Ekonomi, teknoloji, sağlık, magazin-yaşam, kültür-sanat haberleri (12.12.2019)

ACCO dünyanın ilk otomatik laminasyon makinesini tanıttı
ACCO’nun küresel laminasyon ve ciltleme markası GBC, dünyanın ilk tam otomatik laminasyon makinesi GBC Foton 30’u tanıttı. Kullanıcılar ilk defa laminasyon makinasına 30 adet kağıt ekleyip çalıştırarak hepsinin her zaman kaliteli bir şekilde lamine edilmesini sağlayabiliyor
Sektöre yenilik getiren bu özellik, özel kartuş formatındaki makaralı film laminasyonunu ‘Otomatik Besleme’ kağıt teknolojisiyle birleştirerek geleneksel ve karmaşık laminasyon sürecini basitleştiriyor ve hızlandırıyor. Kullanıcıların yazıcıdaki gibi kağıtları Auto Feed kağıt tepsisine yerleştirmesi yeterli oluyor. Böylece inovatif Foton 30’un belgelerin üzerine laminasyon filmini otomatik olarak uygulaması için belgenin poşetin içine elle yerleştirilmesi gerekmiyor.
Tamamen otomatik olan, elle bir müdahale gerektirmeyen ve sıkışma yaşamayan GBC Foton 30’un içten ısıtmalı 4 silindirli sistemi yüksek kaliteli laminasyona sahip belgelerin oluşturulmasını sağlıyor. Cihazın gelişmiş sensörleri, en doğru sonuçlar için belgeyi ve filmin kalınlığını otomatik olarak tespit ediyor.
Diğer önemli özellikler arasında en doğru konumlama ve sınırlar için laminasyonunu sıkışmasını engelleyen entegre eğriliği düzeltme sistemi yer alıyor. Tepsideki sensör, belgenin en doğru şekilde kesilebilmesi için köşeleri tespit ve takip ediyor.
Çok yönlü bir kullanım sunan GBC Foton 30’da 3 çalışma modu bulunuyor. Bu modlar, tamamen otomatikten elle yerleştirme ve kesmeye kadar birçok imkan sunuyor ve standart olmayan boyutlara sahip farklı şekillerdeki kağıtlarla bile uyumlu hale geliyor.
GBC Foton 30’da kullanıcı deneyimi kapsamında kolay ve hatasız kartuş yüklemenin yanı sıra enerji tasarrufu sağlayan ‘Otomatik Kapanma” gibi birçok özellik ve gösterge bulunuyor. ‘Hazır’ ve ‘Isınıyor’ göstergeleri, ‘Film Azalıyor / Bitti’ uyarı ışığı da verimli bir kullanım sunuyor.
ACCO Brands EMEA Türkiye Pazarlama Müdürü Özlem Ankaralı Efe, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yüksek hacimli laminasyon ihtiyaçlarına sahip kullanıcılar için ideal olan GBC Foton 30, GBC’nin 1990’da piyasaya sürdüğü taşıyıcı gerektirmeyen laminasyon makinelerinden sonra en önemli ürün tanıtımı olacak. Foton 30, laminasyon kategorisinin son 10 yılı içerisindeki en önemli yeni ürün olarak dikkat çekiyor. GBC, laminasyon ve ciltleme kategorisinde inovatif, yüksek kaliteli ve güvenilir ürünler üretmeye devam ediyor.”
GBC Foton 30, 3.990 TL önerilen satış fiyatıyla satışa sunuldu.

Canpark’ta Yılbaşı Alışveriş Şenliği başlıyor…

13-14-15 Aralık tarihlerinde Canpark’ta Yılbaşı Alışveriş Şenliği başlıyor.

Dünya Engelsiz Yaşam Derneği ile birlikte düzenlenen Yılbaşı Alışveriş Şenliği’nde sevdiklerinizi yeni yılda el emeği göz nuru ile hazırlanmış kişiye özel hediye seçenekleriyle mutlu edebilirsiniz.

Takı aksesuardan ev tekstiline, dekorasyon ve hediyelik eşyadan kişiye özel birçok tasarım ürün 13-14-15 Aralık tarihlerinde saat 10:00 – 22:00 saatleri arasında Canpark AVM Yılbaşı Alışveriş Şenliği’nde sizlerle olacak.

Kış aylarınında tatilcilerin vazgeçilmezi “Termal Oteller”

Havaların soğumasıyla birlikte yerli ve yabancı turistler, termal otelleri doldurmaya başladı. Yüzde 90 oranında doluluk yaşamaya başlayan termal oteller soğuk kış günlerinde hem tatil yapmak hem de sağlık aramak isteyenlerin ilk durağı olmuş durumda. Elçi Tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, 2020 yılında termal otellerin yaz dönemine kadar yoğun bir sezon yaşayacağını vurguladı. Başarır, “tatilcilerin sağlık turizmine olan ilgisi oldukça güzel. Termal otellerin mineralli suları, kişiye özel kürleri ve fizik tedavi merkezleriyle ortak çalışıyor olmaları çok büyük avantaj.” Açıklamalarında bulundu.

Yaz aylarının bitimiyle birlikte tatilciler hem içlerini ısıtacak hem de sağlık bulacakları termal otelleri tercih etmeye başladı. Özellikler muhafazakar ailelerin rahatlıkla konaklayabileceği otel konseptlerinde de neredeyse yüzde 90 oranında bir doluluk görülüyor. Özellikle okulların ara tatillerinde muhafazakar termal otel tatilleri oldukça yoğun oluyor. Elçi Tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, tatilcilerin, özellikle muhafazakar termal otel tur paketlerinde yüzde 20’ye kadar indirimlerden yararlana bileceğini söyledi.

Mineralli sularda hem tatil hem de sağlık

Termal su; Bikarbonatlı, tuzlu, kükürtlü, sülfatlı, demirli, iyotlu, karbondioksitli gibi radyoaktif maden sularından oluşmaktadır. Termal Sular astımdan egzamaya, iç hastalıklardan, felçe kadar her deva olduğu tıbben  ispatlanmış durumda. Özellikle derdine derman arayan ve ailesiyle dini kurallara göre bir tatil geçirmek isteyen muhafazakar ailelere uygun konseptli turlar her geçen gün artıyor. Muhafazakar ailelerin yüzünü güldüren bu artış tatilcilerin talepleri doğrultusunda özel paketler olarak da şekillenebiliyor.

Muhafazakar termal oteller

Türkiye’nin bir çok noktasında muhafazakar ailelere uygun otel konseptleri artmış durumda Termal oteller de bunlardan biri. Uzun yıllardır Muhafazakar ailelere hizmet veren Elçi Tur, 2019-2020 yılında da özel paketler ve indirimlerle uygun alternatifler sunuyor. Tatilciler Balıkesir’den, Ankara’ya, Afyon’dan Yalova’ya kadar Türkiye’nin neredeyse dört bir yanında termal otellere rezervasyon yaptırabiliyorlar. Daha detaylı bilgi için www.elcitur.com.tr adresinden termal otel turlarını inceleyebilirsiniz

Ford Trucks, İtalya pazarına adım atıyor…

 İspanya ve Portekiz’in ardından Ford Trucks, Batı Avrupa’da İtalya ile büyüme devam ediyor

 Tüm Avrupa’ya yayılma hedefiyle Portekiz ve İspanya’da arka arkaya bayi açılışları gerçekleştiren Ford Trucks, Batı Avrupa’daki büyümesini şimdi de bölgenin en önemli pazarlarından İtalya ile sürdürüyor. Milano’da gerçekleştirilen basın buluşmasında F-Trucks Italia ile iş birliği yaptıklarını açıklayan Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Serhan Turfan, “Kısa süre önce girdiğimiz Polonya, Litvanya, Portekiz ve İspanya’nın ardından şimdi de yoğun talep gördüğümüz pazarlardan biri olan İtalya’daki bayi yapılanmamıza başlıyoruz. Avrupa’da adım adım ilerliyor, hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu.

 Ford Otosan’ın ağır ticari markası Ford Trucks, Polonya, Litvanya, Portekiz ve İspanya’da gerçekleştirdiği açılışların ardından Batı Avrupa’daki yayılımının ilk fazını İtalya ile tamamlıyor.

Eskişehir’de Türk mühendislerinin emekleri ile üretilen ve 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülünün sahibi olan çekicisi F-MAX ile küresel büyüme planlarında yeni bir sayfa açan Ford Trucks, İtalya pazarına yeni distribütörü F-Trucks Italia ile gireceğini duyurdu.

Turfan: “Avrupa’da adım adım ilerliyor, tüm hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz”

Ford Trucks olarak, hızlı bir büyüme dönemine girdiklerini vurgulayan Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Serhan Turfan, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“ITOY ödülünün ardından Rusya, Avusturya ve Slovenya’da ‘Yılın Kamyonu’ seçilen F-MAX’e Avrupa’dan gelen yoğun taleple birlikte büyüme planlarımızı erkene çekmiştik. Bu doğrultuda kısa süre önce girdiğimiz Portekiz ve İspanya pazarlarının ardından yoğun talep gördüğümüz pazarlardan biri olan İtalya’daki yapılanmamızı da tüm hızıyla ilerletiyoruz. Avrupa’daki büyüme planlarımızda önemli bir yer tutan İtalya pazarına yeni distribütörümüz F-Trucks Italia iş birliği ile adım atmanın heyecanını yaşıyoruz. İtalya, bugün faaliyet gösterdiğimiz ülkeler arasında yaklaşık 20 bin adetlik çok önemli bir pazar. Ford Trucks olarak, Avrupa’da adım adım ilerliyor, tüm hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz. Bunun için, bir yandan bayi ve servis iş birlikleri ile altyapımızı hazırlarken, diğer yandan da ülke ve bölge bazında yaptığımız atamalarla hız kesmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

10’u aşkın ülkede ülke ve bölge müdürlükleri atamaları gerçekleştirdi

ITOY ödülünün ardından Avrupa’dan gelen yoğun talep üzerine büyüme planlarını revize eden Ford Trucks, bu doğrultuda kendi içinde yurtdışı organizasyon yapısını yeniden düzenledi. 10’u aşkın ülkede ülke ve bölge müdürlükleri atamaları gerçekleştiren şirket, Avrupa’da büyük bir hızla büyümek üzere çalışmalarını sürdürüyor.

Ticaret müşavirleri 2023 ihracat hedeflerine ulaşmak için ihracatçı firmalara gönüllü danışman oldu

Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine ulaşması için 4 yıl Ticaret Müşaviri olarak dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yaptıktan sonra yurda dönen Ticaret Bakanlığı Bürokratları, görev yaptıkları ülkelerde edindikleri deneyimleri Egeli ihracatçılarla paylaştı.

2019 yılının 11 aylık döneminde 31 milyar dolar ihracat yaptığımız Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Romanya, Gürcistan, Güney Kore, Filipinler, Ukrayna, Fransa ve Polonya’da Ticaret Müşavirliği yapmış 11 bürokrat Ege İhracatçı Birlikleri üyesi 70 firma ile İzmir Büyük Efes Swissotel’de 300 civarında ikili iş görüşmeleri yaptı ve deneyimlerini aktardı.

Eskinazi; “Ticaret Müşavirleri tecrübelerini paylaştı”

Ticaret müşavirlerinin Türkiye’yi temsilen görev yaptıkları ülkelerde gerek kamu, gerek özel sektör, gerekse sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle Türkiye’nin ihracatını arttırmak için yıllarca gece-gündüz yoğun bir mesai harcadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ticaret müşavirlerinin görev yaptıkları ülke ile ilgili tecrübelerini ihracatçılara aktarabilecekleri bir zemin hazırladıklarını kaydetti.

Ticaret müşavirleriyle randevu çizelgesinin ihracatçı firmalardan gelen talepler sonucu kısa sürede dolduğuna işaret eden Eskinazi, “Ticaret Müşavirleri Buluşması’na 2016 yılında başladık. Bu beşinci buluşmamız oldu. Bu buluşmalarımızı önümüzdeki süreçte devam ettireceğiz. Ticaret Müşavirleri Buluşmamıza İzmir dışından da yoğun katılım oluyor” diye konuştu.

Türkiye’nin, 2023 yılında dünya ihracat rakamlarından yüzde 1.5 pay almayı hedeflediğine dikkati çeken Eskinazi şöyle devam etti: “Bu hedefe ulaşmak için ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor. Bu yıl davet ettiğimiz ticaret müşavirlerimizin görev yaptığı 10 ülke Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 20 pay alıyor. Böylesi etkinliklerle bu ülkelerin ithalatından aldığımız payı arttırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Ticaret Müşavirlerine Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2019 yılı faaliyetleri ve 2020 hedefleri ile ilgili bir sunum yaptı.

EİB’nin Ticaret Müşavirleri Buluşmasına katılan bürokratların görev yaptığı ülkeler arasında Türkiye’nin 2019 yılının Ocak – Kasım döneminde en fazla ihracat yaptığı ülke 7 milyar 242 milyon dolarlık tutarla ABD oldu. Fransa, 6 milyar 950 milyon dolarlık Türk ürünleri tercih ederken, Romanya 3 milyar 596 milyon dolarlık ihracat rakamıyla üçüncü sırada yer buldu.

RUS SİNEMASINDAN 22 SEÇKİN ÖRNEK.. 22. RANDEVU İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından gerçekleştirilen Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, 22. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 20-26 Aralık 2019 tarihleri arasında düzenlenecek festivalin bu yılki odağında Rusya var. “Rusya’ya Bak Dünyayı Gör” ve “Rusya’dan Kısalar” bölümleriyle seyirciyi selamlayacak olan filmler üretken Rus sinemacıların 2018 ve 2019 yılındaki çektikleri birbirinden özel ödüllü filmleri.

Yönetmen Sergey Kuznetsov’ın Uluslararası Prömiyerini 35. Varşova Film Festivali’nde yapan 7 avare karakterin ‘Kutsal Bar’ı aramak için koyuldukları yolun hikayesini anlatan 7 BOOZER / 7 AYYAŞ, Alexander Boguslavsky’nin salgın bir hastalıktan dolayı dışarıyla bağı yıllar önce kesilmiş olan bir şehirde yaşayan Abby’nin, yaşadığı şehrin aslında sihir dolu bir yer olduğunu öğrenmesiyle gelişen olayları anlattığı 2019 yapımı fantastik filmi ABIGAIL / ABIGAIL: SINIRLARIN ÖTESİNDE, Andrey Myshkin’in ¨B¨ isimli küçük bir kasabasında iki kişinin birbirine duyduğu ilginin hiç de tesadüfi olmayan bir dizi olaya sebep vermesini konu alan CURIOSITIES / KARŞILAŞMALAR, Anna Yanovskaya’nın, Yakut sinematografisinin arka planı hakkında, ironi ve metafizik dolu, Yakut ulusal adetlerinin tahmin edilemezliği üzerine kurgulanmış ve Sochi Uluslararası Film Festivali’nnde Jüri Özel Ödülü ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri kazanan EXCITING LIFE / HEYECAN DOLU BİR HAYAT, Aleksandr Veledinsky’in Paris’te düzenlenen Rus Film Haftası’nda ve 69. Berlin Film Festivali’nin Rus Filmleri Seçkisinde gösterilen, 90’lı yılların Soloviev ve Shakhnazarov filmlerinin ruhunda doğrusal olmayan bir anlatıya sahip sofistike filmi IN THE PORT OF CAPE TOWN / BİR ZAMANLAR CAPE TOWN LİMANINDA, Konstantin Fam’ın Jewish Film Festivali’nde gösterilen ve 77. Altın Küre Ödüllerine aday olan farklı dünyalardan gelen iki gencin, eski bir toplama kampı tutsağının ifadesiyle yüzleşmek zorunda kalması ve hayatlarının değişmesini konu alan KADDISH / DUA, Grigori Konstantinopolsky’e 29. Kinotavr Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülü kazandıranRUSSIAN PSYCHO / RUS SAPIĞI, Ilya Maksimov’un 2018 Russian Resurrection Film Festival’de gösterilerek beğeni toplayan ilk uzun metraj filmi THE SOUL CONDUCTOR / REHBER, Alexander Sukharev’in MMA hayranı olan ve yetimhanede büyüyen Alexander’ın hikayesini anlattığı WATCH MY LOVE / İZLE AŞKIM ve Boris Gouts’ın mockumentary formatında çekilmiş komedi-melodramı WE LOOK GOOD IN DEATH / ÖLÜMDE DE GÜZEL filmleri “Rusya’ya Bak Dünya’yı Gör” seçkisinde yer alacaklar.

Festivale Rusya’dan renk katacak “Rusya’dan Kısalar” seçkisinde ise 12 kısa film sinemaseverler ile buluşacak. Seçkide yer alan filmler ise Andrey Myshkin’in 302 BIS, Anna Kuznetsova’nın 628, Petr Fedorov’ın ELECTRIC CURRENT / ELEKTRIK, Denis Kudryavtsev’ın FAIR PLAY, Alexander Tsypkin, Ksenia Rappoport ile Pavel Kapinos’un FAREWELL, MY LOVE/ ELVEDA, BİR TANEM, Mikhail Arkhipov’un FUEL / BENZİN, Yaroslav Lebedev’ın LIVING IT UP / FELEKTEN BİR GECE, Andrey Korf’un LUCKY TICKET / UĞURLU BİLET, Victoria Runtsova’nın MOMMY’S CALF / ANNESİNİ ÖZLEYEN BUZAĞI, Igor Krasnikov ile Vakhtangi Khubutia’nın SHOT / AV, Mikhail Plotinsky’nin SON / OĞUL ve Natalia Kalenova’nın WINDOW / PENCERE.

Festival kapsamında film gösterimlerinin yanı sıra sinema sektörlerini bir araya getirecek Rus-Türk Sinema Sektörleri Paneli ve Rus-Türk Yapımcılar Buluşması da Randevu İstanbul’un etkinlikleri arasında yer alıyor. Aynı zamanda yabancı yapımcıların Türkiye’de çekim yapmalarını teşvik edecek kanunun ilk sunumu da Yapımcılar Buluşması’nda gerçekleştirilecektir. “Film in Turkey” başlığı altında düzenlenecek bu etkinliklerde Rus Yapımcılar Birliğinden çok değerli isimler ağırlanacak.

Festival Afişinde Rusya’nın Renkleri

Randevu İstanbul’un bu yılki afişinde Moskova’nın rengi göze çarpıyor. Grafik Tasarımcısı Kemal Öktem’in hazırladığı afiş, Rusya’nın en görkemli simgelerinden biri olan bu başyapıtın renkleriyle seyirciyi sinemanın içine çekiyor ve masalsı film seçkisi ile sinema aşkını tazelemeye davet ediyor.

Rus Sinemasının en iyi örneklerini keşfetme ve sinemaya yön veren klasikleri bir kez daha beyazperdede görme fırsatı sunan Randevu İstanbul, 20-26 Aralık tarihleri arasında seyircisiyle buluşacak.

Yaş meyve sebze ve mamulleri URGE Projeleriyle hedef pazarlara ihraç edilecek

İhracatını sürekli arttırarak yıllık 900 milyon dolar seviyesine ulaşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, ihracatını daha katma değerli hale getirmek, Hindistan, Çin, Güney Kore, Singapur, Malezya, Kanada ve Meksika başta olmak üzere hedef pazarlarda ortak pazarlama faaliyetleri yapmak amacıyla, iki URGE Projesini birden başlatıyor.

Ticaret Bakanlığı tarafından yüzde 75 oranında desteklenen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi URGE Projeleri Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin iki ana ihraç grubu olan yaş meyve sebze sektörü için “Taze Kiraz, Üzüm ve Nar Ürünlerinde Hedef ve Pazarlar Projesi” ve mamul sektörü için “İşlenmiş Meyve Sebze Ürünlerinde Hedef Pazarlar URGE Projesi” olacak.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlediği basın toplantısı ile URGE Projeleri hakkında bilgi veren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, yaş meyve sebze sektöründe Çin, Güney Kore, Malezya, Singapur başta olmak üzere Uzakdoğu ve Güney Doğu Asya’yı hedef pazar olarak seçtiklerini kaydetti.

Hava Kargo ile ihracat 20 milyon doları aştı

Yaş meyve sebze ihracatının Uzakdoğu ve Güney Doğu Asya ülkelerine artması için Hava Kargo ile sevkiyatın hayati öneme sahip olduğuna vurgu yapan Uçak, “Uzak pazarlara hava kargo ile ihracat maliyetlerini düşürmek için de çalışmalar yapıyoruz. Bu pazarlar için hava kargo ile ihracat olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir konudur. Şu an itibari ile hava kargo ihracatımız 20 milyon dolara ulaştı, bu URGE Projeleriyle bunu daha yüksek seviyelere çıkarmayı ve hava kargo ile ihracatta 100 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Meyve Sebze Mamulleri ile ilgili ana ihraç pazarlarının Avrupa Birliği ve ABD olduğu bilgisini veren Uçak, “Meyve sebze mamulleri sektörlerimizde ise; Hindistan, Çin, Kanada, Meksika gibi pazarlar potansiyel arz ediyor, umuyorum proje başladıktan sonra çıktılarını da almaya yavaş yavaş başlayacağız” diye konuştu.

URGE Projesi sonrasında Türk kirazı Çin’e girdi

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2016-19 yılları arasında taze meyve sebze sektöründe, taze kiraz ve üzüm özelinde başarılı bir Ur-Ge projesini geride bıraktığını hatırlatan Başkan Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Bu proje kapsamında özellikle Uzakdoğu ve Asya pazarında önemli ticari bağlantılar elde edildi. İlk Ur-Ge çalışmasını sektörümüz için bir başlangıç projesi olarak nitelendirebiliriz. Bu proje sonrasında Çin’e kiraz ihracatımız başladı ve beklentilerimizin üzerinde Çin’e kiraz ihraç ettik. URGE Projemizin başarılı olması için 32 firma güçlerimizi birleştirdik.”

URGE Projeleri en özel destek programlarından

Ege İhracatçı Birlikleri URGE Proje Koordinatörü Ayhan Karabulut da URGE projesinin Ticaret Bakanlığının en özel destek programlarından biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “URGE projesinde finansal desteğin yanı sıra firmaların birlikte hareket etme kabiliyetinin artırılması hedefleniyor. URGE projelerinde ihracat yapan firmaları fiyat rekabetinin sıkıştığı pazarların dışına çıkarmanın yanında firmalara üretim maliyetlerini düşürecek yöntemlerin danışmanlığı da yapılıyor. Bu sayede 32 firmanın hem ürün hem pazar hem de bireysel rekabetçiliğinin artırılması sağlanacak. Ayrıca projenin yüzde 75’i de devlet tarafından desteklenmektedir.”

AUTO KING servis ağını büyütmeye devam ediyor

 Türkiye’nin lider oto bakım ve onarım markası AUTO KING,  sigorta sektöründeki kurumsal müşterilerine ve motorlu taşıt sahiplerine yüksek standartlı hizmet sunmaya devam ediyor. Yeni açılan Siirt Servis Merkezi ve yenilenen Afyon, Sakarya ve Mersin servis merkezleriyle bugün Türkiye’nin 47 farklı noktasında hizmet veren Auto King, Afyon, Mersin, Siirt ve Sakarya illerinin yanı sıra çevre il ve/veya ilçelere de hizmet vermeyi amaçlıyor.

2600 metrekare kapalı, 1200 metrekare açık olmak üzere toplam 3700 metrekare servis alanına sahip AUTO KING-Mersin Servis Merkezi, uzman teknik personeliyle yeni servis binasında hizmet vermeye başladı. AUTO KING- Sakarya Servis Merkezi ise 700 metrekare kapalı, 500 metrekare açık olmak üzere toplam 1200 metrekarelik yenilenen alanıyla araç sahiplerini bekliyor. Yenilenen AUTO KING-Afyon Servis Merkezi de 2500 metrekare kapalı, 1500 metrekare açık alanıyla bölgesindeki tüm araç sahiplerinin bakımını üstlenecek. Yeni açılan AUTO KING-Siirt Servis Merkezi ise 214 metre kare açık, 1500 metre kare kapalı olmak üzere toplam 1714 metrekarelik alanıyla araç sahiplerine hizmet vermeye başladı.

 “Stratejimiz Servis Merkezlerimizi büyütmek ve daha iyi bir noktaya taşımak”

Servis merkezi konusunda belirledikleri strateji doğrultusunda emin adımlarla ilerlediklerini ifade eden AUTO KING Servis ve Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Bülent Şanlı, servislerini çağın ihtiyaçlarına göre yenilediklerini söyledi. Servislerin altyapısını ve parkurlarını güncellediklerinin altını çizen Şanlı,“Yeni lokasyonlarımızda, mini onarım, hasar onarım, mekanik bakım ve oto bakım alanlarında hizmet vermeye devam edeceğiz. Hedefimiz her zaman net; müşterilerimize kolay, kaliteli, güvenilir, ekonomik ve hızlı şekilde hizmet sunmak. Bu bakış açısıyla Mersin, Sakarya, Afyon ve Siirt şubelerimiz özelinde de müşterilerimizin bizden talep ettiği hizmeti onlara en yakın noktadan sunuyoruz” dedi.

Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci Birikimevim ana sponsorluğunda masaya yatırıldı

Müteahhit ve ev sahiplerine Birikimevim’den kapsamlı çözüm önerisi!

 Türkiye’deki kentsel dönüşüm sürecine ışık tutacak en güncel bilgi ve mevzuatların tartışıldığı “Türkiye Gayrimenkul Sektörü ve Deprem Gerçeği ile Kentsel Dönüşüm Sempozyumu” gündem yaratacak konu başlıklarıyla son buldu. Birikimevim’in ana sponsorluğunda düzenlenen sempozyuma;  bürokratlar, sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler katıldı.  Sempozyum kapsamında konuşan Birikimevim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Telli, Türkiye’deki kentsel dönüşüm gerçeği için çözüm önerisi sunduklarını ve temel hedeflerinin gerçekçi bir yol haritası oluşturmak olduğunu söyledi.

 Deprem gerçeği ile kentsel dönüşüm şekillendirdiği geleceği anlamak, tasarlamak, planlamak, paylaşmak ve uygulamak için düzenlenen “Türkiye Gayrimenkul Sektörü ve Deprem Gerçeği ile Kentsel Dönüşüm Sempozyumu”,  11 Aralık Çarşamba günü gündem yaratacak konu başlıklarıyla son buldu. Birikimevim sponsorluğunda düzenlenen sempozyuma, sektörün tüm paydaşları katıldı. Tasarrufa dayalı faizsiz finansman yöntemiyle sektördeki dinamikleri değiştirmek için yola çıkan Birikimevim, kentsel dönüşüm ile ilgili inovatif bakış açısıyla sektöre kazandırdığı yeni ürününü ilk defa sempozyum kapsamında katılımcılarla paylaştı.

“Uzmanlarında ifade ettiği gibi büyük bir deprem ile karşı karşıyayız”

Sempozyum kapsamında katılımcılara seslenen Birikimevim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Telli, özellikle Gölcük depreminde sonra ülke olarak depreme duyarlı hale geldiğimizi söyledi. Belediyeler, akademisyenler ve deprem uzmanlarının bu durumu değerlendirirken Kentsel Dönüşüm sürecinin ortaya çıktığını söyleyen Telli, bölgeler nezdinde kentsel dönüşüm çalışmaları başladığını ancak bunun yeterli olmadığının altını çizdi. Uzmanlarında ifade ettiği gibi büyük bir deprem ile karşı karşıya kaldığımızı anımsatan Telli, konunun tüm paydaşlarının bu bilinçle yol haritası oluşturması gerektiğini aktardı.

 “Hakkediş usulü ile sistemden müteahhitte fonlama yapıyoruz”

Konunun detaylarını da anlatan Birikimevim Yönetim Kurulu Başkanı

 Osman Telli, “Günümüzde 10 daireye sahip bir bina için daire başına vatandaşımızın 150 bin TL’lik bir bütçeye ihtiyacı var.  Biz Birikimevim olarak bu ihtiyacı ayda 2.000 TL- 3.000 TL- 4.000 TL ile vatandaşın sisteme ödeme yaparak sahip olmasını sağlıyoruz.  Vatandaşımız sistemdeki birikimleri neticesinde istediği müteahhitle anlaşma sağlayabilir, biz de bu durumda hakediş usulü ile sistemden müteahhitte fonlama yapıyoruz. Vatandaşın buradaki ödeme sürecini aslına bir takvim dizisine oturtuyoruz.  Bu da ortalama 50-60 aya varan bir ödeme sürecini kapsıyor. Tabii biz bu süreci yönetiyor, vatandaş sisteme girdikten 1 yıl sonra müteahhitte başlama noktasında haber veriyoruz.  Müteahhitlere haber verilmesi ve evlerin yapım süreci ise ortalama 12-18 ay sürüyor.  Bu yöntem ile beraber vatandaşın sisteme girmesi ve evine oturur hale gelmesi 24 ve 30 ayı buluyor. Ödeme süreci 60 aya kadar devam edebiliyor. Ödeme şekli küçük taksitlerden oluştuğu için uzun vadeli ve herkesin ödeyeceği bir sistem olmuş oluyor. İşte Birikimevim olarak kentsel dönüşüm konusunda elimizi taşın altına bu şekilde koyuyoruz” açıklamasında bulundu. 

NEVRA SEREZLİ AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR İLE DÖNÜŞ YAPTI

TİYATROKARE’NİN “AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR” ADLI YAPIMI 3 OCAK’TA BAŞLIYOR….

Bugüne kadar ellinin üzerinde oyunda ve müzikalde rol alan, Dormen, Çevre Tiyatrosu, Devekuşu Kabare, Tiyatro İstanbul’da oynadığı oyunlarla  nice ödül kazanan Nevra Serezli  onbir yıl sonra Tiyatrokare’nin “Ağaçlar Ayakta Ölür” oyunuyla  tiyatroya dönüyor.

 3 Ocak’tan itibaren sahnelenecek olan  “Ağaçlar Ayakta Ölür” ,İspanyol yazar , şair Alejandro Casona’nın dünya klasikleri arasında yer alan bir duygusal komedisi. İyilik ve sevgi kavramında yoğunlaşan oyun, dağılan aileyi bir araya getirmek için büyük bir risk alan bir adamın karısına yapmaya çalıştığı iyilik üzerine kurulu. Nevra Serezli,   oyunda  yüreği torun özlemiyle  dolu Büyükanne rolünü oynayacak.

Ağaçlar Ayakta Ölür’de diğer başrolü usta sanatçı Nuri Gökaşan oynuyor. Nuri Gökaşan ,  bir davranışı nedeniyle vicdan azabı yaşayan ve hatasını düzeltmek için yaratıcı bir adım atan bir büyükbabayı oynayacak.

Oyunda torun rolünü genç ve başarılı oyuncu Arif Güney, güzel gelin rolünü ise Burcu Kazbek canlandırıyor. Genç oyuncu Oral Özer ise sürprizli ve gizemli  bir karaktere hayat veriyor.

Nedim Saban’ın yönettiği ve dilimize kazandırdığı Ağaçlar Ayakta Ölür’ün dekor tasarımı Çihan Aşar, kostüm tasarımı Sadık Kızılağaç, ışık tasarımı İsmail Sağır’a ait.

Tiyatroya bu kadar ara vermesinin nedenini içine sinen bir rol bulamamak olarak açıklayan Serezli: “Çok değerli tiyatro yapımcılarından  yıllardır güzel teklifler geldi, sağolsunlar hiç unutulmadım, ancak Nedim Saban’ın önerdiği bu projeyi çok sevdim.  Oyun komedi ile dram arasında çok ince bir çizgi taşıyor. Eski bir oyun olmasına rağmen hiç eskimeyen duyguları yaşatıyor. İyiliğin altını çizen, iyilik üzerine kurulu eserlere ihtiyacımız var ” dedi.

“TORUNLARIM OLMASA BU ROLÜ BU KADAR DUYUMSAYAMAZDIM”

Usta oyuncu, dünya klasikleri arasında yer alan bu oyunu, yaşamında  torun sevgisini tattıktan sonra daha çok sevdiğini ve her provaya yüreğindeki torun sevgisini duyumsayarak  geldiğini söylüyor. Rahmetli eşi Metin Serezli’yi çok özlediğini ve torunlarını daha yakından tanımayamadığı için çok üzüldüğünü söyleyen Serezli, Metin Serezli’nin son sahneye çıktığı kurumda oynamaktan ayrıca büyük mutluluk duyduğunu belirtiyor.

Nedim Saban ise projeyle ilgili olarak şunları söyledi:”Tiyatrokare’nin kuruluşunda beraber çalıştığımız büyük usta Macide Tanır’dan çok dinlemiştim Ağaçlar Ayakta Ölür’ü.  Oynandığında uzun kuyruklar oluşmuş. Anılarını yazdığı Tiyatronun Cadısı kitabındaki anılarında da önemli yer tutar bu oyun. Nevra Hanım’a neredeyse 20 yıldır 20 farklı oyun yolladım, bu proje aklıma geldiği zaman siz oynarsanız, olay olur  diye mesaj attım. Ertesi gün heyecanlı bir ses duydum! Bu rol benimdir dedi ”

BİR YANDAN KOMİSER NEVZAT, BİR YANDAN DEDE!

Nuri Gökaşan ise  projeyle ilgili olarak:

” Tiyatrokare ile 28 yıl önce Ankara’da tanıştım, on yıldır bu aileye dahilim. Bir yandan Beyoğlu’nun Abisi’ndeki Komiser  Nevzat’ı hayata geçirmeye çalışırken, öte yandan, hayatının iç hesaplaşmasını yapan ve çok sevdiği eşi için her zorluğa katlanan Dedeye hayat vermek çok ilginç oluyor  ” dedi.

PayTR’nin 15 bin müşterisi Mastercard’ın dijital cüzdanını kullanabilecek

 Yerli ödeme kuruluşu PayTR, Mastercard’ın geliştirdiği dijital cüzdan Masterpass ile entegrasyonunu tamamlayarak, 12.000’den fazla üye iş yerinin tek tıkla güvenli ve kolayca ödeme yapmasını sağlıyor.
Yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan Türkiye’nin ilk yerli ve milli ödeme kuruluşu PayTR, ödeme çözümlerinin küresel lideri Mastercard ile gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında şirketin dijital cüzdan uygulaması Masterpass ile entegrasyon sürecini tamamladı. Bu sayede 15 bin müşterisine tek tıkla güvenli ve kolayca ödeme yapma imkanı sağlayan yerli ödeme kuruluşu, aynı zamanda uygulamanın çeşitli kampanyaları sayesinde müşterilerinin cirolarını da artırmasına yardımcı olacak.
İşletmeler için yeni bir ödeme kanalı olan bu kolaylaştırıcı ürün sayesinde müşteriler kartlarını uygulamaya ekleyerek sonraki alışverişlerini kart bilgilerini girmeden tamamlayabiliyor.
Konuyla ilgili görüşlerini aktaran PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, “PayTR olarak 10 yılı aşkın süredir işletmelere kusursuz bir ödeme hizmeti sunuyoruz. Teknolojinin sağladığı tüm kolaylıkları hızlı ve güvenli bir şekilde üye işyerlerimiz ve müşterilerine sunmak en temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Mastercard ile yapmış olduğumuz bu işbirliğiyle 15 bin üye işyeri isterlerse Masterpass altyapısıyla ödeme kabul edebilecek, müşterileri de kusursuz altyapılarımızla kart bilgilerini girmeden ödeme işlemlerini tamamlayabilecek ve uygulamanın kampanyalarından faydalanabilecek. İşletmelerin ve tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıran yeni ürün tasarımlarımız ve bu tür işbirliklerimiz hız kesmeden devam edecek” dedi.

DHL Global Ticaret Barometresi: Global ticaret ortalama hızda devam ediyor

·         DHL Global Ticaret Barometresi Endeksi, Kasım 2019 itibarıyla 2 puan gerileyerek 45 oldu.

·         Dünya ticareti yılı büyük olasılıkla ortalama bir seviyede tamamlayacak ama hala büyüme beklentisi olan alanlar mevcut.

·         Değerlendirilen ülkeler arasında Hindistan pozitif büyüme görünümünü geri kazanırken, büyüme görünümü en zayıf ülke Çin oldu.

DHL Global Ticaret Barometresi (GTB), önümüzdeki üç ayda dünya ticaretinde bir miktar daha daralma olacağına işaret ediyor. Toplam ticari görünüm endeksi 2 puan gerilemeyle 45 puana düştü. Bu, global ticaretin hafif ölçekte de olsa ivme kaybetmeye devam ettiği anlamına geliyor.

GTB güncellemelerinin aksine, aşağı yönlü eğilim, düşüşün hızlandığı ya da en dip seviyeye ulaştığına yönelik bir sinyal vermiyor; daha ziyade yumuşak ve sürekli bir görünüm arz ediyor. Hindistan hariç olmak üzere değerlendirmeye alınan ülkelerin tümü, 50 puanlık büyüme eşiğinin altında endeks değerleriyle, yavaşlamadan etkilenmiş görünüyor.

Endeksteki genel düşüşün tetikleyicileri hem hava hem de konteynerize deniz ticaretindeki ufak çaplı azalmalar. Hava ticareti 3 puan gerileyerek 42 puana; konteynerize deniz ticareti ise 2 puan gerileyerek 46 puana düştü.

DHL Global Ticaret Barometresi’ni ve sunduğu verileri daha erişilebilir kılmak üzere, logisticsofthings.dhl/gtb adresinde yeni bir dijital platform oluşturuldu. Aynı zamanda Bloomberg Terminal aboneleri de artık “DHLG <GO>” kodunu kullanarak endekse ulaşabilecek.

DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen, son öngörülere ilişkin değerlendirmesinde, “DHL GTB’ne göre dünya ticareti yılı büyük olasılıkla ortalama seviyede tamamlayacak. Öte yandan bu noktaya nereden geldiğimizi unutmamak gerek: Son yıllarda dünya ticaretinde görülen hızlı büyüme, Everest Dağı’na tırmanmak gibiydi. Artık inişe geçmiş durumdayız ama hâlâ yüksek irtifa havası soluyoruz” dedi.

Yumuşak ama sürekli düşüş Hindistan hariç tüm ülkeleri olumsuz etkiledi

Değerlendirmeye alınan 7 ülkeden 6’sı hafif ölçekte olumsuz ticari görünüm kaydetti. Almanya ve Çin 3’er puan kaybederek sırasıyla 45 ve 42 endeks değerine geriledi. Almanya açısından bu gelişmenin temel nedeni, zayıflayan hava ticaretinin 7 puanlık kayda değer bir kayıpla 45’e düşmüş olması. Çin ise hem hava hem de deniz ticaretindeki durgunluğun ticarette yavaşlamaya yol açması sonucu, değerlendirilenler arasında en zayıf büyüme görünümüne sahip ülke oldu. Tahmin edileceği gibi bu zayıflama, Çin ve ABD arasında süregiden ticaret savaşı ile ilişkilendirilebilir. Endeks değeri yalnızca 1 puan gerilemeyle 44 puan seviyesinde neredeyse sabit bir seyir izleyen ABD ticaretinin de bir miktar daha daralması bekleniyor.

Hindistan deniz ticaretinin gücü sayesinde 5 puan artışla 54 puana ulaşarak ortalama bir büyüme görünümüne geri dönmeyi başaran tek ülke oldu. Güney Kore’nin toplam görünümü ise 2 puan düşerek 43 puanlık yeni bir endeks değerine ulaştı.

Bir önceki dönemden gelen düşüş, Japonya ve Birleşik Krallık’a rötarlı ulaştı

Eylül ayındaki bir önceki güncellemede pozitif ticari görünüme sahip iki ülke olan Japonya ve Birleşik Krallık bu dönemde ise en büyük kayıp yaşayan ülkeler oldu. Hem Japonya hem de Birleşik Krallık, 50 puan eşiğinin altına düştü.

Japon ticaretindeki büyüme döneminin ardından Japonya için öngörüler 5 puan azalarak 48’e düştü. Bu yavaşlama beklentisinin ardında esas olarak 7 puan düşüşle 42 endeks puanına gerileyen Japon hava ticaretine dair zayıflayan beklentiler yer alırken, deniz ticareti 4 puan inişle 51 oldu ve pozitif büyüme ivmesini sürdürdü.

Japonya’dan farklı olarak Birleşik Krallık ticareti bir önceki güncellemede zaten aşağı yönlü bir eğilim kaydetmişti. Önümüzdeki üç ay için Birleşik Krallık’a dair öngörüler 4 puanlık gerilemeyle ilk kez eşiğin altına düştü ve 49 oldu. Görece dirençli geçen birkaç çeyreğin ardından bu gelişmenin, süregiden Brexit belirsizliğinin bir yansıması olduğu açık.  Bir sonraki GTB güncellemesi Mart 2020 sonunda yayınlanacak.

Yurtdışında üniversite ikinci dönem kayıtları ve burs imkanları

Yurtdışı üniversite kayıt dönemi yarı yılda da devam ediyor. Ağustos Eylül döneminde başlayan yurtdışı üniversite kayıtları 2. dönemde de devam ediyor. Yurtdışında üniversite eğitimi almak isteyen öğrenciler hem burslu hem de 2. dönem hazırlık sınıflarına kayıt yaptırabilirler. Endless Abroad Yönetim Kurulu başkanı Gökmen Özdemir, Yurtdışında üniversite okumanın maliyetli olduğunu düşünen öğrenciler için burs imkanlarını ve 2. Dönem üniversite kayıtlarını anlattı.

Yurtdışında üniversite eğitimi almak hemen herkesin hayali. Bu hayali gerçekleştirmek isteyen öğrenciler için 2. dönem kayıtları devam ediyor. Aynı zamanda burs alma imkanı da bulunan üniversitelerin bölümlerine öğrenciler, sınavsız bir şekilde girebiliyorlar. Endless Abroad Yönetim Kurulu Başkanı Gökmen Özdemir, 2. dönem kayıtlarını her öğrencilerin bilmediğini ve bu imkanlardan yararlanamadıklarını belirtti. İrlanda, Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde devam eden bir kayıt süreci var burs imkanları da cabası.” açıklamalarında bulunarak kayıtların devamını anlattı. İşte yarıyıl döneminde öğrenci kabul eden ülkeler

Polonya

Polonya üniversiteleri, Keyword’lerde dünyanın en tarihi ve en iyi eğitim veren devlet üniversiteleri ve özel üniversitelerini bulundurma unvanını taşıyor. Öğrenciler lise diplomaları ile istedikleri her bölüme girerken, üniversite bittikten sonra da oturma ve çalışma izni alabiliyorlar. Özellikle yarıyıl döneminde öğrenci kabul eden ülke,  yüksek lisans  için de sıklıkla tercih ediliyor. Aynı zamanda İngiltere ve Almanya ile yaptıkları anlaşma sayesinde çift diploma imkanı sunuluyor. Polonya’da eğitim ücretleri 2.000 Euro’dan başlıyor.

Polonya’da burs imkanı

Polonya’da üniversite kaydınızı yaparken, yani daha en başından burslu kayıt olmanız mümkün olabilir. Ancak bunun için 4 üzerinden en az 3.5 diploma notuna sahip olma, IELTS, TOEFL gibi uluslararası geçerliliği olan dil puanı alma, kendi alanınızda yaptığınız ya da katıldığınız uluslararası yarışmalardan başarı elde etmiş olma, mümkünse eğer üniversite sınavlarında Türkiye’de derece yapma gibi çeşitli başarılar elde etmiş olmanız gerekir.

Kanada

Kanada’da üniversite okumak isteyen öğrenciler, Türkiye’de olduğu gibi 4 sene eğitim alır. Kanada üniversite eğitimi genellikle 2 dönemlik programlardan oluşur. Öğrenciler her yıl Eylül-Ocak/ Şubat-Mayıs ayları arasında iki dönem olarak eğitim alırlar. Ancak bazı üniversiteler üç dönemde eğitim vermektedir. Bu üniversitelerin dersleri yaz döneminde de devam etmektedir. İsteyen öğrenciler yaz dönemindeki bu derslere katılarak 2.5 senede eğitimlerini tamamlayabilirler. Kanada’da üniversite eğitimi almak isteyen öğrenciler İngilizce ya da Fransızca üzerine eğitim alabilirler. Bu dillerin seçim hakkı öğrenicinin gelecek planlarına göre yapılır. Öğrenciler seçtikleri dilde uluslararası geçerli sınavlardan yeterli puanı alarak direkt üniversite eğitimlerine başlayabilirler.

Kanada’da burs imkanı

Kanada’da en yaygın olarak verilen burs, giriş burslarıdır. Bunlar, akademik anlamda başarılı öğrencilere, yapmış olduğu aktiviteler ışığında çoğu zaman ek bir başvuru yapmadan verilir. Burs miktarı 1.000 ile 15.000 Kanada doları arasında değişmektedir. Bu burslar her sene şartsız yenilenebildiği gibi, üniversiteye başladıktan sonra öğrencinin akademik performansına bağlı olarak da yenilenebilmektedir.

İngiltere

Bir öğrencinin İngiltere’de lisans veya yüksek lisans eğitimi alabilmesi için okulların giriş prosedürleri birbirinden farklılık göstermekle birlikte en çok dikkat edilen iki madde; dil yeterliliği ve lise not ortalamasıdır. İngiltere’de lisans veya yüksek lisans eğitimlerine kabul edilmek için herhangi bir giriş sınavı şartı bulunmamaktadır; ancak adayların dil yeterliliklerini IELTS Academic veya IELTS UKVI sınavlarıyla belgelemeleri gerekmektedir. İngiltere’de Lisans eğitimi 3 sene, yüksek lisans eğitimi ise 1 sene sürmektedir. Öğrenciler eğitimleri süresince ve eğitim bitimlerinden sonra ekstra 2 yıl süreyle yasal çalışma iznine hak kazanırlar.

İngiltere’de burs imkanları

Universitelerin başarı bursu, Türk öğrenci bursu gibi sunmuş olduğu bu burslar kapsamında öğrenciler 6,000£’a kadar burs kazanma şansına sahiptir. Ayrıca BUTEX,British Council, Marshall, Chevening, DIFD Ortak Burs Programı, Fulbright Bursları, Gates Cambridge Bursları, GoStudyUK Bursları gibi birçok farklı burs imkanı da bulunmaktadır. Yurtdışı eğitim ve üniversite burslarıyla ilgili daha fazla bilgi için www.endlessabroad.com.tr ‘yi tıklayabilirsiniz.

İnşaat Son Çeyrekte Pozitif Tarafa Geçecek

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektöründeki ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra hızlı bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2019 Kasım Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi, eylül ayında başlayan hareketliliğin kasım ayı ile birlikte üçüncü ayını geride bıraktığını gösterdi. Güven Endeksi ise en düşük endeks olmaya devam etti. Hem sektöre güven hem de geleceğe dönük beklenti eşik değerin altında kaldı.

Hazır Beton Endeksi 2019 Kasım Ayı Raporu’na göre, bütün endeksler önceki yılın aynı dönemine göre artış sergiledi. Geçen yılın aynı ayına kıyasla geride bıraktığımız kasım ayında sektörde önemli bir canlanma söz konusudur. İnşaat faaliyetlerinde hareketlilik üçüncü ayını geride bıraktı.

Hazır Beton Endeksi 2019 Kasım Ayı Raporu’nun sonuçlarını değerlendiren Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Eylül ayında başlayan hareketlilik kasım ayı ile birlikte üçüncü ayını geride bıraktı. Ancak, Güven Endeksi’nin hâlen en düşük endeks olarak kalmaya devam etmesi ve Beklenti Endeksi’nin de eşiğin altında kalması ve aşağı yönlü hareketi inşaat sektöründeki yükselişin ne derece sürdürülebilir olduğu sorusunu beraberinde getiriyor.” dedi.

Türkiye ekonomisinin 2019 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde %0,9 büyüdüğünü ifade eden Yavuz Işık, “Son üç çeyrektir negatif tarafta olan Türkiye ekonomisi bu çeyrekte pozitif büyümeyi yakalamıştır. Ancak, inşaat sektörü diğerlerine kıyasla bu çeyrekte iyi bir performans sergileyememiş ve %7,8 daralmıştır. Son 15 ayda inşaat sektörü ortalamada %8,7 küçülmüştür ki diğer hiçbir sektörde bu oranda bir gerileme söz konusu değildir.” diye konuştu.

“Son çeyrekte inşaat sektöründe yukarı yönlü hareket başlamıştır”

İnşaat sektörüyle ilgili değerlendirmelerini paylaşan Yavuz Işık, “Beton Endeksindeki 3 aylık yükseliş ve inşaat sektöründeki diğer öncü göstergeler, 2019 yılının son çeyreğinde inşaat sektörünün yukarı yönlü harekete başladığını ortaya koymaktadır. Ekim ayında 140 bini aşan konut satış rakamı gerçekleşmiştir. Özellikle ipotekli konut satışında çok ciddi bir artış görülmektedir. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %525 oranında artış göstererek 50 bini geçmiştir. Ne var ki ilk el konut satışları hâlen istenilen düzeyin uzağında görülmektedir. İlk el konut satışları geçen yıla göre %33’lük bir düşüş sergilemiştir.” dedi.

Mobilya ve mermer ihracatçıları, mimarlarla güçbirliği yapacak

Türk Mobilya ve mermer sektörleri, prestijli projelerde Türk mobilyası ve mermerinin daha fazla yer alması ve Türkiye’nin bu sektörlerden elde ettiği döviz miktarını arttırmak için yapıların hayat bulmasında kilit görev üstlenen mimarlarla güç birliğine gitme kararı aldı.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği öncülüğünde, Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen toplantıda; mobilya ve mermer ihracatçılarıyla, mimarların kooperatifi olan Platformİzmim bünyesindeki mimarlar bir araya geldi.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Doğan Yağcı, dış ticaret fazlası veren mobilya ve mermer sektörlerinin ihracatlarını katlayarak büyüyecek potansiyele sahip olduklarını, inşaat projelerinde kullanılacak malzemelerin seçiminde mimarların kilit role sahip olduklarını o nedenle mimarlarla işbirliğine ağırlık vermeyi planladıklarını kaydetti.

270 milyar dolarlık pastadan daha fazla pay istiyoruz

Mobilya ve mermer sektörlerinin dünya genelinde yıllık 270 milyar dolarlık ihracat rakamına sahip olduğuna ve bu rakamın her yıl arttığına dikkati çeken Yağcı; “İzmir merkezli mimarlarık kooperatifi Platformİzmim ile mimarlarımızın projelerini çizecekleri ofis, otel, AVM, rezidans, konut projelerinde Türk mobilyalarının ve Türk mermerinin tercih edilmesi için, mimarların portföyünde ve kitaplığında yer almak çok önemli. Bu amaçla İzmirli mimarların kooperatifi Platforİzmim ile başlattığımız işbirliğini Türkiye’de tanınmış mimarlık ofisleriyle ve ihracatta büyüme potansiyelimizin olduğu ülkelerdeki mimarlık ofisleriyle devam ettirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Mermerde rezervle uyumlu ihracat hedefleniyor

Dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 38’ine Türkiye’nin sahip olduğunun altını çizen Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, dünya genelinde 20 milyar dolara ulaşan doğal taş ihracatından yüzde 10 civarında pay aldıklarını, hedeflerinin 2 milyar dolar seviyesindeki doğal taş ihracatını 7 milyar dolara taşımak olduğunu vurguladı.

Doğal taşın katma değerli ihracatı için prestij projelerde yer almasının zorunluluğuna dikkati çeken EMİB Başkanı Kaya, “Tasarıma ağırlık vererek, büyük projelere imza atan mimarların kitaplıklarına girerek Türk doğal taşının ihracat rakamlarını arttırmayı amaçlıyoruz. 2018 yılında İngiltere’ye yönelik düzenlediğimiz ve bünyesinde 350 mimarın çalıştığı Allford Hall Monagham Morris başta büyük mimarlık ofislerini ziyaret ettik. Mimarlarla ortak hareket etmeye devam ederek katma değerli ihracatımızı arttırmak istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Katma değerli ihracatın formülü kongrede aranacak

Platformİzmim Yönetim Kurulu Başkanı Alp Burkut ise; 2030’lu yıllar ve sonrasının mobilya ve mermer tasarımlarını şekillendirmek ve ülkemizin ihracat imkanlarını arttırmak amacıyla mimarlar, tasarımcılar ve ihracatçılar işbirliğinde tüm fikirlerinin zenginleştirileceği bir kongre planladıklarını, bu kongre ile ilgili hazırlıklara başladıklarını dile getirdi.

Kongrede ortaya çıkacak fikirler sayesinde dünya genelinde yeni müşterilere ulaşmayı hedeflediklerini anlatan Burkut, “Hem tasarım ile hizmet ihracatı yaparken, ülkemiz maden ve mobilyalarının uluslararası projelerin şartnamelerinde kullanımında olmasını sağlayacağız. Yani katma değeri birlikte üreterek hep beraber kazanacağız. Bunun için öncelikle fuar ve yarışmalara katılacağız. İkinci aşamada ise müteahhitlik gruplarına ulaşacağız” dedi.

Panasonic TOUGHBOOK, Avrupa’nın dayanıklı notebook ve tablet lideri konumunu güçlendiriyor
VDC Research’e göre Panasonic TOUGHBOOK dayanıklı notebook ve tabletlerinin gelire göre satış payı, kendisine en yakın ilk dört rakibinin toplamından daha fazla.
Panasonic TOUGHBOOK, uzman analiz firması VDC Research’ün gerçekleştirdiği araştırmaya göre 18 yıldır ara vermeden koruduğu Avrupa’nın lider dayanıklı notebook ve tablet üreticisi konumunu güçlendirdi. Panasonic TOUGHBOOK’un dayanıklı notebook ve tablet gelire göre satış yüzdesi (yüzde 48), en yakınındaki dört rakibinin 2018’deki payının toplamından daha fazla.
Yeni standartlar belirliyor
Panasonic, yüzde 51 ile Avrupa’nın dayanıklı notebook pazarındaki satış payı sıralamasında tartışmasız liderliğini sürdürüyor. Aynı zamanda yeni tanıttığı TOUGHBOOK 55 dayanıklı notebook ile sektördeki inovasyonlarına da devam ediyor. Şirketin yeni cihazı, dayanıklı notebook bilişiminde yeni bir standart haline geliyor. Kullanıcılar ilk defa sahadaki farklı görevlerine göre dayanıklı cihazlarını yapılandırabiliyor. Basit bir tuş ve yerleştirmeyle kullanıcılar grafiği, batarya gücünü ve depolama kapasitesini artırabilen yeni özellikler eklemenin yanında cihaza DVD veya Blu-Ray okuyucu yerleştirebiliyor ve parmak izi, RFID veya akıllı kart okuyucu da takabiliyor.
Tablet inovasyonu
Dayanıklı tablet sağlayıcılarının sayısının artmasıyla rekabet büyürken, Panasonic yüzde 41’lik dayanıklı bilgisayar satış payıyla güçlü liderliğini devam ettiriyor. Panasonic’in pazar payı aynı zamanda en yakın dört rakibinin paylarının toplamından fazla. Bu yıl piyasaya sürülen termal görüntüleme kamerası gibi yeni entegre özelliklerle inovasyonuna devam eden şirket, mobil çalışanların işlerini tamamlayabilmesi ve sahadaki verimliliğini artırabilmesi için dayanıklı tabletleriyle yeni fırsatlar sunuyor.
Android desteği artıyor
Panasonic, Android dayanıklı el terminali portföyünün ve destekleyici ekosisteminin büyümesiyle dayanıklı el terminallerinin satışındaki başarısını sürdürüyor. Şirket aynı zamanda yeni nesil Panasonic COMPASS’ın erişime açılmasıyla Android desteğini de güçlendiriyor. Açılımı ‘Complete Android Services and Security’ (Eksiksiz Android Hizmetleri ve Güvenlik) olan ve Android işletim sistemine sahip Panasonic TOUGHBOOK dayanıklı tablet ve el terminalleri için pazar lideri kurumsal yönetim araçları çözümü olan COMPASS’ın en yeni üyeleri arasında tescilli hızlı yapılandırma aracı, premium güvenlik seçeneği ve OMNIA isimli yeni TOUGHBOOK mobil kurumsal uygulama platformu yer alıyor.
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler’in Avrupa Başkanı Kevin Jones, konuyla ilgili şunları söyledi: “Panasonic olarak müşterilerimizi dinliyor ve yakın çalışarak Avrupa’daki dayanıklı bilgisayar satışlarındaki başarısını devam ettiriyoruz. Yaptığımız inovasyonlarla mobil çalışanlarının dönüşen ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dayanıklı notebook bilişiminde yeni bir standart haline gelen TOUGHBOOK 55, tablete entegre termal görüntüleme ve 3D RealSense kamera gibi yeni cihazlarla inovasyonun sonuçlarını kolayca görebiliyoruz. Bu yeni çözümlerimiz ayrıca müşterilerimizin mobil saha teşhisini daha hızlı ve daha güvenli yapmalarını sağlayacak yeni yollar bulmalarına yardımcı oluyor. COMPASS destek hizmetleri de Android müşterilerimizin el terminallerini ve tablet cihazlarını daha verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı oluyor.”

İMİB Başkanı Dinçer, Dünya Madencilik Günü kapsamında açıklama yaptı!

‘Güvenli madencilik için herkesin kırmızı çizgilere uyması gerekir’

Madencilik sektörünün bugün doğrudan 150 bin, dolaylı olarak 2 milyon kişiye istihdam sağladığını söyleyen İMİB Başkanı Aydın Dinçer, güvenli madencilik faaliyetleri için herkesin kırmızı çizgilere uyması gerektiğini belirtti. Sürdürülebilir madenciliğin temel taşının iş sağlığı ve güvenliği olduğunu dile getiren Dinçer, bu noktada eğitimli personelin son derece önemli olduğunu ifade etti.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Aydın Dinçer, Dünya Madenciler Günü kapsamında bir açıklama yaptı. Hayatımızda kullandığımız ürünlerin bir madencilik faaliyetinin sonucu olduğunu dile getiren Dinçer, şunları kaydetti: “Türk madencilik sektörü doğrudan 150 bin, dolaylı olarak da 2 milyon kişiyi istihdam etmekte. Bugün sahip olduğumuz modern hayat, en zorlu ve riskli mesleklerin başında gelen madencilik faaliyetinin bir sonucudur. Madencilerimizin yerin derinliklerinden çıkardığı madenler, hayatımızı kolaylaştırıyor, ülkemizin kalkınmasına yardımcı oluyor, ekonomimizi güçlendiriyor. Bugün maden sektörü olarak tüm sektörlere hammadde üreterek 40 milyar dolarlık bir değer oluşmasına katkı sağlıyoruz. Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’i Türkiye’de bulunuyor. Çevre, insan sağlığı ve güvenliği bizim kırmızı çizgimiz ve bunlara uyarak zenginliğimizi ortaya çıkaran daha yoğun bir madencilik faaliyeti yapılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Madencimiz, üretim tesislerimizde görev alan her bir çalışanımız, mühendislerimiz, kamu ve özel sektördeki bütün sorumlu kişiler, ihracatçılar yani madencilik faaliyetinin bütün bileşenleri olarak bundan sonra daha çok birlikte hareket etmeliyiz.”

Dünyadaki tüm madencilerin Dünya Madencilik Günü’nü kutlayan İMİB Başkanı Aydın Dinçer, görevleri başında şehit olan madencileri de saygı ve minnetle andıklarını söyledi.

Yatak odanız işgal altında!

Bir gram ev tozunda 500 tanesi canlı olmak üzere yaklaşık 19 bin mite bulunuyor

5 yıl kullanılan bir yatakta 10 milyon mite yaşıyor

 Ev tozu akarı olarak bilinen mitelar, gözle görülemeyecek kadar küçük sekiz ayaklı haşerelerdir. Karanlık, nemli ve sıcak ortamlarda yaşayan bu ev tozu akarları, en çok yatak odalarındaki yatak, yastık, yatak takımları, battaniye, halılar, kumaş kaplı mobilyalar, tüylü oyuncaklar, peluşlar ve perdelerde bulunur. Mitelar ve yol açtığı zararlar özelinde açıklamada bulunan Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay,  yataklarımızın mite ve bakteri kaynağı olduğunu ve bu haşerelerin deri, kepek, kıl ve saç parçalarıyla beslendiğini söyledi.

 Ev tozu olarak bilinen mitelar, evde sık görülen ve alerjik hastalıklara neden olan alerjenlerdir. Bir gram ev tozunda 500 tanesi canlı olmak üzere yaklaşık 19 bin mite bulunurken bu rakam 5 yıl kullanılan bir yatakta 10 milyon seviyesine çıkmaktadır. Yatakların mite ve bakteri kaynağı olduğunun altını çizen Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, mitelardan tamamen kurtulmanın mümkün olmadığını, ancak bazı önlemlerle azaltılabileceğini söyledi.

“Mitelar alerjiye yol açıyor”

Bazı önlemler ile miteların ve bakterilerinin miktarının azaltabileceğini anımsatan Prof. Dr. Akçay, bunun için anti alerji yatak kılıflarının kullanılması, yatak odasında tekstil ürünlerinin en aza indirilmesi, halıların, kilimlerin ve pelüş oyuncakların kaldırılmasının önlemler arasında sayılabileceğini söyledi. Prof. Dr. Akçay, “Şunu bilmeliyiz ki mitelar, havada uçmaz, ev tozuyla hareket ederler. Bulundukları yüzeylere dışkılarlar. Aslına bakarsanız miteların dışkıları alerjik özelliktedir ve ev tozuna yapışarak hareket eder. Bu nedenle temizlik yapılırken toza yapışmış miteların dışkıları tozla birlikte havaya karışarak burun ve ağızdan vücuda girer. Vücuda giren mite alerjenleri özellikle genetik yatkınlığı olan çocuklarda alerjik reaksiyon ve hastalıklara yol açar“ dedi.

                                                    Mitelara karşı alınabilecek önlemleri ise Prof. Dr. Akçay şöyle sıraladı;

  • Evi her gün havalandırın,
  • Toz tutan eşyaları azaltın,
  • Özellikle mite alerjisi olan çocuk ve bireylerin, odasında halı ve kilimleri kaldırın. Onun yerine lateks alerjisi yoksa kauçuktan oyun matı kullanın,
  • Toz tutan kitaplar için kapaklı kütüphane kullanın,
  • Mobilyalarınızda suni deri kaplama tercih edin,
  • Kalın veya ağır perde yerine ince tül veya stor perde tercih edin,
  • Yatak, yorgan ve yastıklarınızda yün kullanmayın ve pamuk ürünler tercih edin,
  • Çarşaf, yastık kılıfı ve nevresimlerinizi haftada bir değiştirin,
  • Yıkama yaparken her zaman 60 derece ve üzeri sıcaklıkları kullanın,
  • Çocuklarda mite alerjisi varsa yanında temizlik yapmayın.

 “Evlerde buhar makinesi ve nemlendirici kullanmayın”

Prof. Dr. Akçay, ev içindeki nem oranını azaltan önlemleri ise “Evin içinin kesinlikle nemli, rutubetli olmaması gerekmektedir. Özellikle evlerin nemli yeri olan banyolara dikkat çekilmeli ve buralarda gerekli yalıtım önlemleri alınmalıdır. Aslına bakarsanız evlerde buhar makinesi ve nemlendiricinin kullanılmasını uygun bulmuyoruz. Özelikle yatak odalarında buhar yapılmamalı. Öte yandan soba ve peteklerin üzerine ıslak bez ve su koyulmamalıdır. Nem oranı yüzde 65 üzerinde olan evlerde nem azaltıcı cihazlar kullanılabilir. Oda ısısındaki nem oranı yüzde 40-50 arasında tutulmaya çalışılmalıdır” dedi.

Toyota, Hidrojenle Elektrik Üretecek Jeneratör Geliştirdi

Toyota, hidrojeni, ulaşım araçlarından sonra sanayi tipi elektrik üretiminde de kullanmak için yaptığı çalışmaları hızlandırdı. İlk olarak hidrojen yakıt hücreli otomobil olan Mirai’yi sunan Toyota, şimdi de Mirai’de kullanılan yakıt hücresi sistemini adapte ettiği bir sabit elektrik jeneratörü geliştirdi. İlk olarak Toyota City’deki Honsha fabrikasında kurulan ve testleri yakın zamanda gerçekleştirilen hidrojen yakıt hücreli jeneratörün amacı, ofislerde, fabrikalarda ve diğer ticari alanlarda ulaşılabilir bir fiyata çevreci enerji sunmak. Toyota bu amaçla hidrojen yakıt hücresi sistemi ile maliyeti düşük, performansı yüksek kompakt jeneratörler üretmeyi hedefliyor.

Toyota tarafından testleri gerçekleştirilmeye devam eden jeneratör günde 24 saat boyunca çalışacak ve 100 kilowatt güç üretecek. Enerji verimliliği, sunduğu güç, dayanıklılık ve jeneratörün kullanım kolaylığı bu testlerde birlikte görülecek. Testlerin sonuçlarına göre Toyota, yakıt hücreli jeneratörleri birçok fabrikada kullanmayı amaçlıyor. Aynı zamanda jeneratörler yakıt hücresi sistemlerinin üretimi sırasında ortaya çıkan hidrojenle doldurulacak. Böylece Toyota, hidrojen kullanımını daha verimli hale getirecek. Toyota, 2015 yılında açıkladığı 2050 Çevre Hedefi Doğrultusunda Sıfır Emisyonlu Fabrikalar kurup, üretim yapmayı amaçladığını da duyurmuştu. Bu hedef kapsamında Toyota üretim sırasında çıkan CO2 miktarını da sürekli olarak azaltmaya devam ediyor.

2020 mobilya trendlerinde neler olacak?

  • Adaçayı yeşili sıklıkla dekorasyonda görülecek
  • Kırlentlere büyük figürler ve pastel tonlar hakim olacak
  • Mobilya detaylarında pirinç, krom ön planda olacak
  • Ahşabın zarafeti ve mermer sık sık buluşacak

 Yeni gelen mevsimin özelliklerine göre evinizi yenileyebilmek, yeni yılın renklerine göre yaşam alanlarınızı şekillendirmek isteyebilirsiniz. Yeni yılda mobilya trendleri hakkında ilham verecek fikirler için ise Kilim Mobilya Tasarım Ekibi, 2020 mobilya trendlerini açıkladı. Özgün tasarlanmış, daha çok metal, doğal ahşap veya mermer yüzeylere sahip mobilyaların 2020 yılında sıklıkla görüleceğini söyleyen ekip, kahverenginin yanı sıra krem, gri, koyu mavi ve adaçayı yeşilinin renk tercihinde ön planda olacağını belirtti.

Tıpkı giyim modası gibi dekorasyon dünyasının da her yıl yenilenen bir modası ve trendleri var. Bu noktada ev dekorasyonunda en çok ön plana çıkan ve dönemsel olarak yenilenen ürünlerin başında mobilyalar geliyor. Kilim Mobilya Tasarım Ekibi, 2020 yılında genel mobilya tasarımından mobilyalarda kullanılan malzemeye, kumaşlardan renklere kadar yaşam alanlarımızda göreceğimiz tüm yenilikleri açıkladı.

Özgün tasarımlarla yaşam alanları şekilleniyor…

Son yıllarda insanların evlerini döşerken kullandığı mobilyaların sadece kendine özel olmasını istediğini söyleyen tasarım ekibi, bu nedenle özgün tasarlamış ürünler ürettiklerini söyledi. Daha çok metal, doğal ahşap ve/veya mermerle kombine edilen mobilyaların 202o’ye damga vuracağını kaydeden ekip ayrıca,  kahverenginin yanı sıra krem, gri, koyu mavi ve adaçayı yeşilinin renk tercihinde ön planda olacağını, detaylarda ise rosa ve bakır yerine pirinç ve krom kullanımının öne çıkacağını aktardı.

Doğalığın yanı sıra geometrik tasarımlar 2020 yılına damga vuracak

Ahşabın doğal halini hissettirecek renkleri, açık soft renklerle tamamlayacak dekoratif objelerin evlerde daha fazla görülmeye başlanacağını aktaran Kilim Mobilya Tasarım Ekibi, yatak odası, çocuk odası, yemek odası gibi panel mobilya olarak adlandırılan grupta daha yumuşak geçişlerin görüleceğini ve geometrik detaylara hakim tasarımlarla sıklıkla karşılaşılacağını ifade etti. Tasarım ekibi, bu grupta soft renkler dışında yeşil ve mat siyah rengin ön plana çıkacağını da anlattı. Öte yandan oval kenarlar ve açılı köşeler ise mobilyalardaki hareketi artıran kesim hatları olarak karşımıza çıkacak.

Aksesuarlar detaylandırmak için oldukça önemli

Oturma odası, köşe takımı, koltuk grupları olarak tanımlanan soft grupta  2019 yılında ivme kazanan yüksek ayaklı yatak olabilen ürünler 2020 yılında da kendini gösterecek. Silinebilen ve kir tutmayan kumaş trendi devam edecek. Örme kumaşlar ile kadife kumaşlar mobilya kaplamalarında kullanılırken, tamamlayıcı ürünlerde sehpa, avize ve lambalar daha çok dekoratif kullanımlarıyla ön planda olmaya devam edecek. Halı seçiminde ise koyu ama sade kullanımlar görülecek.

Renkler 2019’un aksine daha pastel…

Renklerde ise 2019 yılının aksine pastal renklerin hakim olacağının altını çizen tasarım ekibi; kahve kremlerinin yanı sıra gri, koyu mavi ve ada çayı yeşilinin ön plana çıkacağını detaylarda ise metal, pirinç ve krom detayların mobilyaları tamamlayacağını söyledi. Ekip, kırlentlerde de yine pastel renklerin ve daha büyük figür-desenlerin yer alacağını anlattı.

TAİDER 7. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nde Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi konuşuldu
“Değişim Rüzgarını Yönetmek” temasıyla düzenlenen TAİDER 7. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nde “Girişimcilik=Bilinçli Cesaret” oturumunda yer alan Esas Ventures Kurucu Ortağı Fethi Sabancı Kamışlı, Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin her dönem büyüyüp, geliştiğini ve yepyeni bir ekonomi oluşturduğunu dile getirdi. Esas Ventures olarak uzun vadedeki amaçlarını ise Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini dünyayla entegre etmek olarak ifade etti.
Esas Holding’in girişim sermayesi kolu olan Esas Ventures’ı 2018 yılında kurduklarını anlatan Esas Ventures Kurucu Ortağı Fethi Sabancı Kamışlı, “Esas Ventures’ın en önemli özelliği, yatırım yaptığımız girişime vizyon katmak ve uluslararası bağlantılarla ilişki kurulmasını çok hızlı sağlayabiliyor olmamız. Biz ne kadar başka insanların hikayelerinde olursak onlar da bizim hikayelerimizde olmak isterler. O yüzden bu işe sadece Türkiye olarak değil global bakmamız gerekiyor. Gelecekte de bu niteliğimize uygun olarak girişimlere destek vermeye devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin her dönem büyüyüp, geliştiğini ve yepyeni bir ekonomi oluşturduğunu dile getiren Fethi Sabancı Kamışlı, “Dijital dünyanın oluşturduğu bu yeni ekosistem geleneksel sektörlere her açıdan meydan okuyor. Türkiye’deki startup’lar son dönemde ivme kazanmış durumda ama bu global ölçekte yeterli değil. Yakın dönemde Trendyol, OpsGenie, Gram Games, Iyzico gibi önemli exitler oldu” şeklinde konuştu.
“Sadece Türkiye’de yatırım yapmak yetmiyor”
Türkiye’nin girişimcilik açısından büyük potansiyele sahip, önemli pazarlardan birisi olduğunun altını çizen Kamışlı, “Bu potansiyeli iyi değerlendirebilmek için bizlere de görevler düşüyor. Örneğin Tarentum adında bir yapay zeka şirketine yatırım yaptık. Aynı işi Amerika’da kursanız 10 katı sermaye lazım. Biz diyoruz ki başlangıç noktası İstanbul, çıkışı dünyaya olsun. Bizim uzun vadedeki amacımız, Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini dünyayla entegre etmek. Bunu yapabilmek için sadece Türkiye’de yatırım yapmak yetmiyor, diğer ekosistemlere de destek olmanız gerekiyor. Çünkü bunu yaparsanız, ileride onları ülkemize getirmek için eliniz güçleniyor. Yani bu konuda arada köprü görevi görmek istiyoruz. Köprü iki bacaklıdır. Sadece bir tarafını yaparak olmaz, diğer tarafını da inşa etmek gerekir” dedi.
Aile şirketlerini ilgilendiren pek çok alanda farkındalık ve bilgi paylaşımının gerçekleştiği TAİDER Ulusal  Zirvelerinde aile şirketi sahipleri, gelecek nesil üyeleri, konusunda uzman akademisyen ve danışmanlar ile sivil toplum örgütü liderleri bir araya gelerek değerli konuşmacıları dinleme imkanı buluyorlar. TAİDER tarafından her yıl kasım ayında gerçekleştirilen Zirve, ülke ekonomisinin sürdürülebilir ve güçlü büyümesi için aile şirketlerinin yeri ve öneminin kamuoyuyla paylaşılması açısından büyük önem taşıyor.

NetMotion, Panasonic ve Microsoft, bir tableti stratosfere gönderdi
NetMotion, Panasonic ve Microsoft, İngiliz müşterileri Centrica ile birlikte çalışarak gökyüzünde dahi başarıyla yürütülen ekip çalışmasını göstermek üzere bir TOUGHBOOK’u dayanıklılık testine tabi tutarak uzaya gönderdi.
İngiltere’nin kırsallarında gerçekleşen bu testte ürünün dayanıklılığının, ağ bağlantısının ve uygulama performansının sınırları zorlandı.
Dünyadaki büyüyen mobil iş gücü için bağlantı ve güvenlik çözümleri uzmanı NetMotion, Microsoft ve Panasonic ile İngiltere’de ürün dayanıklılık testi yaptığını duyurdu. Testte Microsoft Teams araması yapan bir Panasonic TOUGHBOOK®, bir meteoroloji balonuna bağlandı ve balon da cihazı stratosfere kadar çıkardı. 110 fit uzaklıkta Wi-Fi bağlantısından 4G LTE hücresel bağlantıya sorunsuzca geçiş yapan ve 10.000 fit yükseklikte bile aramayı devam ettiren TOUGHBOOK, balonun patlamasının ardından yaklaşık 100.000 fit yükseklikten Herefordshire yakınlarına çakıldı. Ekip cihazın sınırlarını normalin üstünde zorlayarak saha çalışanlarının işlerini yapabilmek için her yerde kullanabileceğini göstermek istedi.
British Gas markasıyla da bilinen çok uluslu enerji şirketi Centrica’yla yıllarca çalışan NetMotion, Microsoft ve Panasonic, çözümlerinin zorlayıcı ortamlarda bile uyumluluğunu ve güvenilirliğini göstermek istedi.
Bırakalım da onlar konuşsun…

Centrica Mobil Cihaz Uzmanı Stuart Carver, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kesintisiz ağ bağlantısı, saha çalışanlarımızın başarısı için kritik öneme sahip. NetMotion, Panasonic ve Microsoft, her durumda stabil bağlantı sunan birbiriyle son derece uyumlu çözümler oluşturuyor. Bu zorlu test de bunu ispatlamanın en güzel yollarından birisiydi.”
Panasonic TOUGHBOOK İngiltere ve İrlanda Pazarlama Müdürü Daniel Creasey, “Bağlantının devam etmesini sağlamak, mobil çalışanların büyük çoğunluğu için açık bir şekilde çok önemli. Bu deney, Centrica gibi müşterilerimize ne sunduğumuzu göstermek için güzel bir fırsattı. Titreşim, şok ve sıcaklıkta uç noktalara bile dayanacak şekilde tasarlanan TOUGHBOOK ürünleri, son derece dayanıklı. 100.000 fitten düştüğünde bile cihazda hiçbir sorun yoktu” dedi.
NetMotion İngiltere Ülke Müdürü Achi Lewis, “Bu tür testler, donanımı ve yazılımı kırılma noktasına kadar zorluyor. Sahadaki normal bir insanın sınırları bu kadar sınırlamasını beklemiyorum ancak cihazlarımızın, uygulamaların ve kritik ağ bağlantılarının onları tabi tuttuğumuz her şeye karşı dayanabildiğini bilmek güzel” dedi.

Ukrayna’da organize işler..Türk iş insanına, Ukrayna’da dolandırıcılık vurgunu!
Şirketinin müdürü kendisini dolandırdı, sahte avukatı da göz yumdu.

Aslen İzmirli olan ve hem İstanbul’da hem de Ukrayna’da çeşitli sektörlerdeyatırımları bulunan iş insanı Cüneyt Zencirci, geçtiğimiz Ocak ayındaUkrayna’da başından geçen büyük bir dolandırıcılık olayı ile sarsıldı. Avukatolarak bildiği ama aslında avukatlık diploması bile bulunmayan Ali Aliyev’ingörevlendirmesiyle kendi şirketinde müdürlük yaptırdığı Aliyev’in yeğeni AfhanIbragimov, araba satışından elde edilen 91 bin doları, şirket evraklarını vebilgisayarı çalarak kayıplara karıştı. Yıllardır birlikte çalıştığı A & AHukuk Bürosu’nun sahibi Azeri kökenli Aliyev’in önerisiyle işe aldığıIbragimov’un böyle bir olaya karışıp kaybolması ve sonrasında CüneytZencirci’yi tehdit ederek bilgisayar ve evraklar karşılığında 1 milyon dolaristemesi de ikinci bir şok yaşanmasına neden oldu. Yaşanan dolandırıcılık veşantaj skandalı sonrası kendisine yardım etmesi için avukatı ile irtibata geçenCüneyt Zencirci, bu kez de yıllardır hukuki işlemlerini yaptırdığı Ali Aliyevtarafından kendisine söyleyen “Beni bu işe karıştırma. Sana yardımcı olamam”sözleriyle bir kez daha şoke oldu.
Türkiye’den Ukrayna’ya giden iş insanlarını temsil eden ve onlara yardımcıolmak amacıyla kurulan TUID’in (Türk Ukrayna İş İnsanları Derneği) aktif üyesive eski yönetim kurulu üyesi olan, ATU (Türk Azerbaycan İş İnsanları Derneği)Başkanlığı görevini yürüten ve aynı zamanda herkese kendisini avukat olaraktanıtan ancak avukatlık diploması bile bulunmayan Ali Aliyev’in, kendisineyardımcı olmak yerine kenara çekilip ilgilenmemesi ve tehditvari sözlerleolayın üstünü kapatmaya çalışması, İzmirli iş insanını çileden çıkardı. Olaysonrası bir araştırma yapan ve aynı durumu birçok iş adamının da yaşadığınıöğrenen Cüneyt Zencirci, “Diğer iş insanlarımızın da dikkatli olmasınıistiyorum. Elbette bu konuyu yargıya taşıdım ve dava süreci devam etmekte.Bunun yanı sıra beni dolandıran kişi, İnterpol tarafından da aranmakta.Yıllardır avukatlık işlemlerimi yürüten ve kendisini herkese avukat olaraktanıtan Ali Aliyev’in de gerçek bir avukat olmadığını yeni öğrendim. Sadeceavukatlık bürosunun sahibi olan bu kişi, Ukrayna’da faaliyet gösteren Türk işinsanlarına kendisini avukat olarak tanıtıp güvenlerini kazanmaya çalışıyor”dedi.
19 Ocak’ta başından geçen olayın bir tesadüf olmadığını ve planlanarakyapıldığını belirten Zencirci, “Ukrayna’ya ilk gittiğim 2011 senesinde resmiişlemlerimi başlatan A & A Hukuk Bürosu’nun sahibi sahte avukat Ali Aliyev,şirketimin kurulumu esnasında müdür olarak kendi yeğenini atamamı önerdi. Bunusöylerken de bu konumda güvenilir bir kişi olması gerektiğini, aksi takdirdebüyük sıkıntılar yaşayabileceğimi belirterek uyarılarda bulundu. Çok sonradanöğrendim ki aslında bu kişi, sadece Aliyev’in ‘Truva Atı’ imiş. Amacı iseşirketime, en yakınıma soktuğu kendi adamı aracılığıyla mali durumumu,ilişkilerimi çözerek bana karşı kullanmakmış” şeklinde konuştu.
Dolandırıcılık hadisesinden sonra soluğu avukatlık bürosunda alan İzmirli işadamı, “Ali Aliyev, çok ilginç bir şekilde bana kendisini bu işlerekarıştırmamamı ve bana bu konuda yardımcı olamayacağını söyledi. Durumu poliseve yargıya taşıyacağımı belirterek kendisinde yedekleri bulunan şirketevraklarımın kopyalarını talep ettim. Fakat bana ait olan belgeleri tarafımavermek istemedi. Aynı gün şirket müdürüm Afhan Ibragimov benimle bağlantıyageçerek ofise gittiğimi öğrendiğini söyledi ve bu olayın peşini bırakmamıistedi. Polis ve yargı ile bir yere varamayacağımı belirten Ibragimov,bilgisayar ve dosyalarım karşılığında 1 milyon dolar istedi. Bu şantaj sonrasıyaşadığım şok ile tekrar Ali Aliyevin yolunu tutarak kendisinden yardımtalebinde bulundum. Sonuç olarak böyle bir tezgahı birlikte kurduklarını ve buyüzden de Aliyev’in bana yardımcı olmadığını anladım. Ayrıca hukuki sürecibaşlatmak için tuttuğum lokal bir avukat vasıtası ile Afhan Ibragimov’un benimşirketimin dışında 6 Türk şirketinin daha müdürlüğünü yaptığını ve Demirİnşaat’ın Ukrayna genel müdürünü de dolandırdığını öğrendim” dedi.

UİB’İN KASIM AYI İHRACAT RAKAMLARI AÇIKLANDI…UİB’DEN KASIM AYINDA 2,8 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT…

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), Kasım ayında 2,8 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştı.

UİB’in 2019’un Kasım ayı ihracat rakamları açıklandı. Kasım ayındaki ihracatı 2 milyar 791 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşen  UİB’in geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracat tutarı ise 31 milyar 697 milyon dolar oldu.

OİB’in ihracatı Kasım ayında 2,4 milyar dolar

Kasım ayında 2,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), geriye dönük 12 aylık performansı ise 27,1 milyar dolar olarak açıklandı.

Tekstil ihracatı Kasım’da 107 milyon dolar

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği de (UTİB), Kasım ayında 107,2 milyon dolarlık ihracata imza attı. UTİB’in geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatı ise 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

UHKİB’den Kasım’da 52,5 milyon dolarlık ihracat

Kasım ayında 52,5 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB) ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,34 arttı. UHKİB’in geriye dönük 12 aylık ihracatı ise yüzde 7,67 artışla, 679 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti.

UMSMİB’in ihracatı Kasım ayında 12,3 milyon dolar

Kasım ayında 12,3 milyon dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), geriye dönük 12 aylık dönemde ise 157,7 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi.

UYMSİB’den Kasım’da 7 milyon dolar ihracat

Kasım ayında 7,1 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), geriye dönük 12 aylık dönemde ise ihracatını yüzde 1,59 oranında artırarak 132 milyon dolar seviyelerinde dış satışa imza attı.

Öte yandan, UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve ‘diğer’ başlığı altında listelenen sektörlerin Kasım ayı ihracatı ise 206,5 milyon dolar olarak açıklandı.

Mutluluğun adresi Farkındalık ve Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde Ünlü Geçidi!

Yardım GecesineÜnlü Yağdı! Mutluluğun adresiFarkındalık ve Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde Ünlü Geçidi!

Mutluluğunadresi Sosyal Yardımlaşma Derneği tarafından ilki Feriye’de, Ceylan Sanersunuculuğu ile önceki akşam gerçekleştirilen Mutluluğun adresi Farkındalık veSosyal Sorumluluk ödülleri gecesi iş, sanat ve spor camiası tarafından büyükbir ilgi gördü.

Birçokünlüyü bir araya getiren gecede, down sendromlu, otizmli özel çocuklarındefilesi ve dans performansları geceye damgasını vurdu. 7 yıldır faaliyetgösteren dernek Feriye’nin ev sahipliğinde Word Of Fashion ana sponsorluğunda özelçocukların el işçiliklerini açık artırmaya çıkardı. Dernek başkanı AbdullahÖzkan gecede; ‘Bu gecede ki temel amacımız özel çocuklarımızın ciddi bir eğitimleve bir şans verildiğinde sosyal hayatta neler yapabildiğini göstermek onlarınİş hayatına iştiraki ve elbette hayallerini gerçekleştirebilmeleri bizim içinçok önemli, bunu Mutluluğun adresi olarak çok önemsiyor ve destekliyoruz, gecetamamen onların yararına düzenlendi’ dedi.

Gecedeen iyi Dizi Kategorisinde ‘Afili Aşk Ekibi’ ödül alırken, En iyi Kadın oyuncuolarak Burcu Özberk, En iyi Erkek oyuncu kategorisinde Çağlar Ertuğrul ödülaldı. Gecenin devamın da En iyi Pop Erkek sanatçı kategorisinde Sinan akçılödül alırken aynı zamanda Burcu Kıratlı, şarkıcı Özgün, Aslı Hünel, HalilSezai, Bilal Sonses, Selen Görgüzel Alkan, Sema Öztürk, Sedef Şahin ödül alanünlü isimler arasında oldu. Ünlüler ödüllerini özel çocukların elinden aldı. Eniyi Sabah haberleri kategorisinde En iyi Sabah Erkek Sunucusu olarak İsmailKüçükkaya ödül alırken, Sabah haberlerinde En iyi sabah Kadın Sunucusu ödülünüAtv’den Nihan Günay aldı. Sabah Günaydın Eki en iyi Magazin Eki ödülünü aldı.

“6. Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” yarışması kısa film projelerine yatırım fonu kazandırıyor
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB), tasarruf ve yatırım bilincini aşılamak amacıyla düzenlediği “6. Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması için başvuru süreci tüm heyecanıyla devam ediyor. Dereceye girenlerin 12.500 TL’ye varan yatırım fonu kazanacağı yarışmaya son başvuru tarihi 6 Mart 2020.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından toplumu tasarrufa yönlendirmek amacıyla düzenlenen ve gelenekselleşen 6. “Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması başvurularını bekliyor.
Yarışmada birinci olmayı başaran filmin yönetmeni 12 bin 500 TL değerinde yatırım fonunun sahibi olacak. İkinciye 10 bin TL, üçüncüye 7 bin 500 TL değerinde yatırım fonu kazandıracak yarışma sonunda ilk 10’a giren yarışmacılar, 1 yıl geçerli İKSV Kırmızı Lale Kart Üyeliği kazanacak.
Dördüncü olan yarışmacı ise 2014’ten bu yana yarışmanın jüri üyesi olan ve 3 Ağustos 2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında hayatını kaybeden Cüneyt Cebeonayan Özel Ödülü kapsamında 5.000 TL değerindeki yatırım fonunun sahibi olacak.
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Alp Birol, Sinema SE7EN Mecmua Genel Yayın Yönetmeni ve Sinema Yazarı Murat Özer, Sinema Yazarı ve Haber Editörü Selin Gürel, Hürriyet Gazetesi Sinema Yazarı Uğur Vardan ve TSPB Genel Sekreteri İlkay Arıkan’dan oluşan jüri, bugünden yapılan yatırımlarla geleceğe sahip çıkmayı ve yön vermeyi hedefleyen en iyi filmleri seçecek.
Yarışmada jüri üyeliği koltuğunda da oturan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Genel Sekreteri İlkay Arıkan; “Hem tasarrufa dair farkındalık yarattığımız hem de sanata katkıda bulunduğumuz etkinliğimizin altıncısını gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Her sene muhteşem kısa filmleriyle birçok kişi yarışmamıza katılıyor. Bu sene de bunun aynısının olacağına inancımız tam” dedi.
Yarışmaya katılmak isteyenlerin, aşağıda yer alan 20 kelimeden en az 10 tanesini kullanarak çektikleri 3 dakikayı aşmayan filmlerini 6 Mart 2020 tarihine kadar www.kameraelindegelecegincebinde.com  sitesi üzerinden doldurdukları formla birlikte elden, iadeli taahhütlü posta yoluyla veya kurye/kargo aracılığıyla teslim etmesi gerekiyor. 18 yaşını dolduran herkesin katılımına açık olan yarışmaya katılmak için herhangi bir ücret ödenmiyor.
Filmde geçmesi gereken 10 kelime aşağıdakilerden seçebilecek
Yarışmaya katılan herkesin filmlerinde önceden belirlenen kelimelerden 10 tanesinin filmde yer alması gerekiyor. Belirlenen kelimeler de aşağıda yer alıyor:
-Bütçe
-Birikim
-Yatırım
-Hedef
-Gelecek
-Finansal planlama
-Emeklilik
-Risk
-Portföy
-Yatırım vadesi (kısa, orta, uzun)
-Pay (hisse)
-Borçlanma aracı
-Tahvil/bono
-Kira sertifikası
-Yatırım fonu
-Bireysel emeklilik
-Aracı kurum
-Portföy yönetim şirketi
-Banka
-Yatırım danışmanı

Bir yanıt yazın