Güncel konularda eleştiri..(Köşe yazısı 26.12.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bu köşeden Kayseri’nin spordan, kültür ve sanattan uzaklaştığına defalarca dikkat çektim.

Belli kişilerin adeta egemenliğinde ve kendi reklamları ile devam eden etkinliklerde, siyaset mi, ticaret mi, yoksa ‘biz’ olamayan ‘ben’ler mi önde kimse anlayamadı.

Sonuçta, halen devlet radyosu, tiyatrosu, korosu gibi belli illerde toplanan etkinliklerin bir türlü gelmediği, getirilemediği Kayseri’de, bir de konservatuvar paralı hale getirilip, şehir merkezinden uzaklaştırılınca, geçmişe de ihanetin adımları atıldı.

Şimdi son çıkartılan ‘Kayseri türküleri, oyunları, halayları’ kitabı dışında ortada bir eserimiz kalmadı.

Ok atanlara sürekli para bulup, harcama yapanlar nedense kültür- sanatı paralı yapıyor.

Hangi mantıkla, kimin aklı ile anlamak mümkün değil.

Kaybeden Kayseri, çok yazık..

***

Kayseri’deki kültür-sanatın geriye gittiğine dikkat çekerken arkadaşlardan gelen ve ‘torba yasa’ya konduğu ya da şu günlerde konup meclis gündemine getirileceği önemli bir konu daha var.

Çok sayıda kültür-sanatsever ve bilim adamından gelen konu doğru ise şu.

‘Hükümetin başta Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestraları, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet çok Sesli Korosu olmak üzere toplam 52 sanat kurumunun kapatılmasını öngören yasa tasarısı bizim ve çocuklarımızın geleceğini yok ediyor.
Bizler Cumhuriyet’in kültür-sanat kurumlarının kapatılmasına sonuna kadar karşıyız. Yapılması planlanan model baskıcı ve gerici bir modeldir ve sanatın özgürlüğünü elinden almaktadır.
Bunun yanı sıra Eğitim fakülteleri, güzel sanatlar liseleri, konservatuvarlar da topun ucunda. Türkiye’de sanatın ölüm fermanı olan 52 sayfalık yasa tasarısı mecliste yarın, öbür gün onaylanabilir.
Cumhuriyet’in çağdaş sanat kurumları tek tek yok ediliyor. Esasında hepimizin bildiği gibi asıl yok edilmek istenen laik Cumhuriyetimizdir.’

Bu konuda iktidardan doğru-yalan resmi bir açıklama yapılırsa onu da yayınlarız.

***

Türkiye genelinde yaşanan bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Son düzenleme ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, rengi değişen ‘basın-sürekli basın kartı’ veriyor.

Bu kart öyle kolay alınmıyor. Çeşitli incelemelerden, yollardan, şartlardan, istenilen kanuni yeterlilik ile sadece basın mensuplarına veriliyor.

Bu kart ile Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanılıyor. Ancak, Kayseri dahil bazı illerde, halk otobüsü şoförleri bu kartı tanımıyor, amirlerine soruyor onlarda tanımıyor. Oysa duraklarda, amirliklerde bunun örneği var. Ortada ilgili birimlerin ‘tanıyacaksınız’ emri de.

Sonuçta ‘dolmuşçuluktan şoförlüğe geçen’ bazı kabadayılar, bu kartla otobüse binen basın mensuplarının onuru, şerefi, haysiyeti ile oynayıp, onca insanın arasında küçük düşürüyor.

Sorun, idarecilerde, yöneticilerde değil. Sorun bazı ‘benim dediğim olur’ anlayışındaki ‘dayı’ şoförlerde. Umarım sorun eğitimle, uyarılarla çözülürde, istenmedik bir olay yaşanmaz.

***

Toplu ulaşımla ilgili yazarken, her yağışlı havada yaşanan bir olaya da dikkat çekmek istiyorum.

Biliyorum sık arayınca, Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü benden bıktı. Oysa kendisinden telefonunu alırken bir vatandaş olarak ‘denetim-otokontrol’ görevini yerine getirmek olduğunu konuşmuştuk.

Tramvay duraklarındaki gösterge panellerinde kısmen düzelme oldu. Hunat Hatun önündeki ‘akıllı durak’ta çalışmaya başladı. Bundan ve ilgisinden dolayı teşekkür ederim.

Son aradığımda bakmadı. Nedenini buradan yazayım.

O son aradığımda hava hafif yağmurlu idi. Tramvaya bindiğim durak Köprülü kavşaktan Hunat Hatun durağına gitmekti. Yağışlı havalarda, bazen vatmanlar sert duruşun nedenini ‘rayların ve tekerlerin kayması’ olarak anons ediyor, özürde diliyor. Yolcularda bu durumu anlayışla karşılıyor.

Ama o gün köprülü kavşaktan, Hunat durağına gelene kadar her durakta tramvay dururken yolcular birbirinin üzerine devrildi. Tepkileri tahmin edersiniz. Anonsta yapılmadı. Arama nedenim hem bunun içindi hem de tramvay duraklarda o kadar sert duruyordu ki, sanki raylardan çıkacak gibiydi. O milli servetlere de, vatmanlara da. Yolculara da yazık. Bunun bir çaresi mutlaka vardır.

***

Kayseri ‘bisiklet kullanımı’ konusunda ‘sunum’larda örnek-model gösteriliyor. Hala bisiklet yolları yok ama alınan bisikletler ile birileri mutlaka zengin ediliyor. Bisikletlerinde ne ışık sistemleri ne kaskları var. Yola çıkan bisikletlere yol verende, anlayışlı davrananda.

Keşke, engelsiz, yeşil ve teknolojik şehirlere örnek olabilsek. Akışı engelleyen trafik ışıkları, adamına göre sık kavşaklar, ortadaki bariyerler, refujlar, kaldırımlar gelişmiş ülkelerdeki gibi kaldırılsa. Tramvay, araç, bisiklet, yaya, spor yolları ve dinlenme alanları çizgilerle hizmet olarak sunulsa da, Kayseri olarak bu konuda örnek-model olabilsek.

Bu şehirde doğan, büyüyen, okuyan, mesleğini yapan ve halen yaşayan, çocukları ve torunlarına bu şehri emanet edecek biri olarak özlemim o kadar çok ki!

Projelerin kağıt üzerinde kalmaması, atanan ve seçilmişlerin koltukları örnek hizmetlerle doldurması tek isteğim ve dileğim. ‘Şov’lar bu şehre çok zarar verdi, halende vermeye devam ediyor.

Bir yanıt yazın