Abdullah Gül adliyede ‘kayıp trilyon’ davasında ifade verdi

Kayıp trilyon davası yeniden gündeme geldi.  Bu konuda hapis cezası alan Necmettin Erbakan’ı affeden Abdullah Gül kendi isteği ile  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek ifade verdi.  eğini belirten Abdullah Gül, görevi sona erdikten sonra avukatı vasıtasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığ’na başvurarak ifade vermesi için gün tayin edilmesini istedi. Belirtilen günde Ankara’ya giderek başsavcıya ifade veren Gül’ün bu hareketi basına duyurulmadı.

Abdullah Gül’ün avukatı Ömer Küçüközcan, Ankara Adliyesi’ne mesai bitmek üzereyken gittiklerini ifade ederek “Doğru, gittik. O ifade verildi. Mesai bitmek üzereyken gidildi. 45 dakika civarı sürdü. Soruşturmaya konu olay ile ilgili Abdullah Bey’in hiçbir alakası olmayan bir konu. Tek sıfatı o dönem o partide genel başkan yardımcı olmasıydı. Ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıydı. Parasal konuda hiçbir hakkı yok, yetki yok. Kendisi ile aynı statüde bulunan parasal hiçbir hak ve yetkisi bulunmayan tüm insanlar zaman içinde bu dosyadan aklandılar. Beyefendi de dokunulmazlığı sebebi ile bu döneme geldi. Davet üzerine gittik. Konu ile ilgili bilgilerini sordular. Parasal konu ile hiçbir bilgisinin olmadığı, ilgisinin olmadığını açıkladı. Konu bundan ibaret… Nezaket kuralları çerçevesinde bir işlem yapıldı. Hukuk ‘bir daha gel’ derse gideriz, Ama hukukun ‘bir daha gel’ demesini gerektiren bir şey olduğunu düşünmüyoruz.” dedi. Abdullah Gül’ün ifadesini, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zeki Bayrak’ın aldığı öğrenildi. (Dinçer Gökçe/Hürriyet)

Abdullah Gül’ün kişisel internet sitesinde ifadeyle ilgili açıklamalara yer verildi:

“Abdullah Gül, ‘Olay tarihi itibariyle Refah Partisi’nin Dış İlişkiler’den sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı sıfatını taşıdığını, esasen parasal hiçbir konuda hak, yetki ve sorumluluğu bulunmadığını; bununla birlikte davada adıgeçen herkesin ifadesinin alınmış olması ve hukuka duyduğu saygı çerçevesinde ifade vermeye geldiğini’ kaydetmiştir. “Kayıp trilyon” davasına bakan Ağır Ceza Mahkemesi’nin, kendisi gibi ilgisiz bütün parti yetkilileri hakkında ve özellikle de Refah Partisi’nin bu konularla ilgili Genel Muhasibi hakkında bile beraat kararı verdiğini hatırlatan Gül, ‘Hukukun tüm koşullarıyla eksiksiz ve kusursuz olarak işlemesi, hiçbir konuda en küçük bir kuşkunun hiçbir taraf için kalmaması maksadıyla bizzat ifade verdiğini’ belirten Gül, bu işlemin tamamlanmasından ötürü duyduğu memnuniyeti ifade etmiştir.”

1998 yılında Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi (RP) hakkında verdiği kapatma kararının ardından, yöneticilerden ellerindeki Hazine yardımını devlete iade etmelerini istedi. Ancak RP, paranın örgütlere gönderilerek harcandığını ileri sürdü ve söz konusu Hazine yardımını iade etmedi. Müfettişlerin incelemelerinde paranın, sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği tespit edildi. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın da bulunduğu parti yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Dava sonucu Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan ‘özel belgede sahtecilik suçundan’ 2 yıl 4 ay hapse mahkum olmuştu. Erbakan’ın bu cezası daha sonra ev hapsine çevrildi. Cezası daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından affedildi. Kayıp Trilyon davası sonucunda Refah Partisi’nin 68 yöneticisi Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında 1 yıl ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Erbakan ev hapsi ve af sürecinden sonra siyasi haklarına yeniden kavuşmuştu.

 

Bir yanıt yazın