Gazeteciler günü etkinliği ve mesajlar

Gazetecilere ofis egzersizi desteği

Acıbadem Kayseri Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Eylem Sert ile  Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Karaoğlu Yunus Bekir Konferans Salonu’nda ‘Gazeteciler Günü’ nedeniyle  basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Gazeteciliğin zor ve fedakarlık isteyen bir meslek olduğuna dikkat çeken Sert, çalışma şartlarının da zor olduğunu belirtirken Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya’da salonun basın tarihi açısından önemi anlattı. Prof. Dr. Sinan Karaoğlu da “Ofis Egzersizleri”ni anlatırken, aynı pozisyonda uzun süre kalma, telefon, tablet, bilgisayar ekranlarının kullanımı gibi sık tekrarlayan hareketler ve stresin, ofis ortamında çalışanları olumsuz etkilediğini, yanlarında taşıdıkları ağırlığın, objektif, fotoğraf makinesi, kamera, batarya, flaş, mikrofon, tripod ve görüntüleri ulaştırmak için internet bağlantısı sağlayan mobil cihazlarla beraber 20 kilogramı bulduğunu, bununda pek çok sağlık sorununa yol açtığını kaydetti.

Fizyoterapist Yusuf Mücahit Turan’da sunum sonunda gazetecilere ofiste yapabilecekleri egzersizleri uygulamalı olarak gösterdi.

Kayseri Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti  başkanı Üstün Tuncer’in açıklaması

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.

Geriye doğru baktığımızda, son yıllarda giderek artan sorunlarımız, 2019 yılında daha da ağırlaşmış bulunmaktadır. 2020 yılının tüm meslektaşlarımız için umut yılı olmasını diliyoruz.

Yaşanan gelişmeler, Türk Basını’nı çok sayıda sorunla karşı karşıya bırakmış bulunmaktadır.

Teknoloji’de yaşanan hızlı gelişim, siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmeler,  gerek yaygın ve gerekse yerel gazetelerimizi kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış, ana akım gazetelerimiz ve Anadolu’da yaşam mücadelesi veren yerel gazetelerimizin içinde bulundukları derin sorunlar,  gazetelerin kapanmasına, çok sayıda gazeteci meslektaşımızın işsiz kalmasına yol açmıştır.   2019 yılı içerisinde 150’ye yakın yerel gazete yayın hayatına son vermek zorunda kalmış, yüzlerce arkadaşımız işsiz kalmıştır.

Basında çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki ilişkileri düzenleyen 212 sayılı yasa uygulanamaz olmuş, gazeteci meslektaşlarımız özlük hakları gasp edilmiştir.

Bu yasa, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.

Gazetecilerin Pazar tatilleri bile, emeklilik gün sayılarından düşülerek hakları gasp edilmiş, yıpranma hakları kısıtlanmış, kıdeme göre tatil haklarını kullanamaz olmuşlar, yıl sonu gazetelerin kazançlarından paylarına düşen ikramiyeler bir kez bile ödenmemiştir.

Gelişmeler, önümüzdeki günlerde de çok sayıda meslektaşımızın işsiz kalacağı yönünde işaretler vermektedir.10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, sorunlarımızı ortaya koyabileceğimiz ve tartışabileceğimiz bir gün olarak önemlidir.

Bilindiği gibi, demokrasilerin gelişiminde ve toplumların ilerlemesinde basının çok büyük bir önemi ve rolü vardır. Yasama, yürütme ve yargının yanında 4. kuvvet olan basın,  geleceğin güçlü Türkiye’si için mutlaka desteklenmesi gereken bir kurumdur.

Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında bu kadar büyük bir öneme sahip olan basının, içinde bulunduğu sıkıntılardan  kurtarılması ve yaşanan sorunlara vakit geçirilmeden çözüm bulunması artık bir zorunluluk haline gelmiştir.Dayanışma günü olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle, çözüm bekleyen sorunlarımızı kamuoyuyla bir kez daha paylaşmak istiyoruz.

Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır.Özgürlüklerden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi sorunumuz bulunmaktadır. Özellikle çalışma koşulları mutlaka iyileştirilmelidir.

10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını,

Ancak günümüzde meslektaşlarımız, çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından, ne yazık ki, 10 Ocak 1961’den çok daha kötü koşullara sahip bulunmaktadırlar.

Basın özgürlüğünü ele alan yasalar yeniden düzenlenmeli, terör suçları dışında, yazdıkları yazılar nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma bulunulan gazetecilerin durumu yeniden değerlendirilmelidir.

Yaşadığımız tüm bu sorunlar nedeniyle, meslektaşlarımız açısından bir bayramdan söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.Tüm meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler. Günü’nü bir kez daha kutluyoruz.

10 OCAK’IN TARİHÇESİ

5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve basın örgütleri tarafından “bayram” olarak kabullenildi. Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldılar. 3 gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı.

Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve “Basın” adı altında gazete yayınladılar.Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı.

212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı.Günümüz de,  ne bu yasadan, ne de diğer kazanılmış haklardan söz edemiyoruz.Özellikle 1990 sonrası dönemde yaşanan basından medyaya dönüşüm sürecinde, bu kazanımlar “uygulamada” tek tek elden çıkmıştır.  Basın çalışanları, zor koşullar ve düşük ücretlerle yaşam mücadelesi vermektedir. Kaybedilen hakların yeniden kazanılması, daha güçlü, özgür ve tarafsız basın özlemlerimizle..

 

Bir yanıt yazın