Covid 19; gıda güvenliği ve biyoterorizm (3) (Köşe yazısı 17.04.2020 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Adli Bilimciler Derneği Başkanı/Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof.Dr.Nevzat Artık ile  Adli Bilimciler Derneği Adli Gıda İncelemeleri Komisyon Başkanı/ Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsünden Prof.Dr. Hamit Hancı’nın ‘covid 19’ üzerine paylaşımlarına devam ediyorum.

***

Dünyada Bitkisel Ürünlere Karşı Agroterörizm İle İlişkili Olaylar

Bitkilerde hastalıklarından kaynaklanan yüksek maddi kayıplar 20. yy.da pek çok ülkeye bitkilere karşı silah olarak bitkisel patojenlerin kullanılması fikrini vermiştir. Fransızlar 1939 yılında havadan Alman patates tarlalarına zarar vermek için saldırı ajanı olarak hem patates böceği (Leptinotarsa decemlieata) ve hem de patates mildiyösü (Phytophthora infestans) etmenini kullanmayı düşünmüşlerdir. Fransızların programı Le Bouched’deki laboratuarları 1940 yılında Almanlarca imha edildikten sonra sona ermiştir. Almanya’da saldırı amaçlı biyolojik silah araştırma ve geliştirme çalışmaları 1942 yılında Hitler tarafından durdurulsa da savunma araştırmaları bölümü altında çok sayıda bitki hastalık ve zararlıları üzerinde denemeler yapılmıştır. Bu denemelerin birinde Ekim 1943’de 140000 kadar patates böceği Spreyer yakınlarında uçaklardan salınmıştır. Almanlar, ayrıca değişik şalgam böcekleri, patates hastalıkları ve bazı Bitkisel ürünlere karşı tarımsal biyoterörizm (agroterörizm) 200 yabancı otlarla ilgili denemeler de yapmışlardır.

Japonlar da II. Dünya Savaşı sırasında bitkisel ürünlere karşı biyolojik etmenlerle ilgilenmiş ve tahılları ve diğer bazı bitkileri etkileyen pek çok fungus, bakteri ve nematodları da içeren bitki patojenini deneme parsellerinde çalışmışlardır. Bununla birlikte, asla tatminkar bir ajan geliştirilememiştir ve bitkisel ürünlere karşı biyolojik ajanlar görünüşe bakılırsa hiç kullanılmamıştır. ABD’de bitkilere karşı hastalık etmenlerinin kullanılması 1942’den itibaren aktif şekilde düşünülmeye başlanmıştır. Burada bitkisel ürünlere karşı ana etmenler Puccinia graminis tritici (buğday kara pası), Puccinia graminis secalis (çavdar pası), P. oryzae ve P. infestans’tı. ABD 1954’de pas sporları ile yoğun bir şekilde tozlanmış hindi tüylerini içeren salkım bombalarını geliştirmişti. ABD 1944-1945 yıllarında Japonların çeltik tarlalarına zarar vermek için P. oryzae’i kullanmayı çok düşünmüş, ancak böyle bir saldırının hemen bir etki vermeyeceği için bundan vazgeçmiştir. ABD’nin bitkisel ürünlere karşı biyolojik silah programı en önemli gelişmesini 1955 yılında bazı kimya şirketlerince TX kod adıyla buğday kara pasının bitkisel ürünlere karşı bir ajan olarak standardize edilmesiyle elde etmiştir, kısa bir süre sonra diğer bazı etmenler de standardize edilmiştir (örneğin LX kod adıyla P. oryzae, SX kod adıyla P. graminis secalis, LO kod adıyla P. infestans). ABD’de 1960’lı yılların başında 5 ton kadar bitkisel ürünlere karşı ajan kullanılabilir durumdaydı; 1973 yılında Başkan Nixon’un talimatları gereğince bunların hepsi imha edilmiştir. ABD 1969’da Başkan Nixon tarafından biyolojik silah üretim programını durdurduğu zaman SSCB kendi programını başarmak üzereydi. SSCB’nin programı 1940’lı yılların sonu 1950’li yılların başında başlayan geniş ölçüde bitkisel ürünlere yönelikti; programlarıyla ilgili az şey bilinse de ana etmenler çeltik yanıklık, buğday ve çavdar kara pası etmenleriydi. Bunlar dışında buğday mozaik virüsü (Wheat mosaic virus), arpa mozaik virüsü (Barley mosaic virus), patates virüsleri ve tütün mozaik virüsü (Tobacco mosaic virus) ile de denemeler yapılmıştı, ancak bu etmenler stoklanmamıştı. Mısır pası (Puccinia sorghii) ile ilgili dondurarak kurutma ve vakumlayarak saklama denemeleri de yapılmıştı. SSCB’nin bitkisel ürünlere karşı programı 1990’da sonlandırılmıştır. Irak da biyolojik silahlarla ilgilenmiş, buğday sürmesi etmenleri (Tilletia tritici ve Tilletia leavis) bitkisel ürünlere karşı ajanlar olarak geliştirilmiştir. Irak biyolojik silah olarak Aspergillus’larca üretilen aflatoksin ile de ilgilenmiştir. Bununla birlikte, Irak fonksiyonel bir silah olarak sürme etmenlerini geliştirmede başarılı olamamıştır. Irak’ın biyolojik silah programı Körfez Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler Özel Komisyonu (UNSCOM) gözlemcileri tarafından sonlandırılmıştır(Elibüyük,2008).

Bunlardan başka geçmişte bitkisel ürünlere karşı agroterörizm ile ilgili bazı iddialar da gündeme gelmiştir. 1978 yılında şekerkamışı pas hastalığı etmeni (Puccinia melanocephala) ve 1979-1980’de de tütünde mavi küf etmeni (Perospora tabacina) ile bunlardan başka da pek çok patojenin Küba’ya sokulduğuna ilişkin iddialar ortaya atılmışsa da bunlar ispatlanamamıştır. Küba, 1997’de ABD’yi kendi bölgesine kasten bir zararlıyı sokmakla suçlamıştır. Bu da kokayı (kokain elde edilen bitki) eradike etme programına katılmak için Kolombiya’ya gitmekte olan ABD’ye ait bir uçaktan Küba’nın yasal hava sahası boyunca bitki zararlısı bir böcek olan Thrips palmi’nin 1996 Ekim ayında kasten bırakıldığı iddiasıdır. Aralık ayında Küba salınımın yapıldığı iddia edilen alanda ilk kez T. palmi’yi saptamıştır. Bunun üzerine Küba, Biyolojik Savaş Konvansiyonu’nun 5. maddesi gereğince ABD’nin T. palmi’yi kasten Küba’ya saldığı iddiası ile yasal bir soruşturma talebinde bulunmuştur. Konvansiyon’a üye ülkelerin çoğu 31 Aralık 1997’de yayınlanan sonuç raporunda böceğin Küba’ya komşu adalardan rüzgarla doğal yollardan geldiğini belirtmişlerdir. Bu şekilde Whitby tarafından da belirtildiği üzere tarihsel kanıtlar ülkelerin biyolojik silah programlarına ciddi olarak bitkisel ürünlere karşı ajanları da dahil ettiklerini göstermektedir. Bununla birlikte bitkisel ürünlere karşı biyolojik silahlara her zaman insanlara karşı biyolojik silahlara göre daha az önem verilmiştir ve bilinen bütün denemelerde de az başarılı olunmuştur. Biyolojik ve Toksin Silahları Anlaşması 162 ülkenin imzasıyla 1972 yılında saldırı amaçlı biyolojik etmenlerin araştırma, geliştirme, üretim veya kullanımını yasaklamış olmasına rağmen günümüzde en az yarım düzine ülkenin biyolojik silah geliştirilmesi ile ilgilendiği bilinmektedir. Bitkisel ürünlere karşı biyolojik silahları askeri amaçlarla üretme ve kullanma günümüz dünyası için ciddi bir güvenlik riski oluşturmaktadır(Elibüyük,2008).

Agroterörizm Amaçlı Kullanılabilecek Bitki Patojenleri

Hayvanlar için Office International des Epizooties’in (OIE, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü) A ve B listesine giren mikroorganizmalar en tehlikeli etmenler olarak değerlendirilmektedir. Aynı şekilde günümüzde bitki patojenlerini bu şekilde sınıflandıracak bir örgüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, değişik kişi ya da gruplarca biyosilah olarak kullanılabilecek çeşitli bitki patojen listeleri hazırlanmıştır. Böyle listeler resmi ve resmi olmayan bir takım kuruluşlar ile bilim adamları ve diğer bazı gruplarca hazırlanmaktadır. Listeyi hazırlayanlar kriterleri birbirlerinden de almaktadırlar. Açık olarak genel listeye dahil etme kriteri patojenin daha önce biyolojik silah programında yer alıp almadığıdır (gerçekte bu patojenin bir tehlike, tehdit olduğu anlamına gelmez). Örneğin, buğday kara pası genellikle potansiyel bir silah olarak listelenmiştir, bu muhtemelen ABD, SSCB ve diğer bazı ülkelerin kendi biyolojik silah programlarında bu patojeni kullandıklarından dolayıdır. Benzer şekilde, Irak’ın biyolojik silah programı buğdayda sürmeye sebep olan Tilletia türlerini içermekteydi. Bununla birlikte, diğer pek çok fungusla kıyaslandığında günümüzde bu patojenler çok bulaşıcı olarak görülmemektedir ve oldukça kolay bir şekilde kontrol edilebilirler( Elibüyük,2008).

Önlemler

Yurdumuza bir bitki patojeninin kasten sokulması ile bir pandemi ve/veya temel besinlerde kıtlık ile sonuçlanacak durumlara sebep olma olasılığı çok düşük olda da böyle bir girişten ekonomimizin olumsuz etkileneceği açıktır. Özellikle küresel ekonomi küçük bir epidemi ile bile büyük ölçüde olumsuz etkilenebilir. Eğer bir patojen kasten sokulmuşsa, risk değerlendirmeleri ve modellemeleri hastalıkla mücadele veya eradikasyon için bir strateji önerebilir. Bitkisel ürün sisteminin güvenliği agroterörist bir saldırı veya doğal bir giriş olup olmadığına bakılmaksızın yabancı patojen ve diğer zararlıların hızla tanımlanma yeteneğine bağlıdır. Son yıllara kadar bitkisel ürünlere karşı agroterör konusunda dünyada resmi çok az hazırlık bulunmaktaydı, ancak ABD’deki 11 Eylül saldırısından sonra özellikle USDA agroterörizme karşı koyma çalışmalarına da ağırlık vermeye başlamıştır. Bu amaçla da USDA’ya bağlı Ortak Ulusal Araştırma, Eğitim ve Yayım Servisi (CSREES), Ulusal Bitki Tanı Ağı’nı kurmaya liderlik edip ilgili fonu da yönetmektedir. Bu ağa 5 bölgesel laboratuvar ve bir de destek labotatuvarı öncülük etmektedir. Mevcut tanı laboratuarlarına ek olarak bu ulusal ağı kurmaktaki ana amaç özellikle agroterörizm amacıyla kullanılabilecek patojenleri hızla ve doğru bir şekilde belirlemek ve rapor hazırlamaktır. Yine ABD’de Indiana eyaleti bu ağın kurulmasından önce 2001’de kitle imha silahı olarak agroterörizm ile ilgili bir yasayı (PL156) geçirmiş, çok kısa bir süre sonra da bunu Pennsylvania izlemiştir. Avrupa Birliği’nde de bu konuya yönelik çalışmalar başlamış durumdadır. Örneğin Agroinnova (2002 yılında İtalya, Torino Üniversitesi’ndeki bitki patologları tarafından kurulmuş bir yeterlik merkezidir) bünyesinde AB tarafından destekli ‘Crop and Food Biosecurity, and Provision of the Means to Anticipate and Tackle Crop Bioterrorism (CROP BIOTERROR)’ adında 2008 yılında tamamlanacak bir proje yürütülmektedir. Fletcher (2005)’e göre güçlü bir ulusal bitkisel ürün güvenlik programı şunları içermelidir(Elibüyük,2008):

Erken tanı ve teşhis sistemi (patojenlerin hızlı ve etkili bir şekilde tanılanması ve gen diziliminin belirlenmesi ve surveyler)

Mikrobiyal adli tıp teknolojisi [Doğal ve kasıtlı enfeksiyonları anlamak (Patojenin kaynağını ve hareketini izlemek, ilk girişin yerini ve zamanını belirlemek, failleri tespit etmek vs.)]

Epidemiyolojik veriler ve modelleme

Etkili, akılcı politikalar ve yönergeler

Ayrılmış fiziksel ve idari savunma sistemi

Ulusal koordinasyon planı ve savunma sistemi

Uluslararası işbirliği

Diğer pek çok ülke gibi yurdumuzda da bitkisel ürünlere hedeflenmiş biyolojik etmenlerin kasten ülkeye sokulmasına karşı koymak için hazırlanmış teşkilatlar arası veya bölümler arası ulusal bir plan bulunmamaktadır. Diğer bir deyimle yurdumuz bu tip bir saldırıya karşı hazırlıklı değildir. Bu bakımdan, yukarıda da bahsedildiği üzere büyük bir floraya sahip ülkemizin tarımsal ürünleri bazı ülke ve grupların hedefi olabileceğinden ilgili kuruluşlarca bitkisel ürünlere karşı agroterörizme karşı çalışmalarının başlatılması gerekmektedir(Elibüyük,2008).

KAYNAKLAR

Elibüyük,Ö.;2008.Bitkisel Ürünlere Karşı Biyoterorizm (agroterorizm) .OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2008,23(3):198-208 J. of Fac. of Agric., OMU, 2008,23(3):198-208.

Alibek, K., 1999. The Soviet Union’s antiagricultural biological weapons., pp. 18-19, (Frazier, T.W.,

Richardson, D.C., eds. 1999. Food and Agricultural Security: Guarding Against Natural Threats and Terrorist Attacks Affecting Health, National Food Supplies, and Agricultural Economics. NY Acad. Sci. 233 pp).

Anonymous, 1997. Plant pathogens important for the BWC working paper by South Africa. Ad Hoc Group of the States Parties to the Convention on the Prohibition of The Development, Production and Stockpiling of Bacteriological (Biological) and Toxin Weapons and on Their Destruction. BWC/Ad Hoc Group/Wp.124.

Available from URL: http://www.bradford.ac.uk/acad/ sbtwc/ahg34wp/wp124.pdf [Ulaşım: 15 Kasım 2007].

Anonymous, 1999. Abstracts of the 1999 APS Annual Meeting Symposium: Plant pathology’s role in anticrop bioterrorism and food security, Tuesday, August10, Montreal, Quebec. Available from URL: http://www.apsnet.org/online/feature/BioSecurity/ abstracts.htm [Ulaşım: 20 Kasım 2007

Anonymous, 2000a. Agro-terrorism: What is the threat? November 12–13, 2000, Statler Hotel and J. Willard Marriott Executive Education Center Cornell University, Ithaca, NY. Available from URL: http:// www.einaudi.cornell.edu/peaceprogram/publications/ annual_reports/annualreport00-01.pdf [Ulaşım: 20 Kasım 2007]

Anonymous, 2000b. OIE. OIE listed diseases. Available from URL: http://www.oie.int/eng/normes/mmanual/ a_00022.htm [Ulaşım: 19 Kasım 2007].

Anonymous, 2000c. Council Directive 2000/29/EC of 8 May 2000 on protective measures against the introduction into the Community of organisms harmful to plants or plant products and against their spread within the Community. Official Journal of the European Communities, 10.7.2000, L 169/1. Available from URL: http://www.boku.ac.at/IAMpbiotech/eppl. pdf [Ulaşım: 14 Kasım 2007].

Anonymous, 2000d. Biological weapons in the drug war, A review of opposition in South America with examples from other regions, intergovernmental agencies, and NGOs. Backgrounder Series, Number 3. Available from URL: http://www.sunshineproject.org/publications/bk/bk3en.html#_ftnref1[Ulaşım: 20 Aralık 2007].

Anonymous, 2000e. United Nations pulls out of plans to use anti-drug biological weapons in South America. Available from URL: http://www.sunshineproject.org/publications/pr/pr131100.html [Ulaşım: 19 Aralık 2007].

Anonymous, 2001b. European Parliament rejects agent

green. Available from URL: http://www.sunshineproject.org/publications/pr/pr010201.html [Ulaşım: 20 Aralık 2007].

Anonymous, 2002a. Rules and regulations. Department of Agriculture Animal and Plant Health Inspection Service 7 CFR Part 331 9 CFR Part 121 [Docket No. 02–082–1] RIN 0579–AB47 Agricultural Bioterrorism Protection Act of 2002; Listing of Biological Agents and Toxins and Requirements and Procedures for Notification of Possession. Federal Register, 67 (155): 52383, Monday, August 12, 2002. Available from URL: http://www.apsnet.org/members/ppb/ RegulatoryAlerts/FEDREG8-12-02.pdf [Ulaşım: 16 Kasım 2007]

Anonymous, 2002b. CBWinfo. Plant pathogens with biological weapons potential. Available from URL: http://www.cbwinfo.com/Biological/PlantPath.html [Ulaşım: 15 Kasım 2007].

Anonymous, 2003. 100 of the World’s worst invasive alien species. A selection from the global invasive species Database. Available from URL: http:www.iucn.org/ places/medoffice/invasive_species/docs/invasive_ species_booklet.pdf [Ulaşım: 16 Kasım 2007].

Bir yanıt yazın