Yaşasın Demokrasi…(33) (Köşe yazısı 24.08.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Ölçüyü kaçırmadan, sosyal paylaşımdan seçtiklerimle devam ediyor.

*Muhafazakâr kesime samimi bir çağrıdır;  Yıllarca Atatürk ve Atatürkçülere düşman oldunuz
Atatürk hocaları astı dediniz, 30 senedir peşinden koştuğunuz muhterem hocanızın idamını istiyorsunuz.
Demokrasi bir araçtır laiklik din düşmanlığıdır, Hilafet ve Şeriat istiyoruz dediniz aynı muhterem hocanız Halife olmaya kalktı demokrasi için meydanlara indiniz.
Yıllarca Hâkimiyet Milletin değildir dediniz, Meydanlara koca koca puntolarla Hâkimiyet Milletindir yazdınız.
Dindar, altın nesil yetiştireceğiz dediniz ortalık teröristler ve sapıklarla doldu.
Milliyetçilik önemli değil ümmetçiyiz dediniz Milliyetçiliğin ne demek olduğunu 15 Temmuz da anladınız.
Kamuya TSK ya birazda abdestli namazlı insanlar girsin onlardan zarar gelmez dediniz her sakallıyı hoca sanıp peşinde koştunuz. Ve bu Ülkeye yapılan en büyük ihaneti 15 Temmuz da gördünüz, yaşadınız.
Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır diye boşuna söylememiş Atalarımız. Yani lafın kısası Cumhuriyet karşıtı tüm argümanlarınız bir gecede çöktü.15 Temmuz itibari ile meydanlarda tuttuğunuz demokrasi nöbetini bizim 90 yıldır size rağmen hangi şartlarda tutuğumuzu anlamış olmalısınız. Şimdi yol yakınken, bir kez daha yanlış yola sapmadan gelin Atatürk çizgisinde birleşelim. Başka bir çıkış yolumuz yok…( Nazlı Karakurt Erdoğan)

*Sigara bırakılır gibi Fetoculuk bırakılmaz. 17-25 Aralık’tan sonra tövbe ettik demekle kimseyi kandıramazsınız. Ancak kendinizi kandırırsınız.

*Halk; “Tek bir kitap okumayıp, her konuda fikri olanlar”
Halk; “Kendisi gibi düşünenden başkasının yaşamasını istemeyenler”
Halk; “Cehaletin hadsizliğinden, izlediği salak saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar”

Hakikaten şunda bir anlaşalım bence;

Halk bu. Sen, ben, biz değiliz. Belki aynı parayı kazanıyor, belki aynı hayat standartlarında yaşıyoruz ama, halk ne kandırılmış garibanlar, ne de senin onları sandığın kadar masumlar. Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil! Sadece iyi ve kötü’ nün savaşı!

*Yolsuzluk, dolandırıcılık, şantaj, iftira. Bunlar, değil bir sosyal demokrat, dürüst herhangi bir siyaset adamının kabul edemeyeceği ve mücadele etmesini gerektiren konular, kirlenmelerdir. Adalet, şeref ve namus bunu gerektirir. Parayla siyaset yapan, ya da siyasetten para yapan asla dürüst değildir. Bu ahlaki/etik değildir. Böyle kişilerle mücadele onurlu siyaset adamlarının sorumluluğu ve görevidir. Ama daha da kötüsü suça ve ahlaksızlığa bulaşmış insanları siyasetçi alenen savunmaya başladıysa sözün bittiği, haysiyetin yerle yeksan olduğu, ar damarının çatladığı yerdir.

*İçimiz kan ağlar çıkmıyor yastan
Onbeş temmuz günü yazıldı destan
Er bildiklerimiz giymiş ya fistan
Yiğitler meydana çıksınlar söyle
Ellerimiz bağlı olmuyor böyle/E.Ç

*32 yıllık gazeteciyim, ömrümüz şubelerde, karakollarda, dağda bayırda, kırsalda, dağlarda geçti. Siz bile kendinizi saklarken çoğunuzun ne olduğunu çözdüm. Bir gün oturup yazayım diyorum polis teşkilatı nasıl harcandı, kahramanım diye gezenler aslında teşkilatı nasıl dinamitledi? Tutuyorum kendimi, emeklisi huzur içinde yaşasın diye. Zaten siz kendinizde biliyorsunuz içinizdekileri. Neyse Halep’i de arşını da biliyorsunuz..

*Amerikan Adalet Bakanlığı özel sektör tarafından işletilen cezaevlerinden vazgeçtiğini açıkladı. O kadar çığırından çıkmıştı ki cezaevleri gönderdikleri mahkum karşılığında hakimlere komisyon ödüyordu. Yüzlerce masum insan bu kirli şebekenin esiri olmuştu.

*Emperyalizm sizi, çocuğunuzu düşünmez. Sömürü ve kanla ayakta kalır. Vatanınızda veya uzakta ölürsünüz. Ölümle beslenir emperyalizm. Milyonların ölümünün bir varil petrolün yanında lafı mı olur?

O halk “Atatürk Hava limanında çalışan taksici”
O halk “Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın kıçına bakıp iç çeken tonton amca”
O halk “Altın günlerinde üst katında ki günahsız öğrenci kıza ‘eve erkek alıyor, orospular doldu apartmana’ diye dedikodu yapan hacı teyze”
O halk “Tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına ‘zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?’ yazan türbanlı bacı”
O halk “Daha geçen gün elimden zorla aldıkları, ‘çaldıysa çaldı, Ecevit, Sezer çalmadı mı? Bu hiç olmazsa Müslüman, diğerleri siyonist köpeklerdi’ diyen güvenlik görevlisi”
O halk “Ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kar sayan trafikteki şoför”
O halk “Ağzından ‘cahiliye devri’ düşmeyen ama ‘kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor’ diyen adam”
O halk “‘İrkekler birbirini d…du, Allah’da Lut kavminin üzerine bela yolladı’ diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan dernek öğretmeni”
O halk “Anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce ‘sana bir daire fazla düştü’ diye saç saça, baş başa giren insanlar”
O halk “Kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende ‘Müslüman caaanım’ diye o partiye oy veren almancılar, gurbetçiler”
O halk “Her ramazan ekranda ki sahtekar ‘kütük Allah diyordu’ dediğinde ağlayanlar”
O halk “Ağzından ‘Tanrı Misafiri’ düşmeyip Pippa Bacca’ ya tecavüz edip öldürenler”
O halk “Rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar”

Şehitlerimize mi yanalım, yalanlara mı inanalım. Ciğerimizi yakanları Allah’ın gazabına havale ediyorum.
Tüm karmaşık duygular içerisinde Ülkemizin bir an önce huzura kavuşması için Dua edelim.