Yokluk mu, yoksulluk mu? (Köşe yazısı 01.11.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de son yıllarda en çok ‘işsizlik mi var yoksa iş ve ücret beğenmemezlik mi var?’ ya da ‘yoksulluk, fakirlik mi yoksa yokluk mu var?’ diye tartışılıyor.

Bunu zaman zaman işadamları da, esnafta gündeme getiriyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, Ekim’de gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarını ifade eden yoksulluk sınırı 5 bin 30 TL’ye yükseldi. Türk-İş’in insan onurunun gerektirdiği yaşama şartları için gerekli harcama tutarlarının ortaya konulduğu açlık ve yoksulluk sınırı araştırma sonuçları açıklandı.Türkiye’de hiçbir ürünün yokluğunun çekilmediği, temel ihtiyaç maddelerinden lüks tüketim mallarına kadar piyasada her şeyin bulunduğu belirtilerek, araştırma ile ilgili şu görüşlere yer verildi.

“Ancak özellikle ücret geliri elde eden dar ve sabit gelirli kesimlerin içinde bulunduğu ağır geçim şartları yoksulluk boyutuna ulaştı. Giderek artan fiyatlar sonucu son dönemde pahalılık günlük hayatın ayrılmaz parçası olmaya başladı.

Ücretli çalışanlar bir yandan artan hayat pahalılığı karşısında daha da artan geçim sıkıntısı çekerken, öte yandan artan gelir vergisi nedeniyle net ücretlerinde gerilemeyle karşı karşıya kaldı.

Vergi düzenlemelerindeki adaletsizlik nedeniyle, örneğin asgari ücretlinin eline geçen net aylık asgari ücret gerilemişken ‘torba kanun’ ile yapılan düzenleme ile tekrar 1.404 TL’ye yükseltildi. Ancak bu düzenleme yapılırken evli, çalışmayan eş ve çocuklu ailelerin durumu dikkate alınmadı ve ellerine geçen asgari ücret yılbaşına göre azalarak 1.404 TL’de sabitlendi.”

Türk-İş araştırmasının 2017 Ekim ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.544,31 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 5.030,31 TL oldu.

Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 1.927,10 TL olarak gerçekleşti.

Evli olmayan, sadece kendi geçimini sağlamak durumunda olan bekar bir işçinin yapması gereken harcama aylık harcama tutarı son bir yılda 189 TL artış gösterdi. Olması gereken net asgari ücret tutarı ile mevcut asgari ücret arasındaki fark ise 523 TL’ye ulaştı.

Yapılan hesaplamalara göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı geçtiğimiz aya göre 22 TL, yılbaşına göre 112 TL ve geçen yılın aynı ayına göre 139 TL artış gösterdi. Yoksulluk sınırı tutarı ise son bir ayda 71 TL, yılbaşına göre 365 ve geçen yılın aynı ayına göre 452 TL arttı.

Türk-İş’in verileri temel alındığında mutfak enflasyonundaki değişim, Ekim ayında şu şekilde gerçekleşti:

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,43 oranında arttı. Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 7,83 oranında gerçekleşti.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 9,89 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 7,62 olarak hesaplandı.

Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatlarındaki değişim de şu şekilde:

Süt, yoğurt, peynir grubunda; Ekim ayında bütün ürünlerde artış görüldü. Günlük tüketimi fazla olan bu ürünlerde gerçekleşen fiyat artışı mutfak harcaması artışını artıran önemli faktör oldu.

Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; yapılacak ithalatla “terbiye” edilmesi beklenen et fiyatı genelde değişmedi. Geçen aya göre kıyma et kilogram fiyatı biraz artarken, kuşbaşı fiyatı biraz ucuzladı. Hesaplamada dikkate alınmasa da bonfile kilogram fiyatının 72,90 TL olduğu da gözlendi. Ekim’de tavuk fiyatı ile sakatat ürünleri (dana ciğer, yürek, böbrek) fiyatlarında bir değişiklik tespit edilmedi. Balık fiyatı da genelde aynı kaldı. Yumurtanın tane fiyatı da düşmedi. Bakliyat ürünlerinden (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) nohutun fiyatı artış gösterdi, diğerleri aynı kaldı.

Yaş sebze-meyve fiyatları mevsim ürünlerinin ağırlıklı olarak pazarda yer almasıyla nispi olarak azaldı ve mutfak harcamasını az da olsa rahatlattı. Ortalama sebze-meyve fiyatı Ekim’de gerileyerek 3,65 TL oldu (geçtiğimiz ay 3,75 TL). Geçtiğimiz ay 3,68 TL olarak hesaplanan sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 3,61 TL oldu. Meyve ortalama kilogram fiyatı ise 3,86 TL’den 3,70 TL’ye geriledi.

Ekmek, pirinç, un, makarna, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta fiyatlar genelde aynı kaldı, sadece makarna ile irmik fiyatı çok az miktarda (kiloda 10 kuruş) arttı.

Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı ve margarin fiyatında artış devam etti. Zeytinyağı ve ayçiçekyağı fiyatı aynı kaldı. Zeytin ortalama fiyatında değişiklik olmadı. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinde ise ceviz fiyatı arttı, ayçekirdeği fiyatı düştü, diğerleri aynı kaldı. Baharat (kimyon, nane, karabiber, vb.) ürünleri fiyatı aynı kaldı. Pekmez, reçel ve şeker ile çay ve ıhlamur fiyatı aynı kaldı, tuz ve salça fiyatı ise arttı.