Yanlış ve doğru..(Köşe yazısı 30.08.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Hain bir saldırıda öldürülen gazeteci Uğur Mumcu ‘Atatürkçülük ne demektir?’ diye sorduktan sonra  sonrasını şöyle getirmişti.

“Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir. Atatürkçülük özetle, emperyalist bir Kurtuluş savaşını başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir.”

Şimdi günümüz Türkiye’si bu kadar saldırı ve  ‘yeni kimlik arayışında olan, ülkesini satan, damızlık gibi beslediğimiz’ hainle dolmuşken bu sözün neresi yanlış.

***

‘Kurtuluştan kuruluşa giden yol’da, Çanakkale’den daha çok ‘isimsiz kahramanlar’ ve 15’liklerin Şehit düştüğü, Kayseri Lisesi’nin son sınıf öğrencilerininde geri dönmeyi düşünmediği Ankara Polatlı ile  Çanakkale ve Balkan harbinin yaşandığı Trakya bölgesindeki ‘destan’ yazılan tarihi mekanları gezdikten sonra bugün ülkeyi çiftliğe çevirenlere, ‘kirli ticaret’ yapanları görüyorum.

Bizim 15’liklere, ‘Çocuğum anasız büyür, vatansız büyümez’ diyen anaları düşündükçe kahroluyorum. Birde özellikleri olmayan hainlere sınırsız tavizler verilmesi ve imkanlar tanınmasını hazmedemiyorum. Birde bu ve hepimizi ilgilendiren konularda yalan söyleyen, sürekli takiyye yapan binbir surat siyasetçileri.

***

Birkaç gündür 30 Ağustos Zafer bayramı ve Türk silahlı Kuvvetler günü nedeniyle yapılan açıklamaları, verilen mesajları okuyorum.

Adamlar büyük önder ve lider Atatürk’ün ismini, fotoğrafına bile tahammülleri yok ama açıklamaları iki yüzlülüklerine ilginç örneklerle dolu.

En basitinden kurumların başındaki ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ni simgeleyen ‘T.C.’yi bile astırmaya korkarken, bedelinin çok ağır olduğunu söylerken, ‘biat kültürü’ nedeniyle astırmayı bile düşünmezken açıklamaları yüzlerini kızartmaya yetiyor.

Atatürk sevgisini ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘kendileri silinir, tarihe gömülür’ ama hiç kimsenin gönüllerinden silemez.

***

Yakın zamanda  sosyal paylaşıma da düşen ilginç bir konu dikkatimi çekmişti.

Gazeteci Finlandiyalı  kadın Milli Eğitim Bakanına ‘Neden ülkenizde özel okul yok?’ diye soruyor.

Bakanda ‘Eğitim ticaret değildir’ diyerek yanıtlıyor.

Bugün Finlandiya başta olmak üzere eğitimde örnek-model alınan ve alınmak istenen modellerin Türkiye’deki örneği Köy Enstitülerine dayanıyor ve bunun örnek alındığı da sık sık söyleniyor. Ülkeyi yönetenlerin ve özel okul işletmecisi bakanın Milli Eğitim sistemini ne hale getirdiğini ise içimiz kahrolarak yakından izliyor. Üzülmekten başka elimizden bir şey de gelmiyor.

***

Mussolini Türkiye’den İzmir’i talep ediyordu. Rodos’a 40 bin asker yığmıştı. İtalyan sefiri Povli Atatürk ile görüşmek için Çankaya’ya geldi. Povli kendini beğenmiş ve küstahça tavırlar ile bir şey ima etmeye çalışıyordu. Konu İzmir’e geldi. Atatürk bu laf üzerine sakince ayağa kalkarak ‘bana 10 dakika müsade etmenizi rica ederim” diyerek yan odaya geçti.
10 dakika sonra büyük önder tepeden tırnağa mareşal üniformasını ve çizmelerini giymiş olarak elçinin yanına döndü ve ”buyrun, şimdi sizi dinliyorum.” dedi. İtalyan büyükelçisi afallamış gözlerle sadece Atatürk’e bakıyordu. Atatürk, sefir’e ”söyle o koca herife o 40 bin askerle İzmir’i alamaz ama ben 4 bin askerle Roma’ya’ girerim” diye cevap verdi. (Alıntı)

***

Ünlü halk ozanı Aşık Veysel’in günümüzü en iyi anlatan dörtlüğüne gelince;

Bozuk düzen, bozuk terazi tartı / En yakın dostlarım dönüyor sırtı / Ne kadar zorlaştı yaşamın şartı / Düşman belli değil, dost belli değil.

Bugün bu söz için kim ‘yanlış’ diyebilir?

***

Büyük önder ve lider Atatürk’ü sevmeyen ancak seviyor gibi gözükenler için en güzel paylaşım.

Tutturmuşlar bir Osmanlı tokadı. Osmanlı’ya Dünya tokat attı. Atatürk ise Osmanlı’ya tokat atanların alıyını tokatladı.

***

Öldürülen Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı ne demişti.

“İnananlar, inanmayanlar diye ikiye bölecekler, susacaksınız. Atatürk’ü ve laikliği yıkmak için en adi yalanlardan bile medet umacaklar, susacaksınız. Devleti adım adım işgal edecekler; devlet eliyle demokrasiye düşman kuşaklar yetiştirecekler; seyirci kalacaksınız. Bunun adı da demokratlık olacak. ‘Cehalet’in ya da ‘ihanet’in adı ne zamandır ‘demokratlık’ oldu ki!.

***

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Suriye üzerine sözüne gelince.

“Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Onların Suriye’yi istemesinin tek bir nedeni vardır, o da Türkiye’yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir. “

***

Çok açık ve net olan bir paylaşım daha var.

Sakallı bir yobazın arkasından dördüncü karısı olarak yürümek istemiyorsan Cumhuriyet’e, Bazı vakıf ve benzerlerinin çocuklarına tecavüz etmesini istemiyorsan Laikliğe, sokakta özgürce dolaşmak ve bıçaklanmak istemiyorsan Demokrasi’ye, Emperyalist ve dinci yobazların kölesi olmak istemiyorsan Atatürk ilke ve Devrimlerine sahip çıkacaksın.

***

Bu arada 29 Ağustos doğumlu ‘Zafer’ bayramı çocuğu olarak, Kayseri’de belki de ilk kez ’30 Ağustos resepsiyonu’ Cumhuriyet meydanında halka açık olarak yapılacak.

Yıllardır ‘Sen-ben-bizim oğlan’ anlayışı ile yapılan bu kutlamanın Cumhuriyet meydanında halka açık olarak yapılmasını ise gerçekten yürekten kutluyorum. Zaten büyük önder Atatürk ve kurduğu Türkiye Cumhuriyet’ine yakışan da bu.

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk silahlı Kuvvetleri günü kutlu olsun.