Baki Ersoy, bankacılık kanunu üzerine konuştu

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde MHP Grubu adına söz alan milletvekili Baki Ersoy, Bankacılık kanunu üzerine  şunları söyledi.

Teklifle, kamu kurum ve kuruluşlarımızın ihtiyaçları ile son dönemlerde vatandaşlarımızdan gelen taleplerin karşılanması amacıyla çeşitli kanunlarda kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu teklifin ikinci kısmında Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda yer alan idari para cezalarının güncellenmesi söz konusudur. Böylece, idari para cezası tutarlarının güncellenmesi ve aykırılığın birden fazla işlenmiş olması veya idari para cezasının uygulanmasından itibaren iki yıl içerisinde tekrarlanması durumlarında cezanın 2 katına kadar artırılması öngörülmektedir. Özellikle de son dönemlerde insanların kredi kartlarını bilinçsiz bir şekilde kullanması ve bunun nihayetinde kendilerinin ve ailelerinin mağdur olması göz önünde bulundurulduğunda uygulamanın caydırıcı olabileceği ve olası mağduriyetlerin önüne geçebileceği kanaatindeyiz.
Bir diğer düzenleme, factoring şirketleriyle ilgili. Kanunda yapılan düzenlemeyle factoring şirketlerinin kuruluşunda sermaye artışının aranması öngörülmektedir. Böylece, factoring şirketlerinin kuruluşunda nakden ödenecek sermaye tutarı 20 milyon Türk lirasından 50 milyon Türk lirasına çıkartılacaktır. Ayrıca, teklifle Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nda yer alan idari para cezaları güncellenecektir. İdari para ceza tutarlarının güncellemesi ve aykırılığın birden fazla işlenmiş olması veya idari para cezasının uygulanmasından itibaren iki yıl içerisinde tekrarlanması durumunda cezaların 2 katına kadar artırılması öngörülmektedir.
Bir diğer düzenleme ise factoring şirketlerinin sermaye artırmaları için verilecek süreyle ilgilidir. Bu süre bir yıldır. Söz konusu teklifle, halka açık ortaklıkların önemli nitelikte işlemlerinin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir. Yapılacak düzenlemelerle, halka açık ortaklıkların birleşme, bölünme işlemlerine taraf olması, tür değiştirmesi, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi gibi, yatırımcıların yatırım kararlarının değişmesine yol açacak, ortaklığın yapısına ilişkin temel işlemler önemli nitelikte işlem sayılacaktır. Mal varlığının devredilmesi, faaliyet konusunun değiştirilmesi ve borsa kotundan çıkılması, önemli nitelikteki değişiklik kapsamından çıkarılmaktadır. Görüşülen teklifle, önemli nitelikteki değişim sonucu pay sahipleri ayrılma hakkına ilişkin esasların yeniden belirlenmesi söz konusudur. Mevcut düzenlemede, önemli nitelikteki değişim sonucu pay sahipleri ayrılma hakkını kullanmak istediklerinde, ortaklık, işlemin kamuya açıklandığı tarihten önceki otuz gün içindeki ortalama fiyat üzerinden payları almakla yükümlüydü. Öngörülen düzenlemeyle, halka açık ortaklığın satılacak payları, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenecek esaslara göre adil bir bedel üzerinden satın alması öngörülmektedir.
Bir diğer düzenleme ise, halka açık anonim ortaklıklarla ilgili. Teklifle, halka açık anonim ortaklıklarda hâkim ortağın değişmesi durumunda, gerçekleşen pay alım teklifi zorunluluğunun, payın ya da oy hakkının iktisabına ilişkin bilginin kamuya açıklandığı tarihte, pay sahibi olan yatırımcılara tanınması sağlanmaktadır.
Teklifle, borçlanma aracı sahipleri kurulu müessesesinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Böylece, ihraççının tedavülde bulunan borçlanma araçlarının sahiplerinden müteşekkil bir borçlanma aracı sahipleri kurulu oluşturulmaktadır. Kurul kararlarını, borçlanma araçlarının nominal bedelleri toplamının en az yarısını temsil eden borçlanma aracı sahiplerinin veya tedavülde bulunan tüm borçlanma araçlarının nominal tutarının en az yarısını temsil eden borçlanma aracı sahiplerinin olumlu oyuyla alabilecektir. Ayrıca, borçlanma araçlarının ödenmesinde temerrüde düşülmesi durumunda, yatırımcılar ve ihraççının yeniden yapılandırma konusunda mutabakata varmaları hâlinde, daha önce başlatılmış takiplerin durması, zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin işlememesi ve borçlanma araçlarının ifasıyla takiplerin düşmesi öngörülmektedir. Ayrıca, teklifle Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenecek sermaye piyasası araçları teminat altına alınabilecek ve teminata konu varlıkların mülkiyeti teminaten ve teminat yönetim sözleşmesi kapsamında teminat yöneticisine devredilecektir. Düzenlemede teminat yöneticisi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmesi, teminat yönetim sözleşmesine aykırılık durumunda Serbest Piyasa Kurulu tarafından alınabilecek tedbirler ve teminata konu varlıkların amaç dışı kullanımının cezai yaptırıma bağlanması yer almaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu teklifle kitle fonlamasının borçlanmaya dayalı yapılabilmesi öngörülmektedir. Düzenlemeyle kitle fonlama platformları üzerinden yürütülecek kitle fonlaması faaliyetlerinin ortaklığa veya borçlanmaya dayalı olarak halktan para toplanması suretiyle yapılması konusunda Serbest Piyasa Kuruluna yetki verilmesi ve borçlanmaya dayalı kitle fonlaması faaliyetlerine bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması sağlanacaktır. Ayrıca, payları kaydeden izlenen girişim şirketlerinin genel kurullarına elektronik ortamda katılma imkânı tanımakta ve kitle fonlaması işlemlerine ilişkin hazırlanan bilgi formunu imzalayan gerçek ve tüzel kişilerin bilgi formunda yer alan yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan sorumlu olması düzenlenmektedir. Teklifle yatırım kuruluşları ve portföy yönetim şirketleri tarafından proje finansmanı faaliyetleri kapsamında kredi veya ödünç verilmesi ya da döviz hizmeti sunulması yan hizmet olarak belirlenmektedir. Bununla birlikte, tüzel kişiliği bulunmayan yatırım fonları, tapu, ticaret sicili ve diğer resmî sicillerde tescil, değişiklik, terkin ve düzeltme talepleri dâhil olmak üzere her türlü sicil işlemlerinde tüzel kişiliği haiz sayılacaktır. Ayrıca, yatırım fonlarının tapu işlemlerinin bu kuruluşları temsil eden birer yetkilinin müşterek imzalarıyla gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, tüzel kişiliği bulunmayan konut finansmanı fonları ve varlık finansmanı fonlarının her türlü sicil işleminde tüzel kişiliği haiz sayılması ve sicillerde fon adına yapılacak olan bu işlemlerin, fon kurucusu ve fon kurulunu temsilen birer yetkilinin müşterek imzasıyla gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.
Proje finansmanı fonu kurulmakta ve bu yolla, uzun vadeli büyük kredi gerektiren altyapı, enerji, sanayi, teknoloji yatırımları ve buna benzer projelere münhasıran, proje bazında fon sağlanması amacıyla projeye dayalı menkul kıymet ihraç imkânı sağlanacaktır.
Yapılan düzenlemelerle, izahname, ihraç belgesi ve kamuyu aydınlatma belgelerinde belirtilen taahhütleri zamanında yerine getirmeyen, bu aykırılık için Sermaye Piyasası Kurulunun belirttiği süre içerisinde geçerli bir ekonomik ya da finansal neden göstermeyen ilgililerin ihraçtan elde ettikleri gelirlere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteme yetkisi ile aykırı işlemin iptali için dava açma yetkisi verilmektedir.
Kanunda belirtilen emredici hükümlere aykırı hareket eden tüzel kişilere, brüt satış hasılatının yüzde 1’i ile vergi öncesi kârının yüzde 20’si arasında, yüksek olanına kadar, idari para cezası öngörülmektedir.
Denetim personelinin talep ettiği her türlü bilgi ve belgenin verilmesi zorunluluğunu yerine getirmeyen kişi ve kurumlara, gerçeğe aykırı bilgiler vermek suretiyle denetime başlanmasına neden olan kişilere idari para cezası getirilmektedir.
Sermaye piyasası araçları ya da ihraççılar hakkında ilgili sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek nitelikteki ve henüz kamuya duyurulmamış bilgilere dayalı olarak sermaye piyasası araçları için alım ya da satım emri veren, verdiği emri değiştiren veya iptal eden, bu suretle kendisine veya bir başkasına menfaat temin eden kişilere verilen hapis cezasının alt sınırı iki yıldan üç yıla çıkarılmakta, üst sınır olan beş yıl ise değiştirilmemektedir.
Son olarak, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapan, emir veren, emir iptal eden, emir değiştiren veya hesap hareketleri gerçekleştiren kişilere hapis cezasının alt sınırı iki yıldan üç yıla çıkarılmakta, üst sınır olan beş yıl ise değiştirilmemektedir.
Kanun teklifinin 2’nci bölümüne değindikten sonra değerli milletvekilleri, seçim bölgem olan Kayseri’mizin çok önemli bir sorunundan bahsetmek istiyorum. Kayseri, İç Anadolu Bölgesi’nin ticaret ve sanayi merkezidir. Kayseri’mizde 3 merkez, 13 taşra olmak üzere toplam 16 ilçemiz bulunmaktadır. Özellikle de Akkışla, Bünyan, Develi, Felâhiye, Hacılar, İncesu, Özvatan, Pınarbaşı, Sarız, Sarıoğlan, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçelerimizde son yıllarda taşradan büyük şehre göç probleminin yaşandığı, merkezlere büyük bir göç akımının olduğu bir gerçektir. Ülkemizin cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kalkınmasında büyük rolü olan tarım sektörünün temel iş gücü rolü oynadığı bu ilçelerde tarımsal üretimin zayıflaması ve özellikle de genç nüfusun işsizlikle mücadele edememesi göç vermenin en büyük sebebidir. Üretken ve genç nüfusun topraklarını terk etmesi, tüm sektörlerde sıkıntıların artacağına yönelik öngörüleri kuvvetlendirmektedir. Nüfus dengesinin sağlanması, yerli üretimin devamlılığı, şehir merkezlerindeki hava kirliliğinin ve trafik probleminin önüne geçilmesi başta olmak üzere birçok problemin önlenmesi için taşradan merkeze göçün önüne geçmek gerekmektedir. Bunun için ise öncelikle temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan ilçelerimizin bu alanlarda desteklenmesi, sağlıklı ve ihtiyaç merkezli devlet desteklerinin uygulanması gerekmektedir. Gerekli teşvik ve desteklerin sağlanması durumunda yeni iş arayışına yönelmeye gerek kalmayacak, özellikle de maddi sıkıntılar sebebiyle atıl ve terk edilmiş topraklar yeniden değerlenecek ve üretim artacaktır, göç probleminin bir nebze olsun önüne geçilmiş olacaktır.
Taşra ilçelerden bahsetmişken Kayseri’mizde çözülmesinin öncelikli olduğunu düşündüğüm bir diğer problemimiz ise özellikle de Sarız ve Pınarbaşı ilçelerimizdeki yayla problemidir. Bu ilçeler, coğrafi yapısı ve mera varlığı nedeniyle hayvancılığa elverişli konumdadır. İklimin elverişli olması bu bölgede hayvancılığı geliştirmiştir. Öyle ki bu ilçelerin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Burada yaşayan besicilerimiz, yaz aylarında hayvanlarını otlatmak ve üretim faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere, ortalama üç aylık sürelerle Pınarbaşı ve Sarız ilçeleri sınırlarımızdaki yaylalara çıkmaktadırlar. Bu süre zarfında temel ihtiyaçlarını karşılamak için kulübeler ve hayvanların barınması amacıyla küçük ahırlar yapmışlardır fakat bu yapılara yıkım emri çıkmıştır. Neredeyse tek geçim kaynağı hayvancılık olan, buralardan kesinlikle hiçbir rant elde etmeyen yöre halkı mağduriyet yaşamaktadır. Söz konusu yıkımların gerçekleşmesi, yörede hayvancılık sektörünün büyük oranda gerilemesine, dolayısıyla da zorunlu göçe sebep olacaktır.
Benzer bir durum, Develi ilçemizin Sindelhöyük Mahallesi’nde de söz konusudur. Yetkililerden aldığımız bilgiye göre, bölgede 25 adet bina mera arazisine yapılmış olup bu binalardan 3 tanesi yıkılmış, kalan 22 binanın da yıkılması için çalışmalar başlatılmıştır. Mera vasfındaki bu arsaların hazine arazisine dönüştürülüp üzerindeki maliklerine rayiç bedelleri üzerinden satışının yapılması bu problemi çözecektir diye düşünüyorum.
Benim, bu konuda konunun muhatabı olan yetkililerden talebim, buralardaki yıkım emirlerinin kaldırılması ve zaten ekonomik olarak zor dönemler geçiren çiftçilerimizin ve besicilerimizin mağduriyetlerinin önüne geçilmesidir.
Üzerinde durmadan geçemeyeceğim bir diğer husus ise Cumhurbaşkanlığı 2020 yılı yatırım planıyla ilgili. Yatırım planında Kayseri’mize ayrılan bütçe için, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm ilgililere, yetkililere teşekkür ediyorum fakat yatırım programında genel tabloya baktığımız zaman, Kayseri ilimize ayrılan miktarın toplamda 460 milyon TL olduğunu görüyoruz. Bu meblağ, özellikle de diğer illere kıyasla Kayseri’mizin potansiyelini de düşündüğümüz zaman beklentilerimizi maalesef tam anlamıyla karşılayamamıştır. Özellikle de yüksek hızlı tren hattının bir an önce faaliyete geçebilmesi için yeterli ödenek maalesef bu sene de sağlanmamıştır. Bu konuda Kayserililer olarak beklentimiz ve ısrarımız oldukça fazladır. Ben de tüm Kayserililer adına bir kez daha buradan dile getirmek istiyorum: Yüksek hızlı tren Kayserililere verilmiş bir sözdür, bir an önce bu sözün yerine getirilmesi Kayseri halkının en büyük arzusudur.

Bir yanıt yazın