ve bütünlüğe dayalı geleneksel yapısı değişime uğratılmıştır. Kadını önceleri ucuz iş gücü olarak istihdam eden zihniyet, zamanla tüketim dünyasında elverişli bir figüre dönüştürmüş, sonra da masum mecburiyetleri, hak ve özgürlükleri istismar ederek kapitalist ideolojinin nesnesi yapmıştır.

Günümüzde yerini mutlak manada küresel egemenliğe devretme aşamasındaki kapitalist finans gücünün desteği ve ‘toplumsal cinsiyet, cinsiyet eşitliği’ söylemleriyle dünyanın her yerinde gündeme dayatılan programlar, cinsiyet üzerinden insanın anlam, önem ve varoluşunu yozlaştırmayı içermektedir. Kadın hak ve özgürlüğü adına yürütülen programların aileyi, aileyle birlikte toplumu ahlaken, ruhen ayakta tutan dayanakları yok etmeyi amaçladığı aşikârdır. Topluma geleneksel kimlik ve değeriyle katılan kadın, sözde kadın hakları savunuculuğu yapan, özünde aileyi tahrip etmeyi hedefleyen zihniyetin temsilcileri tarafından yok sayılmış, onun için hak da özgürlük de söz konusu edilmemiştir.

Dünyanın birçok yerinde yaşanan yoksulluk, istismar, eşitsizlik, ağır çalışma şartları, haklardan yoksun iş hayatı gibi meselelerin dayanılmaz ölçüde mağdur ettiği kadınların sorunlarına sessiz ve seyirci kalıp gereken tepkiyi vermemeleri, meseleye ideolojik ve çifte standartlı bakmaları sebebiyledir. Dünyanın birçok bölgesinde emperyalist emeller uğruna hak ihlallerinden taciz ve tecavüze, savaş ve terörün sebep olduğu kitlesel göçe ve ölümlere, 28 Şubat’ta olduğu gibi eğitim hakları gasbedilen kadın ve kızlarımızın büyük mağduriyetlerine sessiz ve seyirci kalmalarının nedeni de aynıdır.

İnsan hak ve onurunun olmadığı yerde kadın hakkı da erkek hakkı da olamaz. Geleneksel işleyişiyle köklü ve güçlü olan toplum yapımız, ilke ve temelleriyle aile hayatımız imha edilerek çökertilmek, nesiller yok edilmek istenmektedir. Bu akım, kişi ve kurumlar, kadın dostu değil, doğrudan insanlık düşmanıdır.

Bir medeniyet hareketinin ilk odağı, ilk okulu, ilk aşaması olan ailenin imha edilmesi, insanı tarihte olmadığı kadar aidiyetinden koparmış, sonuçta yalnız, yardımsız, çaresiz, çözümsüz bırakmıştır. Hangi dil ve söylemle olursa olsun basitlikten de öte bayağı düşüncelerin yalan rüzgârına kapılarak özünde kadını aşağılayan, değersizleştiren, aileyi ve evi önemsizleştiren yaklaşımlar, hiçbir düşmanın yapamayacağı ölçüde millî ve insani bağlarımızı tahribe yönelmiştir.

Aile birliği olmadan toplumsal bir geleceğimiz olamaz.

Kadın, aileler ve nesiller üzerinden insanlığı, medeniyeti yok etmeyi amaçlayan şeytani kurguların aleti, malzemesi, aracı olamaz, olmamalıdır. İnsana, insanın anlam ve amacına ihanetin hak, özgürlük, eşitlik adına yapılıyor olması, tarihte eşi görülmedik iğrenç bir yalandır. O nedenle, hangi gerekçeyle olursa olsun, aile bütünlüğünü ve huzurunu hedef alan tüm çaba ve programlar, ülke ve millet bütünlüğümüzü, huzurumuzu ve doğrudan insanlık onurunu hedef almıştır.

İnsanlık cephesinin son direniş hattında bütün gücümüzle, devlet ve millet olarak kadını da aileyi de savunuyoruz, savunacağız. Şiddetten zararlı bağımlılıklara kadar yıkıcı etkileriyle toplumu doğrudan etkileyen birçok kötülüğün sebebi, ailenin zayıflamasıdır.

Aileye dayanmayan bir toplum ayakta kalamaz.

Yöneticiler ‘İstanbul Sözleşmesi’ üzerine oluşan haklı kaygılara daha fazla duyarlı olmalıdır. Modernizmin ve çalışma hayatının getirdiği stres ve sıkıntıların çözüm yolları, medeniyet birikimimizde vardır.

Eğitim-Bir-Sen olarak, güçlü toplumun sağlam aile, sağlam ailenin bilinçli kadınla inşa edileceği inancıyla, geleneksel yapının, yeni realitelerin ışığında yorumlanarak, hayatın doğasına en uygun çözümlerin aranıp bulunması gerektiğini öneriyoruz. Ama bunun yolu asla aileyi dağıtmak, insanı aileden koparmak olmamalıdır. Topyekûn bir hamle ve hareketle dünyaya örnek olacak tarzda bir kadın erkek anlayışı ve yeniden bir aile modeli ortaya koymalıyız, koyabiliriz. Bilinmelidir ki, bu kale yıkılırsa, varlığımızı tehdit eden hiçbir tehlikeye karşı korunamayız. Bu değeri kaybedersek sonsuz bir değersizliğin uçurumunda savrulmak kaderimiz olur.

Kadınlarımızın iş hayatında daha uygun bir çalışma ortamına kavuşmaları için sendikal mücadele çok önemlidir. Büyük hedefler, güçlü kadınlarla gerçekleşir fehvasınca ülkemizdeki ve yurt dışındaki kadın örgütleriyle iş birliği, hedef ve proje ortaklığı yaparak vizyonumuzu ortaya koyduk. Haklılığımızdan kaynaklanan, örgütlülüğümüzle daha etkin olan gücümüz ve birikimimizle, nerede olursa olsun, kadınlara yapılan haksızlıkların karşısında olduk. Bu hassasiyetle 28 Şubat’ta ideolojik ayrımcılıkla ötelenen kadının kimlik ve kişiliğinden taviz vermeden yasakların zindanından çıkmasını sağladık. Terör şebekeleri tarafından çocukları kandırılıp dağa kaçırılan annelerin özlemlerine ortak olduk.

Suriye zindanlarında sebepsiz yere en aşağılık zulüm ve tecavüzlere uğrayarak tutsak edilen, kadınlarımız özelinde bütün mağdur ve mazlum kadınların feryadını dünyaya duyurmak için meşaleli yürüyüş yaptık. Çığlıkları zulmün karanlığında boğulan kadınlarımızın seslerini aydınlık dünyaya duyurmak istedik.

Mobbing raporuyla, çalışan kadınlara yapılan haksızlıkları, yıldırmaları gözler önüne serdik.

Örgütlülükten gelen gücümüz ve birikimimizle kadınların, eğitimcilerin çalışma hayatında karşılaştıkları zorlukları aşmak için yoğun çaba gösterdik, gösteriyoruz. Kadınlarımızı, kamu görev ve hizmetlerinden dışlandığı keyfî uygulamaların sıkıntısından hak ve hukuka dayalı, sosyal imkân ve yardımları artmış bir çalışma düzenine kavuşturduk. Çalışan kadınların analık ve yarı zamanlı çalışma hakları, doğum ve süt izinlerinin iyileştirilmesi, kreş ve çocuk evi hizmetlerinin verilmesi gibi önemli kazanımlar elde etmesi hep hak ve emek mücadelesi sonrasında olmuştur.

Kadınların iç huzuru iş huzurunu da beraberinde getirmiştir.

Son olarak ev, aile ve çalışma düzeni arasında ilişkileri belli bir denge gözeterek hazırladığımız kadın raporunu başta ilgili bakanlığımız olmak üzere bütün kamuoyunun istifadesine sunduk.

Millet olarak birlik ve beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirmemiz gereken bir dönemde, bu Dünya Kadınlar Günü’nün kadınlarımızın ve tüm dünya kadınlarının sorunlarının çözümü için yeni bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz.

Bir yanıt yazın