Hasta hekimden değil hastanenin güzel odalarından bahseder oldu

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güven, eskiden insanların gittikleri hekimin adını yıllarca hatırlarlar ve sanki herkes tanırmış gibi “benim doktorum falancadır” diye söylediklerini hatırlatarak, “Bugün sağlık hizmetinin kalitesi bilgi ve beceri ile değil fiziksel mekânların güzelliği ile ölçülmeye başlamıştır.” dedi.  Güven, günümüzde hastaların artık hekimlerden değil, hastane odalarının güzelliğinden, koridorlardan, asansörlerden, hosteslik hizmetinden, klimalardan, çay-kahve ikramlarından bahsettiğini ve doktorunun adını bile bilmediğine dikkat çekti.

Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesi’nde 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen törende konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Muhammet Güven, kendilerinden önce hekimlik mesleğinin çok değerli olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi: “Bizde sonlarına yetiştik o dönemin. Tıp denince akla derslerin zoruluğu gelirdi. Tıbbın zorluğu derslerle, kalitesi hocalarının isimleri ile ifade edilirdi. Bazen ne kadar iyi bir öğrenci olduğunu anlatmak için anatomi dersindeki notundan bahsedilir, bazen aklımda sadece femur kaldı diye espri yapılırdı. Tıp zordu. Bu nedenle kimse bizden bir sosyal aktivite de beklemezdi. Ünlü bir ders kitabına, Anatomi Atlası’na sahip olmak sınıf atlamaktı. Maalesef bugün tıp denince akla CT, MR, Anjiyo, ultrason, ByPass gelmektedir. Tomografi, MR, ultrason artık fizyolojik bulgulardan sayılmaktadır. Ateş, nabız, tansiyon ölçülmeden hasta kendisini tomografi tünelinde bulmaktadır. Temel tıbbı, klinik stajları kaybetmeye başladık. Standardlar, süreçler, akreditasyon, kılavuzlar, sınavlar derken tıp eğitimi bütün dünyada kabuk değiştirmekte, birbirine yaklaştırılmaktadır. Ancak bu iyide buluşmaktan çok ortada buluşma şeklinde gerçekleşmektedir. Buna kredi adı altında televizyon seyretme, kafede sohbet etme, internette gezinme, google’a sormayı da eklediğimizde artık öğrencinin üniversitelere uğramasına gerek kalmayacaktır. Üniversite gerçekte farklılığı ifade ederken, bu süreçlerle giderek birbirine benzetilmektedir. Artık kimin neyi nereden öğrendiğinin ve nereden mezun olduğunun kıymeti kalmamıştır. Ne kadar öğrendiğinin kıymeti ise tartışılır.”
Prof. DR. Güven, böyle bir ortamda tıpta yaşanan gelişmelerin de daha çok teknoloji ve laboratuvar alanında olduğunu ifade ederek, “Artık hekimler değil, laboratuvarlarda çalışan mühendisler, biyologlar, ilaç ve medikal üreticileri tıpta gelişmeleri yönlendirmekte. Binlerce yıllık hekimlik birikim ve gelenekleri unutulmakta, unutturulmak isteniyor. Artık sorgulayan değil, uygulayan hekimler istenmekte. Hekimliğin ruhu kaybedilmektedir. Hangi hocanın yanında yetiştiğinin önemi kalmadı. Verirsin bir uzmanın yanına yetişir mantığı yaygınlaşmakta. Dünkü asistan bugün öğrenci yetiştirmekte, uzman eğitmekte. Altı-yedi uzmanla tıp fakültesi eğitimi verilmeye çalışılmakta. Bilgi ve beceriden yoksun hekimler yetişmesi, mesleği giderek değersizleştirecektir. Sağlık hizmetine ulaşmak bir haktır. Ancak bunun kaliteli olmasını istemekte bir hak.” dedi.

Bir yanıt yazın