Yaşasın Demokrasi (Boydaklar) (68)(Köşe yazısı 10.10.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

Daha öncede dediğim gibi sanırım  ‘Yaşasın Demokrasi’ başlıklı bu köşe yazılarım bir süre daha devam edecek. Çünki, Türkiye’nin ve Kayseri’nin gündemi ‘terör, operasyonlar, uyuşturucu, cinayetler, sapıklıklar, hırsızlıklar, dolandırıcılık, kaçakçılık ve OHAL’ ile devam ediyor.

Kayseri’de, devletin daha 17/25 Aralık gelişmelerinden önce düğmeye bastığı ‘FETÖ’dan dönün ikna’ çalışmaları sonuç vermeyince, ikna edilemeyenlere yönelik devletin ‘balyoz’ gibi darbesi bu örgüte yardım ve yataklık yapan kim varsa tek tek inmeye başladı.

Bu konuda daha öncede yazdım. Mesleğim gereği çeşitli nedenlerle bir araya geldiğimiz ‘Boydak ailesi’nden bazılarının ikna olmaması ve tümünün bundan zarar görmesi şahsen beni üzdü. Ben zaten yıllardır her türlü cemaate, dini yapılanmalara, örgütlenmelere karşı olduğumu, artık bu konuda devletin kimseye taviz vermemesini savunanlardan biriyim.

Geçtiğimiz Cuma günü Kayyum’da bulunan ve TMSF’nin yeni CEO atadığı Boydak Holding’teki toplantıya katıldım. Orada bir çok gazeteci gibi bende çeşitli toplantılarda haber amaçlı bulunurken, o gün kayyum heyeti ve CEO  ‘elleri cebinde’ içeri girerken, Hacı Boydak’ın bey efendi, nazik, güler yüzlü  ve ‘nasılsın’ diyerek girişi gözümün önüne geldi, üzüldüm.

Kısa bir süre sonra anneleri Huriye Boydak’ın tedavi gördüğü hastanede öldüğü, Mustafa Boydak’ın ise hastaneye kaldırıldığını duymakta beni bir insan olarak etkiledi.

Cumartesi günü yaşamını kaybeden Hacı, Mustafa, Memduh ve Bekir Boydak kardeşlerin annesi Huriye Boydak, Camikebir Camisinde kılınan namazın ardından Asri mezarlıktaki aile mezarlığında toprağa verildi. Cenaze törenine bu soruşturma kapsamında serbest bırakılan Kayseri Sanayi Odası ve HES Kablo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak’ın yanı sıra, halen Ankara Sincan Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı, eski CEO’su Memduh Boydak ve eski Yönetim Kurulu üyesi Bekir Boydak, Adalet Bakanlığı’ndan alınan özel izinle katıldı.

Benim bu cenazede dikkatimi çeken, cami avlusunun çiçek bahçesine dönmesi, protokol ve bürokratların katılmaması, vatandaşların, esnafın çok fazla olması, Organize Sanayi Bölgesi yönetim kurulu başkanı Tahir Nursaçan gibi bir çok kişinin biraz gözlerden uzak kalması, tanınmış simalardan katılanların sınırlı, sivil ağırlıklı bazı önlemler ile, cami çevresindeki yollarda trafiğin tıkalı olması.

Burada kim ne derse desin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yine Cenaze namazını İl Müftüsü Şahin Güven’e kıldırtarak ‘vefa’ geleneğinde en güzel mesajı verdi. Her zaman güler yüzlü olan İl müftüsü Güven’in biraz gergin olması, “Merhumeye son görevimizi yerine getireceğiz. Onun için herhangi bir slogan, alkış, protesto gibi şeylere gerek yok. Bizler burada Allah rızası için son görevi yerine getiren müminler olarak bulunmalıyız. Ölülere nasıl saygı göstermemiz gerektiğini hepimiz biliyoruz ve bilmeliyiz. Onun için güzelce namazımızı kılacağız. Sonra tekbirlerle buradan cenazemizi alacağız” diyerek uyarısı ise ‘devletin uyarısı’ gibiydi.

Halen tutuklu bulunan ve izinli olarak cenazeye katılan Hacı, Memduh, İlyas, Bekir Boydak ve Murat Bozdağ’ın cenaze namazının kılınacağı camiye getirilişinde jandarmanın hassas davranması dikkat çekti. Cezaevi araçlarından inen Boydak kardeşleri yakınları alkışlarla karşıladı. Bu sırada cemaatten bazıları, Boydak kardeşlerin ellerindeki kelepçelerin bir an önce çözülmesi için jandarmalara “Kelepçeleri açın” diye bağırdı. Cenaze namazı sırasında tutukluların kelepçeleri çıkarıldı. Cezaevi arabasına bindirilirken bir kaç provokatörün yersiz çabası cılız kaldı. Yani halk oyuna gelmedi.

Sanırım burada Mustafa Boydak’ın bir süre önce ‘Bizim üzerimizden artık siyaset yapmayı ve bizi bize bırakın’ açıklaması etkili oldu.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kayseri’deki odalar, bankalar, OSB’lerin 100’ün üzerinde çelenk gönderdikleri cenaze töreni sonrası, FETÖ/PYD soruşturmasından dolayı Ankara ve Nevşehir cezaevlerinde bulunan Boydak kardeşler ve 2 yeğenleri, anne Huriye Boydak’ın Asri mezarlık 1’inci kapıdaki mezara defin törenine katıldıktan sonra, taziyeleri kabul ettiler.

Cenaze namazında ayrıca, kayyum atandıktan sonra TMSF’ye devredilen Boydak Holding’in de çelengi gönderildi. Namazın ardından tabutu taşımak isteyen tutuklu Boydak kardeşlere jandarma ekipleri izin vermedi. Boydak kardeşler, namazın ardından tekrar yoğun güvenlik önlemleri altında cezaevi aracına bindirildi.

Orada cenaze öncesi ve sonrası tanıdığım bir çok kişiden hep şunu duydum.

“Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, bu hain örgüte bulaştırmasın.

Bu insanları FETÖ denen hain örgüt ile tanıştıran, götüren, onlara yardım ettiren, vesile olan kim varsa Allah hepsini perişan eylesin.

Bu Devlete, Millete, Vatana, Bayrağa, Topraklara kim ihanet ve hainlik ediyorsa Devlet bu Dünyada, Allah’ta öbür Dünyada hepimiz adına tek tek sorsun.

Bir daha bizim Coğrafyamızda Allah tüm hainlerden bizi korusun ve de göstermesin.

Bu insanlara bugün bu acıyı yaşatan asıl FETÖ’cüler dışarı da. Hem de her gün o örgüte bela okuyarak koltuklarını, makamlarını korumaya devam ediyorlar.

Asıl baştaki ve siyasiler içindeki FETÖ’cüler temizlensin.

Nerede Boydak’ın uçağından inmeyen siyasetçiler, nerede oturma arkadaşları, nerede taklacılar?

‘Kayserili işini bilir, hayırsever’ diyerek bu insanların kapısını aşındıranlar nerede?

Dün kapıda el pençe, bugün samimiyet ve adalet neredesin? Geleceksen gel, yoksa dökülüyor dürüstlük tel tel. Beni bu havalar ve de samimiyetsiz sahte insanlar mahvetti.

Ye kürküm ye dedikleri bu olsa gerek.”

Şu an kayyum ve TMSF ‘Boydak Holding’ adını değiştirmeyi düşünmezken, holdingin Türkiye’nin ilk 20 büyük grubu arasında, işlerinin zor olduğunun altını çizmesi, en çok ta çalışanların hak ve hukuklarını koruyacaklarını birkaç kez tekrarlamaları da ‘Sıkıntılı durumu’ ortaya koydu.

Bence Kayseri’yi her alanda oyuncak edenler ve kendilerine ‘referans, efsane, onursal, bilmem ne?’ diye isim yakıştıranlar elini eteğini Kayseri’den ve siyasetten çekmeli.

Kayseri bu tabloyu bence hak etmiyor.

Bugünleri gördükçe ve kalbimi sıkıştırdıkça; Kayseri’nin eski halini, insanlarını, hayırseverlerini, gelenek-göreneklerini, siyasilerini daha çok özlüyorum.