Aldatılan, kandırılan şehir (Köşe yazısı -20.11.2014 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
1980’e kadar Kayseri, ticaret, siyaset ve ibadette önemli bir şehir imiş.
Bir dediği iki edilmeyen, siyasetçileri, hayırseverleri, işadamları, yatırımcıları, ufku açık Dünyayı takip edenleri ile.
Ya şimdi.belge
Siyasetteki başarısızlıkları,
‘Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim’ demekten korkan
Çeksiz-senetsiz birbirinden borç alırken şimdi uzaklaşan,
OSB’lerini üreten değil, hangar yaparak günü kurtaran, ucuz işçiliği teşvik eden,
Pastırma-sucuk-mantısını bile koruyamayan,
Bankaların adeta esiri olan,
İktidarın baskısı ile işadamlarını korkutan, ürküten,
Cumhuriyetten bugüne yapılan önemli tesislerini bir bir kaybeden,
Bölge müdürlüklerini kapattırıp, tarihte başkent şehir iken şimdi nüfusu artan ancak Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığı gibi başka şehirlere yöneltilen,
Son teknolojilerden ve devlet yatırımlarından istenileni alamayan,
Gösteriş uğruna, hızlı göç alan,
Yabancıyı sevmediği halde, gelmesi için geziler düzenleyen,
Doğasını, havasını yok eden,
Gençler arasında uyuşturucunun, alkolün, suçların arttığı ve çeşitlendiği,
İbadetin arttığı, alkolün turizm belgeli tesislerde bile yasaklanmaya çalışıldığı,
Belediyelerinin, mahallesine, grubuna, ırkına, kültürüne göre hizmet ettiği,
Vakıf arazilerinin kılıfına uydurulup betonlaştığı,
Tarihi ile övünülen okul ve tesislerin amacı dışına çıkartıldığı,
Makyaj-klasik hizmetleri ile gurur duyan,
Medeniyet olan tramvaya bile meydan okuyan,
Erciyes gibi güzelim dağında dozer-kepçenin kazımadığı yer bırakmayan,
Atamalarda, adamına göre iş yapanları çoğaltan, kurumlar arası transferleri çoğaltan,
Tutma ulusalcı kalemlere köşe yazdırarak yalan rüzgarı üzerine politika üreten,
Kayseri’yi adeta işgal edilen şehir haline getirerek Birleşmiş Milletler şehrine dönüştüren,
Ama hala gerçekleri halktan gizleyen bir güya Anadolu Kaplanı bir şehir.
Son olarak Milliyet Gazetesinden Güngör Uras ‘Kayseri’ye ne oluyor?’ başlığı ile bir yazı kaleme almış.
O da bizim gibi şaşkın. İşte o yazıdan bir bölüm.
Anadolu Aslanları’nın, Anadolu Kaplanları’nın sembolü olarak Kayseri’yi biliriz. Anadolu’da, ticaret ve sanayi denilince “Kayseri” adı gündeme gelir.
Ne var ki Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın derlediği rakamlara göre, “Bizim Kayseri”nin durumu hiç de parlak değil.
Orta Anadolu’da küçük sanayiden büyük sanayiye geçiş iki şehirde, Kayseri ve Gaziantep’te başlamıştı.
Yarış başlarken Kayseri’nin avantajları vardı. İlk tayyare fabrikası Kayseri’de kurulmuş. Sümerbank, bez fabrikası açmış. Şeker fabrikası, ana tamir tesisleri şehirde ekonomiyi canlandırmış. Kaliteli, deneyimli işgücünün yetişmesine imkân vermiş.
Geliniz görünüz ki şimdilerde Kayseri Gaziantep’in çok gerisinde, hatta daha sonra yarışa katılan Konya’nın da çok gerisinde.
Şehirlerde faaliyet gösteren işletmelerin, bulundukları şehirlerdeki faaliyetleri sonucu elde ettikleri cirolara göre, İstanbul 2013 yılında 1.445 milyar TL ciroyla başta geliyor. İstanbulluyu 305 milyar TL ciro sıralamasıyla Ankara izliyor. Gaziantep Türkiye sıralamasında 7’nci sırada. Konya 9’uncu, Kayseri 14’üncü sırada yer alıyor.
Gaziantep’teki işletmelerin ciroları 82 milyar TL, Konya’dakilerin 64 milyar TL, Kayseri’dekilerin 46 milyar TL.
Şimdilerde Anadolu Aslanları’nın büyüklüklerini imalat sanayiindeki büyüklüklerine bakarak ölçüyoruz. İmalat sanayiinde Gaziantep’in 2013 cirosu 27 milyar TL, Konya’nın 16 milyar TL, Kayseri’nin 14 milyar TL
Biz Kayserilileri iyi tüccar olarak biliriz. Ama ticaret cirosu Gaziantep’te 24 milyar TL, Konya’da 24 milyar TL iken, Kayseri’de 12 milyar TL.
Bilim ve teknik konularında, konaklama ve yeme içme sektöründe ve hepsinden önemlisi eğitim konusunda her 3 şehrimizin de durumu parlak değil.
Her üç şehirde de inşaat kesimindeki faaliyetlerin canlılığı dikkati çekiyor.
Rakamlar ve yazan işte yukarıda.
Peki birileri bu şehrin kaderi ile oynarken, bunun adı ‘Övünmek gibi olmasın’ sözünü aceba ‘Dövülmek gibi olmasın’ a çevirmesin.
Dünyanın ilk’leri Kayseri’de idi. Şimdi geriye gitmekte ilk’lerine doğru gidiyor.
Kaniş-Karum ilk Asur ticaret liman şehri. Şimdi tarihte. Ticaret liman şehirleri artık başka yerlerde.
İlk hastane ve tıp merkezi de. Tanıtım kitabında bile taş süslemelerinin özelliği yok. Artık sağlıkta adliyeye intikal eden bazı kirli ticaretleri gündemde.
Böyle giderse Kayseri’de azınlıkta kalan Kayserili ve çocukları nereye gidecek merak ediyorum.

Bir yanıt yazın