YRP VE HÜDA PAR’DAN İSRAİLE TEPKİ, FİLİSTİN’E DESTEK

Yeniden Refah Partisi Kayseri İl Başkanı Önder Narin, Filistin ve Necmettin Erbakan’ın bu konudaki görüşlerine dikkat çekerken şunları söyledi.

İsrail’in 1994 yılındaki camii saldırıları sonrası 54. Hükümet’in Başbakanı Necmettin Erbakan, TBMM’de alınan kararla Türk askerini El Halil’e göndermişti.

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın kararıyla 20 Şubat 1997’de TBMM’de Türk askerinin El Halil’e gönderilmesi oylandı ve kabul edildi. Bu kararın bir hafta sonrasında 28 Şubat darbesi oldu
Darbeye rağmen askerimiz El Halil’e gitti.
O karar 6 ayda bir uzatılarak 2019’a kadar devam etti.
2019 Şubat ayında İsrail protokolü feshederek gözlemci askerlerin varlığına son verdi.
El Halil’deki Türk askeri varlığı çok kısıtlı ve gözlemci statüsünde olsa da bir emsaldir.
22 yıl boyunca da devam etmiştir.
Şimdi bunları neden hatırlatıyorum? Uluslararası bir barış gücünün müdehalesinin önünü açan herşey bugün Filistin de mevcuttur. Bugün Filistin konusunda one minute demek gerekiyorsa yolu yordamı bellidir. Görmezden duymazdan bilmezden gelenler gaflet içinde olanlardır.
Bizler Yeniden Refah Partisi olarak İşgalci İsrail’in saldırıları karşısında mazlum Filistin halkının yanındayız!
Siyonist işgalciler bugün Mescid-i Aksa’yı basıp ibadetlerini yapmakta olan Filistinlilere saldırarak onlarca kişinin yaralanmasına ve şehit olmasına neden olmuştur. Buradan sesleniyoruz. Filistin için susmayın!
Genel Başkan Yardımcımız Doğan Bekin in de ifade ettiği gibi
“Siyonist İsrail, son dönemlerde birçok Müslüman ülkesiyle ilişkilerini geliştirme yoluna giderken, Ortadoğu barışı konusunda ise ırk ayrımcısı yaklaşımlı politikalarından taviz vermeden şiddet politikalarını tüm hızıyla Filistinliler üzerine şırınga etmeye devam etmektedir.
Sürekli olarak şiddet ve baskı yoluyla sorun üreten ırk ayrımcısı Siyonist İsrail, kendi güvenliği için ABD ve müttefikleri eliyle, nirengi noktalarını önceden oluşturduğu Irak, Suriye gibi kilit noktaları dolaylı olarak tüm Ortadoğu’yu Yinon Planı bağlamında kana bulamak suretiyle istikrarsızlığa ve güçsüzlüğe sürüklemekten kaçınmamaktadır.
Yeniden Refah Partisi olarak, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı  çatışma ortamına sürüklemeye ve kendi politikalarının girdabına sokmaya çalışan Siyonist güçlerin bu çabalarını şiddetle telin ettiğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. İnanç ve ibadet özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik bu şiddet eylemi karşısında Batı’nın ikircikli politikalarının bir kez daha uç verdiğini artık görmek gerekir kanaatini taşıyoruz”
HÜDA Par İl Başkanlığı’na bu konuda Cumhuriyet meydanı Bürüngüz cami önünde bu konuda şu açıklamayı yaptı.

Siyonist işgal rejimi her Ramazan ayında Filistin genelinde ve Mescid-i Aksa’ya yönelik vahşi saldırılarını artırmaktadır. Bir gelenek haline getirdiği bu saldırılarla Müslümanların tepkisini ölçerken, bayrama da buruk bir şekilde girmelerini hedeflemektedir.
Mübarek Ramazan ayının ortasına geldiğimiz bu günlerde de siyonistler Mescid-i Aksa’nın kudsiyet ve mahremiyetini çiğneyerek sabah namazında Aksa’ya her taraftan saldırıya geçtiler. Gerçek ve plastik mermilerin yanında gaz bombaları ile Mescitte namaz kılan cemaat ve murabıtlara saldırmış, bu saldırılarda yüzlerce Müslüman yaralanırken yüzlercesi de kaçırılarak esir edilmiştir.
Bu vahşi ve barbar saldırılar kabul edilemez. Bu saldırıları kınıyor ve lanetliyoruz.
Aksa’nın izzeti için bedenlerini siper ederek şehadet şerbetini içen şehitlerimizin şehadetini tebrik ediyor, yaralılara acil şifalar, esir edilenlerin de bir an önce özgürlüğüne kavuşmalarını niyaz ediyoruz.
Kudüs’te, Aksa’da ve bütün Filistin topraklarında siyonist işgale karşı direnen kardeş ve bacılarımızı buradan selamlıyoruz. Mekân olarak yanınızda olamasak da ruhumuz ve kalbimizle yanınızdayız. Davanız bizim davamız, acınız bizim acımız, sevinciniz bizim sevincimizdir…
Muhterem Kardeş ve bacılarım…
Siyonist işgal devam ettiği müddetçe bu saldırılar ve acılar devam edecek, şehitler verilecek, yaralılar olacak, Filistinli kardeşlerimiz muhacir olacak, Ümmet rahat yüzü görmeyecektir. Bu saldırı ve işgali bitirmeni yolu, iki devletli çözüm, işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme safsataları değildir. Bunun böyle olmadığına tarih şahittir.
Siyonist rejimle kurulacak her tür ilişki Kudüs davasını yalnız bırakacak ve zayıflatacak, Aksa’ya yönelik saldırıları artıracak, işgal ve talanın genişlemesiyle sonuçlanacaktır. Bunu hiçbir Müslüman kabul etmemelidir.
Bu işgal ve saldırıları bitirmenin tek yolu, Kudüs ve Filistin topraklarında siyonist işgali tamamen kaldırmaktır. Bu da Filistin halkının şerefli ve izzetli direnişine ses olmak, bütün imkânlar seferber edilerek destek olmak, her zaman ve zeminde yanlarında olmakla olur.
Filistin halkının kendi vatanlarını, Kudüs’ün şeref ve izzetini savunmak için yapmış olduğu mücadele meşru ve kutsaldır. Bu mücadele asla bir terör eylemi değildir. Terörist, Filistin halkını katleden, topraklarını işgal eden Aksa’nın mahremiyetini ayaklar altına alan siyonist işgal rejimdir.
Bu işgal ve katliam durdurulmalıdır. Tarih ve günümüz şahittir ki bu işgal çetesi kınama, açıklama ve protestolardan değil, sadece güçten anlar.
Siyonistleri azgınlaştıran, pervasızlaştıran işlediği cürümlerin yanına kâr kalmasıdır. İşledikleri cürümler cezasız kalırsa bundan sonra daha büyük katliamlara girişecek, Allah muhafaza, bir sabah Aksa’nın tamamen işgal edildiği haberiyle uyanacağız. Buna asla izin verilmemelidir.
Aziz Müslümanlar!
Allah Aziz’dir. İslam azizdir, Kudüs ve Aksa azizdir. Zulme, işgal ve talana teslim olmayıp direnenler azizdir ve aziz olmaya devam edecekler.
Kudüs ve Aksa, sadece saldırıya uğradığı zaman gündemimize girmemeli, daima gündemimizin birinci maddesi olmalı, işgalden kurtuluşu için kısa, orta ve uzun vadeli işleyen ve kendisini güncelleyen somut planlarımız olmalıdır.
İşgal rejimini zulüm ve işgalinde pervasızlaştıran Müslümanların birlik olamamalarıdır. İki milyarlık İslam Ümmeti’nin gözü önünde bu katliamların yapılması kabul edilemez. İzzetli ve şerefli Müslümanlar, gençlerimiz, kadınlarımız, âlim ve yöneticilerimiz bu zilleti kabul etmemeli. Aksa’nın izzeti ve özgürlüğü için birleşmeli ve ayağa kalkmalıdır.
Müslüman ülkelerin yöneticileri ve hassaten Türkiye, bu saldırıları sona erdirip tekrarlanmaması için somut adımlar atmalıdır. Verilen söz ve vaatler ne olursa olsun, Kudüs davasına sırt çevirip siyonist rejimle ilişki kurulmamalıdır. Filistin’de ‘normalleşme’ Siyonist işgalin bitmesidir. Filistin’de ‘normalleşme’ işgalcilerin geldikleri yere geri dönmesidir. Dünyanın, siyonistleri devlet olarak tanımaktan vazgeçmesidir. Siyonistleri tanımanın ne Türkiye’ye ne Filistin halkına ne de ümmete bir faydası olmayacaktır. Aksine dünyevi ve uhrevi vebali büyüktür. Allah indinde kimse bunun hesabını veremez.
HÜDA PAR olarak her daim Kudüs davasının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bütün üyelerimizle Filistin’de yaşanan gelişmeleri yakından izliyor ve takip ediyoruz. Gelişmelere göre tavırlarımızı belirleyecek, bu işgal ve talana karşı hep birlikte karşı duracağız.
Allah bizleri Özgür Kudüs için mücadele edenlerden eylesin. En kısa zamanda Aksa’da hep birlikte namaz kılmayı nasip eylesin…
HÜDA Par İl Başkanlığı