Yaşasın Demokrasi (71) (Köşe yazısı 13.10.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Ülkemin içinde ve çevresinde bulunduğu durumdan içim yanıyor, acıyor. Aslında çok şeyler yazmak istiyorum ama sosyal paylaşım biraz işimi kolaylaştırıyor.

*Aşure gününde şunu yaparsanız sevaplarınız ikiye katlanır gibi bir ton saçmalık dolaşıyor. Bazıları bunu dinin emri olarak anlamaktan Ve anlatmaktan dahi çekinmiyor. Aşure günü dahil her gün insan olmayı denemek galiba çok zor ki, bir çok insan işin kolayına kaçıyor. (Gökay Sofuoğlu)

*5 şehit kınıyoruz
10 şehit kınıyoruz
15 şehit kınıyoruz
20 şehit kınıyoruz

Biz onların ellerine kına yakmıştık,
Vatana kurban olsunlar diye,
Ya siz şehit edenler, sevinenler ve işbirlikçiler nerenize yakacaksınız?
Mehmetler şehit oldukça (Adnan Bayındır)

* Bir ülkede 18 şehit verip futbol maçı kadar dillendirilmiyorsa uyutuluyorsunuz. (Celal Şahin)

*Hiç bir kutsalı olmayıp,
Menfaati ve dünyalık için,
Yalan… iftira… küfürle,
İnsanlıktan çıkanla,

Allah’tan korktuğu için,
Eli kolu bağlı olarak,
Çaresiz çileden çıkan,

Hiç bir olur mu? (Fevzi Konaç)

*Emel Sayın rahmetli Kemal Sunal’ı anlatıyor,

O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini çekiyoruz.
Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz.
Ben Lalelide oturuyorum.
Kemal, benden önce çıktı.
Herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti.
Ben baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor; üç kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor.
Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta bir adam yatıyordu.
Kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım.
Sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm…
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım: ‘tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?’ dedim.
‘Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana..’ dedi.
Teşekkür ettim.
Az ilerdeki lokantaya gittim: ‘Az önce gelen beyin borcu mu var size?’ dedim. Tanımadılar beni: ‘Kemal Abinin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun, onların yemek masrafını öder…’ dedi..
Ertesi gün Kemal’in yanına gittim.
‘Sen ne güzel bir adamsın ya..’
dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
‘Ölme sen benden önce’ dedim, ama dinletemedim..

*”Ben Atatürk’ü sevmeyenleri de sevmem. O bir insan değildir bizler için. Bir ilkedir, bir idealdir, bir rejimdir, bir ülkedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, medeniyettir. Biz hepsine birden “Atatürk” deriz. Bu yüzden dilimizden düşmez.”(Bekir Coşkun)

*Utanıyorum Şehidim

Utanıyorum,

Yemekten,

İçmekten,

Senin annen ağlarken gülmekten utanıyorum!

Sanma ki;

Unutuyor,

Unutturuyoruz.

Unutanları barındırmaktan utanıyorum.

Sen; vatan için bizim için şehit olurken,

Seni görmezden gelenlerden utanıyorum.(Aziz Nesin)

*Cep telefonuyla darbeyi durduranlar Devletin tüm imkanlarıyla pkk terörünü durduramıyorlar yada durdurmuyorlar. Malum Oslo, İmralı ve Dolmabahçe’de yapılan anlaşmalar atılan imzalar var. Dokunulmazlıkları kalktığı halde terörist vekillere hala dokunulmadı. Hala Meclisteler hala maaş alıyorlar. Kimse bizden bu hükümetin terörle mücadele ettiğine inanmamızı beklemesin onlar terörle mücadele etmiyor yaptıkları sadece fetö ile mücadele etmek. Onu bile kendilerinden olanlara dokunmadan yapıyorlar (Nurhan Sağlam)

*Tek tek toparlanıyor etrafımdan
Gözü yaşlılarının serinliğindeki zaman
Bir adım öteye düşüyor ağıtlarım
Duvarlar insafsız çevriliyor bakışlarıma
İçime düşüyor gözlerinin çığlığı. (Ali Haydar Tug)