Endonezyalı Sultan: Dünya uygarlığının inşasında Türkiye Endonezya el ele

Endonezya Sultanı Sri Sultan Hamengku Buwana, dünya uygarlığının inşasında Türkiye ile Endonezya’nın el ele olduğunu ifade etti.
Melikşah Üniversitesi Senatosu tarafından Endonezya Sultanı Sri Sultan Hamengku Buwono X’a Fahri Doktora Unvanı verildi. Melikşah’taki törenin açılış konuşmasını Üniversite Rektör Vekili Prof. Dr. Tankut Yalçınöz yaptı. Prof. Dr. Yalçınöz, bilim, sanat ve sportif  faaliyetlere de büyük önem veren üniversitelerinin, senato olarak bu alanda kendisini ispatlamış ve toplum vicdanında yer bulmuş insanlık için çalışan kişilere akademik kurullarının fahri doktora takdim ettiğini belirtti. Yalçıöz, “Bu bağlamda üniversitemiz Senatosu Endonzya Devleti Yogyakarta Eyalet Sultanı Sri Sultan Hamengku Buwono’keye fahri doktora unvanı vermeyi kararlaştırdık. Kendisinin bu törene katılması bizleri sevindirdi ve teşekkür ediyoruz” dedi.
Prof. Dr. Tankut Yalçınöz, daha sonra Sultana cübbe giydirerek fahri doktora belgesini takdim etti. Endonezyalı Sultan, daha sonra kürsüye gelerek 28 sayfadan oluşan konuşma metnini okudu. İki ülkenin geçmişten gelen kardeşliğine vurgu yapan Sultan Buwono, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünya uygarlığının inşasında Türkiye Endonezya el eledir. Bu başlığı seçerken, tüm kalbimle ve samimiyetimle, aynı zamanda tarihe karşı sorumlu birisi olarak istedim ki; kültüre duyarlı olanların kalplerini uyansın. Devlet başkanlarının, özelikle gelişmekte olan ülkelerin, vicdanlarının tokmaklarına vurarak bütün dünya vatandaşlarıyla birlikte ‘Daha Seviyeli ve Yüce bir Dünya Uygarlığının İnşası” için geçmişteki seviye ve yüceliğin yeniden inşası şuuruna varmanın ne kadar ehemmiyetli olduğu anlaşılsın.”
Fethullah Gülen Hoca efendinin sözlerinden de alıntılar yaparak konuşmasını sürdüren Sultan, şu ifadeleri paylaştı: “Bugün, Fethullah Gülen Hoca efendinin iç alemiyle gördüğü gibi, dünya sanki ‘Döl yatağındaki Dünya’yı yaşamaktadır. Bu büyük Türk aliminin dediği gibi yakın geçmişi itibarıyla bütün İslam dünyası, inancı, ahlakı, düşünce sistemi, maarif ve sanayii, adet ve ananeler, siyasi ve içtimai durumu itibarıyla bunalımlı dönemlerden birini yaşamıştır. Bir zamanlar, İslam ümmeti tarihte en mükemmel idari sistemi kurmayı başarmıştır. Bir idari sistem ki düne kadar kimse tarafından tasavvur edilmemiş bir idari sistem. Aynı İslam ümmeti dini akideye sımsıkı sarılmış, ahlakta en kamil olmaya çalışmış ve bir o kadar da kültürde ileri gitmiştir. Müslümanlar, dinlerini arızasız yaşamaları, ahlaki mükemmeliyetleri, ilim düşünceleri, hemen her zaman çağın önünde olmaları, olayları ilham, akıl ve tecrübe sacayağını iyi değerlendirmeleri sayesinde dünyayı idare etmeye layıktılar. O altın dönemde, hükmetmesi de üç prensip yatmaktaydı. İlham, akıl ve tecrübe. Ne acıdır ki, aynı dünya kendini dimdik ayakta tutan tarihi dinamiklerden uzaklaşıp, cehaletin, ahlaksızlığın, hurafelerin, bedeni zaafların esiri haline gelince hemen zulmete gark olmuş. Bağı kopmuş tespih taneleri gibi darmadağınık haline gelmiştir. Ancak, dıştaki kırk haramilerin ve içteki bir kısım haramzadelerin onca gayretlerine rağmen bu kasvet dönemi fazla uzun ömürlü olmamıştır. Bugün Müslümanlığın beşte birini teşkil eden Müslümanlar hemen her yerde dirilişin mücadelesini vermekte. Ümmet İslam yüzyıllarca şu hadisle nefes aldı verdi: “Hak daima üstün gelir, hakka galebe edilmez.” ve gözlerimizi şu ayetle açıp kapadık; “Sonuç takva sahiplerinindir.” Öyle ümit ediyoruz ki, çok yakın bir gelecekte, Nasr suresinin muhtevası bütün ihtişamıyla bir kere daha yaşanacak. Doğrudur, 19. yüzyıl Avrupa’nın asrı olabilir, 20. asır Amerika’nın olabilir, ancak 21.asır Asya’nın olacaktır.”
Sri Sultan Hamengku Buwana, konuşmasında, “İlim Çin’de de olsa alınız.” Hadisini hatırlatarak, “Günümüzde Endonezya gençleri arasında bu ifade, “Türkiye’ye, Kur’an-ı Kerim okumaya, ders okuma gidelim’’ şeklinde değişmiştir. Bu anlamda, Türkiye ve Endonezya, Asya Rönesans’ını harekete geçirecek dinamik olacaktır. Dünya Uygarlığının Merkezinin Asya’ya dönmesinin vuku bulması Çin elinden gelen gayreti gösterecektir.” diye konuştu.
-ACEH BAYRAĞI DAHİ TÜRK AY-YILDIZINDAN ETKİLENMİŞTİR
“Aceh bayrağı dahi Türk ay-yıldızından etkilenmiştir” Endonezyalı Sultan, Yogyakarta Sarayında da Türk Sultanının vermiş olduğu bayrağın bir örneğinin mevcut olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Türkiye-Aceh ilişkileri 19’uncu asrın ortalarına kadar devam eder, aynı yıllarda Hollanda Aceh’i sömürmektedir. Türkiye aynı yüzyılda Avrupa ile mücadele vermektedir. O yüzden yardım edemez. Türkiye yeniden 2005 Tsunami afetinden sonra insani yardım göndererek başlar. Türkler Aceh’te Fatih Koleji adıyla okul açtılar. Yüksek lisans, master ve doktora için burs vermektedir.”
Sultan, konuşmasının sonunda iki ülke arasındaki kardeşliğin daha da pekişmesi adına elinden geleni yapacağını ve fahri doktora unvanının kendisine verilmesinden dolayı Melikşah Üniversitesi’ne teşekkür ettiğini söyledi. Yogyakarta ile Kayseri arasında benzer birçok özelliğin bulunduğuna da işaret etti.
Tören sonunda Melikşah Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi ve Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı olan Nurettin Okandan, Sultana üniversitenin plaketini takdim etti. Törene Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, Kayseri Genç Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı PHamdi Kınaş ile çok sayıda akademisyen, iş adamı katıldı.

Bir yanıt yazın