Yaşasın Demokrasi.. (Okul servisleri)(58)(Köşe yazısı 27.09.2016 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Hatırlarsanız, bu köşede özellikle ‘okul servisleri’ ile ilgili çok sayıda köşe yazdım. Artık buna devletin bir çeki düzen vermesini, belediyelerin, emniyetin, ilgili kişi ve kuruluşların ise buna ‘Bana değmeyen yılan bin yaşasın’ anlayışından vazgeçmesini iletmiştim.

Bu eğitim öğretim yılı da yine okul servislerinin ve meslek derneklerinin tutumu ile ‘keyfiyet saltanatı’ devam ediyor. Servisler, özel okullardaki uygulamalarına her nedense ‘Devlet okulu’nda ‘aslan’ biziz diyerek karşı çıkıyor. Mahkemenin keyfiyeti ortadan kaldırmasına karşın halen, kendilerinin belirlediği okulları bölüşen servisler, yine belirledikleri ücretlerle taşıyor. Tabi, belli hatları taşırken, başka hatlardaki öğrencileri taşımayarak herkesi mağdur ediyor.

Söze geldi mi ‘Zorunlu eğitim’ denilen sistem, kör-topal işliyor. Fatih projesi göstermelik işliyor. Öğrenciler kitap taşımaya devam ediyor. Okul servis ücretleri, tam günde eğitim yapan öğrencilerin beslenmeleri, ulaşım giderleri, kıyafetler, yardımcı ders kitapları, kurslar gibi bir çok konu halen velinin sırtında. Okul aile birlikler servisler ve diğer konularda söz sahibi olmalarına karşın Bakanların ve politikacıların iki de bir ‘kafa kırma’ açıklamaları yüzünden ellerini ‘tam’ taşın altına koymaktan kaçınıyor.

Okullarda kendilerini öğrenci taşıma konusunda ‘kraldan çok kralcı’ gören okul servisçilerinin istenmedik ve beklenmedik karıştıkları olayların sayısı da katlanarak artıyor. Son olarak İstanbul’daki ‘kurşunlama’ olayı bile bunun en iyi ‘rant-mafyalaşma’ örneği.  Bu yüzden okul servisleri ve taşımacılığı konusunda iktidarın, ilgililerin ivedi bir an önce ciddi önlem alması kaçınılmaz. Yoksa önümüzdeki günlerde ‘Ah-vah’ diyerek göstermelik suçlu aramanın bir anlamı yok.

Ben yine sosyal seçmelerimle devam edeyim.

*Okul öğrenci taşımacılığını Devlet yapsın. Yoksa çocuklar ölecek! (Yavuz Özbek)

*Bu hain şerefsizler, Erciyes Üniversitesi’ne ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne okul yaptıran hayırsever işadamlarına, “devlet okullarında ateist hocalar görev yapıyor, ateist öğrenci yetiştiriyor, cehennemde mezarında zebaniler depişecek” gibi sözlerle FETÖ’ye okul yaptırmasını isteyecek kadar şerefsizler (Osman Çiftçi)

*MNG Kargo tarafından Anıtkabir’de yaptırılan ve Komutanlığın da bu müthiş hizmet için TSK plaketi çaktığı plastik oyun parkından haberimiz oldu. Ankara’da olsaydım gidip orayı yıkardım! Mimarlar Odası Ankara Barosu, ADD açıklamalar yaptı, suç duyurusunda bulunuldu. Maksat Atatürk’ün ebedi istirahatgahını değersizleştirmek, sıradanlaştırmak, oranın ulvi havasını yok etmek. Sinir uçlarımızla oynuyor, nereye kadar dayanırlar diye test ediyorlar! (Yazgülü Aldoğan)

*Biraz evvel bir darbeci pezevenk (polis elbisesi giymiş teröristmiş) geldi; bir de benden bedava avukatlığını üstlenmemi istiyor. Ulan alçaklığın bu kadarına da pes. Anında ” Çabuk büroyu terk et, yoksa şimdi sana dalacağım” diyerek kovdum. Hala bütün vücudum zangır zangır titriyor. (Hasan İlter)

*Vergilerimizin; PKK’lı teröristlerin cenazelerine katılan HDP milletvekillerine, maaş olarak gittiğini bilmek kanıma dokunuyor.(Fevzi Konaç)

*“İnsan sevmeli; bazen bir insanı, yahut da bir ağacı ya da kanadı kırık bir kuşu..” Cahit Zarifoğlu

*” Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek kalitelidir.” Maksim Gorki

*”Cumhuriyet’i kuranlara “ayyaş” diyorlar ama, Abdülhamid döneminde, yılda 10 milyon litre bira tüketiliyordu.” (Cafer Zengin)

*Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar. (Elisabeth Kubler Ross.)

*Bana diyorlar ki; “neden sindiremiyorsunuz?” Bende soruyorum. Peki siz diriler, bir ölüyü ve yaptıklarını niye sindiremiyorsunuz? Bütün dünyanın saygı duyduğu ve onca yıl önce ölmesine karşı hala itibar sahibi olmasını mı? O ölmez. Ama siz sadece öleceksiniz, o kadar. Sahaflara gidin. Oralarda ne kadar eski basım tarih kitapları varsa birer ikişer alın. Mümkünse 2000 yılına kadar olanı. Bu kitipiyozların tarih kitabında çocuklar bir Çanakkale’yi, bir Kurtuluş savaşını, bir Sakarya meydan muharebesini, İnönü zaferini değil de, darbeyi öğrenecekler. İlerde, ülke normal Cumhuriyet şartlarına döndüğünde çocuklarınız sınava, mülakata filan girdiğinde bu bilgisizlik çok büyük sıkıntı olacaktır.(Özlem Uğur)

*Biri Osmanlıyı işgal ettirdi, biri Cumhuriyeti kurdu, işgalcileri kovdu ve de, Abdul’ün bıraktığı borçları ödedi. Söyleyin, kim Vatan sever. Ne yaparsanız yapın, hangi düzen kurarsanız kurun, Mustafa Kemal Atatürk’ü gönüllerden silemez, kazıyamazsınız. Ve bu sizleri deli ediyor.(Vural Bozoklu)

*Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Dün tarih oldu. Yarın bir sır. O Vakit bugünün kıymetini bilin. Mutlu olmaya bakın..(Mehmet Luzumlar)

*Okullarda büyük tepki var. Gençlerimiz sinirlendi bu işe. Bu Fetö’ya karşı çıkmak değil yani. Fetö ile PKK ile yatağa gir sonra iktidar propagandası yap. Bu yutulacak şey de değil. Akın akın şehit gelsin, TSK’yı dağıt, ülke her gün bombalansın. Doğrudan ülke evlatlarını Suriye’de savaşa sok. Tarikatlarla, cemaatlerle hala elele dolaş. Nerdeyse bütün okulları zorla İmam Hatip yap

Bir tane bile AKP’li Fetöcü bakan, milletvekili alınmasın. Sonra kalk propaganda yap. Bu halk bugünleri ve teröre geçmişte destek verenleri affetmez. Bunu takiyyeden önce düşünecektiniz. (Filiz Debreli)