KAYSERİ KAMERUN’A DOĞUMEVİ YAPACAK

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hükümetin başlattığı barış sürecine ilişkin görüşlerini açıklayan Başkan Özhaseki; “Büyük bir bela bitiyor, çok sevinçliyiz. Artık yavrularımız toprağa düşmeyecek” diye konuştu.

“Belki de son yüz yıla damga vuracak önemli bir hadise başladı, o da barış süreci” ifadelerini kullanan Başkan Özhaseki sözlerini şu şekilde sürdürdü; “İnsanların birilerini dağa doğru sevk ettikleri, onlarca yıldır hepimizi meşgul eden, çok önemli bir hadisenin sona doğru yaklaşmasından dolayı hepimiz sevinçliyiz. Büyük bir bela bitiyor, yavrularımız artık toprağa düşmeyecek, artık şehirlerimize şehit cenazeleri gelmeyecek, yüreklerimiz dağlanmayacak. Böyle bir süreçte terör örgütü de ‘ben de gidiyorum’ diyor, özeti bu. Akil heyetler şehirlere giderek barış sürecini insanlara anlatmaya çalışıyorlar. Sivil bir hareket olarak süreçle ilgili toplumun görüşlerini de alarak hükümete aktarıyorlar. Heyetin içerisinde çok değişik fikirlere mensup insanlar var. Arada bir aracılık yapmaya çalışıyorlar. Doğrusu yaptıkları çok makul bir çalışma ve çok da önemsiyorum.”

Akil İnsanlar Heyetinin Kayseri’de maruz kaldığı davranışlara da değinen Başkan Özhaseki, yapılanların Kayseri’yi temsil etmediğini söyleyerek; “Küçük bir gurup kendi içerisinde örgütleniyor; geliyor bağırıyor, çağırıyor. Akil insanlar heyetinden birisi ‘az kalsın bizi döveceklerdi’ diyor. Fikrini sevelim veya sevmeyelim, düşüncesine katılalım veya katılmayalım, Kayseri’ye gelen misafirlerin yönelik olarak ‘vurun, konuşturmayın’ şeklinde bağırarak karşılanması hepimizi üzdü. O örgütleyen veya örgütlenen arkadaşları şöyle bir kenara alsanız ve yaptıklarını kendilerine izletseniz onlar bile izlediklerinden memnun olmayacaklardır. Fakat böyle bir olay yaşandı. Doğrusu bu Kayseri’yi temsil etmiyor. Kayseri namına üzüldük. Kayseri’ye gelen Akil İnsanlar heyetine de burada yaşadıklarından dolayı özür diledik” dedi.

BARIŞ SÜRECİNE KAYSERİ’DEN TAM DESTEK

Kayseri halkının barış sürecine müthiş bir destek verdiğinin altını çizen Başkan Özhaseki; “Şimdi bir üniversitede 30-40 bin öğrenci eğitim görür. O öğrencilerden 10-20 tanesine belli örgütler tarafından ayar verilerek provakasyonlar yaptırılsa şimdi siz böyle bir olaydan dolayı üniversiteyi suçlayabilir misiniz? Her zaman bu tür gruplar çıkarlar, bu tür olaylar yaparak ses getirmek isterler. 40-50 kişinin yaptıklarından dolayı biz de üzülürüz. Ama o fikirler Kayseri’yi temsil etmiyor, yalnızca kendilerini temsil ediyor.  Bütün Kayseri halkının barış sürecine müthiş destek verdiğine yürekten inanıyorum. Artık şehit haberlerinin gelmeyecek olması herkese bayram havası yaşatıyor. Eski yaraları kaşıyarak ‘şehitlerimiz ne olacak, onların anneleri ne diyecek’ demek çözüm değil. Onların anneleri de ‘bir daha şehit gelmesin, başka analar ağlamasın, keşke daha önce çözüm üretilseydi’ diyorlar. ‘Benim yavrum toprağa düştü başka anaların kuzuları toprağa düşmesin’ diye feryat eden analara kulak vermek gerekiyor. Benim gibi düşünenler makul insanların hepsi adeta bayram ediyor. Bir daha şehit haberleri gelmeyecek diye seviniyorlar. Ben Hükümetin başlattığı bu sürecinin hayırla sonuçlanmasını temenni ediyorum, öyle olacağına da yürekten inanıyorum. Bu ülkenin önü açık. Bu ülke ileriye doğru şaha kalkacak. Barış çiçeklerinin her bir tarafa mis gibi güzel kokular yayacağını düşünüyorum” dedi.

KAYSERİ KAMERUN’A DOĞUMEVİ YAPACAK

Başkan Özhaseki daha sonra geçtiğimiz hafta Kamerun’a yapmış olduğu ziyareti değerlendirdi. Kamerun’un Maroua şehri ile kardeş şehir ilişkisi başladığını söyleyen Özhaseki, bu şehre Kayserili gönüllülerin yetimhane kurduğunu ifade etti.

Başkan Özhaseki Kamerun ziyareti ile ilgili olarak şunları söyledi; “Kayserili hayırseverlerimiz oradaki sokaklarda yaşayan kimsesiz 250’ye yakın yetimi toplamışlar ve onlara yemek veriyorlar. Bizim bu hayırseverlerimizin yaptıkları orada müthiş ses getirmiş. Oraya ayrıca gençlere eğitim verip meslek sahibi yapmak için teknik bir lise açmışlar. Orada zorda olan Müslümanlar bize “Burada eğitim ve sağlık Hıristiyan misyonerlerin elinde. Okul veya hastaneye gidecek olursak bize Hıristiyan olma şartı koşuyorlar. Yoksa faydalandırmıyorlar” diye dert yandılar. Ne kadar acı ve zor bir durumla karşı karşıyalar. Böyle olunca çaresizlikten ve fukaralıktan çoğu insan zoraki Hıristiyanlığı kabul etmek zorunda kalıyor. Bu gittiğimizde oradaki garip Müslümanlar bizden, aletleri eski de olsa küçük bir doğumevi istediler. Biz de; ‘siz kaygılanmayın yaparız, üstelik doktorunu da hasta bakıcısını da göndeririz’ dedik. Salonda en çok alkışı bu sözler aldı ve adeta bayram ettiler. Sonra bizim iş adamlarımız orada karşılıklı olarak ticaretin yollarını aradılar. Hayırlı ve bereketli bir gezi oldu. Atlas Okyanusu’na sınır bir ülkede Kayseri’nin ismini biliyorlar, beyaz insanın kendilerine yardım için geldiğini biliyorlar. Eskiden Avrupa’dan gelen beyaz insanlar onları sömürmüşler, ellerindeki kaynakları almışlar ve sadece İncil’i vermişler. Ama biz oraya dostluk elimizi uzattık yardım ediyoruz. Onlara insani yardımda bulunuyoruz, çocuklarını eğitiyoruz, yetimlerine sahip çıkıyoruz. Ticaret yaparsak karşılıklı bir alışverişin kuralı içinde yapıyoruz. Sömürerek yapmıyoruz.  Ömürlerinde ilk defa sömürmeyen beyaz Müslüman insan görmüşler, beyaz temiz bir el görmüşler. Doğrusu böyle hayırlı bir vazifeyi de yerine getirdiğimiz için ben son derece mutluyum.”

Bir yanıt yazın