Yaşasın Demokrasi (Lozan) (64) (Köşe yazısı 04.10.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Uzun bir süredir büyük önder Atatürk, silah arkadaşları ve Cumhuriyet’i kuranlara saldırılar devam ediyor. Buna karşın, o dönemin ‘hain’leri bir bir adeta aklanıyor ‘kahraman’ gösteriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi ‘At izi it izine karıştı.’

Zaten okumayan ve okumayı sevmeyen toplum, şimdi ‘dedi ki-demiş ki- diyor ki’ hurafeleri ile adeta farklı olaylara yönlendiriliyor. Ben bu konuyu yine sosyal paylaşım seçmelerimle devam ettireceğim.

*Tarihimizde ilk kez bir Genelkurmay başkanı Lozan’a sahip çıkmadı. “Lozan zafer mi hezimet mi yıllardır tartışılıyor” deyip geçiştirdi. Demek ki Musul’a girip Mareşel olma düşleri var hazretin. Şimdi “Sen Musul’a girilmesin mi?” diyecek aklı evvellere yanıtımdır: Bana göre hava hoş. Nasıl olsa ben de Genelkurmay başkanı gibi oraya girilirken de, süper güçler tarafından tekme tokat atılırken de ölmeyecekler arasındayım. Ailemde de ölecek yaşta kimse yok. Biliyorum ki “Hadi hemen!” diyenlerin çoğu da öyle. Beni korkaklıkla itham edecek olanlara peşin yanıtım: Ben Kıbrıs’ta savaştım. Sadece inanmadığım bir savaşta kuru gürültüye ve sahte kahramanlık gösterileriyle dolduruşa gelmem ama biliyorum ki propaganda yöntemleriyle kandırılıp dolduruşa gelecek çok insanımız da var. Yeter ki “Allah birilerini başımızdan eksik etmesin(!)” Süleyman Şah Türbesi: Bu türbenin arazisinin Türkiye Cumhuriyeti’ne dahil olduğu sınırlarımız dışında tek toprak parçasıdır. Lozan’da tescilli iken orayı düşmana terkedip kaçanlar kimlerdir? Ben bilemedim de, bileniniz varsa söylesin (Prof. Dr. Aslan Oğuz)

*Cumhurbaşkanı Lozan Barış Antlaşması için; “Birileri bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar. Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’la verdik” dedi. Sözü edilen “birileri” ile Ebedi Başkomutanımız, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Lozan görüşmelerindeki baş delegemiz İsmet İnönü’nün kastedildiği anlaşılmaktadır. Bu yaklaşımı şiddetle kınıyoruz. (Dr  İsmail Ulusoy)

*Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde yapılan açıklamaların iyi niyetli olmadığını, Kurtuluş ve kuruluş sürecindeki Lozan‘ın değerini düşürmeye çalışmak son derece üzücüdür. Bunu ülkemizin Cumhurbaşkanının ifade etmesi talihsizliktir. Hangi gerekçe ve akılla, bir darbe belası ile uğraşırken Lozan gündeme getiriliyor anlayamıyoruz. Yoksa Fetö nün siyasi kanatlarına neden dokunulmuyor refleksi oluşmaya başlanınca gündem değiştirilmeye mi çalışılıyor? Yoksa ileride “beni kandırdılar” veya “ yanılttılar” mı denilecek.Bu talihsiz ve rencide edici ifadelerden kaçınılmalı Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerlerine gerekli özen ve önem gösterilmelidir. (Feyzullah Keskin)

*Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Ege’deki adaların Lozan anlaşmasıyla verildiğini söylüyor. Ülkenin bağımsızlık anlaşması Lozan’ı bilmeyen bir Cumhurbaşkanının bulunduğu bir ülkede ne söylenir ki. Bilmeyenler için: Ege’deki Midilli, Limni, Sakız, Taşoz, Sisam gibi adalar 1912 Balkan savaşları sonrası kaybedildi. O savaş öncesinde 12 ada da İtalyanlar tarafından işgal edildi. 12 ada II. Dünya savaşı sonrasında 1947’de imzalanan Paris anlaşmasından sonra Yunanistan’a verildi. İlla ki Lozan’ı kötüleyeceksen başbakanlığın döneminde, sen hemen kıyımızdaki 16 adayı Yunanistan işgal ederken sessiz kalmayacaktın. Uluslararası anlaşmayla Türk toprağı olarak tescillenmiş Suriye içerisindeki Süleyman Şah’ın türbesini terk edip bırakmayacaktın ve bunu başarı olarak nitelendirmeyecektin. Boş yere Cenab-ı Allah (Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?) ayetini göndermemiş. Anlamak isteyene…”(Yusuf Halaçoğlu)

*Hiç bir sıcak savaşın içinde olmasan da savaş çığırtkanlığı ve pratiğini ortaya koyan düşünceye destek verdiğin sürece masum bir sivilin, çocuğun can verişinden sorumlusundur!..(Tolga Yılmaz)

*Amerikan laflarıyla ve sözde öngörüleri ve çevirdikleri casus filmleri ile yıkılmaz denilen SSCB bir gün nasıl yıkıldıysa ve param parça ayrıldıysa TBMM yani Atatürk’ün ülkesi aynı öyle benzer senaryolarla yıkılmaya çalışılıyor. Bu kadar basit bir tezgaha gelmeyin. Salak mısınız siz? Kalkın sapsalak tv lerin başından ve vatana sahip çıkın. Vatan gitti mi hepimiz gideriz. (Burak Ersemiz)

*Lozan’dan önce Sevr’i imzalayan Mustafa Kemal değildi. Sevr ile ilgili burada onlarca sayfa yazabilirim, dostlarım ve arkadaşlarım da yazabilirler. Ama Sevr’den sonra, son Osmanlı Mebusan Meclisinin almış olduğu Misak-ı Milli ile ilgili kararını unutmamak lazımdır. Bizim Kurtuluş Savaşımızın meşruiyetini bu Misak-ı Milli oluşturmaktadır. Bütün savaşlar, siyasal sonuçlarına göre değerlendirilmelidir. Bu savaş hangi siyasal nedenlerle başlamıştır, savaş sonunda elde ettiğimiz siyasal kazanımlar ile savaş öncesindeki siyasal ereklerimiz arasındaki farklar nelerdir? Siyasal tarih, özetlemek gerekirse bundan ibarettir. Kurtuluş Savaşımız sonunda bağıtlanan Lozan Antlaşması ile Misak-ı Milli’de yer almasına rağmen 3 hususta bir sonuç elde edilemedi.

Birisi Musul-Kerkük, birisi Boğazlar Meselesi, birisi de Hatay meselesi idi. Boğazlar meselesi daha sonra Misak-ı Milliye yakın olarak çözüldü. Hatay meselesi ise Mustafa Kemal’in hayatına mal olmasına rağmen yine çözüldü. Sadece Musul-Kerkük meselesi, Misak-ı Milliye uygun olarak çözülemedi. Bunun nedeni ise Şeyh Sait isyanı olup, bu isyanın ardılları bugünün FETÖ gibi yansımalarıdır. Emperyalizmin içine sindiremediği tek anlaşma Lozan’dır. Dikkat buyurunuz, ABD’nin hala onaylamadığı tek uluslar arası anlaşma Lozan’dır. Bugün Lozan’ı eleştirmek, ABD Emperyalizminin bu tutumuna en azından çanak tutmaktır. (Tekin Karabıyık)

*İktidarın olumsuzluklarının hesabını muhalefetten soran seçmenlerin yaşadığı, yegane ülkedir Türkiye’m..(Ahmet Zorlu)

*Adam olamayanlar, adam olanların arkasından konuşurmuş. Rahmetlik anneciğim “oğlum arkandan konuşanlara sakın kızma, hatta onlara teşekkür bile et. Çünkü arkasından konuşulmayan adama bizde adam demezler ” derdi. Okuma yazması yoktu ama ne bilge bir kadınmış yahu. (Ahmet Şimşek)

*Muharrem ayı Alevilerin yas ayıdır.10 Ekim 680’de Kerbela da yezit tarafından şehit edilen İmam Hüseyin ve 71 yakını için tutulan oruç bir yaş ibadettir. İmam Hüseyin’in şahsında bütün mazlumlara aranır. Kerbela’da zulme boyun eğmeyen can veren İmam Hüseyin ve 71 can yoldaşı insanlığın ortak değeridir. İnsanlık İmam Hüseyin İnan davasının durduğu mazlum noktayı anladığı zaman sorunların çözümü de daha kolay olur.(Remzi Akbulut)