ELVEDA RUMELİ ROMANI 5 AYDA 3 BASKI YAPTI

Ramis Çınar’ın Nisan 2014’te yayınlanan “Elveda Rumeli” adlı romanının 3. baskısı yapıldı.

Rumelili kalabalık bir ailenin yaşadıklarının dönemin hikayesi ile birlikte anlatıldığı “Elveda Rumeli” romanı Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı’nın 100. yılında yayınlandı. Kitapta İstanbul’da medrese bitirip memleketine geri dönen roman kahramanı Hasan’ın ve ailesinin üzerinden 1900’lü yıllarda Rumeli’de yaşam, savaşların toplum üzerindeki etkileri, göçmenler, göç etmeyip geri kalanlar, komitacıların köy baskınları, esaret, salgın hastalıklar ve yaşanan yıkımların ardından yeniden kurulmaya çalışılan hayatlar anlatılıyor. Türkiye genelinde D&R, NT, İnkılap, kitabevleri ve internet mağazalarında satışa sunulan kitap en çok İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Ankara, Kocaeli, Adana ve Trakya’da ilgi gördü.

Kitabın 3. baskısının yapılmasının ardından bir açıklama yapan Ramis Çınar, “Romanım yayınlandıktan sonra internet sitem, e-mail adresim ve sosyal medya hesaplarım üzerimden pek çok okurdan mesajlar aldım. Rumeli kökenli okurlar ve tarihi roman tutkunlarının kitabımı okumaları ve yorumlarını paylaşmaları beni memnun etti. Rumeli’nin çeşitli yerlerinden gelen göçmenlerin ve mübadillerin torunlarından, büyüklerinden dinledikleri hikayeleri paylaşanlar da oldu. Bundan 100 yıl önce yaşanan Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşları’nın kitlesel göçlere sebep olmasından dolayı etkilerinin halen devam ettiği açık bir şekilde görülüyor. Yani kuşaklar boyunca yaşanan bir olgudan söz ediyoruz. Göçmenlerin acı dolu hikayelerini dinlerken içlerinde kin taşımadıklarını gördüm. Savaş zamanlarında o büyük trajediyi yaşarlarken çocuklarına ve torunlarına intikam duygusunu aşılamamışlar. Romanı yazarken en fazla hassasiyet gösterdiğim konulardan biri buydu. Bir zamanlar Osmanlı Devleti’nin bünyesinde olan, bugün komşu ülkelerin topraklarında yaşıyorlar. Günümüzde de Balkan ülkelerinde varlıklarını azınlık olarak sürdüren Türkler ve Müslümanlar var. Bu sebeple bir arada yaşayan farklı etnisiteye sahip halkların ve komşuluk ilişkileri içerisinde yaşayan ülkelerin barış ve huzur içerisinde varlıklarını sürdürebilmeleri için empati duygusuna ihtiyaç var. Çünkü göçler ve mübadele tek taraflı olmadı. Bulgaristan’a yaptığım ziyaretlerde Trakya kökenli Bulgarlarla da tanıştım. Dolayısıyla yaşanan olaylar arasında benzerlikler var. Ancak toplumların belli dönemlerde yaşadıkları bu acılar siyasetçiler tarafından kullanılıyor. Resmi tarihin de zaman zaman siyasetçilerin politikaları doğrultusunda yorumlandığını ve ideoloji malzemesi olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu da halkların birbirlerine karşı ön yargılarını körüklüyor. Eğer birbirlerine karşı ön yargılı olan halklar diyalog kursalar, bu durum kendiliğinden değişecektir. Çünkü kurulan diyaloglar onlara farklılıklarının yanı sıra benzerliklerini ve ortak yönlerini gösterir. Ön yargıların kaldırılması adına sanatçıların büyük bir rolünün olduğunu düşünüyorum. Müzik, sanat ve edebiyat, farklı etnisite ve inançlara sahip insanların ortak yönlerini keşfetmelerine de aracılık eder. Elveda Rumeli romanımı da bu düşüncelerle yazdım. Bu kitap yazmayı planladığım bir üçlemenin ilkiydi. Kitabın gördüğü ilgi 2. ve 3. ciltlerini de yazmam konusunda beni daha fazla teşvik etti. İleriki yıllarda bu üçlemeyi tamamlamayı planlıyorum. Okurların gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim,” dedi.

 

Bir yanıt yazın