Geleneksel ıı. “namaza niyet töreni”

Kocasinan İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesinin ortaokul bölümünde 6. Sınıf öğrencileri için düzenlenen “Namaza Niyet Töreni” Dünya Ticaret Merkezi Fuar Alanı karşısındaki Ahmet Ayşe İnci Camisinde yapıldı. Program öğle namazının ardından başladı. Törene Okul Müdürü Mehmet Ayman, öğretmenler, 5. ve 6. sınıf öğrencileri ve çok sayıda öğrenci velisi katıldı. Yaklaşık 85 öğrenci için yapılan niyet töreninde öğrencilere beyaz namaz takkesi ve beyaz başörtüsü ve tesbih hediye edildi. Ayrıca misafirlere çeşitli ikramlar sunuldu.
Öğrencileri namaza teşvik etmek amacıyla düzenlenen programa katılan veliler, programdan duydukları memnuniyeti dile getirerek emeği geçen öğretmenlere teşekkür ettiler.
Program Ahmet Ayşe İnce Camii İmam Hatibi Hüsrev Çakmak Hocanın Kuran tilaveti ile başladı. Daha sonra Namazın önemi ve namaz ile ilgili önemli hususların yer aldığı slayt gösterilerinin bulunduğu film gösterisi yer aldı. Yine öğrencilerin oluşturduğu koronun okuduğu ilahiler izleyiciler tarafından büyük beğeniyle izlendi. Öğrencilerin imam hatiple ilgili duygu ve düşüncelerinin yer aldığı “İmam Hatip’e gelmeseydim” konulu film gösterisi programda yer alan diğer bölümlerdi. Programın son bölümünde 6-A, 6-B ve 6-C öğrencileri sırasıyla toplu olarak 40 gün boyunca namazlarını eksiksiz olarak kılacaklarına dair Peygamber Efendimize söz vererek yemin ettiler.
Yemin töreninden önce İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehmet Ayman, öğrencilere ve velilere hitaben kısa bir konuşma yaptı. Ayman konuşmasında, “Öğrencilerimiz hepimiz için çok değerlidir. Hepsine de büyük değer veriyoruz. Geçtiğimiz ilkini düzenlediğimiz bu programın bu yıl ikincisini düzenliyoruz. Bu programların öğrencilerimiz için önemli olduğunu düşünüyorum. Siz velilerden de ilgi ve alaka bekliyoruz. Bizler okulda elimizden geldiğince ilgi ve alakayı gösteriyoruz ama çocukların hayatları okul dışında da devam ediyor. Lütfen evdeki öğretmenleri de siz olun. Okuldaki öğretmenlerine destek olun. Okul dışındaki hayatlarını da bir imam hatip nesline bir imam hatip öğrencisine yakışır bir şekilde geçmesine yardımcı olun. Allah’ın izniyle güzel bir program oldu ve bundan sonra da inşaallah başka okullara örnek olacak. Yavrularımızdan da şunu rica ediyorum burada verdikleri söze sadık kalsınlar. Hz. Peygamberin vaadi inşaallah gerçekleşecek ve bu çocuklarımız 40 gün namaza alışırlarsa umuyoruz ki ondan sonra da namazı bırakmayacaklar. Bu programda hafızalarında güzel bir anı olarak kalacak. Ayrıca emeği geçen başta Zeliha hanım olmak üzere tüm öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Son olarak programın organizesini sağlayan Kocasinan İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Zeliha Boztoprak öğrenci velilerine namaz vakitlerinin takibi ile ilgili açıklamalar yaptı. Ayrıca namazları konusunda ihmal davrandıklarını görürlerse öğretmenlerini uyarmalarının faydalı olacağını ve bu 40 günün sonunda da ödül töreni ile yine bir araya geleceklerini belirtti.
Okul müdürünün konuşmasının ardından, salavatlar eşliğinde 6. sınıflar sırasıyla ayrı ayrı yemin ederek namaza niyet törenini tamamladılar. En sonunda da öğrenciler, öğretmenler ve veliler birlikte hatıra fotoğrafı çektirdiler.
OSMANLIDAKİ “AMİN ALAYI” VEYA DİĞER ADIYLA “DUA ALAYI” NEDİR?
Osmanlı’da çocuklar dört-beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, bugünkü karşılığı ile ilkokula başlarken düzenlenen merasime “bed’-i besmele veya âmin alayı” adı verilmiştir. Âmin alayı, bazı kaynaklarda “dua alayı” şeklinde de zikredilir. Bu merasimin ilk defa ne zaman ve nasıl başladığı, kesin bilinmemektedir. “Âmin alayı” genellikle kandillerde veya pazartesi, perşembe günleri düzenlenmiştir.
Osmanlı’da hemen her cami ve mescidin yanına veya yakınına devlet tarafından yüksek kubbeli tavanları olan mektepler inşâ edildiği gibi, iyi yâd edilme ve sevâp kazanmaya vesile olması maksadıyla hayır severler tarafından da mektepler yaptırılmış ve bunların hizmetlerinin devamı için de gelir kaynakları vakfedilmiştir. Ekseriyetle taştan yapıldıkları için ‘taş mektep’ ismiyle de zikredilen bu mekteplerin daha ziyade ‘mahalle mektebi’ şeklinde adlandırıldıkları görülmektedir. Resmî vesikalarda ‘sıbyan mektepleri’ olarak geçen bu mektepler, seyrek de olsa ‘mahallât mektebi’ şeklinde de ifade edilmiştir. Bu mekteplerin esas gayesi; İslâm’ın âdab ve erkânını, Kur’ân okumayı, yazı yazmayı, namaz kılmayı ve ilmihâl bilgilerini öğretmekti. Buralarda isteyene tecvid de öğretilirdi. Mektebe başlayan çocuklara sırasıyla halk arasında ‘supara’ da denen Elifba cüzü, Amme cüzü, Tebareke ve diğer bazı cüzler ile mevlid okutulurdu. Çocuğun Kur’ân okumaya başlaması ayrı bir sevinç vesilesi olur; bu durum, “Mushaf’a çıkmak” şeklinde isimlendirilirdi.
Bir çocuğun mektebe başlaması, aile hattâ mahalle için mühim bir hâdise kabul edilirdi. Evde hazırlıklar yapılır, çocuğa yeni elbiseler alınırdı. Yumuşak ve güzel bir minder doldurulur; imkânı olan aileler, mor kadife üzerine sarı sırma kılâptan işlemeli, kâr-ı kadîm bir cüz kesesini, çocuğun sağ omzundan sola doğru çapraz asmak için hazırlardı. Çocuk için bir Elifba cüzü temin edilirdi. Bunların sarı soluk kâğıtlara basılmış olanları bulunduğu gibi, çocuğu okumaya özendirmek için altın yaldızlı basılanları da olurdu. Bazı ailelerde Elifba cüzlerinin müzehheb el yazmalarına da rastlanırdı ki, bunlar iyi muhafaza edilir ve nesilden nesile devredilirlerdi.
Merasimden önce hocaya haber verilir ve uygun bir gün tespit edilirdi. Bu günün kandil günlerine ve daha ziyade pazartesi veya perşembeye rastlamasına itina edilirdi. Mektebin ilâhi takımı haberdar edilir veya başka mekteplerin daha güzel sesli ilâhi takımları tutulurdu. Çocuk yeni kıyafetiyle, zihin açıklığını ve hayatının yeni safhasında muvaffak olmasını sağlamak hususunda himmetlerini istemek için ailesi tarafından İstanbul’da ekseriya Eyüp Sultan’a götürülürdü. Merasim günü çocuklar, temiz kıyafetleriyle mektebe toplanırlar; önlerinde hocaları, kalfa ve bevvabları olduğu hâlde, ilâhi takımını takip eder ve işaret edilen yerlerde ‘âmin’ diye bağırarak çocuğun evine gelirlerdi. Okula önceden başlamış ve ilâhiler öğrenmiş, sesleri güzel çocuklar en öne alınırdı. Onlar yüksek sesle ve koro hâlinde ilahiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında yüksek sesle ‘âmin’ diye bağırarak neşe içinde yola koyulurlardı.

Bir yanıt yazın