Yaşasın Demokrasi…(16) (Köşe yazısı 04.08.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Başarısız darbe girişiminden sonra sosyal paylaşımdaki yazılarda, paylaşımlarda, yorumlarda, fotoğraflarda, alıntı-çalıntılarda bazen haddini aşmaya başladı.

OHAL devam ederken ile FETÖ/PDY operasyonları ve bakanların birbirinden ilginç açıklamaları, itiraflar, ifadelerde herkesi şaşkına çeviriyor.

Böyle bir bulanık havada yine sosyal paylaşımdan seçtiklerime yer vereceğim.

*Başbuğ çarpıcı bi şey söyledi . Darbe girişiminin , Suriye meselesine bağlı olarak Türkiye Ordu’sunu zayıflatma girişimi olduğunu ima etti.

*Türkiye Cumhuriyetinin meşrutiyetine kast ederek, Türk Milletinin en Kutsal değeri olan İslam dinini kullanıp bu milletin yıkılışına, alet olan, imkan sağlayan her türlü mihrak, odak ve her ne varsa Allah belanızı versin. Türk Milleti Sizin gibi itleri tarihinde çok gördü tarihin o çöplüğünde anan değil, baban değil esamesi okunmayacak kadar sülalenizi yerin dibine gömmüştür. Yaşasın bağımsız Türkiye Cumhuriyeti. Ne Mutlu Türküm Diyene..

*2225 yıllık Türk Devleti ve Türk Ordusunun yeniden yapılandırılması. Fetö’yü besleyen ve Türkiye’yi bu hale getirmiş olanlara ülke bırakılamaz. Bu yetki darbecilerin bombaladığı Gazi Meclis’e aittir.(Faruk Bal)

*’Varlıkları birer tehdittir’ diyerek sürekli üzerlerine projektör tuttuğumuz cemaatlerin intikamının

Şerefli Türk ordusundan alınmasını anlayamıyorum

*Elleriniz kurusun it soyları. Ebu Leheb’in, kurudu ya. Yeryüzünde riya, inkâr, hıyanet, düşmanlık. Altın devrini yaşıyor. Ebû Lehebler ölmedi, Ya Muhammed, yardım et ya Rabbi!”  Söz bitti Allahım. Sen zalimleri kahret.

*Bölünmüşlüğe hayır, bütünleşmeye evet,
*Bütün cemaatlerin faaliyeti durdurulmalı. Eğer varsa mal varlıklarına el konulmalı.

*Paranın, maddenin olduğu yerde maneviyat, maneviyatın olduğu yerde madde para olmamalı (maalesef diz boyu var)

*Başbuğ meğer Ahmet Hakan’ın askerlik meselesini iyi bilirmiş ama yine de sormuş “askerliği nerede yaptın” diye. Olur öyle bazen. İlker Başbuğ’un “siz askerliği nerde yaptınız” sorusu, gecenin bombasıydı bence. Adam askerlik yapmadı komutan.

*Gülen Hareketi bir devlet tarikatıdır, devlet örgütüdür, 1961 yılında, “Komünizm ile Mücadele” derneği olarak başlamıştı, 27 Mayıs Lideri Cemal Gürsel çok övmüştü. Evren Demirel, Özal ve Ecevit, Erdoğan avucunda beslediler. Şimdi bugünkü “devlet” tarafından silindiler. Türkiye’yi yeniden kuruyorlar FETÖ kullanıldı şimdi bitirildi. ABD oyuncağı idi. 40 yıllık bir proje de kullandılar. 40 yıl yönetimde olanlarla sürekli işbirliği içinde oldular. Bu ülkenin emperyalist işbirlikçi yönetimlerden kurtulmadığı sürece emperyalizm yeni oyuncaklar bulacaktır.

*Birileri yaptığımız paylaşımlardan rahatsız olmuşlar. Biz her zaman Hakkı ve haklıyı savunduk. Elhamdüllillah kamu kurum ve kuruluşlarında işimiz olmadı. Kimseye şantaj yapmadık. Kimseden rant sağlamadık. Haksızlığa ve teröre karşı her zaman dik durduk. Söylenmesi gerekenleri her yerde ve her ortamda söyledik. Fetöcü kripto hainlere referans olmadık. Beni vekillere ve vekil adayına şikayet edenler. Rantınız ve şantajlarınızı bu millet yemez. Benim paylaşımlarım ortada sizinkilerde. Biz memleket meselelerini paylaştık. Siz yalakalık ve lüks restorantlarda yeme içme paylaşımları yaptınız.

*Bence şimdi tam zamanı Sayın Cumhurbaşkanının Parti genel merkezlerine giderek Genel başkanlara iade-i ziyareti yapması. Ülkenin bu sıkıntılı günlerinde vatandaşlara büyük moral olmakla birlikte ülkemizin normalleşmesine büyük katkı sağlayacaktır. Acaba yanılıyor muyum?

*30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutlamak. Tamda bu zamanda. Birlik beraberliğin olması gerektiği günlerde. Halk bir olup darbeye hayır dediğinde, siyasiler siyaseti bir kenara koyup önce vatan önce demokrasi dediğinde, insanlar 15 gündür sokaktayken ve hiç bir kargaşalık yaşanmadığında , camilerimiz de ezanlar ile birlikte İstiklal Marşımız okuduğun da, Atamın fotoğrafları boy boy asılıyken , evlerimizden ve ellerimizden bayrağımız hiç inmiyorken, dış devletlere ve içimizdeki hainlere karşı işte Türk’ün gücü, işte Türk’ün Zafer Bayramı demenin ve birlikteliği taçlandıracak kutlamanın neyi sakıncalı olabilir?

*Mahallenin helasına bile sızan Fetö, siyasi partilere mi sızmadı yani? Generale, astsubaydan emir aldıran Fetö, belediyelere mi sızmadı? Pornoculuk yapan Fetö, sivil toplum kuruluşlarını mı ele geçirmedi? Hiç düşündünüz mü pensilvanya şeytanı kaç başbakan, kaç cumhurbaşkanı eskitti? Fişleme ve şantaj yaparak ”sizi barındırmayacağız hepinizi yok edeceğiz ” diyen sonra da mahkemede susma hakkını kullanan Fahri konsolos, İngiliz büyükelçisine bülbül kesilmiş. Unutmayın.

*Tüm yurtta olağanüstü hal var. Her yerde denetim kontrol ama OHAL’de pkk’lılar Diyarbakır’da miting yapıyor! Pkk paçavrası sallayıp açık açık hainlik gösterisi yapıyorlar! Bunlar evlerini pkk ya veren hendek kazan yardım eden devletten mağduruz diye ev parası alan şerefsiz namussuzlar.1 haftada 35 şehit ses yok! Güneydoğu yangın yeri kimse yok! Kimsesiz kaldık duyan yok!

*Askeri okullarla oynamak, Kuleli Askeri Okulunu, Harp okulunu kapatmak boyunuzu aşar. Böyle pis bir coğrafyanın göbeğinde otururken ileri zamanlarda askeriyemizde ve ülke güvenliğinde oluşabilecek olumsuzlukların tamamını omuzlarınıza yüklenmiş olursunuz. İktidara geldiğinizde askeriyede hiç bir problem ve vatan haini ”darbe kalkışmacısı” yoktu, Hain feto cu takunyalılar birileri sayesinde Türk Ulusu’nun asker ocağına yuvalandılar. Buna karşı çıkan Atatürk’ün, Cumhuriyetin gerçek askerlerinin ordudan atılması için önerdikleri bu kişileri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk olarak sizler şerh koyarak atılmalarına müsaade etmediniz. Gelinen durum ortada! Ordunun içinin bunlardan temizlenmesi yeterlidir. Darbeye kalkışan vatan hainlerinin % 90’ının okulu belli. Onlar kapatılsın.

*Bu gün çalışıp ekmek kavgası verip evine sağ salim gelmiş tüm arkadaşlara iyi akşamlar. Ne mutlu Türküm diyene. Her köşe başı karanlık ellerle karanlık beyinlerle donatılmış. Adına demokrasi denmiş maskeler takılmış. Yani maskeli, balodayız her gün. Bakalım bu balo bittiğinde maskeler düştüğünde neler göreceğiz neler yaşayacağız.