Yargı haklı buldu, tepki ve yeniden ihraç (Köşe yazısı)

Elle sarkıntılık, tedhiş-gözdağı ve istenmeyen cinsel sarkıntılıkla suçlanan milletvekilinin, suçsuzluğunu ispat etmek için başvurduğu mahkemenin yargıcı, uygulamaların kanunsuz ve usulsüz olduğunu belirtti.

Beş bin euro tazminat alacak olan Gündoğan, Volt Partisi grup üyeliğini sürdürecek.

Geçtiğimiz 13 şubat günü, Volt Partisi tarafından ‘sınırı aşan tacizler’ suçlaması nedeniyle pariden ihraç edilen Nilüfer Gündoğan, kendisine haksızlık yapıldığı için başvurduğu mahkeme tarafından haklı bulundu.

Gündoğan ile hiç konuşmadan ihraç kararı alan partinin, konuyu incelemek için seçtiği araştırma bürosu, Gündoğan hakkında13 şikâyet olduğunu, bu şikâyetlerin ‘Elle sarkıntılık, tedhiş-gözdağı ve istenmeyen cinsel sarkıntılık’ olduğunu açıklamıştı.
Partinin çeşitli alanlarında çalışan 16 kişiyle konuşulduğunu ve 13 kişinin şikâyette bulunduğunu belirten partinin fraksiyon başkanı Laurens Dassen, Gündoğan’ın araştırmaya katılmayışına anlam veremediğini söylemişti.

Yapılan kesin ihraç kararından birkaç saat sonra twitterde bir açıklama yapmış olan Nilüfer Gündoğan, kendisine yapılan muamelenin ‘alçaklık, rezalet ve iftira’ olduğunu belirterek,
seçilen araştırma bürosunun güvenilir ve tarafsız olmadığını, bu nedenle de muhtap kabul etmeyerek soruşturmaya katılmadığını söylemişti.

Nilüfer Gündoğan, bu durum karşısında şaşkınlık geçirdiğini ve hiçbir şeyden haberi olmadığını belirtirken, ‘Bunlar belki de, uzun süredir beni tehdit edenlerin bir oyunudur’ dedi.
VOLT Partisi’nin mecliste korona sözcülüğünü yapan Gündoğan, özellikle Forum voor Democratie partisi mensupları ile sert tartışmalar yapıyordu. Telefon, posta, email ve twitter yoluyla tehdit edildiğini ve annesine de küfürler yağdırıldığını belirten Gündoğan için, polis tarafından koruma önlemleri alınmıştı.

Haklılığından çok emin olduğu için mahkemeye başvuran Gündoğan’ın, Amsterdam’da yapılan duruşmasında, parti tarafından uygulananların kanunsuz ve usulsüz olduğuna karar verildi. Ne parti tüzüğünde ve ne de Fraksiyon Kuralları içinde, askıya alma kuralı olmadığını belirten hakim, partinin Gündoğan’a şimdilik 5000 euro tazminat ödemesine de karar verdi.

Parti’nin Fraksiyon Başkanı Laurens Dassen, mahkeme kararından sonra yaptığı açıklamada özür diledi ve Gündoğan hakkında verdikleri kararları geri çektiklerini bildirdi.

Değerli okurlarım, Nilüfer Gündoğan’a yapılmış olan suçlamalar hakkında bir açıklama yapılmaması ve Gündoğan’ı çok mağdur eden bu suçlamaların getirecekleri ile ilgili bir yorum yazacağım. Bekleyiniz…

VOLT PARTİSİ VE NİLÜFER GÜNDOĞAN

Hollanda genel seçimlerine ilk kez katılan VOLT Europa Partisi (Genelde sadece VOLT olarak söz ediliyor), sürpriz bir şekilde üç koltuk kazandı. Parti seçim listesinin ikinci sırasında yer alan Nilüfer Gündoğan da böylece meclise girmiş oldu.

Sizlere Nilüfer Gündoğan’ı tanıtmadan önce, çok ilginç bir yapıya sahip olan VOLT Partisi’nden söz edeyim.

2017 Yılında İtalya’da Andrea Venzon tarafından kuruldu. İdeolojik yapısı, sosyal liberal ve tam bir Pan-Avrupa taraftarı. Lüksemburg’da, kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak kayıtlı. Ayrıca, Avrupa Birliği Yeşiller fraksiyonuna kayıtlı. 30 Avrupa ülkesinden 20 bin aidat ödeyen üyesi var.

Avrupa Birliği’ni gözü kapalı destekleyen bu kuruluşa, Birliğin finansal katkısı var mı yok mu bilemiyorum.
İtalya’dan başka, Almanya, Hollanda, Belçika ve Bulgaristan’da siyasi parti olarak faaliyet gösteriyorlar ama yakın biz zamanda tüm Avrupa ülkelerinde faaliyete geçecekler.

Avrupa sınırları içinde yaşayan tüm insanların, eşit bir şekilde yaşayabilmeleri için, bir tek yasa altında yönetilmeyi şart koşan bu parti şu örneği veriyor: Almanya, Lüksemburg, Holland ave Belçika’nın yer aldığı bir Limburg Bölgesi var. Bu bölgede yaşayan insanların, çalışma veya okula gitme alanları diğer ülkede olabiliyor. Bir ülkede ikamet edip bir başka ülkede işe veya okula gidenler, çeşitli yasalar ile karşılaşıyorlar. Bu parti, işte bu nedenle, yasaların tüm Avrupa ülkelerinde aynı olması gerektiği belirtiliyor.

Babası 1980 ihtilalinden önce Hollanda’ya göç etmiş bir eğitimci.
Annesiyle birlikte Hollanda’ya geldiği zaman 18 aylıktı. Annesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeğeni olduğunu söylüyor.
10 yıl önce siyasete atılmış ve Demokrat 66 Partisi’ne üye olmuş. Eşinin vefat etmesinden sonra siyaseti bırakmış. Ama aradan bir müddet geçtikten sonra, 4 yıl önce VOLT Partisi’nden gelen teklifi geri çevirmemiş.
Bir yayın organına verdiği beyanatında, Türkiye’deki gelişmelerden memnun olmadığını belirten Nilüfer Gündoğan, mecliste temsil edeceği insanlar için, kadın-erkek eşitliği, cinsel tercih eşitliği, dini ve siyasi görüş özgürlüğü için mücadele edeceğini söylüyor.

VOLT Partisi’nin, milletvekili Nilüfer Gündoğan hakkında, çeşitli taciz olayları iddiasıyla verdiği ‘partiden ihraç’ kararını bozan Amsterdam Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar da eleştiriliyor.
13 kişi tarafından taciz şikâyetine maruz kalan Nilüfer Gündoğan, kendisine bir komplo düzenlendiğini ve maruz kaldığı muamelenin ‘alçaklık, rezalet ve iftira’ olduğunu belirterek mahkemeye baş vurmuştu.

Amsterdam Mahkemesi’nin vermiş olduğu ‘Partiden ihracı durdurma’ kararı, hukuk uzmanlarını ve akademik çevreleri memnun etmedi.

Nijmegen Üniversitesi Devlet Hukuku Yüksek Öğretim Üyesi olan Paul Bovend’Eert, mahkemenin verdiği kararın, siyasi ihtilaflardan uzak durulmadığını, bunun en son örneğinin de Gündoğan kararı olduğunu söyledi.

Akademik çevreler de, mahkemenin sadece parti tüzüğü ve yasalardaki usulsüzlüklere baktığını ama şikâyetler konusuna hiç bakmadığını belirtiyorlar.

Partinin Fraksiyon Başkanı Laurens Dassen, mahkeme kararından sonra Gündoğan’dan özür dilemiş ve partiye geri dönüşünü kabulleneceğini belirtmişti.
Ne var ki, hukukçuların görüşlerinden sonra fikir değiştiren Dassen, şimdi temyize baş vuracağını belirtti.

Amsterdam Ünüversitesi Politikoloji (Siyasal Bilgiler) Yüksek Öğretim Üyesi olan Tom van der Meer de karara şaşırdığını belirtenler arasında yer alıyor.
‘Kararı şaşkınlık içinde okudum. Yargıcın, patiden ihraç kararını neden bozduğuna bir anlam veremedim’ diyen Van den Meer, yasada fraksiyon diye bir kelimenin bulunmadığını, siyasi partilerin de dernek statüsünde olmadığını ileri sürdü.

Leiden Üniversitesi Siyasal Bilim Baş Doçenti Tom Laurense, ‘Korkarım ki, bu mahkeme kararı, diğer hakimlerin siyasete bulaşmasına kapı açacaktır’ dedi.

Sonuç olarak, Nijmegen Üniversitesi Devlet Hukuku Yüksek Öğretim Üyesi olan Paul Bovend’Eert, “İki taraf da temyiz hakkını kullanmaması halinde bu sorun burada kapanmış olur. Ama bana göre araştırma, bir büro tarafından değil meclis araştırması olarak yapılmalıdır. Meclis Dürüstlük Komisyonu bu konuyu tarafsız bir şekilde ele alır ve sınırı aşan taciz olup olmadığını ortaya çıkarır.” dedi.

BEN DE ŞAŞIRMIŞTIM

Haklılığına çok inandığı için mahkemeye başvurma cesaretini gösterdiğini daha önce belirtmiş olduğum Gündoğan hakkındaki mahkeme kararı, beni de çok şaşırtmıştı. Zira mahkeme kararında, sadece yasal usulsüzlükler üzerinde durulmuş ve hiç bir şikâyet konusu gündeme gelmemiş ve şikâyetçiler de dinlenmemişti.
Bu duruma çok şaşırdığım için, o günkü haberimin sonunda, şu notu düşmüştüm:
Değerli Okurlarım, Nilüfer Gündoğan’a yapılmış olan suçlamalar hakkında bir açıklama yapılmaması ve Gündoğan’ı çok mağdur eden bu suçlamaların getirecekleri ile ilgli bir yorum yazacağım Bekleyiniz…

Görülüyor ki, mahkeme kararında benim göremediklerimi uzmanlar da fark etmişler.

Şimdi soru, ‘Gündoğan için iddia edilen taciz olayları gerçek mi, değil mi’ sorusu.
Bu sorunun cevabını da, sanırm, yapılması muhtemel olan meclis araştırması sonunda öğrenebileceğiz.

Bu durumda, benim Gündoğan’ın mağduriyeti ile ilgili yazacağımı vaat ettiğim yorum da ertelenmiş oldu.

Gündoğan’ın biyografisini sizlere daha önce sunmuştum. Ama isterseniz ben size Gündoğan’ın mecliste yapmış olduğu başarılı ve ilginç çalışmalardan birkaç örnek vereyim:

Mart 2021’de yapılan seçimlerde 41,352 tercihli oy alarak bir inanılmazı gerçekleştiren Nilüfer Gündoğan, partisinin Savunma, Kültür, Bilim, Maliye ve Kamu Harcamaları gibi birçok konuda sözcülüğünü üstlendi.

Gündoğan 2021 haziran ayında tütün lobisini yasaklamak için bir kanun önergesi verdi. Ancak yeterli destek bulamadığından, tasarı 7 oy eksik olduğu için yasallaşmadı.
Gündoğan, konut satışlarından elde edilen kârın, Fransa’daki gibi vergilendirilerek, spekulatif kazançla mücadele edilmesi  amacıyla  başka bir önerge daha vermişti
D66’dan Sjoerd Sjoerdsma ile birlikte Meclis Başkanı Vera Bergkamp’a mektup yazarak, FVD Partisi üyelerince meclis tartışmalarında yapılan tehditkar açıklamalara karşı, Meclis Başkanlığı’nın harekete geçmesini isteyen Gündoğan, bu bağlamda 2021 yılında DENK ve FVD Partisi yandaşlarından aldığı tehditler ile gözdağı veren emaillere değinmişti.
Gündoğan sosyal medyada kullanılan hakaretamiz dil ve tehditlerden şikayetini sürdürmüş ve ölüm tehditleri üzerine polise şikayetçi olmuştu.
Gündoğan, özellikle aşırı sağcı ve populist Geert Wilders’den bir twitter mesajında,  “edepsiz faşist” şeklinde söz etmişti.

İşte bu yaşanmışlara bakıldığı zaman insanınaklına ister istemez, ‘Acaba düşmanları Gündoğan’a bir komplo mu kurmuşlar?’

Onüç şikâyetçiden beşinin anlattığı inanılmaz ve çok çirkin iddialar ortalığı karıştırdı.

Bir TV programında konuşan Gündoğan, mahkemedeki şikâyetini ağırlaştıracağını ama üç gün sonra görevine başlayacağını belirtti.

Daha önce özür dilemiş olan parti yönetimi, bu kez kesin ihraç kararı verdi.

(Beş konuşanın anlattıklarını haberin sonunda Türkçe ve Hollandaca olarak sunacağım)

13 Şubat’tan bu yana, Hollanda siyaset dünyasında geniş bir şekilde yer alan Nilüfer Gündoğan hikâyesi, tam olarak bir Arap saçına döndü.
Çeşitli taciz şikâyetleri nedeniyle VOLT Partisi’nden ihraç edildiği açıklanan Gündoğan’ın, bu ihraç kararına yaptığı itiraz, Amsterdam mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve ihraç kararı iptal edilmişti. Parti yönetimi de bu karar üzerine Gündoğan’dan özür dilemiş ve kendi verdikleri kararı kaldırdıklarını açıklamıştı.

Ne var ki, mahkeme heyetinin taciz şikâyetleri üzerinde hiç durmayıp, hukuki usulsüzlüklere ağırlık vermesiyle iptal ettiği ihraç kararı, bilirkişiler tarafından eleştirilmişti.

Ülkenin en büyük akşam gazetesi NRC, Gündoğan hakkında, sarhoşluk, cinsel taciz ve şiddet şikâyetinde bulunan onüç parti çalışanından beşini konuşturunca ortalık yeniden karıştı.

Hakkında çok çirkin suçlamalarda bulunulan Nilüfer Gündoğan, ülkenin en ünlü iki avukatı ile birlikte Eva Jinek’in TV programına yeniden konuk oldu ve hem parti yönetimi, hem de ‘iftiracılar’ hakkındaki şikâyetini ağırlaştıracağını söyledikten sonra, önümüzdeki pazartesi günü partideki görevine döneceğini açıkladı.
Gerek Gündoğan’ın ve gerekse avukatların yaptıkları açıklamalar, parti yönetimi tarafından yeniden değerlendirildi ve partinin 13.000 üyesine gönderilen bir mektupta, Gündoğan’a bu kez kesin ihraç kararı verildiği açıklandı.

Nilüfer Gündoğan, iki avukatı ile Eva Jinek programında

Değerli Okurlarım,

Gündoğan hakkında şikâyette bulunan onüç kişiden beşini konuşturan NRC Gazetesi’nin yayınlamış olduğu çok uzun haberi, çabuk bir şekilde tercüme etmek çok zaman alacak. Haberi sizlere çabucak okutabilmek için, Google tercümesi ile yetinmeye mecbur kaldım. Ama tabii ki tercüme üzerinde hafif düzeltmeler yaparak.

Gündoğan hakkında konuşan beş kişinin anlattıkları tüyler ürpertici nitelik taşıyor.
Gündoğan önceki gün TV’de yaptığı açıklamada, bu çirkin suçlamaların iftira ve komplo olduğunu öne sürdü.

İşte, NRC Gazetesi’nde yayınlanan dokuz daktilo sayfası uzunluğundaki ilginç haberin Türkçesi. (Hollandacası da en altta)

Nilüfer Gündoğan’ın istenmeyen davranışı neydi?

Genç siyasi parti Volt, Milletvekili Nilüfer Gündoğan olayı nedeniyle derin bir iç krizin içine girdi.  Taciz şikâyetinde bulunan 13 kişinin beşi, ilk kez başlarından geçenleri anlattı.

Volt’ta çalışanlar genellikle genç, yüksek eğitimli, temsilde güçlüdür. Volt çalışanları, Avrupalı ​​bakış açıları ve idealizmleriyle gurur duyduklarını söylüyorlar. Dedikodu yapmadan, oyun oynamadan, kızmadan, siyaseti farklı yapmak istediklerini söylüyorlar. Ayrıca, genellikle uzun bir siyasi kariyerin başında olduklarını umuyorlar. Onlara, parti liderleriyle görüşmelere katılmalarına, kampanyalar düzenlemelerine ve konuşmalar yazmaları için fırsatlar veriliyor .Yaptıkları iş için,  ‘Harika’, ‘ilham verici’, ‘hayalimdeki iş’ gibi sözler sarfediyorlar.

Bu hikayeye katkıda bulunan Volt çalışanları, madalyonun bir de ters yüzü olduğunu söylüyorlar.
Parti, yeni ve hâlâ yapılandırılmamış. Gençlere hemen sorumluluklar veriliyor, ancak kısa sürede savunmasız konumlara düşüyorlar.
Genç bir çalışan şöyle diyor: “Pek çok şey deneyimsizliğimiz çerçevesinde gelişiyor. Bu güzel, ama geçmişe bakınca, biz bir parti olarak bunu daha önce düşünmeliydik.”

Nilüfer Gündoğan hakkında taciz şikayetleri için, araştırma yapılması istenen Dürüstlük Ajansı Bing’e 13 kişi baş vurmuştu. Volt Partisi, Gündoğan’ı ‘sınırı aşan tacizler’ nedeniyle partiden attı. Ama Gündoğan’ın baş vurduğu Amsterdam mahkemesi, partiyi haksız buldu ve Gündoğan hakkında verilen tüm parti kararlarını yok saydı. Parti lideri Laurens Dassen, partiden uzaklaştırma işlemini iptal etti ve Gündoğan’dan özür diledi.

BU MAKALE HAKKINDA

NRC Gazetesi, Bing ajansına konuşan 13 şikâyetçiden beşi ile ayrı ayrı görüşerek hikâyelerini yazdı. NRC ayrıca, Volt’a doğrudan dahil olan ve rapor vermeyen beş kişiyle de görüştü.

Bu makalenin sonunda gerek Gündoğan’ın ve gerekse pati lideri Dassen’in görüşlerini de bulacaksınız.

İÇ KRİZ

Parti her geçen gün bu kriz nedeniyle daha da batıyor. Volt partililer şunu soruyor: Bu gidiş ile parti yönetimi görevde kalabilir mi? Parti lideri Dassen pozisyonundan hâlâ emin mi?  Dassen, “istenmeyen cinsel yaklaşımlar, göz korkutma ve pozisyonun kötüye kullanılmasından” söz etti ama tam olarak nelerin yaşandığını kimse bilmiyor.

NRC Gazetesi, beş şikâyetçi ve olaylar ile doğrudan ilgili diğer beş kişiyle ayrı ayrı görüşmelerde bulundu. Şikâyetçiler hikâyelerini anlatmakta zorlanıyorlar. Örneğin, kariyerlerinin sonucundan korkanlar var. Kendilerine, ‘kaprisli’ ve ‘hesaplanamaz’ denmesinden korkuyorlar. Partide borç verenler de dahil olmak üzere birçok arkadaşı var. Bu yüzden gazetede isimlerinin geçmesini istemiyorlar. Bir çalışana, neden hâlâ konuştuğu sorulduğunda, “O bir Milletvekili, gücü var. Birinci pozisyonda olanlara bu şekilde davranılmaz.”
Bir başkası şöyle diyor: “Bu tür konuların konuşulmaması Volt’un ideallerine uymaz”

Geçen yıl Mart ayında parti beklenmedik bir şekilde Temsilciler Meclisi’nde üç sandalye kazandı. Buna, “kağıt üzerinde mükemmel bir resim” denildi:
Hepsi Volt’un farklı bir yönünü gösteren üç milletvekili.
Dassen ‘nüans için’, Marieke ‘içerik için’, Nilüfer de ‘coşku ve idealizm’ biçilmiş kaftanlardı. Ancak ilk gün bir Volt çalışanı bir meslektaşına “Bu işin sonunda üç milletvekiliyle kalmayacağız” diyerek, bu günleri anlatmaya çalıştı.

O zaman zaten çok şey olmuştu. 6 Haziran 2020’de Dassen parti lideri seçildi. Gündoğan da liderliğe adaydı ama olmadı. O gün, Gündoğan’ın doğum günüydü ve akşam evine birkaç Volt mesubunu davet etti. Onu destekleyen ya da onun için aktif olarak kampanya yürüten yirmili yaşlarındaki gençlerdi bunlar. Bu gençler, lider seçilen Laurel Dassen’i ‘çok farklı’ buluyorlardı ve Gündoğan’ı daha atılgan ve heyecanlı buluyorlardı.

Birkaç görgü tanığı, o akşam Gündoğan’ın çok fazla sarhoş olduğunu söylüyor. Çok uygunsuz bir şekilde yerde yatıyordu. Onu, insanların boynuna dolanırken, seks hayatı hakkında konuşurken gördüler. Volt mensubu bir erkek, boynundan öpüldü. Adam daha önce de istenmeyen cinsel davranışlarla uğraşmak zorunda kaldığını söylüyor. 2019’da Avrupa seçimleri sırasında sarhoş bir halde kolunu beline dolamış Gündoğan’ın, uzun süredir seks yapmadığını ve onunla seks yapmak istediğini söyleyen adam, önce gülmüş. Daha sonra düşünmeye başlamış. Durum korkutucuydu. “Bu konuda kimseyle konuşmadım, sonra yüzleşmek zorunda kaldım. Düşündüm: Parlamentoda onun ateşine ihtiyacımız var. Bu nedenle sorun yapmadım”

Aynısı, onunla çok zaman geçiren başka bir Volt üyesinin başından geçmiş. Akşam geç saatlerde Gündoğan’ın kendsine telefon ettiğini ve sekse çok ihtiyacı olduğunu söylediğini iddia eden bu genç de önce gülmüş. Ama o da Gündoğan’ın siyasi kalitesi hatırına bir tepkide bulunmamış.

SORUNLU ÇOCUKLUK

Nilüfer Gündoğan (1977) bir buçuk yaşında iken, Türkiye’den babasının çalıştığı fabrikanın bulunduğu Weert’e taşındı. Daha sonra bir televizyon programında, sorunlu çocukluğundan bahsetti. “Üç yıllık gençliğim babamın bana uyguladığı şiddet yüzünden buhar oldu.”  diyen Gündoğan, hayat hikayesini, siyasi yaşamında olumlu bir şekilde kullanmak istediğini, bu yüzden adaletten ilham aldığını söyledi.

Gündoğan, 2009 yılında D66’ya üye oldu ve Amsterdam’da yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2014 yılında yapılan ilçe meclisi seçimlerinde D66’da parti liderliği için başarısız bir girişimde bulundu.
Daha sonra 2018’de kurulan Volt’a katıldı. Partililer onun hemen fark edildiğini söylüyor: Biraz daha yaşlıydı, siyasi tecrübesi ve hareketli bir hayat hikayesi vardı. Avrupa Birliği seçimleri için aday listesinde ikinci sıraya konuldu ama Volt o zaman sandalye kazanamadı.

Gündoğan, başından beri gençleri kendisine bağlama yeteneğine sahipti. O’na Nilüfer yerine ‘Nilüfans’ diyorlardı. Hemen hemen tüm ekip onun etrafında fır dönüyorlardı. Ama AB kampanyasında bir ters taraf ortaya çıktı. Volt’çular ona “güçlü” diyor, o sürekli aramayı sürdürüyordu. Muhabirler, birbirinden bağımsız olarak Gündoğan’ın başka bir adaya karşı da dahil olmak üzere öfkeli patlamalar yaşadığını söylüyor. Bir çalışan, ‘Gündoğan çok güçlüydü ve çalışanları sürekli arıyor ve zorluyordu.’ diyor.
O’nun çok kızdığını ve hakaret ettiğini ağızbirliği ile anlatan Volt’çulardan biri, kendisini çeşitli şekilde taciz ettiğini de iddia ediyordu. “Bir odada çokça birlikteydik ve sonra Nilüfer birkaç kez kıçıma vurdu.” diyen Volt çalışanı on yedi yaşındaydı. Gündoğan ise sonra yaptığı bir söyleşide, yaşı küçük olan birinin kıçına vurduğunu hatırlamadığını söylüyor.

17 yaşındaki Volt çalışanı şöyle diyor: “Bunu yaptığına eminim. Belki cinsel bir niyetle değil ama açıkça gözdağı verme amaçlıydı. Çok korkmuştum. Bunu her zaman gülümseyerek yapardı. Bir gün çay yaparken yanıma geldi ve ‘Bugün biraz istekli misin’ diyerek kıçıma vurdu.”

Genç çalışan, o zaman bunları Volt lideri Laurens Dassen’e anlattığını söylüyor. Dassen bu konuda şöyle diyor: “Bu durumu birkaç meslektaşım ile konuşmuştum. Ama genç çalışan bana bu konuyu şimdilik deşmememi söylemişti. Ben de umursamadım ama şimdi pişmanım.”

Dassen, “Parlamento seçimleri için hazırlandığımız kampanya öncesinde bir hafta sonu toplanmıştık. Bir çalışanımız memnuniyetsizliğini dile getiriyor ve Gündoğan’dan takdir görmediğini ve aşağılandığını söyledi. Ba konuda bana da kızmıştı ve bana ‘sümüklü’ demişti. Parti için tehlikeli olduğumu ve onu dinlemek zorunda olduğumu söyleyen bu genç göz yaşlarına boğulmuştu.” diye konuştu.

Volt’tan parti başkanı Laurens Dassen , parti meslektaşı Nilüfer Gündoğan’ın yargılanmasının ardından basına açıklamalarda bulundu.Fotoğraf Phil Nijhuis/ANP

TAKSİDE SARHOŞ

Volt konuşanları, Sofya, Roma ve Lizbon’daki uluslararası parti toplantılarında benzer olayları anlatıyor: Gündoğan sarhoştu ve bir taksi çağrılmak zorunda kalındı. Çığlıklar atılıyordu.
Bir kadın Volt üyesi Lizbon’a yaptığı bir geziyi anlatıyor: “Ben de sarhoştum. Çok samimi bir şekilde sarmaş dolaş olduk. Etrafımdakiler, ‘Nilüfans, bu nedir’ dercesine bakıyordu.”
Gündoğan, bir kadını kalçalarından sardı. “Çok komik bir durum vardı. Daha sonra düşündüm: Bunu ya bir erkek yapsaydı?”

Temsilciler Meclisi seçimlerinden üç ay önce, parti anketlerde kötü durumdaydı. Gündoğan, bunun parti lideri Dassen’in hatası olduğunu düşünüyordu. Dassen, sosyal medyada fazla görünmezdi ve Gündoğan’ı yanında istemezdi. Gündoğan, parti yönetim kuruluna bir mektup yazmak için inisiyatif aldı ve üçüncü, dördüncü ve beşinci sıradaki adaylar tarafından da imzalandı. “Kişisel olarak Laurens’e saldırı amacı taşımayan” mektupta, adayların Laurens Dassen’den memnun olmadığı belirtildi. Laurens’ın Twitter’da Nilüfer kadar aktif olmasına gerek yok ama biz sosyal medyayı Volt’un yüzü kadar görünür olmaya çağırıyoruz. İlgililer, mektubun Dassen ve Gündoğan arasında bir güven ihlaline yol açtığını söylüyor.

Temsilciler Meclisi seçimleri büyük bir başarıydı, Volt birdenbire üç sandalye kazandı. Gündoğan 41.352 tercih oyu aldı. Parti yönetim kurulu, Gündoğan’ın çok fazla içmemesi için Lahey’deki seçim sonuçlarını kutlama akşamında alkol servisi yapılmadığını söyledi. Birçok Volt çalışanı, kampanyanın son haftalarının ve seçimden sonraki ilk birkaç ayın en mutlu dönem olduğunu söylüyor. Gündoğan, başından beri çarpıcı bir milletvekiliydi ve sık sık basına yansıdı. İki ay sonra Laurens Dassen, Pieter Omtzigt’ten sonra Lahey’deki en değerli politikacı oldu.

Ancak içeride gerilim tırmandı. Çeşitli kaynaklara göre Gündoğan, meslektaşlarının grup toplantılarında hoş görünmedikleri yorumunda bulundu. Örneğin milletvekili Marieke Koekkoek bakımsız görünüyordu. Dassen de onun çok zayıf olduğunu düşünüyordu. daha fazla yemesini tavsiye ediyordu. Aşırı kilolu olduğuna inandığı diğer kadın politikacılarla ilgili şakalar yaptı. Bahar muhtırası hakkında bir tartışma hazırlanırken çalışanlarla ilgili sorunlar ortaya çıktı.  Zira iki çalışanın yazdıklarını beğenmedi ve çöpe attı.

GÜÇ İLİŞKİSİ

Gündoğan, geçmişte yakın bir çalışan ile çok samimi bir arkadaşlık yapıyordu. Bazılarıyla birlikte ise Greek Porno Villa adlı bir gruptaydılar. Ancak, şimdi katılanlar, arkadaşlığın çalışanın hedef olduğu bir güç ilişkisine dönüştüğünü söylüyor. Gündoğan, artık bunu istemediğini belirttiğinde bile eşcinselliğine atıfta bulundu. Yine de, başkalarının önünde bile ona “hizmetçi” demeye devam etti. Oda görevlileriyle odaların düzenini tartışırken, “Ah, bodrumdayız. Önemli değil, çünkü mahzenleri sever.”

Temsilciler Meclisi koridorunda Gündoğan çalışanın kalçasına dokundu. Çalışan cevap vermedi. Daha önce, o henüz onun için çalışmıyorken olmuştu. Ayrıca, yaz aylarında, grup çalışanlarının bir kamp ateşinin yanında oturduğu grup günlerinde kendisine ve bir erkek meslektaşına şöyle dediği söyleniyor: ‘Mayolarınızı çıkarın.’ Meslektaşları, çalışanın Gündoğan tarafından giderek daha fazla hedef alındığını belirtti. Bir keresinde ortak çalışma odasının kapısını kapadı, masa bloğuna doğru eğildi ve ona bağırdı. Başkalarına onun kötü bir çalışan olduğunu söyledi. Meslektaşları onun için üzüldü, kimse müdahale etmedi. Arabuluculuktan sonra çalışan başka bir odada çalışmaya gitti.

DASSEN BARIŞ KORUYUCUSU

Volt’un resmi sekreterinin gruba gönderdiği dahili bir e-postaya göre Gündoğan, çalışana resmi bir uyarı vermek için “birden fazla talepte bulundu”. Yazışmalar, bunun bu resmi sekreter tarafından asla onurlandırılmadığını gösteriyor. Gündoğan da sözleşmesinin uzatılmamasını istedi. Çalışan halen çalışıyor.

Parti liderliğinin müdahale etmemesi veya geç müdahale etmesi çalışanlar rahatsız. Davranışının hoş görüldüğü ve parti liderliğinin her şeyi Dassen’e bıraktığı fikri ortaya çıktı. Onlara göre, “muazzam bir barış gücü görevlisi gibi” davrandı. Parti liderleri sık sık yutkunmanın gerekli olduğunu düşündüler. Örneğin 2021 kampanyasında Gündoğan sokakta Dassen’e bağırdığında. Bunu, yönetim kurulu kabul ettiği üzere, “konuşmalar, arabuluculuk ve koçluk seansları” izledi.

Kurul ve Dassen, NRC’ye “Nilüfer’in sergilediği davranışın risklerini hafife aldıklarını” itiraf ediyor . Bu nedenle, tüm gazetecilerden ve bundan etkilenen herkesten özür dileriz.” Ve: “[soruşturmanın] sonucundan gerekli sonuçları çıkarmakta başarısız olmayacağız.” Yönetim kurulu, birkaç ay içinde üyelerin genel kurulunu toplantıya çağırdı ve çalışanlara göre bu, esas olarak Gündoğan’ın çıkarına. Orada Dassen’in liderliğini sorgulayabilir.

Bu, Gündoğan, Dassen ve Koekkoek’in üçüyle bir fraksiyon kurmaya zorlandıkları anlamına gelir. Gündoğan, gazetecilere ve Volt’a yönelik suçlamalarını geri çekerse, teorik bir işbirliği şansı olacaktır. O zaman Koekkoek’in hizipten ve muhtemelen Temsilciler Meclisi’nden ayrılması bekleniyor. Belki Gündoğan koltuklu ya da koltuksuz ayrılır. Veya Gündoğan, beyanları geri çekmeden koltuğuna oturur, ardından Dassen ve Koekkoek ayrılabilir.

Ve çalışanlar? Çoğu emin: Gündoğan Volt’a döndüğünde gitmişler. Özet yargılamada karardan bir gün önce, 7 Mart Pazartesi günü, NRC’nin görüştüğü muhabirler değil, beş muhabir, NRC’nin sahip olduğu parti kuruluna bir mektup yazdı . ‘Koruma’ ve yönetim kurulunun ‘güvenliklerini’ garanti edip etmeyeceğini soruyorlar. Beşinin de Gündoğan’ın hikayelerine verdiği yanıttan “çok korkmuş” olduğunu söylüyor. Soruşturmanın başka bir kurum tarafından devralınacağını düşünmek zorunda değiller ve her şeyi yeniden anlatmak zorundalar.

GÜNDOĞAN’IN YANITI:
‘İddiaların seviyesi acı verici’

Nilüfer Gündoğan, Cuma akşamı telefonla kendisine karşı “karalama kampanyası” yürütüldüğünü söyledi. “İnsanlar benim milletvekili olmayı bırakmamı istiyor.” Kendisini “hayaletlerle savaşıyor” gibi hissediyor çünkü kendisini arayanların kim olduğunu duymuyor.

Temsilciler Meclisi’nde, bir keresinde çalışanının kalçasına vurduğunu söylüyor. “Bu çok dostane bir şekilde ifade edildi, o zamanlar hala arkadaştık.” Bunu, cinsel bir art niyet olmadan yaptığını söylüyor.

Çalışan, artık eşcinselliği hakkında yorum yapmasını istemediğini bildirmişti. “Ama ancak ona resmi bir uyarı verdikten sonra, çünkü çalışmıyordu” diyor. Daha sonra ona eşcinseller hakkında benzer bir yorum daha yaptı ve onlara “kızlar” dedi. “Bana bu tür bir yorum yaptıktan sonra bu bir anlık olaydı. Bunu söylememeliydim ama kırıcı olması gerekmiyordu.”

Gündoğan, çalışana hiçbir zaman resmi olarak bir uyarı yapılmadığını kabul ediyor.

Bağırdığı ve ürkütücü olduğu ifadeleri hakkında şunları söylüyor: “Kampanyada bazen birine sert davrandım. Buna çığlık mı diyeceğim? Bilmiyorum. Başkaları buna çığlık diyebilir mi? Evet.”

“Bazen sigortalarının attığını” söylüyor. “Bunun nereden geldiğini de söyleyeceğim, bunun için terapi aradım. Kocamın ölümünden beri, zaman zaman ajite oldum ve sinirlendim. Her zaman kolay değilim, kendim için bile. İnsanlar bunu bana söyleseydi ya da tamamen gizli bir danışmandan geçmiş olsaydı, bunun için memnuniyetle özür diler ve iyileştirme sözü verirdim. Ama bu insanlar mazeret istemiyor.”

İnsanların bildirdiği rahatsızlık veren hareketler konusunda “hassas” olduğunu söylüyor. “Buna Türk tutkum diyebilirsiniz.”
Volt başkanlık seçimlerinden sonra doğum gününde kendisine cinsel saldırıda bulunup bulunmadığını ve müstehcen yorumlar veya imalar yapıp yapmadığını hatırlamadığını söylüyor. Hikaye onun “özel alanı” ile ilgili olduğu için kızgın. “Kendi evimde güvende hissedebileceğimi düşündüm.” Bir doğum gününde “bazen birine çok sıkı sarıldığını” söylüyor. “Bunu inkar etmeyeceğim. Ve o zaman biri şöyle düşünür: Vay, Nilüfer, ne kadar.”

Ayrıca “bazen bir içkide çok fazla içtiğini” söylüyor. “Affedersiniz.”

Ona göre, Parlamento seçimlerinden sonra Volt’un seçim sunuçlarının kutlandığı akşam alkolsüzdü, çünkü aksi takdirde çok fazla içki içebilirdi. “Bunu böyle düşündük çünkü insanların korona önlemlerine uymasını istedik.”

Potansiyel olarak cinsel açıdan ihlal edici sözler hakkında şunları söylüyor: “Böyle şakalar yaptığımda, bu daha çok genel anlamda oluyor. Birinin bunu içselleştirmesi mümkündür. Ne demek istediğimin her zaman birinin onu nasıl deneyimlediğine tekabül etmediğini anlayacak kadar büyüğüm.”

Parti kuruluna Laurens Dassen’in işleyişi hakkında bir mektup yazmanın kampanya sırasında kendi fikri olup olmadığını artık hatırlamıyor. “Bunun arkasında olduğumu biliyorum.”

Meslektaşları da dahil olmak üzere insanların görünüşü hakkında potansiyel olarak aşağılayıcı yorumlar hakkında şunları söylüyor: “Muhtemelen bunu yaptım, bazen yanlış şakalar yapıyorum.” Bir keresinde Volt Parlamento Üyesi Marieke Koekoek’e görünüşle ilgili bir konuda “profesyonelce” hitap ettiğini söylüyor. Bunun ne hakkında olduğunu söylemeyecek. “Çamur atmaya geri dönmeyeceğim.”

Gündoğan, “iddiaların düzeyini acı bir şekilde üzücü” olarak nitelendirdi. “Soruşturmayla zemini silen net bir karar var. Bu en fazla şu düzeydedir: sinir bozucu, zor, ne çılgın bir insan. Sadece beni o kadar utandırmak için ki artık Oda işimi yapmaya cesaret edemiyorum.”

PARTİ YÖNETİMİ VE PARTİ LİDERİ DASSEN’İN REAKSİYONU:
‘Gösterilen davranışın riskleri hafife alındı’

Parti yönetim kurulu ve parti lideri Laurens Dassen ortak bir açıklamada, “Nilüfer’in bildiğimiz davranışının risklerini hafife aldık. Parti liderliği, küçük bir çalışanın “kötü deneyimler” bildirdiğinin farkındaydı.”
Dassen: “Daha sonra yürüyüşe çıktım ve bu Volter ile bunu tartıştım. Harekete geçmem gerekmediğini söyledi ama şimdi bu sorumluluğu reşit olmayan birine yüklememem gerektiğini anlıyorum.”

Kurul tarafından bilinen diğer istenmeyen davranış örnekleri hakkında da “söylentiler” vardı. “Geçmişe baktığımızda, bu sinyalleri daha ciddiye almamız gerektiğini anlıyoruz.”

Dassen ve parti yönetim kuruluna göre Gündoğan, parti üyesi Marieke Koekkoek hakkında “tekrar tekrar” aşağılayıcı olduğunu ifade etti. “Bu davranışı durdurma girişimlerine rağmen.”

Çalışanların Gündoğan’a yönelttikleri iddialarla ilgili olarak yönetim kurulu ve Dassen, “Volt’ta bu tür davranışlara yer yok” yazıyor. Bing soruşturması tamamlandığında, “sonuçtan gerekli sonuçları çıkarmakta başarısız olmayacağız.”

Dassen, “Uzun zamandır Sayın Gündoğan’ın davranışını sohbet, diyalog ve arabuluculuk çabalarıyla düzeltmeye çalışıyoruz. Grup başkanı ile eşbaşkanlar arasında yapılan görüşme ve yönetim kuruluna aynı sinyallerin verilmesi ile bu çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Bu yetersizdi. Bu bizim partimizde insanlara zarar verdi. Kendilerinden özür diliyoruz” dedi.

Yönetim ve Dassen, “Çalışanları korumaya yönelik nihai çaba”da ‘başarısız’ olduklarını kabul ediyorlar. “Aldığımız ders bu. Muhabirlerin düzgün bir şekilde alınmasını sağlayacağız. Bizim için en önemli şey, her muhabirin bize güvenebilmesidir.”

Kurul ve Dassen, çalışanların sinyallerinin ciddiye alınmadığını veya çok geç alındığını hissetmelerinin “korkunç” olduğunu düşünüyor. Bu nedenle, tüm muhabirlerden ve bundan etkilenen herkesten özür diliyoruz” dedi.

Yönetim kurulu ve parti lideri Volt: Gündoğan’ın hafife aldığı davranış riskleri

Parti kurulu ve parti lideri Dassen van Volt, Milletvekili Gündoğan’ın davranışının risklerini hafife aldı. Parti bunu NRC’ye bildirir . O gazete, Gündoğan’ın istenmeyen davranışlarını bildiren beş kişiyle görüştü.

Volt, partinin istenmeyen davranışlar hakkında “söylentiler” ile bilindiğini ve “hoş olmayan bir deneyim” bildirmenin yeterince yapılmadığını söylüyor. “Geçmişe baktığımızda, bu sinyalleri daha ciddiye almamız gerektiğini anlıyoruz.”

Kurul ve Dassen, Gündoğan’ı görüşmelerle uzun süredir ayarlamaya çalıştıklarını söylüyor. “Bu yetersizdi. Bu bizim partimizde insanlara zarar verdi.”

HAKİM

Volt, Gündoğan’ı geçen ay on üç saldırgan davranış raporunun ardından Temsilciler Meclisi fraksiyonundan ihraç etti. Milletvekili, gruba geri dönmek istediği için özet takibat başlattı. Geçen hafta yargıç tarafından haklı çıktı. Dassen daha sonra Gündoğan’dan özür diledi.

Yargıç, Volt’un “bütün meselede çok hızlı bir şekilde yanlış yöne gittiğine” hükmetti. Hakime göre, parti tüzüğü ve parti tüzüğü, uzaklaştırma için bir dayanak oluşturmamaktadır. Hakim raporların içeriği hakkında karar vermedi.

İLERLEME VE TACİZ

Gündoğan, diğer suçların yanı sıra cinsel yakınlaştırma, korkutma, sorunlu alkol kullanımı ve pençeleme ile suçlanıyor. Bu görüntü , beş muhabiri isimsiz olarak listeleyen gazetede ortaya çıktı .

Bir Volt çalışanı NRC’ye on yedi yaşındayken Gündoğan tarafından birkaç kez kalçasından dövüldüğünü söyler. Çalışan bunu istemediğini söyledikten sonra bile, başka bir çalışanla eşcinselliğini defalarca ima ettiği söyleniyor.

Ayrıca, NRC’ye göre Gündoğan, grup toplantılarında iki milletvekili arkadaşı hakkında yorumlar yaptı. Koekkoek “dağınık” görünecek ve parti lideri Dassen “fazla sıska” olacaktır.

‘YANLIŞ ŞAKALAR’

Gündoğan, NRC’ye verdiği yanıtta, kendisine karşı bir “konuşma” olduğunu söylüyor. Kalçalara vurmakla ilgili olarak, bunu bir reşit olmayana yaptığını hiç hatırlamadığını söylüyor. Gündoğan, eşcinsel çalışanla ilgili olarak “İşe yaramadığı için kendisine resmi uyarıda bulunduktan sonra” şikayette bulunduğunu söyledi.

Dış görünüşle ilgili yorumlara gelince, Gündoğan, “Eminim öyle yaptım, ara sıra yanlış şakalar yapıyorum” diyor.

Parti kurulu ve Dassen, NRC’ye verdiği demeçte, “Geçmişe bakıldığında, sinyalleri daha ciddiye almamız gerektiğini anlıyoruz.”

Volt, şikayetleri araştırmak için bir dürüstlük kurumuyla anlaştı. Parti, “gerekli sonuçları sonuca bağlamakta başarısız olmayacağını” söylüyor. Volt, geçen haftaki mahkeme kararına karşı da temyize gitmeyi düşünüyor.

İDDİANAMELER

Bu arada Gündoğan, gazetecilere, diğer iki Volt milletvekiline ve parti yönetim kuruluna yönelik “iftira ve iftira” iddialarında da bulundu. Parti lideri Dassen bir tweet’te bunu “tuhaf” olarak nitelendiriyor.

Gündoğan’ın avukatı Geert-Jan Knoops, raporun yalnızca NRC hikayesi nedeniyle güçlendiğini söylüyor. Sözde ‘muhabirler’ artık kendilerini kamuoyuna duyurdular ve bu yasal zemini güçlendiriyor.”