Devlet ‘deniz’, millet ’yolunacak kaz‘ mı? (Köşe yazısı-01.12.2014 Kayseri Star Haber)

KAPLAN KÖŞESİ..

Devlet ‘deniz’, millet ’yolunacak kaz‘ mı?

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Ben kendimi bildim bileli bu ülkede, okullarda, camilerde değişik isimler altında para toplanır.
Bu paralar herkesi huzursuz eder.
Dedikodular, insanların arasına nifak sokar. Bazıları karakolluk, adliyelik bile olur. Yargılamalarda ilginç suçlamalar gündeme gelir.
Ve iktidarda olanlar hep ‘Okullarda karne, spor, yardımcı ders kitabı, kayıt, temizlik, kıyafet gibi isimlerle para toplayanların’ hep kafasını kopartır, canına okur.
Başka şehirlere gelip, ‘Yarım kaldı ya da ihtiyaç var’ diyerek bir namazlağı serilip camiler adına makbuzsuz paralar toplanır. Sanki o şehirde hayırsever, camiye gidenler azalmış gibi.
Bu eğitim-öğretim yılında da, iktidarda olanlar, adında ‘Milli’ bırakmadıkları eğitim sistemi ve yönetici atamaları ile herşeyi arap saçına çevirdi.
İl, ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri kışla gibi, bahçesinden girişine, katlarına kadar sivil-resmi polis doldu. Kışlalardan beter oldu. Her gelen bir potansiyel suçlu işlemi gördü.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Okul Aile Birliklerinin yetkileri artırıldı ama kasaları tam takır.
İktidarın genelgeleri ile okulun ihtiyaçları, eğitim seviyesinin yükseltilmesi için okula destek azaldı. Hele hele, okul isimleri bir hayırseverin ismini taşıyorsa sponsor bulmak bile şansa kalmış.
Tüm bu olumsuzluklara karşın, okullarda eleştirilen Türk Hava Kurumu, Kızılay, Yeşilay, Görme Engelliler gibi kuruluşların yardım zarflarının yerini şimdi yine iktidarın saçma bir genelgesi aldı.
Okula velinin eğitim için katkısı olmayacak, karnını doyuramadığı, ihtiyaçlarını gideremediği çocuğunu unutup Kayseri’den, Türkiye’den değil, başka ülkelerden olan kardeşlerin karnını doyuracak, yardım yapacak.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından valiliklere gönderilen yazıda İnsani Yardım Vakfı (İHH) için ‘bağış ve yardım’ toplanması istendi. MEB’ in konuyla ilgili iki farklı yazısı var. 25 Eylül ve 13 Ekim tarihlerinde gönderilen yazıların altında ‘bakan adına’ Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük’ün imzası bulunuyor. Büyük, daha önce AK Parti’den Samandıra Belediye Başkanlığı yaptı.
MEB’in yazısında, “İHH İnsani Yardım Vakfı’nın, ülkemiz ve tüm dünyanın 135 ülkesindeki yetim, kimsesiz ve korumasız çocuklar yararına ve tüm dünya çocukları arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirmek amacıyla ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ kampanyası düzenlemek istedikleri bildirilmişti” denilerek derneğe övgüler diziliyor. Kampanyanın öğrenciler arasında sevgi, saygı ve kardeşliği güçlendireceği belirtilerek, bağışın ‘gönüllü’ olması istendi. Yazıda, “İlkokul ve ortaokullarda 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı’nda, gönüllülük esasına dayalı olarak söz konusu projeye gerekli desteğin sağlanması” konusunda valiliklerin duyarlı olması istendi.
Aynı uygulamanın geçen yıl da yapıldığı yazıda belirtildi. Buna göre geçen yıl 2 bin 64 okuldan 6 bin 578 öğrenci kampanya için bağış yaptı. Bağışlar için İHH amblemli ‘Sınıfça birlik olduk, bir yetime kardeş olduk’ ve ‘iyilikte yarışan sınıflar’ yazan kumbaralar dağıtıldı. Okulları dolaşan çoğu bayan vakıf elemanları hem propaganda yapıyor hem de yardım dileniyor. Bazı okullarda sınıf başına ayda 130 lira gibi para talep ediliyor. Bazılarında ‘Gönüllü bağış yada her öğrenci bir simit parası’ deniyor. Ve Afrika’ya götürülen simitlerin öyküleri dramatize ediliyor.
Kızılay’a ait zarfların bile okullara dağıttırmayan, “İnsanların yardımlarına ambargo mu koyacaksınız?” denilerek Türk Hava Kurumu’nun kurban derisi toplama yetkisini bile elinden aldığı iktidar, okullarda topladığı yardımları nereye göndereceği belli olmayan kurumlara para toplama yetkisi veriyor. Son olarak Milli Eğitim Bakanı adına Genel Müdür Mustafa Koç’un imzaladığı yazı tüm okullara dağıtıldı.
Oysa Türkiye’de 15 milyon yoksul aile var.
Öğrencilerin çoğu okula ulaşım için bilet parası bulamıyor.
Okulda giyeceği giysiyi, tek tip kıyafeti alması için adeta yalvarıyor.
Öğle arası arkadaşı karnını doyururken, onu görmemek için bahçede bir köşede çaresizliğine oturuyor.
Hedefi var ama yardımcı ders kitabını alamayacağı için ailesine bile söyleyemiyor.
Böyle bir ortamda ‘Simit parası.’
Hem de devlet izniyle istenerek.
Zaten birileri de ‘Beni bu iktidar atadı’ diyerek okullarda hafta sonları açılan kurslar için makbuzsuz olmadık paralar topluyor. Ispatı zor. Veliler söyleyemiyor. Okullar belli. Zaten kurslara katılımın az olduğu okullar araştırılsa bu net ortaya çıkar.
Birileri de bu vakfa yardım için iktidara şirin gözükmek adına takla atıyor. Bu taklacı okul müdürleri ‘Her öğrenci 25 kuruş verse’ diyen cinsten. Ama ‘okul adına ben maaşımdan vereyim, maaşımdan kesinti yapılsın’ diye takla atan nedense içlerinde yiğit bir müdür, yönetici yok. Ama yiğitlikleri hep veliye, öğrenciye. Nasıl olsa ‘Yolunacak kaz’ onlar.
Bu genelgeyi okula gönderen, bakanı, genel müdürü, buna göz yuman milletvekili, valisi, milli eğitim müdürü, okul müdüründen birinin tüm maaşını böyle vakıflara hiç verdiğini duydunuz mu?
Birde son günlerde camilerde bayanlara yönelik açılan Kuran kurslarında, üzerinde nereye gideceği yazmayan zarflarla toplanan gönüllü bağışlar var. Bu bağışlarda ‘Temizlik, ısınma, ihtiyaç sahipleri’ denilerek toplanıyor.
Zaten yıllardır bu ülkede 100 dolar ve İncil dağıtarak, Müslümanları Hristiyanlaştırmak için çaba gösteren misyonerler ‘Para dağıtan kilise, para toplayan camiden daha hayırlıdır’ demedi mi? Camilerde toplanan yardım paraları ile propaganda yapmadı mı, yapmıyor mu?
Cami görevlileri ile dernekler bu yardım paraları yüzünden sık sık basına malzeme olmuyor mu?
Bence artık hem okullarda hem de camilerde ‘Her ne adı altında olursa olsun’ para toplama işine son verilmeli.
Madem eğitim zorunlu ve süresi belli o zaman devlet, velinin, öğrencinin cebine bakmaksızın tüm ihtiyaçlarını karşılamalı.
Gerçek inanan insanlar ve bende zaten ‘doğal afet ve felaketlerde, yapılması gereken gördüğü yerlerde’ oldukça duyarlıyız. Benim yaptığım yardım ve çabalarımı bilen bilir.
Bu yardımlarda veli, öğrenci ve camiye gelenlerden değil, iktidarı yönetenler, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclisi üyesi hatta muhtar seçilmek için o kadar çok para harcayanlar, tüm bakanlar, genel müdürler, tüm müdürler, yardımcıları, müftüler, din görevlilerinin gerekirse birer maaşından kesilerek yapılsın, toplansın ve ‘Dedikleri o sorunlarda’ çözülsün.
Yeter artık, bu yardımlar yüzünden herkesin midesi bulandı, sürekli kusuyor..
Devlet ‘Deniz’, millet ‘Yolunacak kaz mı?’

Bir yanıt yazın