Tepki ve sağduyu…(Köşe yazısı 03.03.2020 Kayseri Star haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Neredeyse yarım asra yaklaşan meslek hayatımda neler görmedim ki!

Cinayetler,

İntiharlar,

Onlarda ölümlü kaza,

Zehirlenmeler,

Hastalıklar ve diğer acılar.

Hemen hepsinde, acılı aileler değil, bazı kendini bilmez ‘zurnanın son deliği’ bile olmayacak insanlar bize karşı milleti tahrik etmek için elinden geleni yaptı.

Ama hemen hepsinde de sağduyulu insanların mücadelesi kazandı.

***

Meslek hayatımda ‘karnımı doyurduğum gazetecilik-televizyonculuk ile vicdanım arasında’ çok sıkışıp kaldığım anlar oldu.

Bazen o insanlarla ağladığım, dilimin dolandığı, sözün bittiği, çok yutkunduğum anlar yaşadım.

1984’ten sonraki hain bölücü ve yıkıcı terör örgütünün ilk şehitleri tanıdıklarımdı.

Haberini yaparken ne kadar zorlandığımı hatırlamıyorum.

Sonraki Şehitlerin, komisyonlar tarafından ilk haber verilmesi anları, sonrasını unutmak mümkün mü?

Şimdi, sınır ötesinde ‘Şehit deniyor’, dış görevdeki Mehmedlerimizin ailelerinin hepsi diken üstünde.

İsimleri açıklanana kadar fırsatçılar, algıcılar, toplumu bölmek, parçalamak isteyenler, içimizdeki dahili ve harici işbirlikçileri de boş durmuyor.

Ama Asil Türk milleti ve sağduyu kazanıyor.

***

İdlib’deki son 34 Şehidimizde de benzer fırsatçılar ön plana çıktı.

Sosyal medyanın, internetin fişinin kesilmesi ya da kısıtlanması ile kendilerini daha iyi gösterdi.

Ankara, iki gün sessiz kalınca meydan onlara kaldı.

Neredeyse, utanmadan, arlanmadan, şerefsizce, onursuzca, alçakça, haince  Türk ordusunu imha ettiler, binaların, kullandıkları araçların enkazına gömdüler ve böyle anlatarak, Türkiye Cumhuriyetini bölmek ve parçalamak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek için özel çaba harcadılar.

Tüm Mehmedlerimizi Suriye’de Şehit ettiler, bitirdiler.

Ama Asil Türk milleti, onlara kanmadı, Devletine güvendi ve sağduyulu bekledi, tepki gösterdi.

***

Sosyal paylaşımda en çok, çürük raporlu ve bedelli siyasilerin kendileri ve çocukları paylaşıldı.

Birlik, beraberlik, dayanışmanın ‘tek yumruk’ olma gününde fırıldak çevirmek isteyen siyasetçiler ve bazı kendini bilmezler öne çıktı.

Buna çanak tutan garibanlarda yorumlar yazdı.

Savaş, strateji ve tecrübeli siyasetçiler paylaşımlarında tahrikten çok, eksik ve yanlışları, doğruları dile getirmeye çalıştı.

En çok eleştiri, tepki, Şehitlerden ve acılardan, gazilerimizden sonra gülüp, oynayanlara, mimiklere, jestlere, tavırlara, ‘vur patlasın-çal oynasın’ anlayışında olanlara oldu.

Bunu bile fırsata çevirmek isteyenlere karşı yine sağduyu kazandı.

***

Bir yanda Suriye’de diğer yanda yurtiçi ve dışında terörle mücadele eden güvenlik güçlerimiz, Mehmedlerimiz fırsatçılara göz açtırmadı.

Sınır kapısının açılması ile harekete geçen ve Avrupa’ya gitmek isteyen Suriyelileri kazanç kapısı görenler, insan ve göçmen kaçakçıları da ön plana çıktı.

Bir başka fırsatçılarda, Suriyelilere yönelik tahrik edici paylaşımlardı.

İster istemez, bu acıda haddini aşan bazı Suriyelilere tepkiler olmadı da değil.

Ama, her ne kadar onlara tepki göstersekte, sınırda ve ötesinde yaşadıkları insanlık dramı görüntüler hepimizin vicdanlarını yaraladı.

Türk Devleti ve milletinin Asilliği böylece Dünyaya ders verdi.

***

Toplum tepkisine gelince.

Her zaman sağduyulu davranan insanlarımızın aksine, kanı durmak bilmeyen gençlerimizi tahrik etmek isteyenlerde gözlerden kaçmadı.

Güvenlik güçlerimiz bunlara karşı hem iyi önlem aldı hem de yakından takip etti.

Zaten ilk günden ‘İnşallah istenmedik, beklenmedik olaylar olmaz’ demiştim, halende diyorum.

Bu gün ‘tahrik edilecek, fırsatçıların ekmeğine yağ sürülecek’ gün değil.

Bu gün, tüm parti rozetlerinin, sembollerinin, işaretlerinin bir kenara bırakılıp, sağduyulu davranma, ‘biriz, diriyiz, dimdik ayaktayız’ mesajlarının verileceği, kolkola girme ‘tek vücut, tek yumruk’ olma günü.

Böyle günlerde sağduyu, devletimize ve güvenlik güçlerimize yardımcı olmak hepimizin görevi.

Biraz sabırlı, algılar yerine resmi açıklamaları beklemekte yarar var.

Ne mutlu Türküm Diyene…

Bir yanıt yazın