Yazmıştık ama…(Köşe yazısı 24.09.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bazı beyinsiz, onursuz, şahsiyetsiz, kişiliksizler için yeniden yazmakta yarar görüyorum.

2018 yılı Adli yıl açılışında özel bir röportaj yapmış, bunu da çalıştığım bu gazetede manşeti ikiye bölerek, kişi ve kurumları birbirlerine düşürmemek, kırdırmamak adına ‘Cumhuriyet başsavcısı ve Emniyet Müdürü konuştu’ diyerek sözlerini noktasına bile dokunmadan vermiştik.

‘Emniyet ile adliye arasında uyumsuzluk’ dışında sorun olan kelime olmadı.

Hatta, bu röportajı yapmam ve yayınlamamız konusunda, 45 yıllık polis-adliye muhabiri tecrübesi ile kaleme almam nedeniyle çok takdir aldım, destek gördüm.

Röportaj yaptıklarımda dahil herkes yukarıda yazdığım kelime dışında ‘doğruları yazdın’ dedi.

Bizim mesleğin çürükleri, artıkları, itibarsız onursuzları ne yaptı ‘kuyu kazdı, olmadık yollara başvurdu’ yani halen değişmeyen o huylarını tekrarladı.

O günlerde bu ruhsuzlar, kişiliksizler için ‘Amacımız sadece habercilik. Kişi ve kurumları birbirine düşürecek kadar şerefsiz, haysiyetsiz, hainlik yapmak, Devletimize, milletimize, Türkiye Cumhuriyeti’ne zarar vermek değil diyerek’ birde köşe yazmıştım.

Yine giden Vali Süleyman Kamçı polisevinde ilk basın toplantısını yaparak merak edilen herşeyin kendilerine sorulmasını istedi.

Bende gündemi iyi takip eden biri olarak o dönemde Vali Kamçı’ya, Suriyeliler konusunda ne düşündüğünü, çok çocuk yapmaları konusunda Devletin ve kendilerinin aile planlamasına gidip gitmeyeceklerini, aksi halde ileri de bunların Türkiye Cumhuriyeti’nin başına bela olacağı ve halkın endişesini dile getiren sorumu sormuştum.

Vali Kamçı ‘ne yapalım tüplerini mi bağlayalım?’ gibi espri yapmış, olayı sulandırmış, bizim sözde gazetecilerde ‘ciddiyetten ve gazetecilikten’ uzak oldukları için her zaman ki gibi kikirdemişlerdi.

Zaten her zaman en iyi yaptıkları iş.

Ya kikirderler ya da kendileri dışında soru soranları küçümseyerek çok bilmişlik yaparlar.

Yıllar sonra Suriyeliler konusundaki endişe ortaya çıkınca ‘Sen o gün bunu sormuştun biz bunu anlamamıştık, gülmüştük’ diyerek takla atıp günah çıkartırlar.

Halen, ustalarımızdan aldığımız meslek terbiyesi ile bu yolda gazetecilik yapmaya devam ediyorum. Ölene kadarda bu böyle devam edecek.

Şimdi asıl konuya geleyim.

O röportajda, özellikle Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına atanan İbrahim Kulular, fetö/pdy ve terörle mücadelenin ne kadar zor olduğuna, cemaatlerin yapılanmaları, para kaynakları, onlarla ilgili çalışmaları, elde edilen belgelerin adliyede delil sayılmadığı, kendilerinin kolluk kuvveti olduğu,  örgüt piramidinin tam çözülemediği, örgütün sürekli toparlanmak için çaba gösterdiğini, bir dolar, itiraflar, elde edilen dijital materyaller, etkin pişmanlık gibi konulara değinirken, bazı kişilerin tahliye ve beraat kararlarının kendilerini ister istemez hayal kırıklığına uğrattığına dikkat çekmişti.

Başsavcı Abdulkadir Akın’da, elde edilen her türlü belgenin bağımsız mahkemelerde delil olarak kabul edilemeyeceği ve görülmediği için beraat kararları alındığının altını çizmişti.

Geçmişte fetönün bu şehirde ilk darbesini yiyen Emniyet Müdürlerinden biri Sabahattin Özbay’dı.

Polisevinde giderken basınla veda yemeğinde yaptığı konuşma o dönemde uzun süre gündemden düşmemiş, hatta ‘bu örgüt nasıl bir şey?’ denilmişti.

Özbay’da ‘İrtica ile mücadele et diyorlar ama bizim şubemizde görevli ekipler asıl irticacı. Ben bu ekiple nasıl mücadele edeyim. Asıl almam gereken onlar. Ama elim kolum bağlı’ demişti.

Kayseri’de, belki de 81 il içinde son 6 yılda yaptığı operasyonlar, projeler, hizmetler ile adından çok sık söz ettiren Emniyet Müdürü İbrahim Kulular’da, ne zaman bir haberle ilgili kendisini arasak ya görüştü ya bilgi verdi ya da vermedi, ama her zaman yazılsın-yazılmasın bilgi kirliliğine karşı bizlere kapısını açtı. Eski müdür Arif Akkaya’nın görevi sırasında bir günlükte olsa nasıl, kimler tarafından bu makama yeniden getirildiği, ‘çamur at-izi kalsın’ taktiği ile çevrilen dolapları, oynanan oyunları çok konuştuk.

Her görüşmemizde, Kayseri’de yapılan yanlışlar, hataları sorarken ‘Neden örgütler Kayseri’ye tercih ediyor? Kayseri’de bu örgütleri besleyen, yardım ve yataklık yapanlar kimler?’ diye sorduk.

İbrahim Kulular’da, bize bunları açık, net anlattı. Zaman zaman bunları sizlere ilettik.

OSB’de yeni görevi ve şehre veda etmesi nedeniyle onuruna verilen yemekte konuşurken yaptıklarından, hizmetlerinden daha çok fetö/pdy ile ilgili endişelerini, o yazdığım röportajdaki gibi dile getirdi.

“Ben daha önce FETÖ’nün terör ve istihbarat örgütü olduğunu ilk söyleyenlerdenim ve hala bu iddiamın peşindeyim. Bu örgüt, yurt dışında 132 ülkede hala faal. Hala ticaret yapıyor. Hala okulları açık. Hala toplantılar yapıp ve en kötüsü de Türkiye aleyhinde kulis yapmaktadır. Bundan dolayı böyle bir örgütün bitmesi an meselesi olamaz. Mücadelemizin sonuna kadar devam edecek. Ülkenin ve  bütün sivil kuruluşlar dahil toplumda her yere yayılmış bir örgütle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Geçen ay Kayseri’de FETÖ’nün yeniden yapılanmasını çökerttik. Burada yeniden il imamı, memur imamı, mühendis imamı ve ablalar atamışlar. Bu operasyonda büyük bölge imamı olarak adlandırdığımız 27 kişiyi aldık, 19’u tutuklandı, diğerleri de adli kontrol aldılar. Bitmeyi bırakın yeniden yapılanmaları var. Kriptolar dahil hepsine yönelik mücadelemizi devam ettireceğiz. Vatandaşlarımız huzurla uyusunlar, biz uyumuyoruz. Terör ve suç örgütleri ile mücadelemiz durmaksızın devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bütün suçlarla mücadele sonuna kadar kararlılıkla devam edecek Vatandaşlarımız rahat uyusun.”

Ben şahsen, hem devleti-emniyeti temsil hem makamı haketme hem de başarıları ve yaptıkları hizmetler, projeler, ekipleri ile İbrahim Kulular’ı aktif daha üst makamda görmek isterdim. Bunu da fazlasıyla hakettiğine inanıyorum.

Sayın Kulular, değerli müdürüm. ‘Yeni görevinde başarılar dilerken, Ankara’da bir dostumuz, abimiz daha oldu, Kayseri’de de bir kardeşiniz kaldı’ diyorum.