El bileğinden anjiyo

Kalbin damarlarını gösteren bir tetkik olan anjiyo, giderek artan oranlarda el bileğinden yapılıyor. Kasıktan yapılan anjiyoya göre daha güvenilir olan bu yöntem hastanın hayatını da kolaylaştırıyor.

Kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için yapılan anjiyo bir ameliyat değil. Biri kasıktan girilerek yapılan klasik yöntem, diğeri de el bileğinden yapılan olmak üzere ikiye ayrılıyor. Daha az risk içeren ve hastanın konforunu artıran bir uygulama olan el bileğinden anjiyoyu Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli anlattı.

Anjiyo neden yapılıyor?

Anjiyo, kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için yapılan bir yöntem. Aynı zamanda tıkanıklığın yeri, yüzdesi, derecesi ve tedavi şeklini de belirliyor. Yani anjiyo hem tanı yöntemi hem de tedaviyi belirliyor. Anjiyo tanı için yapılıyor olsa da, balon ve stent işlemi yapılabildiği için tedavi yöntemi olarak da kullanılıyor.

Nasıl karar veriliyor?

Anjiyo özellikle kalp krizi geçiren ( göğüs ağrısı, ağrıyla birlikte soğuk terleme, çarpıntı ve nefes darlığı varsa) hastalara yapılıyor. Bu hastalarda ilk üç saatte ( özellikle tanı konduktan ilk bir saat içinde ) acilen anjiyo yapılması gerekiyor. Bir saatin üzerindeki vakalarda da yine mümkün olan en kısa sürede anjiyo yapılması önem taşıyor. Hastanın bu şikayetleri olmasa bile yapılan efor ve sintigrafi gibi testler neticesinde problem tespit edilirse yine anjiyografi gerekiyor. Ayrıca bazı kalp kapağı hastalıklarında ve ameliyata girecek hastalarda koroner anjiyografi ile kateter işlemi birlikte yapılabiliyor.

El bileğinden anjiyo ile kasık anjiyosu aynı sonucu verir mi?

El bileğinden anjiyo ile kasıktan yapılan anjiyo işlemi verdiği sonuç ve tedavi işlemleri açısından aynıdır.

Sadece kalbe ulaşma yolları farklıdır. El bileğinden yapılan anjiyo işlemi kasık anjiyosuna göre daha konforlu olup hastalar aynı gün taburcu edilmektedir.

El bileğinden ve kasıktan yapılan anjiyonun farkları neler?

Kasıktan yapılan anjiyo, hasta açısından daha zahmetli bir işlem. Daha fazla anestezi kullanılıyor, daha kalın iğnelerle damara giriliyor ve daha derin tabakadaki damara ulaşmak gerekiyor. İşlem süresi aynı olmasına rağmen kasıktan yapılan anjiyo sonrası hastanın kalkıp yürümesi mümkün olamıyor. Hasta yatağına sedye ile taşınıyor ve beş-altı saat boyunca kum torbalarıyla birlikte sabit bir pozisyonda, kımıldamadan yatıyor. Bu süre zarfında tuvalete gidemiyor ve ayağa kalkamıyor. İşlem sonrası altı-yedi saat hastanede kalması gerekiyor. Kasık damarından yapılan anjiyolarda komplikasyonlar biraz daha fazla. Özellikle kanama, şişme, hematom (cilt altında kan birikimi), ağrı, işlem sonrasında damar hasarı denilen damar yaralanması veya balonlaşma (anevrizma) çok daha fazla görülüyor.

Nasıl yapılıyor?

Kol ve kasık anjiyosunun ön hazırlığı aynı şekilde oluyor. Hastanın üç-dört saat aç kalması gerekiyor. Kardiyak ilaçları varsa, alınması öneriliyor. Genel anesteziye gerek duyulmuyor fakat hastanın anjiyo işlemi öncesi psikolojik durumu önem taşıdığı için hafif sedatif ilaçlarla rahatlatılıyor. Hastanın bileği uygun pozisyonda hazırlanıyor. Küçük dozda anestezik bir madde ile iğnenin giriş yeri uyuşturuluyor. Küçük bir iğne ile hastanın bilek damarına giriliyor. Kol için özel üretilmiş sheaht’in (kısa bir borucuk) yerleştiriliyor. Bundan sonraki işlem kasıktaki ile aynı oluyor ve benzer kateterler kullanılıyor. Hastanın kalp içinde sağ ve sol koroner damarlar görüntülenebiliyor. Kateterlerin içerisinden opak madde verilmesiyle damarlar görünür hale geliyor. Bazen sadece kol için üretilmiş tek kateterle de anjiyografi işlemi kısa sürede tamamlanıyor. Kasıktan yapılan anjiyoda ise üç tane kateter kullanılması gerekiyor. İşlem beş-on dakika sürüyor. Anjiyonun ardından hastanın kolundaki sheaht çekiliyor. Bunu mutlaka deneyimli personelin yapması gerekiyor. Bu şekilde damar tıkanması azaltılabiliyor. Hasta işlemden sonra bir-iki saat gözetim altında tutuluyor. Ek bir problem çıkmayan hastalar bu sürenin sonunda taburcu edildi.

El bileğinden anjiyo kimlere uygulanamaz?

İleri diyabet hastaları, kronik böbrek hastaları veya böbrek fonksiyonları bozuk hastalar, kol damarı ince ve minyon tipli hastalar, daha önce kolundan travma geçirmiş hastalar ile ileri yaşlı hipertansif hastalara bilek anjiyosu önerilmemektedir. Bilek anjiyosunda en büyük problemlerden birisi kol damarında yaşanan spazmdır. Spazm, özellikle şeker hastalarında, minyon tipli insanlarda, daha önce panik atak geçirenlerde, psikolojik olarak hassas kişilerde ve genellikle kadınlarda görülüyor. Mutlaka işlem öncesi bilgi verilip hastanın rahatlatılması gerekiyor. Ayrıca Allen testi ile her iki damarın (radyal ve ulnar arter) açık olup olmadığını test etmek önem taşıyor. Allen testi bozuk çıkan hastalar kesinlikle el bileğinden anjiyoya alınmıyor. Bu test ile her iki damar normal iken hastanın parmaktan oksijen seviyesi ölçülüyor. Daha sonra biri kapatılıyor. Bu şartlar altında eğer oksijen seviyesi düşmüyorsa, bu diğer damar çalışıyor anlamına geliyor. Oksijen seviyesinin düşmesi ise diğer damarda problem olduğunu gösteriyor ve işlem yapılamıyor.”

Bir yanıt yazın