ÇOCUĞUNUZU ‘OYUN ZAMANI BİTTİ, ARTIK OKULLAR AÇILIYOR’ DİYE KORKUTMAYIN

Üç aylık uzun bir tatil dönemi olan yaz sezonuna veda ederken yeni bir sezon olan eylül ayına hoşgeldin demeye hazırlanıyoruz. Yani öğrenciler için koskoca bir eğitim-öğretim hayatı yeniden başlıyor.

Bu üç aylık tatil döneminde çocukların gerek uyku saatleri, gerek günlerini planlama düzenleri oldukça değişti. Çocuklar okula gitmedikleri için tatil, oyun gibi aktiviteler daha cazip hale geldi ve okuldan uzaklaştılar. Pekiyi dokuz ay gibi uzun sürecek olan planlı programlı okul hayatına hazır mı çocuklar? Cevabı elbette evet değil…

Okul dönemine çocukların yeniden adapte olmaları ile ilgili açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikoloğu Ayşe Kuzucu şunları söyledi: “İlk olarak anneler ve babalar ‘okullar açılıyor bırak artık oyun oynamayı’, ‘artık tembellik zamanı bitti ders çalışmalısın’ gibi sözlerle çocukların üzerinde baskı kurmamalılar. Çünkü çocuğun elinden alınan her şey çocuk için daha çekici hale gelmektedir.  Ebeveynler bu sözlerle çocuklarını daha da okula yaklaştırdığını düşünürler; ama bu çocuğun psikolojisi açısından tam tersi etki oluşturup, çocuğu okulun korkulu bir durum olduğu kanısına iter. Bu tarz yakoyun [640x480]laşım çocuğun okulla ilgili olumsuz koşullanmasına neden olur. Bu da okuldaki başarıyı olumsuz yönde etkiler. Halbuki çocuklarımıza oyun zamanlarının yine belirli saatlerde olacağını, bunun yanında sadece günde bir saat eve gelince ders tekrarının başarıya ulaşmasında olumlu etkiyle yansıyacağı tatlı bir dille anlatılmalıdır. Çocuğunuza derslerle ilgili baskı kurmaktansa ondan isteyeceğiniz tek şey günlük program olmalı.  Çocuk günün hangi saatinde oyun oynamak istiyorsa, hangi saatinde ders çalışmak istiyorsa buna kendi karar vermeli ve programını kendi hazırlamalıdır. Bunun sonucunda çocuk kendisinin oyun ile dersi bir arada yapabildiğini görür ve çocuğun kendine olan güveni gelir.

Böylelikle başkası tarafından baskı olmadan, kendi idaresi altında yürüttüğü programa uyar ve karşılığında gelen başarı, çocuğun derslere karşı daha motive olmuş şekilde yaklaşmasını sağlar. Unutmayalım ki, bu sadece dersler açısından değil, ilerde ulaşılacak başarılar içinde atılmış bir adım olur.”

Bir yanıt yazın