Down Sendromlular için; Düşünebilen gözlerine acıyarak bakmadan, yaptıkları ürünleri alkışla karşılamak

Down sendromu ne bir ceza nede geçici bir hastalıktır; sadece farklı bir yasam biçimi bir alın yazısıdır.Ben mutlu bir Down annesiyim . Ben onun annesi olduğum için mutluyum o da sevgi dolu dünyasında bizimle olduğu için mutlu.

Bir kimse düşünün bildiğini zannettiği bir yere yolculuk için hazırlanıyor bütün planlarını ona göre hazırlıyor ve yolculuğa çıkıyor . o yere gittiğinde düşündüğünden  anımsadığından farklı bir yer olduğunu görünce şaşırıyor ve çaresizliğe düşüyor ne yapacağını bilemeden.işte o anda duyulan şaşkınlık ve çaresizlik bir annenin downlu bir bebek dünyaya getireceğini öğrendiğindeki çaresizlik  ve şaşkınlığı gibi.

Bizler hep bu şaşkınlığı yasadık kendimizi çaresiz hissettik.bilinçsiz bir doktorun ‘’ daha çok gençsizin aldırabilirsiniz’’ gibi sözlerine bile muhatap olduk .ama evlatlarımızdan vazgeçmedik .bu durumlarda ilk yardım edilecek kişi annedir.anne kabullendirilmeli, bilinçlendirilmeli ve downlu annesi olmanın ne kadar huzur verici bir vasıf olduğu anneye anlatılmalıdır.

Çünkü o anne içten gelen annelik duygusuyla evladına sıkı sıkı sarılırken bir yandan da hiç bilmediği bir durumu kabullenmekle mücadele içerisindedir.ancak bu geçiş devrini sağlıklı  ve kısa zamanda atlatan ebeveynler  çocuklarının gelişmesine ve tüm ailenin toparlanıp düzene girmesine  olayın kabullenilmesine olanak sağlar diyor  ve tüm anne adaylarına örnek olmaya çalışıyor, down sendromlu Ömer’in annesi Sevde Arslantürk  Okula başlangıçta ve hayatta karşılaştıkları engelleri de bir bir sıralayan Arslantürk;

onu bize veren Allah yer yüzünde bu değerli evlada çok iyi bakabileceğimiz için bizleri seçmiştir biz çok değerli evlatlara sahip çok özel aileleriz. Çocuklarımızın toplumdan     tek beklentileri’ bizi sadece sevin ‘’ dir. Bu şekilde evlat yetiştiren ebeveynler ve bize bu zorlu yolculuğumuzda  engel çıkaran bireyler şunu unutmayın ki ‘’ her birey bir engelli adayıdır’’ lütfen bu konuda biraz daha gayret edin ve duyarlı olun ..bizler çocuklarımız downlu da olsa otizmlide olsa artık evlere kapatmayacağız çocuklarımızı eğitimlerini almaları için mücadele edeceğiz. bu çocuklar bizim gayretimizle başaracaklar önümüze artık engel koymayın çünkü biz engelleri tek tek kaldıracağız. Çocuğumuzu topluma kazandırma mücadelemizde bize destek olan merhametli öğretmenlere de teşekkür ediyorum dedi.

Down sendromlu Gülhan Çankaya ise yaptığı konuşmada  “24 yaşında down sendromlu bir kardeşinizim. Sizlerin yapabildiği işleri iyi veya kötü olarak bende yapabiliyorum. Örneğin ev işleri ve mutfak konusunda iyi olduğum söylenir. İnsanlardaki engel algısı farklı olsa idi belki burada karşınızda bir şef olarak konuşuyor olurdum ve sizlerle yaptığım değişik yemek pastaların tariflerini paylaşıyor olurdum. Ben ve benim gibi olan arkadaşlarım, sizlerden çokta farklı olmadığımızı bilmenizi isteriz” şeklinde konuştu.

Kayseri’de faaliyet gösteren özel eğitim kurumları Down sendromuna dikkat çekmek amacıyla Cumhuriyet Meydanı’nda etkinlik düzenledi. Milli Eğitim yetkililerinin yanı sıra özel eğitim kurumu temsilcileri, eğitmen, öğrenci ve velilerin katıldığı etkinlikte konuşan Psikolog Yusuf Coşkun ile  Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli psikolog Merve Çiçek

görünmeyen engellileri toplumda görünür kılmayı amaçladıklarını söyledi. Çiçek ayrıca; “Down sendromu hepimizin bildiği gibi 21. Kromozomun 3 tane x olmasından dolayı ortaya çıkan farklılıktır. Farklı çocuk anne ve babası olmak zordur. Çevredekilerin meraklı, acıyan ve sorgulayan bakışlarıyla bitmek, tükenmek soruları ve tavsiyeleriyle baş edilemez. Bu nedenle sosyal olaylardan ve çevreden uzak kalınır. Akrabaların ve yakın çevredekilerin tepkileri ile mücadele edilmeye çalışılır. Eşler birbirlerine karşı suçluluk ve yetersizlik hissedebilir. Evlilik problemi ortaya çıkabilir. Bu özel çocukların gelişimi hangi düzeyde olursa olsun diğer çocuklardan farklıdır. Ancak gelişim ihtiyaçları onlarınkinden farklı değildir. Bu çocuklarında sevilmeye, beslenmeye, eğitime ve başarmaya ihtiyaçları vardır. Bu nedenlerden dolayı özel eğitime, özel eğitimli öğretmenlere, ekstra bakıma, fizik tedaviye, sosyal desteğe, kolaylaştırılmış hizmete ve bizim dostluğumuza ihtiyaçları vardır” diye konuştu.

Etkinlik kapsamında  sahneye çıkan Dowv sendromlu  olmasına rağmen İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezbere okuyan 9 yaşındaki Ayninur Taşan alanda bulunan izleyicileri ve aileleri duygulandırdı ve bir çok kişi gözyaşına hakim olamadı.çocukların müzik ve semazen gösterileri yaptığı etkinlik farkındalık oluşturmak adına gökyüzüne bırakılan rengarenk balonlarla son buldu.

Önemli olan engelli dememek, özürlü dememek ya da bunlara özen göstermek değil

işin özü ve kendimizi keşfetmenin yolu‘’ şükretmek ve düşünebilen gözlerine acıyarak bakmadan yaptıkları ürünleri alkışla karşılamak devamında onlar ve genetik olarak diğer rahatsızlıkları taşıyan bütün bireylerin yaşama hakkına saygı göstermek, bunun için mücadele etmektir.

 

Bir yanıt yazın