Dünya Kadın Hakları günü mesajları

Kadın dernekleri üyeleri Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek destek istediler

“Demokrasi için kadınların siyasal katılımı sağlamalı”

Kadın Dernekleri adına konuşan Ayşe Uzunlu yaptığı açıklamasında; “Kendinizin, gelecek nesillerimizin gerçek bir demokraside yaşamasını istiyorsak kadınların siyasal katılımını sağlamak için mücadele edin. Bize destek olun. Kadınların seçilme hakkını kullanabilmelerinin önünde bir dizi engel vardır. Çözümü içinse de tek bir yol vardır, o da cinsiyet kotasını yaşama geçirmektir. “ dedi.

Türk kadınlarına siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilişinin 85. yıl dönümünü dolayısıyla Türk Kadınlar Birliği, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Türk Anneler Derneği üyeleri  Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk koydular.

Tüm kadın dernekleri adına burada bir açıklama yapan Türk Kadınlar Birliği Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, Bundan tam 85 yıl önce, 5 Aralık 1934 tarihinde, Anayasa ve Seçim Kanun’da yapılan değişiklik ile kadınların ilk kez oy kutlanmasının ve milletvekilliğine aday olabilmesinin önü açıldı. Böylece Türkiye, Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımış oldu.” dedi.

Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçime hakkını elde etmesi, Türk Devrim tarihinin en önemli olaylarından birisi olduğunun altını çizen Ayşe Uzunlu şunları söyledi:

“Ülkemizde cinsiyet ayrımcılığının en ağır biçimde yaşandığı alan siyasettir. Kadınların siyasal haklarının gaspı, tüm haklarının ihlaline, gaspına neden olmaktadır. Günümüzde kadınlar bırakın siyasal haklarını, birinci) insan hakkı olan yaşam haklarının peşine düştüler. Kadın cinayetlerindeki artış bir kadın kırımı noktasına gelmiştir. Bu yakıcı sorunun çözümü kadının siyasal katılanlarındandır. Yerel ve genel meclislerde yarısı kadın olursa, bu sorunun derhal çözüldüğünü görürüz. Tüm erkek siyasetçilere, karar vericilere buradan sesleniyoruz ki kadınların eşit siyasal katılımı olmadan demokrasi olmaz.! Ülkenin yakıcı sorunlarını kadınlar olmadan çözersiniz, kadınların eşit siyasal katılımını sağlamadan biz demokratız diyemezsiniz, demokrasi sözünü ağzınıza bile alamazsınız. Kadınların siyasal haklarını kullanabilmeleri bir eşitlik mücadelesi değildir. Aslında bir demokrasi mücadelesidir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar aynı oranda mecliste ve karar verici konumda olmalıdır.”

Cumhuriyet Kadınları Kocasinan Şube Başkanı Tülin Karakaş ise “Unutmayalım Türk milleti kadınıyla erkeği ile bir bütündür. Kadın erkeğe eşit değilse o millet yaralıdır. Kadını aşağılayan, kadını erkekle eşit görmeyen, kadını köle ve cariye olarak kabul eden bir anlayış olamaz. Millet olabilmek için ortaçağdan kurtulmak gerekir.” Şeklinde konuştu.

Ak Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü mesajı

Çopuroğlu mesajında ‘‘5 Aralık 1934 te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleri ile bütün Dünya’ya örnek olan ’kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa ile de perçinleşen ve aynı zamanda aynı tarihte Dünya Kadın Hakları günü olan 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü tüm kadınlarımıza kutlu olsun’’ dedi.

Başkan Çopuroğlu, kadınlarımız her platformda öne çıkan, kanunlardan aldığı yetki ile de demokrasimizin ve toplumsal hayatımızın vazgeçilmezleridir. Türk kadını, tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. Savaşta Nene Hatun,  Milli mücadelede Şerife Bacı, evinde annedir. Türk kadını adeta her platformda kahramanlık destanı yazacak kadar cesur ve atılgandır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Aralık 1934 yılında kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vermesi ile kadınlarımız milletvekili olarak meclise girmeye hak kazanmıştır. Hukukta, eğitimde, toplumsal hayatta, çalışma, sosyal ve kültürel alanlarda erkekler ile eşit haklara sahip olan kadınlarımız toplumumuzun vazgeçilmez bir parçasıdır.

Bu itibarla, 5 Aralık Dünya kadın hakları günü dolayısı ile tüm kadınlarımızı kutluyor, ebediyete intikal eden kadınlarımızı sevgi ve şükran ile yâd ediyorum.

CHP Kayseri İl Başkanı Ümit ÖZER’in mesajı

Herkes çok iyi bilmelidir ki, Atatürk devrimi aynı zamanda bir kadın devrimidir.

Büyük Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak hatta geçmek hedefi doğrultusunda Türk kadınına sosyal, kültürel, ekonomik, hukuksal ve siyasal haklarını kullanmaları adım adım gerçekleştirdi.

Bu noktada Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk kadınlarına haklarını vermiştir.

İşte bu haklardan biri de kadınlarımızın seçme ve seçilme hakkıdır.

5 Aralık 1934’te yani tam 85 yıl önce Türk kadınları, birçok gelişmiş ülkeden çok daha önce seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.

Değişikliği takip eden ilk seçim olan 8 Şubat 1935 seçimlerinde 17 kadın milletvekilimiz TBMM’ye girmiştir.

Bugün bu rakam 102 kadın milletvekiline ulaşmış olsa da yetersizdir.

Bu da yüzde 17,32’ye denk gelmektedir.

Oysa olması gereken en az yüzde 50 olmasıdır.

Konuşmamın başında da söylediğim gibi Atatürk devrimleri aynı zamanda bir kadın devrimidir.

İşte bunun için karşıt devrimciler bir çok konuyu kadınlar üzerinden ele almaktadır.

Özellikle son yıllarda cinsiyetçi politikalarla kadını eve hapseden bir ülke olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Erkek egemen politikaların güç verdiği ‘Kadınlar sokakta gülmez’, ‘Hamile kadın sokağa çıkmamalıdır’ gibi ipe sapa gelmez düşünceler beraberinde kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarının hızla artmasına neden oluyor.

Bizim hedefimiz kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadın ve erkeğin hayatın her alanında yan yana, omuz omuza daha güzel bir dünya için mücadele ettiği bir Türkiye’dir.

Maalesef bu mücadeleyi anlamayan, anlamayanlar çok fazla…

Seçilmiş bir kadın il başkanı olarak tanık olduğum, bizzat hedef haline getirildiğim birçok olay bu mücadelenin siyasi ikbal peşinde koşanlar tarafından da anlaşılmadığını gözler önüne seriyor.

Bu konuda süslü laflar eden birçok insanın siyasi rekabet söz konusu olunca nezaketsizlikte bir birleriyle yarıştıklarını görmek gerçekten düşündürücü…

Elbette kadınlar olarak siyasi yarışta bize ayrıcalık tanınsın demiyoruz, bizlerin istediği saygının, nezaketin unutulmamasıdır.

Bizler kadınların analığına laf söyleyecek kadar insanların siyasi körlüğe kapılmamasını istiyoruz.

Cinsiyetçilik başta olmak üzere tüm ayrımcılıkların son bulduğu güzel günlerde buluşmak dileğiyle, sizleri saygı ile selamlıyorum.

MHP, MYK Üyesi Serap Şule Kalın’ın mesajı

Türk tarihinin gelişimine baktığımızda günümüzde düşünülenin aksine bu hakkın kazanılmasında kadınların uzun soluklu mücadele sürecinden geçtikleri görülmektedir. Her ne kadar ülkemiz kadınlarının seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri bugün demokrasinin beşiği olarak anılan birçok ülkeden önce gerçekleşmişse de, bu hakkı mücadelesiz elde ettikleri yanılgısına düşülmemelidir. Türk Kadınının siyaset alanında yer alma mücadelesi Cumhuriyet’in ilanından çok önce başlamış, hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde Türk Kadını basın yayın alanı da dahil olmak üzere, kadın kolları teşkilatlanmaları ile hem ticareten hem de siyaseten çok öncek dönemlerden itibaren  faaliyetlerde bulunmuşlardır.

1400’lü yıllarda Kayseri ve çevresinde hüküm süren Dulkadiroğulları’ndan  Mısır Hatun’un  Kayseri’de valilik yaptığı tarih kitaplarında yazmaktadır. Ayrıca Sivas’da bulunan Eretna Beyi Alaattin Eretna’nın eşi Sulipaşa’da (Doğa Hatun) 1300-1400’lü yıllar arasında Anadolu’da vali olarak görev almıştır. O dönemde yurt dışına heyetler göndererek stratejik çalışmalar yapmış, hamamlar, medreseler , şifahaneler yaparak şehirlerine katkıda da bulunmuşlardır. Özellikle Anadolu’da Selçuklu döneminde kadın yapılanması, kadının yönetim kademelerinde söz sahibi yapılması oldukça fazladır. Yine dünyanın ilk kadın teşkilanması Bacıyan-ı Rum (Anadolu Bacıları) bu topraklarda faaliyet göstermiştir.

Kadınlarımız tarih seyri içerisinde münferit bir çok başarıya imza atarak 1934 yılında kazanılan hakların zemini hazırlamıştır.

1870’li yıllardan itibaren yayımlanan ve bazılarının tamamı kadınların oluşturduğu bir ekip tarafından hazırlanan, ‘Hanımlara Mahsus Gazete’, ‘Şüküfezar’, ‘Demet’, ‘Mehasin’, ‘Kadın’, ‘Kadınlar Dünyası’ gibi çok sayıda gazete ve dergi, kadın haklarına ilişkin çalışmalar gerçekleşti.

Halide Edip tarafından 1913 yılında kurulan ‘Teali-i Nisvân Cemiyeti (Kadınların Durumunun Yükseltilmesi Derneği)’, ‘Asri Kadın Cemiyeti’, ‘Tefeyyüz Cemiyeti’, ‘Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi’ gibi dernekler hem kadınların siyasi haklarını kazanması hem de ülkenin kurtuluş mücadelesinde önemli rol oynadılar.

Nihayet 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu’nda kadınlar ilk kez belediye seçimlerinde oy kullanma ve Belediye Meclislerine seçilme hakkını, 26 Ekim 1933’te ise muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını elde ettiler. Son olarak, 5 Aralık 1934’te kadınlarımız milletvekili seçme ve seçilme hakkını da kazandılar.

8 Şubat 1935’te yapılan seçimlerde büyük şehirlerde oy verenlerin yüzde 48’e yakınının kadınlardan oluştuğu, milletvekillerinin ise yüzde 4,5’inin kadınlardan oluştuğu da biliniyor.

Büyük Önder Atatürk’ü  çağı ve değişeni değil, değişecek zamanı milletine göstermesi, kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği konularında daha insanlık tarihinin ufkunda bile görünmemişken Türk Kadınına 1934 yılında bu hakları kazandırdığı için minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad olsun.

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak tarihten bize kalan mirasın ve tarihimizin bize atfettiği kadim değerin bilincinde hem siyasi platformda, hem ekonomik, hem kültürel olarak “Mutlu Kadın Huzurlu Türkiye” düsturuyla “Kadınlar Güçlensin Türkiye Büyüsün” ön sözüyle sözümüzü yükseltiyoruz.

Türk Kadını’nın fıtratı aynı fıtrat, ruhu aynı ruhtur.

Ve geçmişten, bugüne ve dahi geleceğe uzanan çizgide aynı ruhla mücadele edecektir.

Vatan ve millet sevdası ile bezenmiş milliyetçi ülkücü kadınlarımızın sadece seçen değil, seçilen noktada varlık göstermeleri adına mücadele ediyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi Kadınları olarak;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetlerinin yılmaz bekçileri , kurucu Genel Başkanımızın Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in fikir ve doktrinlerinden ayrılmayarak, Liderimiz Devlet Bahçeli’nin izinde, her alanda en ön safta yılmadan çalışacağını her fırsatta göstereceği adına bir kez daha tarih seyri içerisindeki Türk Kadını gerçeğini de önümüze alarak söz veriyor, 5 Aralık Kadına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin 85. yılında tüm kadınlarımızı saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyoruz.

Başkan Gülsoy’dan Dünya Kadın Hakları Günü Mesajı

 Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla yazılı bir mesaj yayımladı.

Türk kadınlarına genel seçimde seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliğinin 5 Aralık 1934’de TBMM’de kabul edildiğini hatırlatarak, bu tarihin aynı zamanda Dünya Kadın Hakları Günü olduğunu belirten Başkan Gülsoy, “Kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasanın kabulü, Cumhuriyet tarihinde demokrasi adına atılan en önemli adımlardan biri olmuş; bu yasa sayesinde kadınlarımızın siyasi ve toplumsal hayattaki konumları daha da güçlenmiştir” dedi.

Başkan Gülsoy, Bir toplumun uygarlık yolunda gösterdiği ilerlemenin, kadına verilen değer, konum, hak ve sorumluluklarla doğru orantılı olduğunu belirterek; “Tarihimiz boyunca Türk kadını yaşamın her safhasında erkeklerin yanında her türlü sorumluluğu paylaşmış, özellikle Kurtuluş Savaşının her döneminde aktif rol oynamış, cesareti ve fedakârlığıyla adını tarihe yazdırmıştır.  Kadınıyla erkeğiyle savaşarak, mücadele ederek kurduğumuz ülkemizi, muasır medeniyet hedefine taşımak için kadınların ekonomik, sosyal, kültürel hayatın içerisinde aktif şekilde yer alması gerekmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?’ diyerek, Türk kadınının sosyal ve kültürel alanda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini vurgulamıştır.  Bizler de ülke olarak dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmeyi hedefliyorsak, kadınlarımıza her alanda destek olmalı ve özellikle de kadın girişimcilerimizin sayısını artırarak, iş dünyasında daha çok yer vermeliyiz. Unutmamalıyız ki, üreten kadın, emek veren kadın daha güçlü kadın daha güçlü toplum demektir. Güçlü yarınlar için daima kadın ve erkek birlikte yürümeye, birbirimizden alacağımız güce ihtiyacımız var.  Bu vesile ile Türk Kadınına “Seçme ve Seçilme Hakkı” verilişinin 85. yıl dönümü olan bu anlamlı günde hayatımızın birçok alanındaki çalışmalarıyla önemli başarılara imza atmış, varlıklarıyla toplum yapımıza şekil veren tüm kadınların 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününü kutluyor, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir ömür diliyorum” ifadelerini kullandı.

ADD KAYSERİ ŞUBESİ :  KADIN HAKLARINI ATATÜRK’E BORÇLUYUZ

          Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK   5 Aralık 1934’de bütün dünyanın hayranlığını kazanan bir çıkışla kadınlara milletvekili seçilme hakkını tanıdı.

          “Toplumun bir yarısı topraklara zincirle bağlı iken,diğer bir yarısının yükselmesi mümkün müdür?” sözü bu konudaki bakış açısının

         Milli Kurtuluş Savaşı’nda kadınlarımızın, vatanın her yerinde mücadeleye katılımları,dünya tarihinde saygıyla anılmaktadır.Büyük Devrimci ATATÜRK; “Dünyada hiçbir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım ,milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.”  sözleriyle bunu teyit etmektedir.

       ATATÜRK Türkiye’sinde, 08 Şubat 1935’de gerçekleşen genel seçimlerde, 17 kadın, milletvekili olarak TBMM’de yer almıştır. Avrupa’nın ve dünyanın büyük kaosa,2.Dünya Savaşı’na sürüklendiği bir dönemde,Türkiye böylece yine fark yaratmıştır.

       Millet olarak ATATÜRK’e çok şey borçluyuz. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, çocuğuyla… Milletimizin her bir ferdini bu sorumluluğun bilincinde olmaya çağırıyoruz.

Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında, binlerce kadın üyemiz, yöneticilerimiz ve şube başkanlarımız Büyük ATATÜRK’e minnet duyarak çalışmaktadır. Sorumluluk duygusuyla,büyük özveriyle mücadele veren tüm kadın üyelerimizin ve kadınlarımızın Seçme ve Seçilme Hakkı kazanmalarının yıl dönümünü kutluyoruz.

Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Safiye Yigen

 

Bugün Türk kadınlarına siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilişinin 85. yıl dönümüdür.

                            Mustafa Kemal Atatürk’ün nutuklarında hep bahsettiği “…Bir milletin yalnız erkeklerinin ilerlemesiyle o millet yükselmez…” sözleriyle Türk kadının Türkiye Cumhuriyeti için ne denli önemli bir varlık olduğuna inanarak  ve  Türk kadının devlet işlerine karışmayan bir süs gibi köşeye atılmasını desteklemeyen düşünce yapısıyla hareketle;  önce 1926 yılında Medeni Kanunu’nun kabulü ile  kadına erkekle eşit haklar verilmiş, sonrasında 1930 yılında belediye başkanlığına seçilme  hakkı ve akabinde 5 aralık 1934 yılında kadına seçme ve  seçilme hakkı tanınmıştır. Fransa 1945 Belçika 1946 İsviçre 1971 kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımışken; Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı pek çok Avrupa ülkesinden önce tanınmıştır.

                            Türkiye’de kadınlara milletvekili olma hakkının tanınmasının ardından 8 Şubat 1935 yılında yapılan seçimde meclise 18 kadın, milletvekili olarak  girmiştir.  Bu temsil oranı ile o dönem dünyada 2. sırada yer alınmıştır.  Bugün kadınlarımız seçmen nüfusu sayısı erkek seçmen nüfusuna eşittir. Buna karşılık Mecliste temsil edilme oranı son derece düşüktür. Kadınlarımızın seçimlerde oy kullanma oranının eskiye oranla daha da artmasına rağmen Meclis’te sayıca giderek azaldıkları görülmektedir.

                              Artık Meclis’in yarısının, hatta yarısından daha fazlasının kadın milletvekillerinden oluşmasının zamanı gelmiştir. Bu da ancak hemen her konumda hâkim olan bazı, kadını kısıtlayıcı kuralların sökülüp atılmasıyla mümkün olacaktır. Ayrıca topluma ve devlete hâkim olan erkek öncülüğünün de ortadan kaldırılması gerekmektedir. Yapılacak ciddi çalışmalarla kadınlar bu konuda bilinçlendirilmelidir. Kadınların siyasi tercihleri; kadına değer veren parti kuruluş ve kişilere yönlendirilmelidir. Kadın erkek eşitliğini sağlayacak, kız çocuklarına kesintisiz eğitim yapmalarına olanak sağlayacak, kadın istihdamını artıracak bir dizi yasa çıkartılmalıdır. Bu yasaların çıkartılmasında meclisteki kadın milletvekili sayısının çok daha etkin olması gerekmektedir.   Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek için, sorumluluğu bulunan her kurumun çalışmalar yapılmalıdır.

                              Neredeyse bir asır önce ulu önder Mustafa Kemal  Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen  bu tür  devrimler Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için çok önem taşımaktadır. Türk Kadınına duyduğu sınırsız güvenle, batı uygarlıklarının önünde haklar tanıyan, kadın haklarının Cumhuriyetle birlikte ivme kazanmasının en büyük savunucusu olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, açtığı yolda hiç durmadan yürüyerek, hak ve özgürlüklerimize sonuna kadar sahip çağımıza söz veriyoruz.05.12.2019

Bir yanıt yazın