Gerçek gündem ve beklentiler (1)(Köşe yazısı 14.01.2020 Kayseri Star haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Halen ülkenin gerçek gündeminden uzak ‘suni konular’ ile Türkiye kaybetmeye devam ediyor.

Tarımda, hayvancılıkta, sanayide, üretimde, eğitimde, sağlıkta ve diğer konularda alınması gereken öncelikli önlemler pek konuşulmuyor.

Ben özellikle, açlık, susuzluk ve verimli arazilerin, meraların korunması gibi konularda, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin önerilerini, beklentilerini ve mevcut sorunlarını paylaşmak istiyorum.

***

Özetle: Doğal afetler, yüksek girdi maliyetleri ile mücadele eden çiftçi, üretimini sürdürürken yeterli geliri elde edemiyor. Bunun yanı sıra kazancının büyük bölümünü de finansman maliyetlerine, kredi borçlarına harcıyor. Çiftçinin dayanacak gücü kalmadı. Çiftçi borçları acil uzun vadeli ve faizsiz olarak ertelenmeli, enflasyonun çok üzerinde artan elektrik ve sulama ücretleri makul seviyelere çekilmeli. Tarım Bağ-Kur  sigortası prim aylık 914 liraya çıktı. Çiftçinin bu primi ödemesine imkan bulunmuyor. Prim gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmeli.

***

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2019 yılının çiftçi açısından zor bir yıl olduğunu vurguladı. Çiftçilerin zor şartlara rağmen tarımsal faaliyeti sürdürdüğüne, sofralardan üç öğün hiçbir şeyi eksik etmediğine vurgu yapan Bayraktar, “Ülkemizin gıda güvencesini sağlayan eli öpülesi çiftçimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Herkes bu çiftçinin değerini bilmelidir. Bizler, çiftçimizin hizmetinde olmaktan büyük bir şeref duyuyoruz. Türk tarımının gerçekleştirdiği üretim, sağladığı istihdam ve ihracatla ülke ekonomisindeki önemini koruyor” dedi, şunları söyledi.

“Milli gelirin yüzde 5,8’ini karşılayan tarım, 2019 yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 3,7 büyümüştür. Çiftçimiz, 83 milyon ülke nüfusunun, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancının, 45 milyonu aşkın turistin gıda güvencesini sağlamıştır. Bitkisel üretim verilerine göre, üretim, tahılda ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 1,4, sebzelerde yüzde 3,5, meyvelerde (baharat bitkileri ve çay dahil) yüzde 0,3 arttı. 2019 yılında toplam bitkisel üretim, bir önceki yıla göre yüzde 1,8 artarak 115,2 milyon tondan 117,3 milyon tona çıktı.

Hayvansal üretim, Ocak-Ekim döneminde, tavuk etinde yüzde 1,4, sanayiye aktarılan sütte yüzde 5,5 azalırken, tavuk yumurtasında yüzde 2,1 arttı. Ocak-Eylül döneminde ise kırmızı et üretimi yüzde 3,4 artış gösterdi. Her şeye rağmen esas itibarıyla verimliliğe dayalı bitkisel ve hayvansal üretimdeki artış, büyüme rakamlarına olumlu yansımıştır. Aralık ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde yurtiçi üretici fiyatları 7,36, tüketici fiyatları yüzde 11,84, gıda ve alkolsüz içecek fiyatları yüzde 10,89, tarımda üretici fiyatları ise Kasım ayı itibarıyla yüzde 13,60 arttı.  Eylül ayında açıklanan verilere göre tarımda istihdam, 108 bin kişi azalmış ve 5 milyon 590 binden 5 milyon 482 bine gerilemiştir. Eylül ayları itibarıyla tarımın istihdamdaki payı yüzde 19,2’den yüzde 19,3’e çıkmıştır. Tarımın Eylül ayında işsizliği 2,6 puan indirerek, yüzde 16,4’den yüzde 13,8’e düşürmesi Türkiye için bir kazançtır.

2019 yılının Ocak-Kasım döneminde ihracat yüzde 1,1 artarak, 16 milyar dolardan 16,2 milyar dolara çıkmıştır. Buna karşın ithalatta yüzde 4,1’lik azalış görüldü. İthalat rakamı 12 milyar dolardan 11,5 milyar dolara geriledi. Bu dönemde dış ticaret fazlası ise yüzde 16,3 artarak, 4 milyar dolardan 4,7 milyar dolara yükseldi. Türkiye gibi hemen her ürünün üretilebildiği bir ülkede yaptığımız ithalatın en az 3-4 katı ihracat gerçekleştirmem mümkün. İhracata daha fazla destek verilmeli, üretim teşvik edilmelidir. Nisan 2018’den itibaren döviz kurlarında görülen aşırı dalgalanma ve enflasyondaki yükselişten en fazla etkilenen kesimlerden birinin çiftçiler olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

“Mazot, gübre, tohum, ilaç, yem, elektrik gibi girdiler enflasyonun çok üzerinde artmıştır. Kimi girdilerdeki artış yüzde 100’ün üzerinde olmuştur. Önemli bir tarımsal girdi olan gübrede son bir yılda, bazı gübre çeşitlerinde fiyatların gerilemesine rağmen, 2017-2018 Kasım dönemlerinde ürede yüzde 64,8 ve DAP’ta yüzde 80,1 oranındaki artışı göz ardı edemeyiz. Fiyat artışı nedeniyle çiftçimiz gübre kullanırken zorlanmaktadır. Gübre Takip Sistemini destekliyoruz. Gübrenin izlenebilirliği açısından önemli buluyoruz. Yalnız bu sistemin getirdiği maliyet, gübre fiyatlarını artırmadan çözülmelidir.

Çiftçimizin en önemli girdi kalemlerinden mazotun yarısını devletin karşılaması olumlu olsa da mazot fiyatları, 6 lira 65 kuruş gibi yüksek düzeydedir. Tarımsal üretimi artırmanın yollarından biri de sertifikalı tohum kullanmaktır. Son yıllarda sertifikalı tohum üretimi artmışsa da özellikle sebze tohumlarında üretim açığımız sürmektedir, sertifikalı tohum kullanımı da hala gelişmiş ülke standartlarına ulaşmamıştır. Çiftçimizin bir diğer sorunu da elektrik fiyatlarıdır. 2019 yılında elektrik fiyatındaki artış, tarımsal sulama tarifesi bazında yüzde 32,5 olsa da, 2018’deki yüzde 70,7’lik artış nedeniyle 2017 Aralık-2019 Aralık aylarını baz aldığımızda artış yüzde 126,2’ye ulaşmıştır.

En son bu Ocak ayında 0,17 kuruşluk artışla elektrik fiyatları 80,77 kuruşa ulaşmıştır. Elektrik borcu bulunan üreticilerimizin desteklerine konan blokeler de ayrı bir sorundur. Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödeninceye Kadar 2017 Yılında Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılmamasına İlişkin Uygulama Tebliği, açılan dava sonucu Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Alınan karar, elektrik borçlarının desteklerden tahsil edilmesiyle ilgili uygulamanın yanlışlığını hukuken ortaya koymuştur.

Elektrikten bahsetmişken, son günlerin önemli gündem konularından biri olan elektrikli traktör ve otomobil konusuna da değinmek istiyorum. Bilindiği gibi çiftçimizin en önemli maliyet unsurlarından biri mazottur. Elektrikli araçlar bu maliyeti önemli oranda düşürecektir. Yalnız bu konuda önemli bir sorun akü bedelidir. Devlet akü desteği verirse elektrikli traktör tarımımız açısından önemli bir gelişme olacaktır. 2019 yılında traktör ve mekanizasyon alımlarında da önemli düşüş görülmektedir. Tarımsal verimlilik açısından önemli olan mekanizasyon yatırımları desteklenmelidir.

Tarım sektörüne bütçeden 2017 yılında 12,7 milyar, 2018’de 14,5 milyar lira, 2019’da ise 16,9 milyar lira destek sağlanmıştır. 2020 bütçesine ise 22 milyar liralık destek ödeneği konuldu. Ancak destekler artırılmalı, destekler Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az yüzde 1’ine çıkarılmalıdır. Bu rakam son yıllarda yüzde 0,4 düzeylerinde kalmıştır. Destek milli gelirin yüzde 1’ine çıkarsa çiftçimiz bunun karşılığını misliyle üreterek, istihdam sağlayarak, ihracata destek olarak öder.

Üreticilerin yaşadığı sorunları dinlemek, çözüm önerilerini tespit etmek amacıyla çiftçi buluşmaları düzenlendiğini anlatan Bayraktar, bu çerçevede Şanlıurfa, Edirne, Ordu, Giresun, Trabzon, Antalya, Muğla ve Ankara’da hasatlara katıldıklarını ve çiftçilerle bir araya geldiklerini belirtti. Çiftçileri tabii afetlerde de yalnız bırakmadıklarına dikkati çeken Bayraktar, “Sakarya, Düzce, Samsun, Ordu, Denizli, Adana illerimizde doğal afet yaşayan çiftçilerimizi ziyaret ettik, dertlerini, taleplerini dinledik, çözüm için ilgili yerlere ilettik.

Veteriner hekim ve ziraat mühendislerimiz de sahada üreticilerimizle buluştu. Elazığ, Adıyaman, Kahramanmaraş, Tokat, Giresun, Adana, Mersin, Aydın, Tekirdağ, Kars’tan oluşan 10 ilimizde bu illerin ilçelerinde, köylerinde, çiftçilerimizle bir araya geldiler, tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorun ve beklentileri ilk ağızdan dinlediler. Ekiplerimiz gittikleri il ve ilçelerde valiler, kaymakamlar, tarım ve orman müdürleri başta olmak üzere birim amirleriyle de görüştüler, çiftçilerimizin sorunlarını doğrudan aktardılar, çalışmalar, projeler hakkında bilgi aldılar, her ilin raporunu da hazırladılar. Oda başkanlarımız ve sahaya çıkan Birlik personelimiz çiftçilerimizin bir kısmının artan girdi fiyatları nedeniyle yeterince gübre kullanamadıklarını belirtmişlerdir.”

Bir yanıt yazın