Beyin ve beden yoruldu, sağlık çöktü.. (Köşe yazısı 7.11.2014 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

Uyuşmuş, uyuşturulmuş bir millet olduk.
Tam batının istediği gibi.
Başı dertten kurtulmayan, sürekli krizlerle gündemi de değişen ülke.
Birbirinden uzaklaşan, eleştiren, sürekli muhalif olan, yolda yürürken kendisiyle konuşan-kavga eden ya da onaylayan toplum.
Hele bazıları var ki insanın halini-hatırını değil, Ramazan ayına kadar ‘İyi misin, kötü müsün, battın mı-çıktın mı, yapabileceğim bir şey var mı?’ diye sormadan sadece ‘Oruç musun?’ diye sorup, ‘Değilim’ diyenlere ‘Valla çok ayıp’ diyen ve sürekli çoğalan cinslerden.
Yüzde 99’u Müslüman olan ama son dönemlerde bu dindarlığı bile tartışılan bir yaşam biçimi.
Saygısız, sevgisiz, vefasız, birlik, beraberlik, dayanışma, kaynaşma olmadan.
‘Hep bana rabbena’ toplumu.
Hile var..
Aldatma var.
Hileli, kanserojen içeren, asitli, katkılı gıda satma var..
İnsan sağlığı ile oynama var..
Ramazanda fiyat artırma, miadı dolmuş gıdaları satma var..
Dosta, arkadaşa kazık atma, yalan söyleme var.
Turiste, yabancıya kazık atma tüm var.
Huzur bozma, parçalanmış aileyi çoğaltma, dedikodu, giyim-kuşama karışma zirvede.
Herşeye ‘dırdır-vırvır.’
Ağzı olan artık konuşuyor, kimse susturamıyor. Anlaması için kalkıp gidiyor..
Zaten ister Kayseri’de isterse başka yerleşim merkezlerinde bir bakın.
Köşe başlarını kimler tutmuş?
Arsa zengini kim, nasıl olmuş?.
Milletimi, devleti mi dolandırmış, kandırmış.
Vergisini mi, işçinin maaşı, primi, tazminatımını mı vermemiş ya da alavere-dalavere yapmış.
Mutlu azınlık belli. Mutsuz azınlık hızlı çoğalıyor, mutlu azınlık aheste aheste.
Her kriz ve hastalıkta birileri daha da zengin oluyor.
Kaybeden millet ve devlet.
Sonuçta bu ülkede insanların sağlığı bozulmasında kimin bozulsun.
TUİK ‘Sağlık Harcamaları İstatistikleri’ni açıkladı.
Bu istatistik, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından geliştirilen Sağlık Hesapları Sistemi metodolojisine uygun olarak oluşturuluyor.
Sağlık harcaması 84 milyar 390 milyon TL olarak gerçekleşti
2012 yılında 74 milyar 189 milyon TL.
2013 yılında %13,8 oranında artarak, 84 milyar 390 milyon TL’ye ulaştı.
Cari sağlık harcamasının toplam sağlık harcaması içindeki payı, 2012 yılında %94,7, 2013 yılında ise %94,4 olarak gerçekleşti.
Kişi başı sağlık harcaması, 2012 yılında 987 TL.
2013 yılında 1 110 TL olarak gerçekleşti.
Aynı gösterge, ABD Doları ($) bazında değerlendirildiğinde, kişi başı sağlık harcaması 2012 yılında 548 $ iken, 2013 yılında 583 $ olarak hesaplandı.
Sağlık harcaması gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) %5,4’ü.
Toplam sağlık harcamasının GSYH’ye oranı, 2012 yılında %5,2 iken, 2013 yılında %5,4’e yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması için bu oran, 2012 yılında %4,1 iken, 2013 yılında %4,2 olarak gerçekleşti.
Özel sektörde ise bu oran, 2012 yılında %1,1 iken, 2013 yılında %1,2’ye ulaştı.
Sağlık harcamalarının %78,5’i genel devlet bütçesinden karşılandı
Genel devlet sağlık harcamasının toplam sağlık harcaması içindeki payı, 2012 yılında %79,2, 2013 yılında ise %78,5 olarak gerçekleşti.
Sağlık harcamalarının %16,8’i hanehalkları tarafından karşılandı
Hanehalkları tarafından yapılan cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcaması içindeki payı, 2012 yılında %15,8 iken, 2013 yılında %16,8’e yükseldi.
İşte rakamlar ortada.
Sigorta prim ve diğer aflar, birilerini dahada zengin ediyor.
Ülkede belli branşlardaki özel hastaneler, sağlık merkezleri giderek artıyor.
Bunların devlete yükleri de.
Özel sağlık merkezleri içinde, kanser, kemik, yanık gibileri nedense çok ihtiyaç duyulmasına karşın hiç açılmıyor. Açılanlar ‘kalp, göz, böbrek, çocuk’ üzerine. Bazıları ile çok ciddi iddialar zaman zaman basına, adliyelere, bakanlıklara ulaşıyor.
Peki yıllardır, bu sorunları çözeceğini iddia edenler acaba kendileri neden hep ‘Özel sağlık, eğitim bilmem neye’ yöneliyor.
Hep onlar ‘üzüm’ yiyecek, köşe dönecek, dövülen ‘bağcı yani halk ve çalışanlar mı?’ olacak.
Bu ülkede, birilerinin değil, devlet ve milletin gerçek iktidar ve lideri boşluğu var..

Bir yanıt yazın