Erbakan’dan İsrail, Narin’den Gross-AVM tepkisi, Atıcı’dan özeleştiri

Yeniden Refah Partisi Kocasinan İlçe Başkanı Mehmet Atıcı, Öz Eleştiri başlıklı yazı kaleme aldı. Etik değerlerin yozlaştığına vurgu yapan Atıcı, ‘’Şehrimizi yöneten büyüklerimden ricam şehrin üstünü bir şekilde imar edersiniz ancak önemli olan gönülleri imar etmek, hem orada ihale derdi de yok, rant da yok, yapmanız gereken şey gerçek adaleti ortaya koymanızdır’’ dedi.

ÖZ ELEŞTİRİ

1994 yılı seçimlerini hatırlıyorum, Refah Partisinin gençlik teşkilatında daha 17’li yaşlarda genç bir delikanlıydım. Uğruna mücadele verdiğimiz davamızın yükselişi ümidimi artırıyordu. Müslümanlar artık kendi öz yurdunda ikinci sınıf insan sayılamayacak, Hz. Ömer’in adaletini yeryüzüne hâkim kılarak, Allaha karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın verdiği güçle, gece gündüz çalışıyorduk. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığını Sayın Şükrü Karatepe’nin kazanması ile birlikte yetimin bile hakkı olan bir kurumu, adalet ve liyakat temelli yönetmenin heyecanı sarmıştı dört bir yanımızı… Çünkü bunun bizim için Sakarya Meydan Muharebesinden farkı yoktu.

Otobüslerin üzerine koca koca puntolarla “Halka Hizmet Hakka Hizmet” yazılıyordu. Çünkü bizler Merhum Erbakan Hocamız tarafından yetiştirilen “Hakka Adanmış Gençlerdik” … Bizler, Hz. Ömer misali Fırat’ın kenarındaki kuzuyu dert edinen inanmış insanlardık… Attığımız her adımda Hakkın rızasını gözeten eşi benzeri olmayan bir belediyecilik anlayışı ile yola çıktık. Havada adeta baharı müjdeleyen çiçeklerin kokusu, kazanılmış bir zaferin mütevazılığı vardı. Kaçırılacak ya da boş oturulacak bir saniyemiz bile yoktu. Çünkü halk yoksuldu, şehre en yakın sokaklar bile topraktı, şehrin bazı yerlerinden küçük akarsular akıyordu. Ancak “İman Varsa İmkân da Var” düsturuyla yetişmiş insanlar için bunun bir önemi yoktu. Çünkü bizler neye talip olduğumuzun farkındaydık. Yükümüzün ağır olduğunu biliyorduk ve o ruhla mücadeleye giriştik. Birkaç senede hayal denilebilecek projeler hayata geçirdik. Yüce Mevla’nın takdiri ile halkın gönlünde yer edindik. Bütün bunları en zor zamanlarda yokluğu iliklerimize kadar hissettiğimiz zamanlarda başardık.

Peki, günümüze geldiğimizde…

Şehirleri şehir yapan; içinde yaşayan insanlar ve onların oluşturduğu kültürlerdir. Şehri yönetenler isterlerse o kültüre olumlu, olumsuz katkıda bulunur veya bulunmazlar. Bugün geldiğimiz noktada kalabalıklar içinde yaşıyor, yüksek binaların arasından geçerek rızkımızı kazanmaya gidiyoruz. Ancak İnsanlık tarihinin bu en bolluk döneminde mutsuzuz. Her şeye sahip olabiliyoruz ama sanki hiçbir şeyimiz yokmuş gibi varlık içinde yokluk yaşıyoruz. Neden biliyor musunuz? Çünkü çok modernleştik, çünkü öz değerlerimizle çok kavga ettik, attığımız her adımda Hakkın rızasını gözeten bizler, artık kendinden başkasını düşünmeyen insanlar haline geldik veya getirildik. Şehirlerin üstünü imar etmeye çalışırken gönülleri imar etmeyi unuttuk veya işimize öyle geldi. Belediyelerden ihale alırken bu işin ehli ben değilim diyemedik. Neden? Çünkü menfaatlerimiz ağır bastı. Belediyelere personel alırken işi ehline değil de, ahaliden birine verdik. Hâsılı, Allah’ı kandırdığımızı zannettik ancak bizler kandık.

Şehrimizi yöneten büyüklerimden ricam şehrin üstünü bir şekilde imar edersiniz ancak önemli olan gönülleri imar etmek, hem orada ihale derdi de yok, rant da yok, yapmanız gereken şey gerçek adaleti ortaya koymanızdır. Evet, farkındayım bu çok kolay bir iş değil, zaten önemli olan da zoru başarmak değil mi? Kimseye kendinizi beğendirmek zorunda değilsiniz. Allah’tan başka kimseye hesap vermek zorunda da değilsiniz. Corona virüsten korktuğunuz kadar Allah’tan korkun yeterli…

Hâsılı kelam kıymetli kardeşlerim hepimiz beşeriz, bir gün geldiğimiz yere döneceğiz ve attığımız her adımın hesabını vereceğiz. Makam, mevkii ve oturduğumuz koltuklar bizi cehennem ateşine taşıyan araçlar olmasın. Halka hizmetin Hakkın rızasını kazanmak olduğunu unutmayalım. Kullandığımız bir A4 kâğıdının bile “Beytülmal’a” ait olduğunu, üzerinde yetimin hakkı olduğunu unutmayalım. Bu makamların emanet olduğunu unutmayalım yeter vesselam… En derin sevgi ve saygılarımla…

Erbakan’dan iktidara ‘faiz’ tepkisi: 20 yılda 500 milyar dolar faiz ödedikleri yetmedi…

Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, Hazine’nin son 20 yılın en yüksek faiz oranıyla borçlanmasına sert tepki göstererek, “Bir yandan ‘Faize karşıyız, faiz lobisiyle mücadele ediyoruz, faiz lobisi bize operasyon çekiyor’ diyeceksiniz, diğer taraftan dünyada dolar faizi yüzde 1-2 seviyesindeyken, tam yüzde 8,62 faizle, bir başka deyişle  ‘tefeci faiziyle’ dolar borçlanacaksınız.” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan yaptığı açıklamada,  Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son 20 yılın en yükseği  faiz oranıyla, 2 milyar dolarlık borç için 5,5 yılda 948.7 milyon faiz ödeyecek olmasını eleştirdi.

20 yılda 500 milyar dolar faiz ödedikleri yetmedi…

Erbakan, “İktidarı bugüne kadar sürekli uyardık; ‘söylemleriniz Hz. Ömer, eylemleriniz  turist  Ömer olmasın’ dedik. Ama maalesef bu çelişkili durumun bir örneğini daha yaşıyoruz.  Hazine ve Maliye Bakanlığı  5 yıl vadeli, yüzde 8,62 faizle 2 milyar dolar borçlandı. Bu borçlanma,  2 milyar dolar kredi için 1 milyar dolara yakın faiz ödeyeceğiz manasına geliyor. 20 yılda 500 milyar doların üzerinde faiz ödedikleri yetmedi, faiz ödemeleri tam gaz devam ediyor.” dedi.

Tefeci faiziyle dolar borçlanıyorlar

İktidarın 200 milyar doları bulan kamu döviz açığını astronomik oranda faizle, döviz borçlanarak finanse etmeye çalıştığını belirten Erbakan,  “Bir yandan ‘Faize karşıyız, faiz lobisiyle mücadele ediyoruz, faiz lobisi bize operasyon çekiyor’ diyeceksiniz, diğer taraftan dünyada dolar faizi yüzde 1-2 seviyesindeyken, tam yüzde 8,62 faizle, bir başka deyişle  ‘tefeci faiziyle’ dolar borçlanacaksınız.” ifadelerini kullandı.

 İktidar çıkmaz sokakta patinaj çekiyor

Milli Görüş olarak borç, faiz, zam, vergi, beton, çimento ekonomisinin çıkmaz sokak olduğunu 50 senedir haykırdıklarını kaydeden Erbakan, “İktidar çıkmaz sokakta, çaresiz bir şekilde patinaj yapmaya devam ediyor. Çözüm borçlanmak değil, israfı ve imtiyazlılara kaynak aktarmayı bırakıp, denk bütçeyi gerçekleştirip, milli kaynak paketleri ile kaynak üretmek ve üretim ve ihracat odaklı ekonomiye geçmektir.” çağrısını yineledi.

Fatih Erbakan: ‘Çocuk öldürmesini iyi bilen’ İsrail’in ziyareti tamamıyla ‘duygusal’

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, çok sayıda vatandaşın tepki gösterdiği İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyaretine tepki göstererek, “Ekonomik sıkışmışlıktan kurtulabilmek adına, iktidarın tabiriyle ‘çocuk öldürmesini çok iyi bilen’ İsrail Cumhurbaşkanının Türkiye’de ağırlanması tamamıyla ‘duygusal’ bir ziyarettir.” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan Anadolu Buluşmaları kapsamında geldiği Adana’da basın mensuplarıyla kahvaltı programında buluştu.

İsrail ziyareti tamamıyla duygusal

Açıklamasının başında kamuoyunda büyük tepki çeken İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ziyaretine değinen Erbakan, bu ziyaretin tamamen duygusal olduğunu ifade ederek, “Bizim ülke olarak çok acil birkaç milyar dolar dövize ihtiyacımız var. Bu kredilerin dövizlerin elde edilebilmesi için ABD Başkanı Biden ile ilişkilerin düzeltilmesine ihtiyaç var. Bu ilişkilerin düzeltilmesi yapılacak olan ev ödevlerine bağlı. Bu ev ödevlerinden biri Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi diğeri de İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi olduğu için ekonomik sıkışmışlıktan kurtulabilmek adına onların tabiriyle ‘çocuk öldürmesini çok iyi bilen’ İsrail Cumhurbaşkanının Türkiye’de ağırlanmak durumunda kalınıyor. Piyasa tabiriyle dolar borçlanan bir ülke olduğunuz zaman, dolara bu kadar ihtiyaç duyduğunuz zaman bu ‘ev ödevlerini’ yapmak zorunda kalıyorsunuz. Türkiye bugün yüzde 7,5 dolar faiziyle borçlanmak durumunda kalmış ki dünya genelinde bu yüzde 1’dir. Yıllık 100 milyar dolar dış ticaret açığınız 200 milyara yakın 1 sene içinde ödemeniz gereken dış borcunuz olursa sıcak para bulabilmeniz için ev ödevlerinizi iyi yapmanız lazım.” Şeklinde konuştu.

‘Ülke tane ile salata, kaşık ile salça satışı dönemini de gördü’

AK Parti’nin 20 yıllık tek başına iktidarında vatandaşın daha da yoksullaştığını belirten Erbakan, gelinden noktayı şöyle özetledi:  “Bu kış Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın açıkladığı 4 milyon haneye doğalgaz yardımı yapılması demek yaklaşık 20 milyon insanın ısınma ihtiyacını karşılayamaması demek ki bu örnek  yoksulluğun en büyük göstergesidir. Yine aynı bakanlığın açıklamasına göre 2020 yılında 6,6 milyon haneye sosyal yardım yapılması da neredeyse nüfusun yüzde 40’ı yardıma muhtaç anlamına geliyor. Son elektrik zamlarından önce 2020 yılı için söylüyorum, Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre 3,7 milyon abone elektrik faturalını ödeyememiş, bu rakam belki belki son zamlarla beraber 2 katına çıkacak. Halk ekmek kuyrukları kilometreleri buluyor, ayçiçek yağları zincirle bağlanmış, bebek mamalarına alarm takılmış, asgari ücret açlık sınırının altında, emekli maaşı 2 kişi için bile açlık sınırının altında memur maaşları yoksulluk sınırının altında, neredeyse bu gidişle milletvekili maaşları bile yoksulluk sınırının altına doğru gidiyor. Ülkede boş baklava, boş gözleme, boş börek dönemi başladı. Ucuz Ayçiçek yağı, ucuz pirinç kuyruğu ve en son Yozgat’ta ucuz et kuyruğu kilometreleri buluyor. Tane ile salata, kaşık ile salça dönemi başladı. 18 litre Ayçiçek yağı 1000 lirayı aşınca 36 taksitle satış dönemi başladı. Asgari ücretle 4 teneke Ayçiçek yağı, memur maaşıyla da 5 depo benzin alabilme durumuna geldik. 20 senelik tek başına iktidarda ülkede gelinen durum maalesef bu.”

Türkiye’nin arabuluculuğunda Ukrayna-Rusya savaşının bir an önce durması çok önemli

Bir gazetecinin Antalya’da gerçekleştirilecek Ukrayna-Rusya dışişleri bakanları zirvesini sorması üzerine Erbakan,  “Şu anda Ukrayna ve Rusya’nın bir araya gelip ateşkesin sağlanabilmesi çok önemli, özellikle Türkiye’nin arabuluculuğunda bu savaşın bir an önce durması çok önem arz ediyor. Ama tabii mevcut şartlarda bizim Rusya ve Ukrayna’ya söz geçirebilmemiz ne kadar mümkün olacak? Aynı Suriye’de Rusya’ya, Irak’ta ABD ajandasına tabi olmamız gibi. Maalesef D-8’in atıl kalması ve D-60’ı kuramamamız yani 57 Müslüman ülkeyi arkamıza alamamamız, o potansiyeli kullanamamamız bizi dış politikada yalnız bırakıyor ve güçlü ülkelerin ajandasına mahkum ediyor. Tabii bunda ekonomimizin kötü olması ve ciddi dış borcumuzun olmasından dolayı Swap anlaşmalarından muhtaç olmamız da elimizi kolumuzu bağlıyor.”  İfadelerini kullandı.

Gross ve AVM cenneti

Yüksek enflasyon ve artan gıda fiyatları konusunda çarpıcı açıklamalar yapan Yeniden Refah Partisi Kayseri İl Başkanı Önder Narin Gross ve AVM cenneti olduk dedi. Başkan Narin açıklamalarında şu ifadelere yer verdi.

2019 yerel seçimleri öncesi 150 proje vaadinde bulunan mevcut belediye Başkanlarımızın şimdiye kadar bu vaadlerin yüzde kaçını gerçekleştirdiğini bilmiyorum ama bir çoğunun hiç başlamamış bir kısmınında yeni yapılmaya başlanmış projeler olduğunu biliyorum. Seçim vaadleri arasında yer almayan Kayseri nin AVM ve GROSS MARKET cenneti olma projesi ise sanırım yüzde yüz oranına ulaşmıştır. Her ne kadar marketleri ve AVM leri belediyeler açıyor olmasa da üretim tesisleri yerine tüketim tesislerinin daha çok açılıyor olması ülkenin yönetim anlayışının şehirdeki tezahürüdür. Vatandaşını üretime teşvik edip destekleyen bir anlayış yerine sürekli tüketimi özendiren bakış açısı karşımıza her sokağa açılan market ve her mahalleye AVM tablosunu ortaya çıkarmıştır.

Kendi Belediye personeline açlık sınırına yakın yoksulluk sınırının altında maaş veren , liyakat yerine torpile dayalı atama yapan , adamına göre mahallesine göre hizmet götüren anlayış bu şehri ileriye götüremez.

Çalışanın çalıştığı kadar zarar ettiği bu ekonomi sisteminde enflasyonda düşmez üretimde artmaz. Nakliyecisi, şöförü, çiftçisi, sanayicisi , esnafı neredeyse tüm çalışan ve işveren kesimi mutsuz ülkemde yandaşlar dışında mutlu kesim kalmamış. Parası olanın çalışmadan kazandığı , parası olmayanın ise ne kadar çalışsada geçim zorluğu yaşadığı bu dönem halkın birinci derecede gündemidir. Üç kuruş menfaatim olsun diye girdiği kuyrukları bile bolluk zannedenler konunun ciddiyetini ilk seçimde anlayacaklarıdır.

Yeniden Refah Partisi olarak milli kaynak ve 81 ili kapsayan sanayi projelerimiz hazırdır. Faydalanmak ve bilgi almak isteyenler partimizin internet sitesinden bakabilirler.  Bizler boş konuşmuyor boşa eleştirmiyor , muhalefet olmak için bunları anlatmıyoruz. Biz vatandaşın sorununu görmeyen gözlere göstermeye çalışıyor duymayan kulaklara duyurmayı hedefliyoruz. İnşallah yakın zamanda Türkiye Yeniden Refah  a kavuşacaktır.

Fatih Erbakan: Yaşanabilir bir Türkiye sadece inanç özgürlüğü ile sağlanmaz

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, “Sadece inanç özgürlüğünün sağlandığı, sadece dindar insanların, baş örtülülerin devlet kademelerinde belli makam ve mevkilere gelmesiyle yaşanabilir bir Türkiye hayata geçirilmiş olmaz. Paylaşımda adaleti tesis etmezseniz, dar gelirli kitlelerin gelir seviyesini yeterli seviyede artırmazsanız, yaşanabilir bir Türkiye hedefinden bahsedemezsiniz.” dedi.

 Erbakan, Milli Görüş’ün 3 temel hedefi var

Binlerce partili ve vatandaşın katıldığı Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kongrede konuşan Erbakan, partisinin hedeflerini şöyle açıkladı:

“Yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük bir Türkiye ve yeni bir dünyanın kurulması Milli Görüş hareketinin yani partimizin 3  temel hedefidir. Milli Görüş’ün 53 sene önce ortaya koymuş olduğu 3 temel hedef bakımından bugün Türkiye’nin gelmiş olduğu noktayı, içinde olduğu durumu değerlendirecek olursak, ne göreceğimizin muhasebesini ve değerlendirmesini yaparsak ne görürüz? Yaşanabilir Türkiye sadece inanç özgürlüğünün sağlandığı bir Türkiye değildir. Sadece dindar insanların, baş örtülülerin devlet kademelerinde belli makam ve mevkilere gelmesiyle yaşanabilir bir Türkiye hayata geçirilmiş olmaz. Paylaşımda adaleti tesis etmezseniz, dar gelirli kitlelerin gelir seviyesini yeterli seviyede artırmazsanız, yaşanabilir bir Türkiye hedefine ulaşamazsınız. Bugün gelinen noktada iktidar 85 milyon vatandaşına kemer sıkma, sabretme, porsiyonları küçültmeyi ve kombileri kısmayı vaat eden bir iktidar var. Enflasyonun yüzde 125 olduğu ve maaşlara yapılan zamların bir ayda eridiği bir durumda mazot fiyatının yüzde 100, gübre fiyatının 8 ayda yüzde 500 arttığı, tarım ürünlerinin taban fiyatına yüzde 10 ila 20 artış yapıldığı bir ortamda yaşanabilir bir Türkiye’den bahsedilemez. Bir asgari ücretle 4 tane 18 litrelik Ayçiçek yağı tenekesinin ancak alınabildiği, en düşük memur maaşı ile 5 depo benzin doldurabildiği, zenginden daha az fakirden daha çok vergi alındığı bir Türkiye yaşanabilir bir ülke değildir.”

Ekonomisi dışarıya bağımlı bir ülke lider ülke olamaz

Ekonomisi dışarıdan gelen sıcak paraya bağımlı bir ülkenin lider bir ülke olamayacağını belirten Erbakan,  “Para birimiz son 1 senede yüzde 100 değer kaybedip adeta pul olmuş,  sanayisi ve teknolojisi tam manasıyla yerli olmayan, dış ticaret açığı 1 senede neredeyse 100 milyar dolar seviyesine gelen ve enerjide yüzde 70 oranında dışa bağımlı olan bir Türkiye’nin yeniden büyük Türkiye olduğundan söz edebilir miyiz? Daha da acı olanı yerli ürün dediğimiz ürünün hammaddesinin yüzde 82 oranından dışarıdan ithal ediyoruz.” İfadelerini kullandı.

Kaynaklar yerinde kullanılmıyor

Hükümetin tarım, üretim, sanayi gibi alanlarda vatandaşa yeterli desteği  vermediğini dile getiren Erbakan, “2017 yılında 77 milyar dolara ulaşan bir dış ticaret açığı var. Geçtiğimiz sene 60 milyar dolara yaklaşan dış ticaret açığı ve bu sene bu hızla giderse 100 milyar dolar seviyesine ulaşacak olan dış ticaret açığı acı bir gerçek olarak karşımızda dururken, dış güçler masalları, dolar kurunun düşürülmesini nasıl sağlayabilir? 100 eserlik dev açılış törenlerinde dev sanayi tesisi, yüksek teknoloji tesisi açılmayan Türkiye, yeniden büyük Türkiye olabilir mi? Kaynakların AVM’ye, rezidansa, park bahçeye, kıraathaneye aktarılırken, tarıma, üretime, sanayiye, teknolojiye, esnafa, memura kaynak aktarılmazken yeniden büyük Türkiye hedefinden bahsedilebilir mi?” şeklinde konuştu.

İlk işimiz yüzde 100 maaş zammı olacak

İş başına gelir gelmez ilk yapacakları işin işçi, memur, emekli maaşlarına yüzde 100 maaş zammı yapmak olduğunu söyleyen Erbakan, takip eden senelerde de enflasyon üzerinden maaş zammı yapacaklarını vadetti:  “Yeniden Refah iktidarında devlet bütçesi mutlaka denk bütçe olarak tanzim edilecek. Sadece hükümetin ve bakanlıkların değil, belediyelerin ve bütün kamu kurumlarının bütçeleri mutlaka denk bütçe yapılmak zorunda kalacak. Özellikle faiz giderleri azaltılacak ve en kısa süre içerisinde faiz ödemeleri tamamen sıfırlanacak. Devletin bankalara gereksiz yere faiz ödemesinin önüne geçmek için 54’üncü hükümette başarıyla uygulanan havuz sistemi, kamu tek sistemine mutlaka yeniden geçilecek. Biz Yeniden Refah olarak, milli görüş olarak, mevcut iktidarın yaptığı gibi borçla, zamla, vergiyle devletin varlıklarını satıp yok ederek değil, milli kaynak paketlerimizi harekete geçirerek, Allah’ın verdiği nimetleri finansal kaynağa çevirerek kaynak üreteceğiz.”

Mevcut Başkan Murat Kolancı, tek aday olarak katıldığı kongrede tüm delegelerin oylarını alarak güven tazeledi.