Ekonomi, teknoloji haberleri (17.01.2020)

Moda endüstrisinde sürdürülebilirlik büyük bir devrim

Kaynakların verimli kullanılması ve doğaya duyarlı üretim eksenli “Sürdürülebilirlik” kurumların kamuoyunun dikkati çekmek için üzerinde yoğun mesai harcadığı bir kavram haline geldi.

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve İsveç Enstitüsü, İsveç Başkonsolosluğu, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ ile işbirliğinde IF WEDDING FASHION IZMIR Fuarı kapsamında sürdürülebilirliğe dikkati çekmek için 21-24 Ocak 2020 tarihlerinde Fuarİzmir’de “Moda Devrimi Sergisi”ni açıyor.

“Modada Devrim Yapmak İçin Şimdi Harekete Geçin!” sloganıyla yola çıktıklarını belirten Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye genelinde sürdürülebilirlik ile ilgili harekete geçen ilk ihracatçı birlikleri olduklarını, 2020 ve sonrasında sürdürülebilirlik kavramı ile ilgili duyarlılığın toplumda daha da arttırılması için yapacakları etkinliklerin ilk halkasını İzmir Gelinlik Damatlık ve Abiye Fuarı’ndan başlatacaklarını dile getirdi.

Konfeksiyon sektöründe geri dönüşümün çok sınırlı olduğuna işaret eden Sertbaş, “Üretim yaparken daha çevre dostu uygulamalar kullanılması gibi, kıyafetlerin kullanıldıktan sonra geri dönüşüm sistemine kazandırılması da önemli. Tekstil ve hazırgiyim gerek kamuoyu ve gerekse politik çevrelerdeki algısı küresel ölçekte dünyamızı en çok kirleten sanayii olduğu yönünde, bunu engellemek için daha fazla arge ve inovasyon yapmamız gerekiyor. Bu anlamda kamuoyunu bilinçlendirmek adına 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ediyoruz. Organik tekstil üretiminde öncü olan Ege Bölgesi’nde yapacağımız çalışmalarla sürdürülebilir, doğaya duyarlı hazırgiyim üretim modelleri ile döngüsel modellere geçmeye çalışan bir sistem için çaba gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilirlik ile ilgili İsveç Enstitüsü’nün çalışmalarının Türkiye’de If Wedding Fashion ve Leather and More Fuarlarına katılacak deri ve konfeksiyon sektörü temsilcilerince görülmesini önemsediklerini dile getiren İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, İsveç Enstitüsü’nün, Moda Devrimi Sergisi ile moda endüstrisinin sürdürülebilir bir sistem kurması için yapması gerekenleri araştırmacılar ve moda uzmanlarıyla birlikte yaptığı çalışmalarla sergilediğini vurguladı.

Moda endüstrisinin şu anda, “Al, kullan, at” sözcükleriyle tanımlanan doğrusal bir yapıya sahip olduğunun altını çizen Ericson, “Global giysi üretimi 2000 yılı sonrasında iki kattan fazla artış gösterdi. Yılda küresel olarak yaklaşık 62 milyon ton kıyafet tüketiyoruz. Moda endüstrisinin çevreye zarar veren endüstri imajını ortadan kaldırmak için geri dönüşüme yoğunlaşmamız gerekiyor. Moda Devrimi Sergisi ile bu hedefe ulaşma çabasını güdüyoruz” diye konuştu.

Moda Devrimi Sergisi, İsveç moda dünyasında ortaya çıkan ARGE Projelerinden, sürdürülebilir koleksiyonlara, yerleşik işletmelerden start-uplara, farklı endüstriler ve farklı rakip operasyonlar arasında moda devriminin sürdürülebilirlik yolunu açan yeni girişimleri ortaya koyuyor.

Deri sektöründe çifte mutluluk

Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışmasında final heyecanı

Deri’n Fikirler Eksiotuz’da canlanıyor

Deri sektöründe ihracatın yıldızları ödüllerine kavuşacak

Deri sektöründe çifte ödül töreni heyecanı yaşanıyor. Deri sektörüne yenilikçi ve vizyoner tasarımcılar kazandırmak amacıyla düzenlenen Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması Final Defilesi ile deri sektöründe ihracatın yıldızı 36 firmanın ödül alacağı ödül töreni heyecanı 22 Ocak 2020 Çarşamba akşamı yaşanacak.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı’nın desteği, İZFAŞ ve SİNTAN Kimya’nın katkılarıyla düzenlenen yarışmada deri mühendisleri ve tasarımcılar eksi işaretiyle kimliksizleştirilen OTUZ’a hak ettiği itibarı iade etme çabası içinde tasarımlarıyla yarışacak.

İhracatın Yıldızları Ödül Töreni ve Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması’nın İZFAŞ tarafından düzenlenen Leather and More Fuarı sırasında Fuarİzmir’de yapılacağını anlatan Zandar, bu etkinliklerle fuarı zenginleştirme amacında olduklarını kaydetti.

İhraç ürünlerinin daha katma değerli hale gelmesi için tasarımın önemine işaret eden Zandar, “Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatını arttırmak için tasarıma odaklanmalıyız. Deri sektörü olarak 2019 yılında 1.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Kısa vadede ihracatımızın 2 milyar dolara çıkması orta vadede3 milyar dolar olması için Tasarım yarışmamızı önümüzdeki yıllarda da devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.

Sponsorlar destek veriyor

Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması’nın içeriği sponsor firmaların katkılarıyla zenginleşiyor.

Ticaret Bakanlığı yarışmanın bütçesinin yüzde 50’sini desteklerken, Yarışmada dereceye giren tasarımcılara yurtdışında eğitim olanağı da sunuyor. İZFAŞ ise; Leather & More Fuarı kapsamında alan, teknik alt yapı desteği veriyor.

Deri’n Fikirler DeriÜretim ve Tasarım Yarışması sponsorlarından biri Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen ana tabaklama kimyasalı üreticisi SİNTAN Kimya olurken, finalistlerin deri ve bitmiş ürün üretim sponsorları, “Alparslan Şendağlı, Gündoğdular Deri, Nevzat Onay, Şal Desen, Uğur Antilop, Arzu Birdal, Gözdem Deri, Üstündağ Ayakkabı San. Tic. Ltd. Şti., Ayşenur Kayar, Anelli Ayakkabı, Desa, Kuzey Deri, Fahri Yalçın Güneri, Artkıy Deri, Bozok Deri, Gündüz Kürk San. ve Tic. A.Ş., On-Ar Ayakkabı Kalıp San. Tic. Ltd. Şti., Gökşin Çanakçı, Canbol Deri Lider deri Ürün. San. Tic. A.Ş., Hatice Berde Tekin, Fergucci Deri, Mert Finisaj, İpek Erdem, Ağartıoğlu Deri Mamul. San.ve Tic. Ltd. Şti., Greyder Deri, Maris İç Dış Tic. Ltd. Şti., NIMA Pourrasoul Sardouidi, Alvadonna, DetayDesen, Nurdan Ahsen Fıçıcı, Selgü Deri Konfeksiyon San. Tic. Ltd. Şti., Töre Güler, Detay Deri, Güzel Finisaj, Harun Deri, Kuzey Deri” oldu.

Divanev Çarpıcı Tasarımlarıyla İMOB Fuarına katılacak

Yataş Grup’un özgün ve yenilikçi tasarımlarıyla mobilya, dekorasyon ve uyku dünyasında yeni bir tarzı temsil eden markası Divanev, 21-26 Ocak tarihleri arasında İstanbul CNR Expo’da düzenlenen 16. Uluslararası Mobilya Fuarı’na (İMOB) katılacak.

Mobilya, yatak ve ev tekstili sektörünün yenilikçi yüzü Yataş Grup’un yeni markalarından Divanev, bu yıl 21-26 Ocak tarihleri arasında 16’ıncısı düzenlenen Uluslararası Mobilya Fuarı’nda (İMOB) yerini alacak. Divanev fuarda modern ve geleneksel tarzın sentezi olan şık koleksiyonlarını görücüye çıkaracak. İstanbul Yeşilköy’de bulunan CNR Expo’da düzenlenecek fuarda, Divanev fuaye alanındaki 2-5 no’lu toplam 425 metrekare alana yayılan standında “Yakında 100 noktadayız” söylemiyle koltuk takımından yemek odasına, bazadan yatağa, yatak odasından genç odasına en şık ürünlerini tanıtacak.

Ocak ayında İstanbul – Masko, İzmit – Mobesko, Antalya – Aspendos ve Eskişehir – Merkez olmak üzere dört yeni mağaza açmayı planlayan Divanev, 2020’nin ilk çeyreğinde Ankara, Düzce, Trabzon, Balıkesir, Sakarya, Bursa, Erzincan, Samsun, Bolu, Tekirdağ, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adana, Elazığ, Ordu, Tokat ve Sivas’ta da ilk mağazalarını tüketicilerle buluşturacak.

Hedeflerinin öncelikle Türkiye genelinde güçlü bir bayi ağı oluşturmak olduğunun altını çizen Yataş Grup Genel Müdürü Nevzat Yıldız, şunları söyledi: “Divanev markasını oluştururken iyi ve kaliteli bir ev yaşamının herkesin hakkı olduğu fikrinden yola çıktık ve hem çeşit hem de fiyat aralığı olarak geniş bir hedef kitleye hitap edecek özgün tasarımlara imza attık. Divanev’i geniş kitlelere ulaştırmak için öncelikle Türkiye genelinde güçlü bir bayilik ağı oluşturacağız. Daha çok bayilik ile büyüyerek Türkiye’nin her ilinde mağazalaşacağız. İlk mağazasını Eylül ayında İstanbul Dudullu’da açtığımız Divanev’i kısa süre içinde 100 mağazaya ulaştırmayı hedefliyoruz. 2020 yılında Divanev için ciro hedefimiz ise 150 milyon TL.”

MOBSAD BAŞKANI NURİ GÜRCAN: “ÇİN’E MOBİLYA İHRACATINDA AVRUPA’NIN ÖNÜNDEYİZ”

Mobilya tüketiminin her yıl yüzde 4 arttığı Çin, Türk mobilya sektörünün ağırlık kazanmaya başladığı pazar durumuna geldi. Lojistik, işçilik süreleri nedeniyle Avrupa’nın önüne geçen Türkiye, Çin’in yeni İpek Yolu projesiyle de ihracatını artıracak. MOBSAD (Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği) Başkanı Nuri Gürcan, “3 yıldır ağırlık verdiğimiz Çin pazarında yüzde 100’e yakın büyüme kaydettik. Katma değerli ihracat konusunda büyümeye en uygun pazarlardan biri Çin. MOBSAD olarak İMOB’da sergileyeceğimiz 450 bin TL’lik yatak odası takımı gibi birçok katma değerli ürünü Çin’e göndermeye hazırlanıyoruz” dedi.

2019 yılını yüzde 12 büyümeyle 3,5 milyar Dolar ihracatla kapatan ve 2020 yılı için 4,5 milyar Dolarlık ihracat hedefi koyan mobilya sektörü, 21-26 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Yeşilköy CNREXPO’da düzenlenecek dünyanın en büyük 2., Türkiye’nin en büyük mobilya fuarı 16. İMOB (Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı) fuarına hazırlanıyor. 600’den fazla katılımcıyı, İtalya, Almanya, Avusturya, İsviçre, ABD, Irak gibi 130 ülkeden tedarik heyetini ve ziyaretçiyi ağırlayacak fuarda, MOBSAD da Çinli satın almacılarla bir araya gelecek. “Fuarlar, ihracatımızı arttırma konusunda büyük önem taşıyor. 2,5 milyar Dolarlık bir ticaret hacminin oluşmasını beklediğimiz fuarda, hedef pazarımız Çin oldu. Şu anda Çin’e 100 milyon Dolarlık bir ihracat gerçekleştiriyoruz. Son 3 yıldır Şanghay bölgesinde düzenlenen fuarlara katılarak Türk mobilyasının Çin’e ulaşmasında önemli bir yol haritası çizdik ve Çin pazarında yüzde 100’e yakın bir büyüme kaydettik. Çin’de kişi başına milli gelir sürekli artarken, lüks tüketimde de artış söz konusu. Dünyanın en büyük mobilya ihracatçısına zanaatkar yönü yüksek mobilyalar gönderiyoruz. Dünyada mobilya denilince ilk akla gelen ülke İtalya’daki yüksek maliyetler, lojistik gibi faktörler nedeniyle 3 ayda ürünlerimizi Çin’e ulaştırıyoruz. Yine Çin’in yeni İpek Yolu projesiyle sadece Çin’e değil, diğer Uzakdoğu’daki ülkelere de ürünlerimizi daha rahat ulaştıracağız” diyen MOBSAD Başkanı Nuri Gürcan, ihracatta Avrupa ülkelerini geride bıraktıklarını ifade ederken MOBSAD olarak fuarda, Çinli alım heyetlerini ağırlayacaklarını belirtti.

450 bin TL’lik yatak odası göz kamaştıracak

Fuarda 4.,5., ve 8., Hall’de yer alacak 11 MOBSAD üyesi sadece yerli mobilya alıcısına yüzde 10’luk KDV indirimiyle mobilya alım avantajı sunmayacak aynı zamanda Çin’e gönderilecek el emeği yüksek ürünlere de sahne olacak. “Bildiğiniz üzere üyelerimizin bazıları dünyanın dört bir yanındaki otellere, şatolara ürün gönderiyorlar. Bu fuarda da Çin’in Şanghay bölgesine gönderilecek 450 bin TL değerindeki yatak odası takımıyla birlikte diğer el emeği yüksek ürünleri de sergilemek istedik. Ustaların üzerinde 3 ay uğraştığı tamamen el oyması takımda altın varaklar kullanıldı. Kadın ustaların varaklarını yaptığı yatak odasındaki yatak ise vücudun sırt yapısına uygun, tamamen ortopedik üretildi. Yatak odasında kullanılan aksesuarlardaki tekstiller ise yüzde 100 ipekten oluşurken, üzerlerinde ise inciler bulunuyor” açıklamalarında bulunan Gürcan, fuarın en çok konuşulacak ürününü sergileyeceklerini ifade etti.

“En fazla 3 saat mesafedeki pazarlara odaklanmalıyız”

Mağazalar da dahil edildiğinde iç pazarda 65 bin iş yerinin bulunduğu ve 250 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan mobilya sektörünün, ABD’ye ihracat konusunda hızlı bir atılım gösterdiğini ifade eden Gürcan, “MOBSAD olarak dünyada 2 bin perakende noktasında varız ve 5 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Kilogram başına ihracatta ise mobilya sektörü kilogram başına 2,74 Dolar ihracat gerçekleştirirken, üyelerimiz ise kilogram başına 10-25 Dolar arasında bir ihracat gerçekleştiriyorlar. ABD’ye uzun zamandır ihracat gerçekleştiriyorduk ancak 100 milyar Dolarlık ticaret anlaşmasında ana sektörlerden birinin mobilya olarak belirlenmesiyle çalışmalarımıza hız verdik. Bu anlamda MOBSAD olarak ABD’de kurulacak Türk mobilya AVM’sinde yer almak üzere anlaşmalarımızı tamamlamış bulunuyoruz” derken, 172 ülkeye ve 202 gümrük noktasına ihracat gerçekleştiren sektörün, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Balkan ülkeleri gibi en fazla 3 saat mesafedeki ülkelere ihracatını arttırması gerektiğini de belirtti.

ÇOCUĞUNUZ DİJİTAL DÜNYADA GÜVENDE OLSUN!

Türkiye, 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcıyla dünyada sosyal medyayı en aktif kullanan ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Sosyal medyayı da en aktif 18 yaş altı grubu kullanıyor. Okulların tatile girmesiyle birlikte zamanlarının çoğunu akıllı telefon, tablet ve bilgisayarda geçirecek çocukları dijital dünyanın tehlikelerinden korumak için MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, önemli tavsiyelerde bulunuyor.

Dünyada 3 milyar 480 milyon kişi aktif olarak sosyal medyayı, 4 milyar 380 milyon kişi de interneti kullanıyor. Türkiye’de 59 milyon 300 bin internet, 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre de günde ortalama 2 saat 46 dakikamızı da sosyal medyada geçiriyoruz. Sosyal medyayı en çok kullanan yaş gruplarından birisi de 18 yaş altı grup. Instagram, Tiktok gibi sosyal medya uygulamalarını daha fazla kullanan bu yaş grubu için sömestre tatilinin önemli bir zamanını bilgisayar, akıllı telefon ve tablette geçirecek. MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, ebeveynleri dijital dünyanın tehlikelerine karşı uyararak, çocukların sosyal medya kullanımlarını kontrol altına almak için şu önerilerde bulunuyor:

  • Dijital dünyanın en büyük tehlikesi de çocukların yaşlarına uygun olmayan içeriklere maruz kalmalarıdır. Bu yüzden sık sık internet geçmişini kontrol edin. Hangi hesapları takip ettiğine, hangi sitelere girdiğine bakın.
  • Çocuğunuza hangi hesapların tehlikeli olabileceğine dair bilgi verin. Spam, anlık mesaj gibi elektronik postaları cevaplamaması gerektiğini öğütleyin.
  • Dijital bir çağda çocuğunuzu dijitalden uzaklaştırmanız doğru değil. Sosyal medya kullanımı için bir zaman dilimi oluşturun.
  • Neredeyse her şeye ait bir uygulama üretiliyor ve çocuklar da eğlenceli olabileceğini düşündükleri her uygulamayı indirmek istiyorlar. Oysa bazı uygulamalar kötü amaçlı yazılımlar içeriyor olabilirler. Çocuğunuzun sizin gözetiminizde uygulama indirmesine izin verin.
  • Uygulamalarla ilgili önemli bir konu da hangi uygulamanın kameraya erişime izin verdiğine hakim olmak. Kamerayla ilgisiz bir uygulama kameraya erişmek istiyorsa, çocuğunuzun görüntülerini üçüncü kişiler tarafından çalınabilir.
  • Çocuğunuz sosyal medya hesabı oluştururken gizlilik ayarları için ona yardımcı olun. Gözetiminizde tehlikeli içerikleri kısıtlayın.
  • Çocuğunuza tanımadığı kişilere fotoğraf atmaması konusunda bilgi verin.

LEXUS BUGÜNÜN VE GELECEĞİN ELEKTRİKLİ VİZYONUNU KENSHIKI FORUM’DA SERGİLEDİ

Premium otomobil üreticisi Lexus, farklı bir fuar anlayışına sahip Kenshiki Forum 2020’de ilk yüzde 100 elektrikli aracı UX 300e’yi ve 2030’ların elektrikli vizyonunu temsil eden LF-30’u sergiledi.

Lexus, hibrit araçlarda elde edilen deneyimle birlikte sessiz sürüşü performans ile buluştururken, ilk yüzde 100 elektrikli modeli UX 300e ile bunu daha ileriye taşıyor.

Tamamen elektrikli yeni UX 300e, yolda üstün performans vermek üzerine tasarlandı. Lexus mühendisleri UX’in eşsiz karakterini ve sıra dışı tasarımını yüzde 100 elektrikli motorla kombine etti. Yüksek güce sahip motoruyla birlikte çevik hızlanma performansları sunan UX, yüksek kapasiteli bataryası sayesinde tek şarjla 400 km yol alabiliyor.

UX 300e, 2020’nin ikinci yarısından itibaren bazı pazarlarda ve 2021’de Avrupa’nın geri kalanında satışa sunulacak.

Gelecekten geliyor: LF-30

Lexus’un elektrikli vizyonunu ortaya koyan  LF-30 konsepti, dış tasarımıyla markanın sanatsal yaklaşımını, yüzde 100 elektrikli bir otomobille buluşturuyor. Lexus’un üstün performansı ve incelikli işçiliğini buluşturan LF-30, insan odaklı kokpit tasarımıyla da dikkat çekiyor.

Lexus, bu konseptinde sürüş anında yolcuların konforunu sağlamak adına her şeyi düşündü. Arka koltuklarda, uzanma ve rahatlama gibi birçok farklı modlar bulunuyor. Arka koltukların üzerindeki cam tavan ise, favori videolar veya navigasyon bilgileri gibi görüntüler aktarılabiliyor.  Bu özel “SkyGate” cam tavan, ses ve el hareketleriyle kontrol edilebiliyor.

LF-30’un şaşırtıcı özelliklerinden biri ise, Lexus Airporter isimli drone teknolojisine sahip uçan asistanı taşıması. Otonom özelliklere sahip Lexus Airporter, aracın bagaj alanından eşyaları alıp istenen yere götürebiliyor.

Lexus Airporter, otonom özelliklerle donatılan LF-30’un her noktada kullanıcılarını rahat etmesini sağlıyor. Lexus’un geliştirdiği otonom özelliklere sahip LF-30, aynı zamanda kendi kendine park ve vale özelliği gibi ileri seviye sistemlerle hayatı kolaylaştırıyor.

PayTR, üst üste dördüncü kez Deliotte Fast 50 listesinde yer aldı
Geliştirdiği ürün ve teknolojilerle müşterilerinin ve tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıran ödeme şirketi PayTR, arka arkaya dördüncü kez Deloitte Teknoloji Fast 50 listesinde yer alarak yeni yıla büyük bir başarıyla başladı.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerine Avrupa ve dünyaya açılma fırsatı sunan Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye 2019 Programı’nın sonuçları açıklandı. Hayatı kolaylaştıran yerli ve milli ödeme kuruluşu PayTR, bu sene de Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinin yarıştığı programda iş dünyasının geleceğini şekillendirecek ve Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük edecek şirketlerin yer aldığı Deloitte Teknoloji Fast 50 listesine girdi.
Dört kere üst üste Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketi arasında yer almanın önemli bir başarı olduğunu belirten PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, “Ödüllerle dolu geçen 2019’u bir fragman olarak değerlendiriyoruz. Bu kapsamda 2020’ye de ödülle başlamış olduk. 2020’de en iyi bildiğimiz işi çok daha iyi yapmak için planlarımız hazır. Yeni ürün ve hizmetlerimizle 2020’de de hızla büyümeye, sektördeki etkimizi artırmaya ve hayatları kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi.

Kurutulmuş Vişne Anti-Damping ve Telafi Edici Vergi Soruşturmasında Zafer Türkiye’nin

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) üreticileri tarafından, ülkemiz menşeli kurutulmuş vişne ve vişnenin dahil olduğu bazı kuru meyve karışımları için 13 Mayıs 2019 tarihinde açılan Anti-Damping ve Telafi Edici Vergi soruşturması kapsamında 14 Ocak 2020 tarihinde ABD Uluslararası Ticaret Komisyon üyeleri tarafından yapılan oylama sonucunda Türkiye menşeli kurutulmuş vişne ürünlerinin ABD pazarına ihracatına ilişkin ABD’li üreticilerin zarar görmediğine hükmedildi ve ABD Uluslararası Ticaret İdaresi tarafından ülkemiz aleyhine alınmış olan karar bozulmuş oldu.Karara yönelik değerlendirmelerde bulunan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Türkiye genelindeki kuru meyve ve yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatçı birliklerinin bu davada güçlerini birleştirdiklerini ve açtıkları dava ile haklılıklarını ortaya koyduklarını dile getirdi.

Bu davanın bir örnek teşkil etmesi gerektiğini belirten Celep sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu dava İhracatçı birlikleri, firmalar ve resmi kurumlarımızın koordineli bir şekilde çalıştığında ülkemiz adına çok verimli çalışmalar yapılabildiğini ve olumlu sonuçlar alınabildiğini gösteriyor. Dava süresince İhracatçı Birlikleri olarak görevimizi yaptık. İhracatçı firmalarımız, Türkiye genelinde faaliyet gösteren Meyve Sebze Mamulleri ile Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birliklerinden oluşan Sektör Kurulları ve Ticaret Bakanlığımız da konuyu sahiplendi ve sonuçta haklılığımızı ispat ettik.”

Dava düşmüş oldu

“Soruşturmanın açıldığı tarihten bu yana haklılığımızdan emindik” diye konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, ise; “3 Aralık 2019 tarihinde ABD’de gerçekleşen duruşmaya Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyemiz Martin Sanford, Ticaret Bakanlığımız temsilcileri ile birlikte katılarak avukatlık şirketimizin yönlendirmesi ile çok etkili bir çalışma yaptılar. Bu koordineli çalışma sonucunda haklılığımızı Ticaret Komisyonu üyeleri de gördü ve yapılan oylamada 7 kişilik komisyonda komisyon başkanı dahil toplam 5 üye ülkemiz lehine oy kullandı ve açılan dava böylece düşmüş oldu. Bu sonucun alınmasında hızlı hareket etmemiz ve ilgili tüm sektör kurullarının birliktelik sağlayarak hareket etmesi çok etkili oldu” dedi.

Dava Süreci Hakkında Bilgi

ABD Ticaret Bakanlığı tarafından ülkemiz menşeli “kurutulmuş vişne” (dried tart cherries) (ABD gümrük tarife cetvelinde 0813.40.3000, 0813.40.9000, 0813.50.0020, 0813.50.0060, 2006.00.2000, 2006.00.5000 ve 2008.60.0060 gümrük tarife istatistik pozisyonlarında yer alan ürünler) ithalatına karşı 13 Mayıs 2019 tarihinde anti-damping ve telafi edici vergi soruşturmaları açılmıştı. Soruşturmalar kapsamında ABD-Uluslararası Ticaret İdaresi tarafından damping ve sübvansiyonun mevcudiyetine yönelik, Uluslararası Ticaret Komisyonu tarafından ise mevcut damping ve sübvansiyon uygulamalarının ABD yerli üretimine zarar verip vermediğine ilişkin ayrı soruşturmalar yürütüldü.

Söz konusu soruşturmalar için 23 Eylül 2019 tarihinde “Ön Karar” açıklanmış, buna göre, anti-damping soruşturması kapsamında % 541,29 oranında damping marjı, telafi edici vergi soruşturması kapsamında ise tüm firmalar için % 204,93 oranında sübvansiyon marjı hesaplanmış ve ülkemiz ağır bir vergi yükü ile karşı karşıya kalmıştı.

Geleneksel pazar araştırmaları dijital dünyaya taşınıyor

Dijital araştırmalar verimliliği artırıyor

Araştırma sektörünün önemli oyuncularından Barem, verimliliği artıran çalışmalarıyla rakiplerinden farklılaşıyor. Çağın gereksinimlerine uygun olarak geliştirdiği çözümleriyle dikkat çeken firma, sektöründe alışılmış uygulamaların dışına çıkıyor. Müşteri memnuniyeti araştırmalarının verimliliğini artırmaya yönelik geliştirdiği çözümler, pazar araştırma sektörünün genel eğilimlerini kökten değiştiriyor. Barem, ClienTrackSM sistemiyle, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Verimlilik Proje Ödülleri 2019”da KOBİ kategorisinde teşvik ödülüne layık bulundu.

Kurumlar pazar araştırmalarını, yüksek maliyetlerden dolayı sürekli olarak hayata geçiremiyor. Yılda bir veya iki kez yapılabilen  memnuniyet araştırmaları, süreklilik sağlanmadığından verimliliğini yitiriyor. Bu durum, firmaları olumsuz yönde etkiliyor. Firmaların sürekli olarak ve uygun maliyetler ile Pazar araştırması yapabilmelerini sağlayan Barem, alışılmışın dışında hizmet sunuyor. Verimliliği ve hızı artıran ssitemleriyle müşteri beklentilerine etkili çözümler sunulmasını sağlayan firma, 37 yıllık deneyimini geleceğe aktarıyor.

Geleneksel pazar araştırmasından gelecek pazar araştırmasına

Geçmiş araştırma deneyimini geleceğe taşıyan Barem, dijital pazar araştırmalarıyla yenilikçi bakış açıları sunuyor. Pazar araştırma sektöründeki ilk Ar-Ge merkezi olarak hizmet veren Barem, çağa uygun olarak geliştirdiği çözümleriyle müşteri memnuniyetinin artmasına destek oluyor. Dijital dünyanın araştırma temsilciliğini yapan firma, hizmet sunduğu şirketlerin tekrara düşmelerini engelliyor. Barem’in çözümleri sayesinde kurumlar müşterilerinin memnuniyet ve beklentilerini anlık olarak ölçümleyebiliyor ve strateji geliştirebiliyor.

Sürdürülebilir araştırmalar için dijital teknoloji desteği

Çağın gerekliliklerine ve ihtiyaçlara uygun geliştirdiği çözümlerle araştırma sektörüne yön veren Barem, müşteri memnuniyeti araştırmalarını dijital teknoloji desteğiyle başka bir boyuta taşıyor. Kolay kullanılan, kolay erişilen, şikayet yönetimi yapan, sürekli, ekonomik ve gerçek zamanlı otomatik rapor üreten ClienTrackSM çözümü, araştırma dünyasını dönüştürüyor. Hızlı aksiyona dönük sonuçlar alınmasını sağlayan çözüm, pazar gerçeklerinin doğru analiz edilmesine yardımcı oluyor. Barem Ar-Ge merkezi projesi olan ClienTrackSM; Barem’in farklı yapıdaki kuruluşlar ve farklı paydaşlar için geliştirdiği BaremTracks sistemlerinden biri.

Dijital araştırmada TAV ile işbirliği

İlk ClienTrackSM çalışması, TAV’ın 13 ülke, 32 salonunda hayata geçirildi. İlk 7 ayda aylık yüzde 600 geri bildirim artışı sağlanan projede, 9 bin geri bildirim toplandı ve bunlardan olumsuz olan 100 adet yorum anında yöneticilere iletildi. Yöneticilerin, son geri bildirimi de kapsayacak şekilde otomatik raporlama araçlarına erişimi sağlandı. Sistemin uygulamaya geçmesi ile birlikte “Genel Memnuniyet” kriterinde yüzde 13 düzeyinde, “Net Tavsiye Skoru” kriterinde ise yüzde 29’luk bir gelişme sağlandı. Barem ClienTrackSM sistemiyle, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Verimlilik Proje Ödülleri 2019”da KOBİ kategorisinde teşvik ödülüne layık bulundu. Gerçekleştirilen törende Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız ödülü, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Hasan Büyükdede’nin elinden aldı.

Geleneksel araştırmalarda dijital teknoloji imzası

37 yılı aşkın tecrübelerini Barem Ar-Ge merkezinde geliştirdikleri teknolojiler ile birleştirdiklerini belirten Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız, “Araştırmaya dijital dünyanın gücünü ekleyerek başarılı çalışmalara imza atıyoruz. Yenilikçi teknolojiler ile müşterilerimize özel çözümler üretiyoruz. Günümüzün kurallarına uygun ve dijital teknolojilerin fırsatlarından yararlanarak geliştirilen çözümlerimiz, dünya standartlarında ayrıcalıklı hizmet sunmanıza olanak sağlıyor. Dijital dünya ile harmanladığımız eşsiz ve yaratıcı araştırma yöntemlerimizin güzel sonuçlar yaratması bizim için mutluluk verici.” dedi.

Türk işverenler 2020 yılından umutlu
ManpowerGroup 2020 ilk çeyrek İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre Türkiye’de Net İstihdam Görünümü +%10’u gösteriyor. Araştırmaya dahil olan beş bölgenin tümünde ve 11 sektörün 10’unda istihdam artışı beklentisi hakim.
ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması, Türk işverenlerin 2020 ilk çeyreğine yönelik olarak umutlu işe alım beklentilerine sahip olduğunu ortaya koydu. 1.001 Türk işverenin görüşlerine dayanan verilere göre Türk işverenlerin %18’i 2020’nin ilk üç ayında istihdam artışı beklerken %13’ü azalma öngörüyor ve %67’si de değişiklik olmayacağını tahmin ediyor. Mevsimsel verilerden arındırılmış olarak İstihdam Görünümü ise +%10’u gösteriyor. Önceki çeyreğe kıyasla yüzde 4 puan artan işe alım beklentileri, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 9 puan daha güçlü.
ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye’nin 2020 ilk çeyrek istihdam görünümü hakkında şunları söyledi: “2020’nin ilk üç ayı için istihdam görünümünün +%10 olduğu görülüyor. Araştırmaya dahil olan beş bölgenin tümünde ve 11 sektörün 10’unda istihdam artışı beklentisinin belirtilmesi işverenler için daha olumlu bir istihdam ortamına işaret ediyor. Bu eğilimde başta enflasyon oranı olmak üzere birçok makroekonomik göstergede yaşanan iyileşme sinyalleri etkili olmuş olabilir. İlaç sektörünün %29 mevsimsel verilerden arındırılmış istihdam görünümüne sahip olması ve bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 20 puan artış göstermesi önümüzdeki döneme dair çarpıcı bir veri.”
En yüksek istihdam artışı beklentisi İlaç sektöründe
İşverenlerin en güçlü işe alım beklentileri bildirdiği sektör İlaç sektörü olurken, Üretim, Madencilik ve Ulaştırma, Depolama ve İletişim sektörleri İlaç sektörünü takip etti. Tarım, Ormancılık, Avcılık ve Balıkçılık ile Finans, Sigorta, Gayrimenkul ve Kurumsal Hizmetler sektörlerinde işverenler orta düzeyde iyileşme öngörürken, İnşaat sektörü işverenleri işe alım beklentilerinde belirsiz bir görünüm verdiler.

MVA[1] İstihdam Görünümü (%)
İLAÇ +29
ÜRETİM +14
MADENCİLİK +13
ULAŞTIRMA, DEPOLAMA VE İLETİŞİM +12
TARIM, ORMANCILIK, AVCILIK VE BALIKÇILIK +11
FİNANS, SİGORTA, GAYRİMENKUL VE KURUMSAL HİZMETLER +11
RESTORAN VE OTELCİLİK +8
TOPTAN VE PERAKENDE TİCARET +8
ELEKTRİK, GAZ VE SU HİZMETLERİ +7
KAMU VE SOSYAL HİZMETLER +7
İNŞAAT -1

2019’un dördüncü çeyreğine kıyasla işe alım beklentileri 11 sektörün yedisinde yükseliş gösteriyor. Madencilik ve Ulaştırma, Depolama ve İletişim sektörleri sırasıyla yüzde 12 ve yüzde 10 puanlık yükseliş bildiriyor. Toptan ve Perakende Ticaret ile Finans, Sigorta, Gayrimenkul ve Kurumsal Hizmetler sektörleri ise sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 6 puan yükseliş öngörülerini paylaşıyorlar. Bununla birlikte İnşaat sektörü işverenleri yüzde 3 puanlık bir düşüş bekliyor.
Önceki yılın aynı dönemine kıyasla 11 sektörün 10’unda işe alım beklentilerinde yükseliş gözleniyor. İlaç sektörü işverenleri yüzde 30 puanlık bir yükseliş öngörürken, Tarım, Ormancılık, Avcılık ve Balıkçılık sektörü işverenleri yüzde 20 puanlık bir artış beklentisini iletiyorlar. Yüzde 17 ve yüzde 14 puanlık artışın beklendiği Ulaştırma, Depolama ve İletişim sektörü ile Toptan ve Perakende Satış sektörünün yanı sıra Finans, Sigorta, Gayrimenkul ve Kurumsal Hizmetler sektörü de yüzde 10 puanlık artışla öne çıkıyor. Kamu ve Sosyal Hizmetler sektöründeki işverenlerse bir yıl öncekine kıyasla işe alım planlarında bir değişiklik bildirmiyor.
En güçlü istihdam görünümü Ege’de: +%16
Beş bölgenin tamamında işverenler, önümüzdeki çeyrek boyunca personel sayısının artmasını bekliyor. Ege Bölgesi’nin 2020 yılının ilk çeyreğinde en güçlü istihdam piyasasına ev sahipliği yapacağı tahmin ediliyor. İç Anadolu ve Marmara bölgeleri +%10 Görünümle orta düzeyde işe alım beklentisi sergilerken Akdeniz +%5, Karadeniz ise +%1 Görünüm ile ihtiyatlı işe alım beklentisi bildiriyor.

MVA İstihdam Görünümü (%)
EGE +16
İÇ ANADOLU +10
MARMARA +10
AKDENİZ +5
KARADENİZ +1

Geçtiğimiz çeyreğe kıyasla beş bölgenin ikisinde –Ege ve İç Anadolu- işe alım planlarında 6’şar puanlık artış bildiriyor. Marmara bölgesi işverenleri yüzde 2’lik artış bildirirken Karadeniz ve Akdeniz’deki Görünümlerde kayda değer bir değişim gözlenmiyor.

Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında işe alım beklentileri beş bölgenin dördünde yükseliş gösteriyor. Ege’de yüzde 12 puanlık bir yükseliş gözlenirken, Marmara’da da yüzde 8 puanlık artış dikkat çekiyor. İşe alım beklentileri sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 4 puan ile İç Anadolu ve Akdeniz’de güçlenmiş görünüyor. Karadeniz’de ise İstihdam Görünümünde yüzde 3 azalma bulunuyor.
2020 ilk çeyrek için en güçlü işe alım beklentisi büyük ölçekli işverenlerde
2020’nin ilk çeyreğinde dört işletme ölçeği kategorisinin tümünde işverenler, istihdam seviyelerinde artış bekliyor. En yüksek işe alım planları mevsimsel verilerden arındırılmış olarak +%25 İstihdam Görünümüyle büyük ölçekli işverenler tarafından bildirilirken, Küçük ve Orta ölçekli işletmeler kategorisinde İstihdam Görünümleri +%9 ve +%7 olarak sıralanıyor. Bununla birlikte Mikro ölçekli işverenler +%2’lik görünüm sunuyor.
Önceki çeyrekle karşılaştırıldığında dört işletme ölçeği kategorisinin üçünde işe alım beklentilerinde yükseliş gözleniyor. Küçük ölçekli işletmeler yüzde 6 puanlık artışla en kaydadeğer yükselişi sergilerken Büyük ve Mikro ölçekli işletmelerdeki işverenler, sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 4 puan daha güçlü Görünümler sergiliyorlar. Orta ölçekli işletmelerdeki işverenlerse istihdam planlarında değişiklik öngörmüyor.
Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında Büyük ve Küçük ölçekli işletme kategorilerinde işe alım beklentilerinin sırasıyla yüzde 18 ve yüzde 11 puan artış gösterdiği gözlemleniyor. Mikro ve Orta ölçekli işletmelerdeki işverenlerse yüzde 2 puanlık yükseliş bildiriyorlar.

Bir yanıt yazın