DUATEPE’DE NEFES ALMAK… (KGC Bayram Gazetesi köşe yazım)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ İL TEMSİLCİSİSon dönemde tarihi ile övünen çok az kişi kaldı. Zaten bilenlerin sayısı da azaldı. Bildiğini iddia edenlerin, konuştuklarının çoğu da kulak bilgileri.
Ben bu bayram yazısında, belki ‘tarihe ışık tutar’ düşüncesiyle bir Kahramanlık öyküsünü yeniden anlatmak istiyorum.
Atatürk tarafından çok büyük ve kanlı savaş anlamına gelen; Melhame-i Kübra ifadesi ile anılan Sakarya Meydan Muharebesi. 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında, Ankara’ya 80 kilometre uzaklıktaki Polatlı ve çevresinde gerçekleşti. “Viyana’da başlayan çekilme Sakarya’da durduruldu.” Bu Muharebe sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5 bin 713 şehit, 18 bin.480 yaralı, 828 esir ve 14 bin 268 kayıp olmak üzere toplam 39 bin 289. Yunan ordusunun zayiatı ise; 3 bin 758 ölü, 18 bin 955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23 bin 7.. Üstelik bu savaşta binden fazla subay kaybı olduğu için “Subay Muharebesi” adı da verildi.
Kayseri Lisesi Kiçikapu’da heybetli bir taş bina. 13 Eylül 1893 tarihinde bugünkü Kurşunlu Camii civarında Seyfullah Efendi konağında Derece-i Ulamekteb-i Mülkiye İdadisi adıyla üçü Rüştiye, ikisi İdadi olmak üzere beş sınıflı olarak öğretime başlamış.1895-1896 ders yılında öğrenci sayısı 60. İlk mezunu 5 kişi. Konağın ihtiyacı karşılayamaması üzerine bugünkü binanın yapımına başlanmış ve 1903’te tamamlanmış.
1915-1916 öğretim yılında Sultani oldu. Sakarya savaşı sırasında Ankara’nın boşaltılması söz konusu olunca binanın Büyük Millet Meclisine bırakılması için hazırlıklar yapılmış. Aynı yıl Ankara Sultanisi ile birleştirilerek üç dönemli 12 yıl süreli yatılı Sultani durumuna getirilmiş. 1923 yılında Ziya Gökalp’in kanun teklifi ile Sultani adı Liseye çevrilmiş.
Kayseri Lisesi’nin 1920-1921 yılındaki mezuniyet defterinde lise son sınıf öğrencileri için, “Cepheye gidip hepsi şehit düştüğünden bu öğrenim yılında okulumuz mezun verememiştir” notu var. 61 liseli cephede şehit düştü “Kayseri Lisesi’nin son sınıf öğrencilerinin tamamı, gönüllü olarak Sakarya Savaşı’na gitmiş. Bir grup öğrenci, Kayseri’de toplanan Kuvayı Milliye gurubuna katılarak 1919 yılında Adana’nın Saimbeyli ilçesi yakınlarındaki Ermeni-Fransız cephesinde düşmana karşı savaşmış. Okulun son sınıf öğrencilerinin tamamı eğitimlerini yarıda bırakıp cepheye gitti.. Hepsi ,Sakarya Muharebesi’nde şehit düştü.1921’de okul mezun veremedi. Bu kahramanlık hikayesini şair Cahit Külebi, müfettişlik yaptığı sırada okulun kayıtlarını incelerken ortaya çıkardı.
Çatışmada ölen öğrenciler anısına okul bahçesine Kayseri Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği tarafından bir anıt yaptırıldı. MUSTAFA OĞLU İSMAİL – OSMAN OĞLU AHMET – ŞÜKRÜ OĞLU SEYİT AHMET – AHMET OĞLU MUSTAFA – NUMAN OĞLU MEHMET – HACIAHMET OĞLU MUSTAFA – HACIMEHMET OĞLU HALİL, NUH OĞLU CEMAL – EMİN OĞLU HACIMEHMET – DERVİŞ OĞLU AHMET sadece bazıları. 1922’de Kayseri Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanan ve 2 yıl görev yapan şair Faruk Nafız Bey, çatışmada ölen öğrencilerin anısına “Kayseri Lisesi Marşı”nı yazdı. Okulda, ileride tanınmış bir şair olacak Behçet Kemal’in öğretmeni oldu.
1923 yılında okulun adı “Sultani”den “Lise’ye dönüştürüldü. 14 Ekim 1924’te Mustafa Kemal Paşa, eşi Latife Hanım ile birlikte çıktığı yurt gezisinde Kayseri’ye geldi. Kayseri Lisesi’ni de ziyaret etti. Okulun öğrencisi Behçet Kemal’in yaptığı konuşma ile açılan törende Mustafa Kemal’i çok duygulandıran bir müsamere sergilendi. Mustafa Kemal Paşa, memnuniyetinin ifadesi olarak okula bir yağlıboya tablosunu hediye etti.
Okul, 1935-1936 ders yılında kız ortaokulu ile birleştirildi. 1959 yılında bünyesinde bir Akşam Lisesi açıldı; 1982’de Akşam Lisesi kapatıldı. 1994-1995 öğretim yılında bünyesinde “Yabancı Dil Ağırlıklı” bölüm açıldı. 2005-2006 yılında “Anadolu Lisesi haline geldi. Bu okuldan yetişen ünlüler arasında 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şair Behçet Kemal Çağlar, yazar Cevdet Kudret, siyasetçi Korkut Özal, bilim insanı Jale Baysal, sinema oyuncusu Göksel Arsoy, şarkıcı Emel Sayın bulunur.
13 Eylül 1921 Türk’ün makus talihinin Sakarya’nın azgın sularında köpük haline gelip, yenildiği bir tarih. Kayseri Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği olarak biz bu zaferi kutlamak için Dua Tepe’deki törenlere katıldık. Şehit kanlarıyla sulanan toprakları al bayrağımızla gelincik tarlasına çevirdik.
Kayseri Lisesi Mezunlar ve Mensupları Derneği’nin girişimi, Polatlı KKK Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli Kayserili Albay Atilla Gürkan’ın büyük çabası ile Kayseri Lisesi’nden 61 öğrenci, 8 öğretmen ve Dernek yönetimi, 93. Yıl kutlamalarına davet edildik. Mayıs 2014’te başlayan çalışmalar sırasında isimleri saptanan 61 öğrenci ve öğretmen ile toplantılar yaptık. Öğrencilerin büyük bölümü son dakikaya kadar bu törenlere gitmek istemedi. Sonra hep birlikte törenlere Dernek Başkanı Muzaffer Çıklabakkal, 2. Başkan olarak ben Davut Güleç,. Okul eski müdürü ve dernek yönetiminden Tuncer Erten, eski müdür yardımcısı Yusuf Özverdivenli, üyelerimizden Cemal Cingil ve Hatem Yazıcı ile katıldık. Üst düzey ağırlandık. Kayseri Lisesi olarak nereye gitsek el üstünde tutulduk. Anonslarda sık sık ‘Şehit öğrencilerimiz adına Kayseri Lisesi aramızda’ denildi.
Tuncer Ertem hocamız, ‘Kayseri Lisesi marşı’nı Polatlı meydanındaki törenlerde öğrenci ve öğretmenlerle okudu. Törenlerde bizlere protokolde ayrı bir ayrıldı. Sonra Sakarya savaşının en şiddetli geçtiği Duatepe ve şehitlikleri gezdik. Alagöz karargah müzesi, Malıköy, Şehitkaşı Tepe Zafer anıtı, Basrikale tepe, Duaetepe ve anıtı, Kartal tepe, kara tepe, Yıldız dağı, Gazi tepe, Türbe tepe, Mangal dağı ve Çal dağı’nda Atilla Gürkan Albayım bizlere 22 gün 22 gece süren savaşı sanki içinde yaşıyormuşçasına anlatırken hepimizi ağlattı. En çokta Harp Dairesi kayıtlarında adı geçenler bir yana yaşı tutmadığı için kayıtlara alınmayan 15’liklerin, gönüllülerin kahramanlıklarında ağlamadık dersek yalan olur. Sonra, Duatepe’de savaşın kazanılmasının canlandırılması ve Türk yıldızlarının gösterisi son noktayı koydu.
Tabi, önce bu törenlere gelmek istemeyen kızlı-erkekli Kayseri Lisesi öğrencileri o tepelerde ‘Gelecek yılda biz gelecek miyiz? Biz her yıl davetli miyiz?” diye sordu. Ama Topçu ve Füze Komutanlığında, Kayseri Lisesi adına oluşturulan şehitlikte, şehit 61 öğrencimiz adına fidan dikmemiz ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Avgun ile ekibinin küçükte olsa armağanları bile Kayseri Lisesi’nin ne kadar önemli bir okul olduğunun en iyi göstergesi.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları, büyük önder Atatürk’ün akıllı savaş planları ve isimsiz kahramanlar sayesinde son şeklini aldı. Biz bu törenlerde bir şeyi daha gördük. Sakarya savaşı derken, toplum olarak hep bu savaşın Sakarya’da olduğunu sandık. Oysa orada, Sakarya ırmağının doğduğu Polatlı ve çevresinde geçtiğini öğretemedik. Tarihimizi iyi bildiğimizi sanırken, gezmeden, görmeden, dinlemeden, okumadan, yaşamadan bunların öğrenilmeyeceğini gösterdik.
Ben yıllar önce bir köşe yazımda şunu demiştim. Avusturalyalılar her yıl, dedelerini anmak için Dünyanın diğer ucundan Çanakkale’ye geliyor. Ama bizler, dedelerimizi, canlarını, kanlarını ortaya koyanlar için yanı başımızdaki Çanakkale, Sarıkamış, Polatlı Duatepe, Afyonkarahisar, İzmir gibi tarihi mekanların yerini bile bilmiyor, görmek içinde bir çabamız olmuyor. Uzay çağında bizlere hala uyduruk suni gündemler yaratanlar, eğitim sistemini düzeltmeyenler, gençlik deyip hala devlet imkanı ile adamına göre gezi düzenleyenler utansın. Yazıklar olsun hepisine.
Kayseri Lisesi’nin bu kahramanlığını ve tarihini, Duatepe’yi anlatırken bir kez daha hatırlatıyorum. Herkesin bu vatana, millete, devlete, bayrağa, Cumhuriyete, şehitlerine, topraklara vefa borcu var. Çalışarak, üreterek, tarihini iyi öğretip anlatarak bu borcunu bedelsiz yerine getirmeli. Makam ve mevkiler gelip geçici. Kalıcı olan anılar. Zaten Kayseri’nin güzel bir sözü var.
“Makam ve mevkiler gidince nasıl hatırlanmak istersin. Anılarınla mı, ananla mı?’ diye. Bu nedenle Duatepe’de o anıları dinledikçe nefes almak zorlaştı. Umarım sizlerde yaşarsınız.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu, dayanışma, kaynaşma, tanışma içinde iyi bayramlar.

Bir yanıt yazın