TKB Kayseri Şube başkanı Ayşe Uzunlu, “8 Mart, bütün dünya yüzündeki kadınlar için önemli bir gündür”

Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi Başkanı Ayşe Uzunlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında, “8 Mart, bütün dünya yüzündeki kadınlar için önemli bir gündür” dedi.

“Kadınların uluslararası dayanışmalarını, hak arayışlarını ve kadınlara yönelik olumsuzluklara itirazlarını ifade eden sembolik bir tarihtir” diyen Uzunlu, “8 Martların ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak değerlendirilmesi 16 Aralık 1977 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla başlatılmıştır. O gün bugündür, hayatımız içindeki yerini anlam ve önemini daha da genişleterek sürdürüyor” ifadesinde bulundu.

Uzunlu, “8 Martlar her yıl kadın ve meseleleri üzerinde düşünmeyi; kadınların gerçekleşememiş hedeflerini bir kez daha masaya yatırıp etrafında kafa yormayı; kadının etrafında düğüm olmuş toplumsal sorunlara çözüm yolları aramalarını güncellemeye vesile olmaktadır” diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Dünya ve Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların, bu nüfusun aynı zamanda mağdurlar çoğunluğunu da oluşturmaları yaşanan en büyük gerçeklerden biri. İktidar ve yönetim kademelerindeki dağılıma,

okumaz yazmazlık oranlarına, eşitsizlik ve ayrımcılığa, şiddete maruz bırakılma durumlarına, çalışma hayatında yaşanan olumsuzluklara bakılınca ciddi bir dengesizliğin olduğu görülüyor. 21. yüzyıl içinde çağdaşlaşma yolunda atılmış bütün adımlara rağmen hala kadınların şiddete uğramasından, eğitim haklarını kullanamamalarından, parlementoda eşit temsil edilememelerinden, iş hayatında bütün başarılarına rağmen küçümsenmelerinden söz ediliyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir. Bütün bu eşitsizlik ve haksızlıklar dizisi, önemli bile olsa kazanımlar tarafını gölgelenmektedir. Toplumun bütün çağdaşlaşma iddialarına rağmen kadınların toplumdaki durumlarına ait yüz ağartan göstergelerle bir türlü karşılaşılamadı. Son seçimlerde gösterilen bütün çabalara rağmen TBMM’deki kadın milletvekillerinin oranı sadece yüzde 14’lerde. Hükümetteki kadın bakan sayısı sadece bir. Fakat her gün şiddete uğrayan, hakları gasp edilen, öldürülen kadın sayısı bu rakamlar ve oranlarla boy ölçüşemeyecek kadar yüksek.

Türkiye’de kadının aile içindeki yeri ve önemine inanan, kadını kutsallaştıran yaklaşımın sosyal hayatın içinde kadına eş değer bir konumu verememesi düşündürücü bir tezattır. Bu tezadın ortadan kaldırılması ve değiştirilmesi tek başına kadının üstesinden gelebileceği bir süreç değildir. Bu konuda toplumsal ve siyasal bir kararlılığa ihtiyaç vardır. Bu kararlılığı sabırla sürdürecek inanca ihtiyaç vardır. Kadınların sosyal hayat içindeki katılım ve katkılarının önemli olduğuna inanan bilincin gelişmesine ihtiyaç vardır. Ancak bu kararlılıkla cinsiyete dayalı ayrımcılık ortadan kaldırılabilir. Kadınların kanunların yapıldığı, paranın kazanıldığı, bilimin üretildiği, hakların ve sorumlulukların dağıtıldığı alanlarda bir an evvel yerlerini alması gerekir. Kadına yönelik şiddetin ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının bir belki de birinci yolu budur. Unutulmamalıdır ki toplumun yarısının insani haklarından mahrum edildiği, şiddete uğradığı ölüm korkusuyla yaşadığı bir gündelik hayatın içinde sağlıklı bir sosyal yapıdan söz edilemez. Toplum kendi geleceğinin ruh ve beden sağlığı yerinde, haklarını bilen ve kullanan kadınların elinde olduğunu fark etmelidir. Çünkü kadın hakkı, aslında insan hakkıdır. Ancak kadınların da yaşadıkları sorunların kaderleri olmadığına, hakların çalışmadan sunulmayacağına, insan olarak ve kadın olarak önemli olduklarını görmeleri ve kendilerini dönüştürerek bütün kadınlık için çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi Yönetim Kurulu olarak 8 Mart 2013’ün de Türk ve dünya kadını için yepyeni kazanımların başlangıcı olacak süreçleri başlatmasını diliyoruz.”

Bir yanıt yazın