Yaşasın Demokrasi…(13) (Köşe yazısı 01.08.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Kayseri’nin başarılı Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, 2014’ün Mayıs sonlarında göreve başladı.

O günlerde, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi ve gazeteci, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü ve Kayseri Spor Adamları Derneği Basın sözcüsü olarak, yönetim kurulundan bazı arkadaşlar ile makamında ‘Hayırlı olsun’ ziyaretinde bulunduk.

İşte o dönemde ’10-15 dakikalık nezaket ziyaretimiz, kendisinin hoşgörüsü ile yaklaşık 2 saate uzadı.

Bende, arkadaşlarımızda ‘İstediğinizi sorun’ hoşgörüsü üzerine birbirinden ilginç soruları yönelttik. Bunlar arasında, İŞİD’in kullandığı 4×4’lerin Türkiye’den gerçekten çalınıp çalınmadığı, FETÖ/PDY örgütlenmeleri, Kayseri’nin gerçekten merkez olup olmadığı, faili meçhul olaylar, mafya yapılanmaları, Emniyet ve asker içindeki karşı yapılanmalar, sığınmacıların durumu gibi pek çok soru.

İbrahim Kulular, tüm soruların yanıtlarını uzun uzun anlattı. Sonra, benimde o dönemde köşemde ve sitemde  haber yaptığım gibi ‘Kayseri’de mafyayı da, derin yapılanmayı da, cemaati de bitirmek için özel olarak görevlendirildim. Ama devletimiz kinci değildir. Yanlış yolda olanlarla tek tek konuşuyoruz. Ama gerisi kendilerine kalmış’ diyerek, o dönemde mafya, yeraltı örgütleri, faili meçhuller, ardından bugün ki operasyonların açık açık sinyalini verdi ve daha çok cemaatin para musluğu olanları uyardı.

Aradan onca süre geçti ve bugün ‘Devletin gücünü’ o gün hafife alanların içler acısı halini hep birlikte görüyorsunuz.

Ben bir kez daha söylüyorum.

‘Devlet her zaman 18 yaşında bakire bir kız gibi. Üstelik sizin gibi uyumaz. Kim suç işliyor ve devleti, milleti, vatanı, bayrağı bölmek için çaba gösteriyorsa elbet hesabını verecek. Dün sizi görmezden geldiyse, uyuttuğunuzu sanmayın. Sonrada kendinizi ‘maskenizi takıp, yanınıza birilerini alarak meydanlarda Demokrasi nöbeti görünümü’ ile kandırmayın.

15 Temmuz’dan bu güne Türkiye’nin değişik yerleşim merkezlerindeki ‘Demokrasi nöbetleri’ halen tartışma konusu.

Ben bugün ki yazıma yukarıda yaptığım uyarıdan sonra, nöbet yerinden ilgimi çeken  birkaç not ile devam etmek istiyorum.

Darbeye karşı dik duruşu, nöbeti hadi anlarım.

Eğlence kültürü ile ‘Demokrasi’ nöbetini, şehitlerin kemiklerini sızlattığından halen anlayamadım.

Bedava ekmek, yemekleri, ayranı, suyu alanların bunları esnafa satmalarına hayret ettim.

Birde nöbet bahane, her türlü çılgınlık, kanunsuzluk, fırsatçılık zirve yaptı. Nöbeti bahane ederek resmen b…kunu çıkartanlara artık ceza yazılmalı. Millet isyan ediyor.

‘Demokrasi’ ve bunun için ‘nöbet’ bazı palyaço kılıklıların eğlence aracı olamaz.

Sosyal paylaşımlarda, ailece nöbet fotoğrafları paylaşanların çoğunun maskesinin arkasındaki gerçek yüzü herkes biliyor. Darbe girişiminden öncesine kadar, apartmanların giriş kapısına kimler için yasaklanan gazetelerin konduğunu herkes biliyor.

Birde şehrin göbeğinde, hava kararmadan hem de tarihi saat kulesinin hemen önünde, bir kasabın soğuk hava deposu olmayan üzeri açık kamyonundan et satmasına, ‘Bu büyükşehir’de, medeniyetler şehrine hiç yakıştıramadım. Bu kasaba göz yumanlar kimse, görevini kimler yapmıyorsa onlar hakkında da yasal işlem yapın artık.

Sosyal paylaşımda dikkatimi çeken bir iki paylaşımdaki gibi.

*Yıllardır Türk Ordusuna “Dinsiz” dediler…
Ordu evlerine “Türbanlı bacılarımız” giremiyor dediler…
Alçakça Atatürk düşmanlığı yaparak siyaset yaptılar…
Kimin dinsiz olduğunu?
Kimin dindar olmadığını?
Şimdi  anladınız mı Atatürk’ün’ ün büyüklüğünü?

*Atatürk bu ülkenin puk kodudur. Ne kadar yanlış şifre denesen de kilitlendiğinde yine onunla kurtarabilirsin sistemi.

*Aydın olmak için önce insan olmak lâzım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur; maruz kalmaz, seçer. Aydın, kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını aydın yapan: uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir meraklı..

*Hiç bir dava ecelsiz ölümü haklı kılmaz!
Hiç bir düşünce dil, din, ırk haklarını yok edemez!
Ben insanım, kim, nerede öldürülüyorsa yüreğim ona yanar….

*Bir zamanlar, ofisinin en görünen noktasını Zaman’a ayıran bazı ‘Her devrin adamları’ şimdi Sabah’ı kullanarak Star olmaya çalışıyor..

*Bu kadar zor mu? İnsanın nefsine hakim olup, haramdan ve günahtan uzak kalması. Yaradan insana gerekli tüm güzellikleri hizmetimize vermiş zaten.Allah herkesi ıslah etsin..

*Fetoş operasyonları son sürat devam ediyor. Fetoş’un yargı, milli eğitim, askeriye, emniyet, sanayicilerine operasyonlar yapılıyor. Neden siyasilere ses çıkmıyor. Bu fetoşun siyasi uzantılarına ellenmeyecek mi ? En kısa zamanda onlarında Türkiye Cumhuriyeti devletine hesap vermesi gerekmez mi ? Bekliyoruz bunlarda çıksın ortaya. Çıksın ki kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın.

*Erhan Çelik’ i bende TRT ekranlarında görmek istemiyorum. Fakat sebebi karısının densizliklerinden ziyade, ödenecek paradır. Benim fikrimi bile sormadan elektrik faturama TRT payı ekleyenler, benim paramı birilerine peşkeş çekmekten vazgeçmeli artık. Ve bıçak kemiğe dayandığında sığınılacak son limanın sokaktaki vatandaş olduğu artık daha sık hatırlanmalı. Yeni Hakan Şükürlere, Yeni Ersin Düzen’lere tahammülümüz kalmadı…

*Kayseri de benimde içinde bulunmaktan şeref duyduğum bir gurup feraset sahibi insan otuz yıldır,
fetoş ahlakı tabirinı kullanır.
Fetoş ahlakı ne demek? Affedersiniz yavşak, yalaka, bulaşık, yılışık, ezik kayısı, korkak, dönek tip. Bu tip takdir edersiniz bir yere gelmek için bu argümanları kullanır ve gelir. Neticede ihanet eder, her şey beklenir bu tiplerden. Çevrenize bakın bu tipleri görürseniz mutlaka fetoş cudur