(ÖZEL) Ünlü ceza avukatı Sümer Erol, bir kez daha şizofren hastalara dikkat çekti

Son günlerde ve aylarda Türkiye’de artan ilginç cinayetlere ve olaylara dikkat çeken ünlü ceza avukatlarından Sümer Erol, halk arasında korku, endişe yaratan bu olaylara karışan kişilerin çoğunun raporlu şizofren hastası olduğunu belirterek ‘bu insanlar bizlerin içerisinde, bu kalabalıkların içerisinde, toplulukların içerisinde pimi çekilmiş bomba gibi dolaşmaktadırlar’ dedi. Erol, bu kişilerin terör ve suç örgütleri tarafından da kullanılması nedeniyle, daha ciddi önlem alınmasını, kontrol ve tedavi edilmesi gerektiğini tekrarladı.

Bu kişilerin suç işledikten sonra en fazla 1 yıl tedavi gördükten sonra Türkiye’de yeniden toplum içerisine bırakılmamasını, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi uzun tedaviye tabi tutulmalarını isteyen Sümer Erol bu konuda şunları söyledi.

BU TÜR HASTALARI EYLEMLERDE KULLANIYORLAR

Bu tür hastaları eylemlerde kullanıyorlar. İŞİD’ler yani terör örgütleri veya suç örgütleri bu adamları özellikle suç işlemede kullanmak suretiyle etkin menfaatler temin ediyorlar. Bugün devlet büyüklerine yapılan suikastler, bugün toplu katliamlar, bugün İŞİD’din yaptığı katliamlar bunların yüzde 90’ı ruh hastası olan kişilerden özellikle seçilmiş kişilerdir. Onun için devletin yetkili mercileri bu hastalar üzerinde fevkalade etkin tedbirler alması gerekir.

MESLEK HAYATINDAN ÖRNEKLER VERDİ

Benim meslek hayatımda en az 15-20 kişiye yakın kişi şizofren olduğu için cezaya muarız kalmadılar. Ve bunlar tedavi için gönderildiler, tedavi olduğu iddia edilmek suretiyle gelen kişilerin tekrar suç işlediklerini gözlemliyoruz var. Benim başımdan geçen şizofren hastaları geçmişte ceza almadıkları için, tedaviye gönderildiği için, iyi oldu diye gönderilen bu hastaların tekrar suç işlediğini gözlemledim. Şizofren hastası karısını öldürmekten dolayı tedavi olup geldikten sonra veya iyi olduktan sonra ilaç aldığı iddia ediliyor idi gelmek suretiyle ‘Ağır Ceza başkanını ben öldüreceğim hadi kalk’ diye beni bıçakla tehdit etmeye kalktı.

ETKİN TEDAVİ UYGULANMASINI İSTEDİ, YOKSA…

Benim şu andaki endişem bu tür ruh hastalarını belirli merkezlerde toplamak suretiyle eğer etkin tedavi yöntemleri uygulanmaz ise çok acı hadiselerle karşı karşıya kalacağımız mukadderdir. O bakımdan devlet yetkililerini uyarmak lazım. Bu hastaların tamamen listeleri tutulmak suretiyle gözden geçirilmesi lazım tedavi için, kontrol için sık sık hastaneye bu kişilerin gidip muayene olmak suretiyle yapılan tedavilerin amacına ulaşıp ulaşmadığını kontrol edilmesi lazım.

PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA GİBİ DOLAŞIYORLAR

Son zamanlarda yürekleri kanatan, yürekleri yakan büyük trajik cinayetler oluyor. Adam kılıçla kellesini kopartıyor, kesiyor. Bunun nedeni ne? Neden bu insanlar bu cinayetleri işliyor? Hiç kimse, hiçbir yetkili, makam, mevki sahipleri bu cinayetlerin sebebini, nedenini araştırmak gibi bir eylem, bir tasarruf ortaya koyamamaktadır. Bu cinayetleri işleyenlerin yüzde 90’ı ruhsal bozukluğu sebebiyle işliyor. Özellikle toplumda şu anda bir ruh hastalığı olan şizofreni yaygın bir şekilde. Ve bu insanlar bizlerin içerisinde, bu kalabalıkların içerisinde, toplulukların içerisinde pimi çekilmiş bomba gibi dolaşmaktadırlar.

TCK’YA GÖRE CEZA EHLİYETLERİ YOK, EMNİYET VE TEDAVİ TEDBİRİ VAR

Kanunlar bu insanları akıl hastalığı sebebiyle mahkûm edemiyor. Ancak emniyet tedbirleri sebebiyle tedavi edebiliyor. 1 sene tedavi altında kaldıktan sonra onlarda başlarından gönderiyorlar ki bu artık ilaçlarını almak suretiyle iyileşmiştir şeklinde bir müzekkereyle mahkemelerine gönderiyor, mahkemeleri serbest bırakıyor. Serbest bıraktıktan sonra bu kişiler bir takım suç örgütleri tarafından kullanılıyor, suç işletiliyor. Çünkü bunların elinde akıl hastasıdır diye raporu var. Akıl hastası raporu olduğu sürecede cezai müeyyideyede muhatap olmuyorlar.

ŞİZOFREN HASTALARI TEKRAR BİR BAŞKA SUÇ İŞLEME EĞİLİMİNDEDİR

Özellikle şizofrenler yaygın bir şekilde, ülkede çok yaygın bu şizofren hastaları, bu hastalar, bu hastalıklarını gizlerler. Bu hastalar aniden bir hiddete kapılırlar ve işledikleri suçun hukuki neticesini bilmeksizin, işlediği cinayetin sonunu bilmeksizin bu suçu işlediğinde yine aynı şekilde, aynı terane devam ediyor aynı prosüdür devam ediyor ama bu kişi tedaviye gönderilmek suretiyle iyileşmesi için belirli bir süre gözetimde tutulur. Ama bu gözetimde tutulduğunda şizofren hastaları tam anlamıyla iyileşmediği için ancak ilaçla kontrol altına alındığı için belirli bir süre sonra toplum içerisine yeniden salıverilir. Salıverildikten sonra bu şizofren hastaları tekrar bir başka suç işleme eğilimindedir. Bunu suç örgütleri bu kişileri tespit ettiklerinde kendi amaçları doğrultusunda suç işletmek suretiyle belirli amaçta kullanırlar.

TÜRKİYE VE GELİŞMİŞ ÜLKE ÖRNEĞİ VERDİ

Oysaki gelişmiş ülkelerde bu tip ruh hastaları kuvvetli muhafaza altına, kuvvetli yerlerde emniyet tedbirleri alınmak suretiyle muhafaza altına alınır. Uzun süre bunları tedaviye muasır bırakırlar, tedavi ederler. İyi oldukları kanaatine geldikten sonra bu kişiler ondan sonra toplum içerisine salıverilir. Ama bizde öyle değil. Bizde en fazla 1 sene tedaviye muarız kalıyor, tedavi ediliyor, ondan sonra iyi olmuştur diye bir rapor düzenlenip ilgili mahkemesine gönderiliyor. Mahkemede bunları serbest bırakıyor. Oysaki şizofren hastalığı öyle kolay geçen bir hastalık değil. Hatta geçmeyen bir hastalıktır. O bakımdan bunları toplumdan tamamen tecrit etmek yanlış tabi. Ama toplum içerisine salmakta yanlış.

BU KİŞİLERİN İYİ TAKİBİNİ ÖNERDİ

Şimdi Cumhuriyet Savcılarına yasalarımız belirli bir hükümlülük yüklemiştir. Bu tür şizofren hastaları belirli periyotlar dahilinde kontrol ettirilmek suretiyle hastanelere gönderilmesi lazım. Hangi şizofren hastası veya ruh hastası bugün adli makamlarca veya vilayetçe bir kontroldan geçirmek suretiyle, hastalığı geçmiş midir, geçmemiş midir gene saldırgan hali devam mı ediyor şeklinde böyle bir kontrola tabi tutuluyor. Hiç biri, hiç biri.