Yaşasın Demokrasi…(10) (Köşe yazısı 28.07.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Her gün bu köşeye devam ederken nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ülkedeki gelişmeler, ifadeler, itiraflar o kadar çok ki, birileri ‘Ankara’nın havaları’ ile oynarken, tüylerim diken diken olarak ibretle ve dikkatle takip ediyorum.  Yine sosyal paylaşımdan seçtiklerimle devam edeyim.

*En büyük özür borcunuz Mustafa Kemal Atatürk’e:
Yıllarca başta İngiliz ajanları olmak üzere Alman ve Yahudi ajanı Hoca kılıklı hainleri astı, şer yuvalarını kapattı, kitaplarını yasaklattı. ( Ki bunlardan biri de Fetö nün hamisi Said Nursi idi) diye dinsiz ilan ettiğiniz, her türlü hakareti yaptığınız Ulu Önder’e biz özür borcunuz yok mu???
Atatürk ün astıklarının veya yasaklattıklarının hiç birinin Hoca-İmam kılıklı ABD ajanı Fetoş dan hiç bir farkları yoktu.
Özür dileyin, af dileyin, çünkü Atatürk bunların hainliklerini en başta görmüştü, sizler O nu bir türlü anlayamadınız.

*Fethullah Gülen ‘Allah Allah’ diyerek, Öcalan ‘Allah yok’ diyerek insanları kandırdı….
İkisi de terörist….
İkisi de insanların dinini imanını canını malını gasp etti….
Allah ikisini de kahhar isminin hürmetine kahru perişan eylesin inşallah…

*Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu..

Toplumun ‘paralel’ bildiği herkes meydanda köşe tutmuş, paralele atıyor..

*Allah rızası için protestolarımıza devam edelim. Ancak geç saatlerde araç kornalarını çalmaktan vazgeçelim. Bir çok kişinin evinde hastası var, yaşlılar, kimsesizler, sahipsizler var.

*Geçmiş olsun Türkiye. Bir daha kardeş kavgası yaşamayalım. Askerimizin ve polisinizin silahı bir daha asla milletimize ve devletimize çevrilemesin. İktidar olmak isteyenler sadece sandığa ve millet iradesine talip olsun.

*Karanlığa gömülmekten Allah’ımız sayesinde kurtulan Türkiye’miz ve Milletimize çok büyük geçmiş olsun. Bazı aksaklıklar ve organizasyon eksikliği olmasa çok vahim hadiseler yaşanabilirdi. Daha önemli olanı bu günkü sevindirici kaynaşmış olan Milletimizin birlik beraberlik görüntüsüdür. Bizi daha müreffeh günlere taşıyacak olanlar başta iktidar ve muhalefetin vatan millet ve bayrak için birlikte hareket etmeye devam etmeleri gerek ve şarttır.

*Fetullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan arasında taraf olmak yerine. Demokratik laik Hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nden yana ve büyük Atatürk’ün yolunda yürümeye devam edeceğim .

*Bilinen bir hikaye vardır. Bilenler bilir. Bilmeyenler içinde kısaca özetleyelim.
“Ağalar gece karanlıkta “kuzu” diye eşek sıpasını kesip yemişler. Sabah olunca bakmışlar yedikleri kuzu değil, eşeğin yavrusu.. O demiş “ben yemedim”, bu demiş “ben yemedim”.. Soruyu soran muhterem “Ulan sen yemedi, o yemedi de, koskoca sıpayı kim yedi ya?. ” demiş.. Şimdi herkes “Valla ben FETÖ’cü değilim, billahi ben FETÖcü değilim” diyen diyene.. Sen değilde, o değil de, 1,5 milyonu aşkın Zaman Gazetesini okuyan ben miyim?. O dönemler iş yerlerinizde Zaman Gazetesi’ni sergilemek ayrıcalık sayılırdı. Şimdi biraz delikanlı olun. İnkar edeceğinize en azından Bülent Arınç gibi kandırıldığınızı söyleyin…

*657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci ve devamı maddeleri memurluğa alınma şartlarını düzenler. Bunlardan birisi de sınavlara katılma şartıdır. Aynı Kanunun 98 inci maddesi memurluğun sona ermesini düzenler. Bunlardan birisi de “Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi”. Buna göre sınav sorularını çalarak memuriyete (askerlik, hakimli vs fark etmez) girenlerin, sınav şartını taşımadıkları sonradan anlaşılmıştır. Bu nedenle memuriyetlerine derhal son verilmelidir. Hatta, memuriyete başladığı günden itibaren aldığı maaşlar faizleriyle birlikte tahsil edilmelidir. Emekli Sandığı ile ilişkileri derhal kesilmeli, şimdiye kadar yapılan kurum karşılıkları ilgilisinden faizi ile birlikte tahsil edilmeli, bu sürenin emeklilik hizmetinden sayılması önlenmelidir.

*Devletimize önerimdir: Kapatılan okul, vakıf, dernek, vs. binaları, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilsin ve bu binalar Üniversite öğrencilerimize Devlet Yurdu olsun.

*Bu cennet vatanımızda yaşayarak, ekmeğini yiyip, suyunu içtiği halde Aziz Türk milletine ve bayrağına ihanet eden alçaklar oluyorda,
Feto terör örgütü sayesinde şan, şöhret, makam, mevki, mal, mülk sahibi olan feto terör örgütü mensupları, bu hain örgüte bir ihanet siz edinde belki günahlarınızın kefareti olur, Aksi takdirde Allah(c.c) ın gazabından kurtulamazsınız.

*Kim ne biliyorsa yazın arkadaşlar onurumuz için şerefimiz için vatansız olanın onuru şerefi olmaz. bizlerin de tek vatanı tek bayrağı Türkiye’dir.

*Fetö denen şeref mahzunu insana inananlar artık açın gözünüzü neler oluyor daha ne olmasını bekliyorsunuz. Bırakın şu nefsiniz için yapmayın ülkeye sahip çıkın. Makam için koltuk için şan için şöhret için ülkeye zarar vermeyin. Devletimizin emniyetine güvenlik güçlerine bildiklerinizi tek tek sizler anlatın yoksa elbet anlatacaksınız bir şekilde.

*Yararı olmayıp zararı olan insanları zararına satıyorum. Kimseye artık tahammülde kıymette yok. Yola devam. Gerisi mi koy kapıya çöp niyetine.

*Demişti ki Rahmetli Erbakan Hocamız; “İslam şekil değil, şuur dinidir…”… bugün bu sözün anlamı çok daha netleşti zihnimde… kişinin secdesi aldattı bizi… zannettik ki her namaz kılan, insanlık değerleriyle de barışıktır… ama öyle değilmiş ve bunun faturası çok ağır oldu… şekle mahkum olan zihinlerimiz… şeklin altında zerre kadar şuurun olmadığını… sapkın ve işgal edilmiş ruhları göremedi… kimsenin ibadetini tartmak haddimize değil elbette… ama bu bize ders olsun…!! bu bize ders olsun…!!