Önemli araştırmalar..(Köşe yazısı 26.11.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bugün sizlere bir süredir ara verdiği, Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aldığım ilginç araştırmalardan üçünün sonuçlarını iletmek istiyorum.

***

İş Organizasyonu ve Çalışma Zamanı Düzenlemeleri,

“İş Organizasyonu ve Çalışma Zamanı Düzenlemeleri” adlı özel konulu araştırma 2019 yılının II. Çeyreğinde (Nisan-Mayıs-Haziran) Hanehalkı İşgücü Araştırması ile birlikte uygulandı.
Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı iş organizasyonu ve çalışma zamanı düzenlemelerinin çalışanlar için ne tür esneklikleri hangi boyutta içerdiğinin tespitine yönelik veri derlemektir. Araştırma, 15 yaş ve üzerindeki çalışan tüm kişileri kapsamaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri ile aynı dönemde uygulanan araştırma, bu konuda ülkemizde yürütülen ilk modüler anket olup daha detaylı bilgiler haber bülteninin ekinde verilmiştir.
Türkiye’de 2019 yılının II. Çeyreğinde, istihdamda olan 28 milyon 269 bin kişinin %29,8’i çalışma zamanının başlangıç ve bitişine kendisinin karar verebildiğini belirtti. Bu oran erkeklerde %28,5, kadınlarda %32,7 oldu. Çalışanların %9’u çalışma zamanının başlangıç ve bitişine  belirli kısıtlamalar göre kendisinin karar verebildiğini, %61,1’i ise işveren, kurum, müşteriler, yapılan işler veya yasal düzenlemelere göre belirlediğini belirtti.
İşteki durum itibarıyla, ücretli veya yevmiyeli çalışanların %6,2’si, işverenlerin %77,6’sı, kendi hesabına çalışanların %83’ü, ücretsiz aile işçilerinin ise %78,2’si  çalışma zamanının başlangıç ve bitişine kendisinin karar verebildiğini belirtti. Bir çalışma günü içerisinde saatlik izin alabilmenin en zor olduğu meslek grubu %31,6 ile tesis ve makine operatörleri ve montajcılar oldu. Aynı meslek grubunda çalışanların %40,4’ü ise üç iş günü içerisinde takip eden bir kaç gün için izin alabilmenin zor olduğunu belirtti.
Saatlik izin alabilmenin en kolay olduğu meslek grubu %97,8 ile nitelikli tarım, ormancılık ve su ürünlerinde çalışanlar oldu. Bu grupta çalışanların %94,1’i günlük izin alabilmenin kolay olduğunu belirtti. Yeterli olmadığı düşünülen zaman aralığında görevi bitirmek zorunda olmak zaman baskısı altında çalışmayı ifade etmektedir. Araştırma sonucuna göre, çalışanların %41,5’i zaman baskısı altında çalıştığını belirtirken geri kalan %58,5’i çalışırken zaman baskısı yaşamadığını ifade etti.
Ücretli veya yevmiyeli çalışanlardan zaman baskısı altında çalıştıklarını belirtenlerin oranı %47,3 iken bu oran işverenlerde %39,3, kendi hesabına çalışanlarda %29,3, ücretsiz aile işçilerinde ise %24,8 oldu. Ücretli veya yevmiyeli çalışanların %48,8 ‘i işyerinde çalışma saati kaydı, %11,0’i ise işyerinde bulunma kaydı tutulduğunu belirtti. İşyerinde bulunma veya çalışma saati kaydı tutulmayanların oranı %40,1 oldu. Sanayi sektöründe çalışma saati kaydı tutulanların oranı %65,5, işyerinde bulunma kaydı tutulanların oranı %6,3 olarak gerçekleşti. Bu oranlar hizmet sektöründe ise sırasıyla %47,3 ve %13,3 oldu.
İstihdamda olanların %21,7’si ile son iki ayda çalışma zamanı dışında müşteri, amir veya işveren tarafından işle ilgili konularda bir veya iki defa, %9,6’sı ile üç veya daha fazla defa iletişime geçildi. Üç veya daha fazla defa iletişime geçilenlerin %2,8’inin sonraki iş gününden/mesai saatinden önce harekete geçmesi beklenirken, %6,7’sinin harekete geçmesi beklenmedi. Son iki ayda iş ile ilgili konularda çalışma saatleri dışında hiç iletişime geçilmeyen çalışanların oranı ise %68,7 oldu.
Çalışanların %30,3’ü ev ile iş arası (tek yön) ortalama ulaşım süresinin 15 dakikanın altında olduğunu belirtirken, %30,3’ü 15-30 dakika arasında, %26,6’sı 30-59 dakika, %6,2’si ise 60-89 dakika arasında işyerine ulaştığını belirtti. Ev ile iş arasındaki ulaşım süresi 90 dakika ve üstü olarak belirtenlerin oranı ise %1,3 olarak gerçekleşti. Çalışanların %5,4’ü işlerini kendi evinden yürüttüğünü belirtti.

Çevre Koruma Harcamaları..

Çevre koruma harcamaları 2018 yılında bir önceki yıla göre %11,6 artış göstererek toplam 38,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Çevre koruma harcamalarının %56,6’sı mali ve mali olmayan şirketler,  %36,3’ü genel devlet ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar ve %7,1’i ise hanehalkları tarafından yapıldı.
Çevre koruma harcamalarının %47,5’ini atık yönetimi hizmetleri, %35,6’sını atıksu yönetimi hizmetleri, %6,8’ini biyolojik çeşitliliğin ve peyzajın korunması, %3,6’sını toprak, yeraltı ve yüzey sularının korunması ve kalitesinin iyileştirilmesi ve %6,5’ini ise diğer konularda yapılan çevre koruma harcamaları oluşturdu. Toplam 7,1 milyar TL olarak gerçekleşen çevre koruma yatırım harcamalarının %63,8’i mali ve mali olmayan şirketler, %36,2’si ise genel devlet tarafından yapıldı. Atıksu yönetimi hizmetleri için 3,1 milyar TL, atık yönetimi hizmetleri için 1,8 milyar TL yatırım harcaması yapılırken diğer konularda 2,2 milyar TL çevre koruma yatırım harcaması yapıldı. Çevre koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2017 yılında %1,1 iken, 2018 yılında %1 olarak gerçekleşti.

***

Sağlık için cepten yapılan harcamalar…

Hanehalkı cepten sağlık harcamaları 2017 yılında 24 milyar 4 milyon TL iken, 2018 yılında %19,4 artarak 28 milyar 655 milyon TL’ye ulaştı. Hanehalkı cepten sağlık harcamalarının cari sağlık harcamaları içindeki payı, 2017 yılında %17,4 iken, 2018 yılında %17,5 olarak gerçekleşti.

Kişi başına düşen sağlık harcamaları 2017 yılında 1 751 TL iken, 2018 yılında %15,9 artarak 2 030 TL’ye yükseldi.

Hanehalkları tarafından sağlık hizmetleri ve ürünleri satın almak için başvurulan sağlık kurumları içerisinde, cepten sağlık harcamaları açısından ilk sırada %40,5 ile hastaneler yer aldı. Hastanelerin ardından %32 ile perakende satış ve diğer tıbbi malzeme sunanlar, %20 ile ayakta bakım sunanlar izledi.

Bir yanıt yazın