Kansızlık bir hastalık değil, hastalıkların yol açtığı bir belirtidir

Anemi, kansızlığı ifade eder. Damarlarda dolaşan kanın %90’ı plazma denilen sıvı kısmı,  %10’u da alyuvar (eritrosit), akyuvar (lökosit), pıhtılaşma pulcukları (trombosit) denilen kan elemanlarından oluşur.Alyuvarların yapısında bulunan hemoglobin miktarının azalması, hacminin küçülmesi veya kırmızı kan sayısının azalması kansızlığa neden olur.

Kansızlığın nedenleri ve çeşitleri hakkında açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr.Yalçın Ünlü şunları söyledi :”Hemoglobin (Hb) değerinin erkekte 13g/lt, kadında 12g/lt, çocuklarda yaşa göre 11-12 g/lt’nin altında olması anemi kabul edilir.Türkiye’de kadınların %35’i, gebelerin %50’si, erkeklerin %20‘si, çocukların %40’ı anemiktir. Kansızlık bir hastalık değil, hastalıkların yol açtığı bir belirtidir.

Alyuvarların (kırmızı kanın) görevi yapısındaki hemoglobin sayesinde akciğerden aldığı oksijeni dokulara taşımak, metabolizma sonucu dokularda oluşan karbondioksidi akciğere taşıyarak solunumla dışarı atılmasını sağlamaktadır.

Kırmızı kan kemik iliğinden yapılır. Hemoglobin yapımında demir, B12 vitamini, folik asit, bakır, kalsiyum, çinko, kobalt, C vitamini gibi maddelere ihtiyaç vardır.Damarlarda dolaşan kırmızı kanın ömrü 120 gündür, bu süre sonunda dalak, karaciğer, kemik iliği hücreleri tarafından dolaşımdan temizlenir.Kandaki yapım-yıkım arasındaki dengenin yapım aleyhine azalması anemiye neden olur.

Kansızlığa neden olan temel mekanizma;

         Alyuvarların yetersiz üretimi

         Kanamaya bağlı alyuvar kaybı

         Alyuvarların dolaşımda aşırı yıkımıdır

En sık görülen kansızlık çeşitleri;

         Demir eksikliği anemisi (Kansızlıkların %90’ını oluşturur)

         Kanamaya bağlı olanlar

         Vitamin B12 eksikliği

         Folik Asit eksikliği ve diğerleri şeklinde sıralanır.

Demir Eksikliği Anemisi

Hb yapımında yer alan demirin eksikliği ile kansızlık oluşur.Gıda ile günde 50 mgm demir alınır, günlük ihtiyaç 1 mgm’dir. Beslenme yeterli ve dengeli ise, emilim normalse, aşırı demir kaybı yoksa demir eksikliği anemisi oluşmaz.

Gastrit, cerrahi girişimle midenin alınması veya küçültülmesi mide asidini azalttığı için demir emilimi azalır. Kronik ishal, kolit, hemoroid, mide-bağırsak ülserleri, tümörleri, aşırı adet, rahim tümör kanamaları, gebelik, emzirme anemiye sebep olur.

Klinik belirtiler;

İştahsızlık,solukluk, dilde yanma, kızarma, ağrı, çarpıntı, eforla nefes daralması, baş dönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, çabuk yorulma, tırnaklarda kolay kırılma ve kaşık tırnak, saçlarda incelme, kolay dökülme,sinirlilik ve tembelliktir. Bu hastalarda toprak, kül, kil, kahve telvesi yeme isteği olur.

Tedavide;

         Demirden zengin gıdalarla beslenmek önemlidir. Demirden zengin gıdalar: Kırmızı sakatatlar ( dalak, karaciğer) , kırmızı et, balık, kümes hayvanları, yumurta sarısı,kabuğundan ayrılmamış tahıllar, pekmez,kuru siyah üzüm, ıspanak, maydanozdur.

         Kan kaybına sebep olan mide, bağırsak, rahim, burun kanaması gibi sebepler ortadan kaldırılmalıdır.

         Ağızdan veya parenterol (iğne) demir tedavisi verilir.

Etkin tedavi ile kan 2 ayda düzelmelidir. 3-6 ay arasında kemik iliği depoları dolar.

Vitamin B12 Anemisi

Vitamin B12’nin emilimi için midede intrensak faktöre ihtiyaç vardır.  Atrofik gastrit ve mide rezaksiyonu emilimi azaltır. Hayvansal ürün yemeyen vejeteryanlarda sık görülür.Hb yapımı bozularak anemi oluşur.

Özgü bulgular,  el ve ayaklarda uyuşma, his kaybı, denge bozukluğu,depresyon, unutkanlık, entelektüel fonksiyon azalması, dilde ağrı, yanma, şişlik, ishal, kilo kaybı, sarı mavi renk körlüğüdür.

Tedavide vitamin B12 verilir. Hayvansal ürünlerin bol alınması önerilir.

Folik Asit Anemisi:

Alkoliklerde, keçi sütü ile beslenenlerde, bazı bağırsak hastalıklarında, bazı kanser ilaçları, epilepsi ilaçlarının kullanımı ile oluşur.

Özgü bulgular, şiş kırmızı dil, ishal, depresyondur. Tedavide folik asit kullanılır.”

Bir yanıt yazın