Yaşasın Demokrasi…(16) (Köşe yazısı 05.08.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Yine sosyal paylaşımdan seçtiğim, içinde hakaret olmayanlarla devam ediyorum.

*Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi. Annemizin şefka­ti. Babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğu­muz. Dedelerimizin mezarlarıdır vatan. Vatanı olmayan İn­sanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim, kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi bilmiyorum…

*İki Hukukçu Niyazi Ağırnaslı ve Ali Rıza Önder. Niyazi Ağırnaslı 1910 Ağırnas doğumlu, Milli Mücadeleyi destekleyen ve daha sonra 1924 Kayseri CHP başkanlığı da yapan Mustafa Kemal’in yakın adamı Mustafa Ağırnaslı’nın oğlu. Hukuk mezunu olan Niyazi 1965 yılında TİP’den Ankara senatörü seçilmiş ve 6 yıl senatörlükte bulunmuş. Parlamento üyeliği bitince Ankara da serbest avukatlık yaparak hayatını kazanmış.
Ali Rıza Önder 1918 Turan doğumlu. 1942 Ankara Hukuktan mezun. Yıllarca Savcılık ve ağır ceza hakimliği yaptıktan sonra Yargıtay üyeliğine seçilmiş ve burada 10 yıl, 11 ceza dairesi başkanlığında bulunmuş. Ali Rıza Önder hatırasında Niyazi Ağırnaslı İçin “Köylerimiz yan yana benim hemşehrim ve okumama vesile olan hatta devlet hesabına hukukta okurken bana kefil olup senedimi imzalayan bir büyüğüm yol gösterici ağabeyimdi. Ben Yargıtay üyesi olana kadar her hafta ailece bir araya gelir görüşürdük. Niyazi Ağabey ben Yargıtay üyesi olduktan sonra selamı sabahı kesti ailece görüşmelerimiz bitti. Kendisi serbest avukatlık yapıyordu. Bir gün bile telefon açıp işiyle ilgili bir şey söylemedi. 1984 yılında ben emekli olduktan sonra eski dostluğumuz yeniden başladı” diyor.

*15 Temmuz darbe girişimini protesto mitinglerine baktığınızda.15 Temmuzdan önce Fetocuların yanında ve arkasında yalakalık yapan, bir sürü taklacı görürsünüz. O taklacı zevatlar şimdi hükümete takla atmaktadır. Hükümetin bu fetöcülerin tamamını eksiksiz tamamını temizleyerek bunlara gereken cezaları vereceğinden ve hala vatanını milletini seven ve bağlı Savcı ve hakimlerimizi olduğunu ve onlara güvendiğimizi, güvenimizin de boşa çıkmayacağını biliyoruz…

*Kimse inanana düşman değildi bu ülkede. Ne zaman ki, din adamları ve sözde Müslümanlar dini nakite, tecavüze, sapkınlığa, vicdansızlığa ve ölüme çevirdiler.  O zaman sesler yükselmeye başladı. Yoksa kim kendi halinde namaz kılan, orucunu tutan, insana saygısı olan birine söz eder. Kendi çocuklarınıza kendiniz tecavüz ettiniz. O çocuklara başkaları sahip çıktı isyan etti. Çıkar uğruna Allah’ı nakite çevirdiniz. Daha ne yapacaksınız? Bu ülke dışında din, hiç bu kadar rezil edilmemiştir.

*Paralel çetenin en güçlü yapılanmasının olduğu 4 ilden biri Kayseri, bu durum darbecilerden çıkan belgelerle de sabit. Hadi başta yanıldın! Kandırıldın saftın ve bunları şehrimizde bu kadar güçlendirdin diyelim. Artık bunları korumayın, kollamayın ve yargının ve emniyet güçlerinin önünde bir set gibi durmayın.  Hainden arkadaş olmaz, hainden iş ortağı olmaz, hainden din kardeşi olmaz, hainden bağ arkadaşı olmaz, hainden akraba olmaz. Emin ol ki darbe başarılı olsaydı o hain katiller seninde gözünün yaşına bakmazlardı. Yeter artık, bu hainleri bu seferde temizleyemezsek, temizletmezsen, Kayseri’de yeterli mücadeleye imkan tanımazsan bunun vebalini asla ödeyemezsin.

*AKP li Veysel Eroğlu akşam törenlerine, Kalpakla katılıyormuş. Komik oluyorsunuz beyler. Bizler neyin ne olduğunun farkındayız. Yutmayız.

*Ben çok kötülük yaptım, beni affedin dedikten sonra bir insan ne yapmalı? 1) istifa etmeli 2) yargı önünde sorumluluğunun cezasını çekmeli 3) daha fazla donanımla yeni hatalar için alt yapı hazırlamalı 4) bu soruyu soranı vatan haini ilan etmeli…

*Kayseri’de yıllardır fetö terör örgütüne, belediyenin kapılarını sonuna kadar açıp finans sağlayan, ticari yönden büyütüp, rant kapılarını açan tek bir kişi vardır. Siyasilere dokunulmadığı sürece iktidarın samimi olmadığı kanısındayım.

*Türkiye’ de bir grup var ki, ırkçıyım ya da Türkçüyüm diye ortada dolaşıyorlar ya harbiden geri zekalılar. Parti, siyaset adamı, dini, peygamberimizi beğenmezler, gözlerini tarihin derinliklerine dikmişler. Gök tanrının Kürşad’ı bir daha göndermesini bekliyorlar herhalde. Çünkü ortada bir yol başçıları falanda yok. Ne yapmaya çalışıyorlar valla anlamadım gitti.

*Biz normal görünümlü biriyle karşılaşınca “sen geri zekalı mısın, sapık mısın, katil ruhlu musun, hırsız mısın, fesat  mısın, art niyetli misin, bozguncu musun, vatan haini misin, iyi niyetli misin, yardım sever misin” falan filan diye soruyor muyuz? Görünüşte herkes insan çünkü gerçek yüzünü nerden bileceksin? Bedeninin herhangi bir yeri çalışmıyor diye insanlara illa bir isim takmak, sınıflandırmak zorunda mısınız? Eğer öyleyse memnun olmadım.

*Askeri Okullar kapatıldı. Bu Askeri okullara tüm kademedeki darbecileri kim soktu? Cemaatler ve yan bahçeleri İmam Hatiplerden mezun Devlet Yöneticileri. Darbeyi yapan kimler? Sizlerin Askeri Okullarda yetişmesini sağladığınız cemaat sevgisi ile dolu güya imanlılar. Şimdi Askeri okulları kapatıp, arazilerini ranta dönüştürme hayalinizden önce, yapmanız gereken işler var.

1-Darbe istemiyorsan önce cemaatleri kapatacaksın.

2-Gerçekten darbe istemiyorum diyorsan, cemaatlerin, darbecilerin, yan kuruluşu olan okulları kapatacaksın.

Bu ikisini yapmazsan bundan sonra cemaatler Darbesi ile canınız yanar. Benden söylemesi.