Üniversitelerden haberler ve etkinlikler…

Erciyes Üniversitesi’nde Haydar Aliyev Etkinliği Düzenlendi

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ve Azerbaycan Diller Üniversitesi (ADU) tarafından Haydar Aliyev’in Doğumunun 95. Yıldönümünde “Haydar Aliyev: Çokkültürlülük ve Hoşgörü” Etkinlikleri Çerçevesinde “Sosyal, Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler Işığında Bağımsız Azerbaycan”  konulu konferans düzenlendi.

Sabancı Kültür Sitesi’nde düzenlenen etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Muhammet Güven, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Karamehmet Yıldız, ADU Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı İbrahim Kazımbeyli ile çok sayıda akademik personel ve öğrenci katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Muhammet Güven,  tek millet iki devlet olan Azerbaycan ile ülkemiz arasındaki dostluk ve kardeşliğin perçinleşmesi adına bu tür etkinliklerin büyük önem teşkil ettiğini kaydetti.

Rektör Güven, “Tarih boyunca çok sayıda devlet kuran Türk Milleti, hiçbir zaman başka milletlerin boyundurluğuna girmediği gibi; renk, ırk ve din ayrımcılığı gözetmeksizin bütün insanlara hoşgörü ve sevgiyle bakmayı bilmiş, sürekli mazlumun, aman dileyenin yanında yer almıştır. Kendi kültürü ve özünden gelen bu değerlerle Türk Milletinin, tüm insanlara olan hoşgörüsü bugün de aynen devam etmektedir. Türk Milletinin fertleri olarak bizler, tarihimizle, kültürümüzle, özümüzle, bizi bizi yapan değerlerimizle övünmeye ve gururlanmaya devam edeceğiz” dedi.

1990’lı yılların başında Sovyetler Birliğinin dağılmaya başlaması ile tek tek bağımsızlıklarını kazanan Türk Devletlerinin, Türk Milletinin geleceği adına yenidünya düzeninde bir değişime yol açtığını belirten Rektör Güven, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sovyetlerden ayrılan Türk Devletlerinin bağımsızlıklarını kabul eden ilk ülke olan Türkiye’miz, Orta Asya’daki kardeş ülkelerle olan ilişkilerine ve siyasal, kültürel, ekonomik yönden gelişimlerine azami gayret göstermiştir. Kardeş ülkelerle olan bağımızın belki en kuvvetli olduğu Azerbaycanla olan ilişkilerimizin gelişimi açısından merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in büyük emek ve çabası olmuştur. Azerbaycan’ın her alanda imarında önemli rolü bulunan büyük devlet adamı, büyük lider Haydar Aliyev’i bu yüzden saygı ve minnetle anıyoruz. Yaşadığı süreçte Bağımsız Azerbaycan Devletinin kalkınması ve gelişmesi yönündeki davası hepimizin davası ve bu yöndeki fikirleri hepimizin benimsediği fikirler olmuştur. O yüzden Azerbaycan’ın gelişimine katkı anlamında üzerimize ne düşüyorsa yapmak zorundayız. Acısıyla üzüldüğümüz, mutluluğu ile sevindiğimiz ve başarılarıyla övündüğümüz dost ve kardeş ülke Azerbaycan ile daha çok kenetlenmeliyiz. Bugünkü dünya konjonktüründe yaşananlar ve ülkemiz üzerine oynanan oyunlar, dünyada dilleri ve kültürleri aynı fakat devletleri farklı Büyük Türk Milletinin, kendi asrını oluşturması, bir ve beraber olarak daha da güçlenmesini zorunlu kılmaktadır. Erciyes Üniversitesi olarak eğitim ve araştırma alanında Azerbaycan’daki üniversiteler ile olan mevcut işbirliğini artırmaya ve çeşitlendirmeye her zaman hazır olduğumuzu belirtmek isterim.”

Rektör Güven’in açılış konuşmasının ardından Haydar Aliyev’in hayat hikayesini anlatan kısa film izlendi.

Daha sonra ADU Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı İbrahim Kazımbeyli, ADU Rektörü Kemal Abdulla’nın mektubunu okudu.

Etkinlik, “Sosyal, Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler Işığında Bağımsız Azerbaycan” konulu konferansın sunumlarıyla devam etti.

ERÜ Hukuk Fakültesi Tarafından “Suç Teorisinin Genel Esasları” Konulu Konferans Düzenlendi

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Hukuk Fakültesi tarafından “Suç Teorisinin Genel Esasları” konulu konferans düzenlendi.

Hukuk Fakültesi 4. Sınıf Amfisinde düzenlenen etkinliğe; Rektör Yardımcısı ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Doğan, İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Koca ile çok sayıda akademik personel ve öğrenci katıldı.

Konferansın konuşmacısı İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Koca, suç teorisinin genel esaslarını anlattı.

Prof. Dr. Koca, “Hukuk bilimi öğretici olması ve kolay anlaşılabilir olması açısından çeşitli alt disiplinlere ayrılıyor. Anayasa hukuku, idare hukuku, ceza ve devletler hukuku gibi. Fakat bunların hepsi birlikte aslında bir ülkenin hukuk düzenini oluşturuyor. İşte biz buna hukuk düzeninin tekliği diyoruz. Dolayısıyla bu hukuk düzeninin tekliği içerisinde bir fiilin niteliği ile ilgili olarak bir çelişkinin olmaması lazım. Yani bu hukuk düzeni içerisinde bir fiil ya hukuka uygun bir fiildir, ya da hukuka aykırı bir fiildir” dedi ve etkinlik, soru-cevapların ardından sona erdi.

HASAN ALİ TOPTAŞ SEMPOZYUMU 20 NİSAN 2018

Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 20 Nisan 2018 Cuma günü bir ilki gerçekleştirecek ve Türk edebiyatının çok önemli çağdaş yazarlarından biri olan Hasan Ali Toptaş ve eserleri etrafında bir sempozyum düzenleyecektir. Yazarın katılımıyla zenginleşecek olan sempozyum, sabah 09.00’da başlayacak ve 4 oturum halinde Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecektir.

Yazarın da konuşma yapacağı, eserlerinden bölümler okuyacağı ve kitaplarını imzalayacağı bu sempozyumda Anadolu Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden 16 akademisyenin Hasan Ali Toptaş’ı anlamaya yönelik çalışmaları dinlenecek ve yazarın derin anlam dünyasına yönelik önemli bir birikim ortaya konulacaktır. Sempozyumda üretilen bilgi çağdaş Türk edebiyatı için şüphesiz önemli bir katkı olacaktır.

Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü düzenlediği bu sempozyum ile Hasan Ali Toptaş’ın Türk edebiyatı tarihinde hak ettiği yerin belirginleşmesine yönelik saygın bir çaba göstermektedir.

Erciyes Üniversitesi’nde “Enerji Verimliliği ve Temiz Teknoloji Çalıştayı” düzenlendi.

“Çevre Sorunları ve Temiz Üretim” Araştırma ve Uygulama Merkezi ERÇEVREM ev sahipliğinde düzenlenen ve TuREEFF projesi İş Geliştirme Başdanışmanı Arif Ergin’in sunumuyla katkıda bulunduğu program katılımcılardan yoğun ilgi gördü.

Kısa adı TuREEFF olan “Konutlarda Enerji Verimliliği Finansman Programı” başdanışmanı Arif Ergin, yapmış olduğu sunumda TuREEFF projesinin amacı, kapsamı ve bugüne dek geliştirip finanse ettikleri projeler hakkında önemli bilgiler paylaştı.

“TuREEFF, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından geliştirilen bir proje. TuREEFF’e Temiz Teknoloji Fonu (CTF) ve Avrupa Birliği (AB) de finansman desteği veriyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın da desteklediği projemizin temel amacı, Türkiye’deki konut sektörünün enerji verimli olarak dönüşmesini teşvik etmek. Bunu yapmanın da en doğru yolu, sektöre örnek teşkil edecek ve sektör oyuncularının vizyonunu geliştirecek başarı hikayeleri yaratmak ve pilot projeler geliştirmekten geçiyor.”

“Bu amaçla, TuREEFF anlaşmalı bankaları ile beraber çok farklı finansal çözümler ve kredi ürünleri geliştirdik. Şu anda TuREEFF programına katılım gösteren bankalar kanalıyla kullandırılmakta olan TuREEFF fonları, başta inşaat sektörü olmak üzere, beyaz eşya, yalıtım, pencere sistemleri, güneş enerjisi sistemleri gibi enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji ile doğrudan ilişkili sektörlerde faaliyet gösteren firmaların TuREEFF kriterlerine uygun projelerinin finanse edilmesine yönelik olarak kullandırılmaktadır.”

“TuREEFF fonları, herhangi bir kredi finansmanından farklı olarak, firmalara bir teknik danışmanlık paketi ile birlikte veriliyor. Üstelik bu danışmanlık paketi firmalara tamamen ücretsiz olarak sunuluyor. Tüm danışmanların ücretleri AB tarafından sağlanan bir hibe kapsamında ödeniyor. Bu teknik danışmanlığın amacı, özellikle inşaat sektöründe enerji verimli konut projelerinin geliştirilmesinde firmalara rehberlik etmek ve destek olmak.”

Konuşmasında TuREEFF fonları için gerekli kriterlere de açıklık getiren Arif Ergin, TuREEFF için uygun kabul edilen inşaat projelerinin kriterlerini de şöyle açıkladı:

“Bizim için en temel kriter Enerji Kimlik Belgesinin en az B sınıfı olmasıdır. Zaten verilen teknik danışmanlığın amacı da mevzuatlara göre C sınıfının minimum yeterlilik olduğu normal piyasa koşullarının bir üstünü hedefleyerek, konutların enerji verimliliği performansını C’den B’ye yükseltmenin en ekonomik ve etkili yöntemlerini firmalara göstermek. Bunun yanında iş sağlığı güvenliği gibi konulara da azami hassasiyet gösteriyoruz ve firmalara bu alanda da destek veriyoruz.”

Bugüne dek çok sayıda konut projesinin TuREEFF kapsamında değerlendirildiğini ve bu projeleri geliştiren inşaat firmalarına yoğun bir teknik desteğin verildiğini belirten Arif Ergin sözlerini şöyle sürdürdü;

“TuREEFF olarak 2016 yılından bugüne çok sayıda konut projesine teknik destek ve finansman sağladık. Bugüne dek ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde geliştirdiğimiz projeleri artık Anadolu’da da görmek istiyoruz. Bu amaçla bu sene Anadolu kentlerine yönelik ziyaretlerimizi arttırdık. Bu kentlerin en önemlilerinden biri de benim de memleketim olan Kayseri. Kayseri ekonomi ve iş dünyası, geçmişten bugüne göstermiş olduğu başarılı ve öncü rolünü, çevreye duyarlı konut projelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda da gösterecek ve diğer kentlere örnek olacaktır. Buna yürekten inanıyoruz. Şimdiden çok sayıda inşaat firması ile temasa geçtik ve projelerini değerlendirmeye başladık.”

Çalıştayın ikinci bölümünde Çevre Mühendisliği öğrencileri ve akademisyenlerden oluşan katılımcılardan TuREEFF’in işleyişi, kredi tipleri ve örnek projelere dair çok sayıda yorum, soru ve öneri geldi. Karşılıklı olarak bilgi alışverişinin yapıldığı ve yeni proje geliştirme imkanlarının tartışıldığı bu interaktif bölümde öncelikli olarak; çatı tipi güneş enerjisi sistemlerinin uygulanması önündeki engeller, kaynak verimli “yeşil konut” projelerinin yaygınlaştırılması ve Enerji Kimlik Belgesine yönelik farkındalığın arttırılmasına yönelik girişimlerin daha da arttırılması gibi konular ele alındı.

Kapanış konuşmasında Kentsel Dönüşüme ve ülkenin deprem gerçeğine de dikkat çeken Arif Ergin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türkiye’de yıkılıp yeniden inşa edilen konutların önemli bir kısmı Kentsel Dönüşüm Planı kapsamında gerçekleştiriliyor. Devletimizin başlatmış olduğu Kentsel Dönüşüm Planı kapsamında eski ve riskli çok sayıda konut, depreme dayanıklı yeni konut projeleri ile yenileniyor. TuREEFF olarak biz de bu önemli dönüşüm hamlesine destek olmak için yepyeni bir yaklaşımla bir finansman modeli kurduk. ‘Yeniden İnşa Kredileri’ ismini verdiğimiz bu finans modeliyle Kentsel Dönüşüme ‘enerji verimli konut dönüşümü’ konseptini de eklemeyi hedefledik. Bugüne dek bu kategoride TuREEFF kapsamında pek çok proje finanse edilmiş oldu. Ülkemizde deprem riskli milyonlarca bina yıkılıp yeniden yapılacak. Bu durum, aslında enerji verimliliği ve çevre için de müthiş önemli bir fırsat yaratıyor. Diyoruz ki, ‘hazır bu binalar yıkılıp yeniden inşa edilirken neden yeni konutları daha az enerji tüketen, çevreye ve ekonomiye olumlu katkısı olacak şekilde inşa etmeyelim? Ülkemiz enerjide dışa bağımlı bir ülke ve tükettiğimiz enerjinin önemli bir bölümünü başka ülkelerden ithal ediyoruz. Bu aynı zamanda cari açığa da neden oluyor. İthal ettiğimiz bu enerjinin yaklaşık yüzde 30’unu konutlarda tüketiyoruz. Üstelik de enerji performansı kötü olan bu eski konutlar nedeniyle bu tüketimin neredeyse yarısı israf ediliyor. Her yıl milyarlarca dolar bir parayı bu nedenle kaybediyoruz. Bir yandan da çevreyi kirletmiş, havamızı solunmaz hale getirmiş oluyoruz. İşte enerji verimliliği bu yüzden deprem kadar hayati ve aynı zamanda da stratejik bir konu ve artık bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Kentsel Dönüşümün önemine inanıyoruz ve bu dönüşümün aynı zamanda enerji verimli bir dönüşüm olması için de TuREEFF olarak elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz.”

ÇOCUKLAR “FUTBOL KARDEŞLİĞİ” PROJESİYLE BİR ARAYA GELİYOR

İstanbul Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü bünyesinde bu yıl ikincisi düzenlenen “Futbol Kardeşliği” Projesi Suriyeli ve Türk çocukları bir araya getiriyor. Proje, UEFA ve FIFA’nın başlattığı ve desteklediği Grassroots Çocuk Futbolu Programı’na bağlı olarak yürütülüyor.

İstanbul Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nün koordine ettiği ve bu sene ikincisine başlanan “Futbol Kardeşliği” Projesi, sporun gelişimdeki aracı rolünü futbolun toplumsal etkisi ile birleştirerek Suriyeli ve Türk çocukları bir araya getiriyor. Projeyle ilgili bilgi veren Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuna USLU, kalkınmanın sadece üretim düzeyi ya da gayrisafi milli hasılanın artışı ile sağlanamayacağını belirterek, sürdürülebilir büyümenin insan onuruna yakışır bir sistem oluşturmaktan geçtiğine ve Grassroots felsefesinin de bu amaca spor aracılığıyla tabandan başlayarak ulaşmaya çalıştığına vurgu yaptı.

Konuyla ilgili bilgi veren bir diğer isim Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Serkan ESEN ise “İki senedir devam eden bir kaynaştırma programını hayata geçirdik. UEFA ve FIFA’nın başlattığı ve desteklediği Grassroots Çocuk Futbolu Programı’na bağlı olarak yürüttüğümüz projenin temel amacı, 6-12 yaş aralığındaki çocukları dil, din, ırk ve cinsiyet gözetmeksizin futbolla buluşturmak ve kaynaştırmak. Birçok ülkede bu faaliyetler çeşitli sorunlara çözüm olma adına yapılmakta; toplumların kalkınmasına ve huzurun sağlanmasına yönelik yardımcı bir araç olarak görülmekte. Ülkemizde yaşayan Suriyeli çocukların topluma entegrasyonunu futbol aracılığı ile hızlandırmaya çalıştığımız projede barış ve kardeşliğin vurgulanması, Suriyeli çocukların kabul edildiklerini hissetmeleri projenin önemli çıktıları arasında” diye konuştu.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) eğitim, Pendik Belediyesi’nin malzeme, servis ve kumanya desteği sağladığı projeye Pendik Spor Kulübü ve Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de destek sağlıyor.

NNYÜ’DE I. PSİKOLOJİ GÜNLERİ DÜZENLENDİ

 Nuh Naci Yazgan Üniversitesi (NNYÜ) Psikoloji Kulübü tarafından “Sosyal Medya” konulu I. Psikoloji Günleri düzenlendi.

NNYÜ’de düzenlenen ve iki gün devam eden I. Psikoloji Günlerine çeşitli şehirlerdeki Üniversitelerden gelen yaklaşık 500 Psikoloji Bölümü öğrencisi katıldı. NNYÜ Fen- Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Timuçin Aktan açılış konuşmasında, “Bu yıl öğrencilerimiz, çok büyük bir emek ortaya koyarak Psikoloji Günleri geleneğini Üniversitemizde başlattılar. Bizleri en çok sevindiren nokta ise Psikoloji Günlerinin sadece iki-üç öğrenci gibi sınırlı bir ekip tarafından hazırlanmayıp öğrencilerimizin geniş katılımıyla gerçekleştirilmiş olmasıdır” dedi.

Sosyal Medyanın konu edildiği I. Psikoloji Günleri kapsamında düzenlenen konferans ve panele katılan bilim insanları ve psikologlar yaptıkları sunumlarla Üniversite öğrencilerinin Sosyal Medya bakışına derinlik kattılar. Konuşmacılar, “İnternet Üzerinden Özel İlişkiler”, “Cinsel Suçlar ve Sosyal Medya”, “Sporcularda Sosyal Medya Bağımlılığı’’, “Dijital Yaşamda Benlik ve Kişilik”, “Sosyal Psikoloji Perspektifinden Çevrimiçi Oyunlar”  gibi konularda sosyal medyanın toplum üzerindeki etkilerini anlattılar.

NNYÜ Kampüsünde kurulan Kızılay çadırında öğrenciler kan bağışında bulunurken, araçla seyahat halindeyken emniyet kemeri takmanın önemine dikkat çekmek amacıyla oluşturulan emniyet kemeri simülasyon aracı ilgi gördü. Öğrencilerin su ihtiyacı ise Kocasinan Belediyesi tarafından kurulan İkram Çeşmesinden karşılandı. I. Psikoloji Günleri etkinlikleri kapsamında ayrıca Erciyes Kayak Merkezi’ne gezi düzenlendi. Yarışmaların yapıldığı, çekilişlerle ödüllerin dağıtıldığı I. Psikoloji Günleri, Sucuk Ekmek ikramı ile sona erdi.

Arsu Sahne 4.Sezon Bahar Konserleri Sürpriz İsimlerle Devam Ediyor

Arsu Sahne dört yıldır yetenekli öğrenciler ile ustaları aynı sahnede bir araya getiriyor. İstanbul’un alternatif butik salonlarından Arsu Sahne bugüne kadar birçok yetenekli genç yıldızla, Ayşegül Sarıca, Jerfi Aji, Metin Ülkü, Eun Young Kim, Ivan Yanakov, Toros Can gibi birçok usta sanatçıyı bir araya getirerek başarıyla ağırladı. Ayrıca konserlerin ardından yapılan mini söyleşiler özellikle öğrenciler ve aileleri tarafından büyük ilgi görüyor. Arsu Sahne’de yapılan mini söyleşiler, dinleyicilere merak ettikleri soruları sorabilecekleri, sanat eğitiminde karşılaşılan zorlukları paylaşabilecekleri ve ilham alabilecekleri bir ortam da sağlıyor.

Hem yurt dışından hem de yurt içinden taleplerin kabul edildiği, genç yeteneklerin yoğun ilgi gösterdiği ARSU Sahne 4. sezonunda Bahar Konserleri ile yine dopdolu. 4.Sezonun da  iki ay sürecek Bahar Konserlerinde yeni yıldız solistler, gruplar ve sürpriz isimler yer alıyor.

20 Nisan Cuma 18.00’de piyanist Beril Eren, Barok Dönem’den 20.Yüzyıl’a piyano repertuvarının sevilen örneklerinden derlenen bir program ile ARSU Sahne’ye konuk oluyor. Halen MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvar’nda yüksek lisans eğitimi gören Beril Eren, piyano çalışmalarını Prof. Esin Onay Kanberoğlu ve özel olarak piyanist İris Şentürker ile devam ediyor. J.S. Bach, Mendelssohn, Scarlatti, Chopin’in eserlerini seslendirecek olan Beril Eren’in resitali ücretsiz. Etkinlik hakkında detaylı bilgi için Arsu Güzel Sanatlar Akademisi (216) 336 70 40’ dan ulaşabilirsiniz.

21 Nisan Cumartesi 18.00’de Arsu Sahne’ de İSTANBUL COMPOSERS COLLECTIVE çok renkli ve kendine özgü bir seyir meydana getirerek dinleyiciyi, geleneksel çalgıların alternatif sesleriyle kimlik kazanan sürprizli ve sürükleyici bir deneyime davet ediyor. Türkiye’nin dört genç kuşak bestecisi Onur Dülger, Mehmet Ali Uzunselvi, Mithatcan Öcal ve Uğurcan Öztekin tarafından kurulan İstanbul Composers Collective ağırlıklı olarak bestecilerden oluşuyor. Kimi zaman farklı meslektaşlarının da katılımıyla genişleyebilen, faal bir doğaçlama ve icra topluluğu olan İstanbul Composers Collective’in en önemli özelliği müzik dilini genellikle XX. yy’ın ikinci yarısından günümüze dayanarak biçimlendirmesi. Müzisyenlerin her birinin vurmalı, üflemeli, yaylı ve klavyeli çalgılardan, bilgisayar destekli elektronik kurulumlara kadar çok geniş bir çalgı ve ses yelpazesini, mümkün olduğunca yetkin ve yaratıcı bir biçimde kullanabiliyor. Bu konsept ile ortaya çıkan çeşitlilik, çok renkli ve kendine özgü bir seyir meydana getirmekle beraber dinleyiciyi, geleneksel çalgıların alternatif sesleriyle kimlik kazanan sürprizli ve sürükleyici bir deneyime davet ediyor. İSTANBUL COMPOSERS COLLECTIVE grubun konseri ücretsiz olup konser hakkında detaylı bilgi için Arsu Güzel Sanatlar Akademisi (216) 336 70 40’ dan ulaşabilirsiniz.

  1. Uluslararası Yükseköğretim Çalışmaları Konferansı

“Değişen Dünyada Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek” Temalı Konferans, 11-13 Ekim Tarihlerinde AGÜ’de Yapılacak

Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) tarafından, Yükseköğretim Çalışmaları Derneği ile ortaklaşa organize edilen 3. Uluslararası Yükseköğretim Çalışmaları (IHEC 2018) Konferansı, 11-13 Ekim tarihleri arasında Sümer Kampüsü’nde yapılacak.

Bu yıl üçüncüsü “Değişen Dünyada Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek” temasıyla gerçekleştirilecek olan konferans, temel olarak yükseköğretim alanında ortak çalışmalar için zemin yaratabilmek ve günümüz yükseköğretim dünyasında beliren yeni eğilimleri, araştırma sonuçlarını ve kavramsal bakış açılarını paylaşmak ve tartışmak amacıyla düzenlendi.

Yükseköğretimin dünyada ve Türkiye’de, her geçen gün değişen talepler, fırsatlar, beklentiler ve sorunlar bağlamında makro politikalar, modeller, reform hareketleri ve yöntem önerilerine odaklanan Uluslararası Yükseköğretim Çalışmaları Konferansı’nda bu yıl şu konular ele alınacak:

“Değişen dünyada yeni yükseköğretim model önerileri ve yaklaşımları, yükseköğretimde transdisipliner ekosistem, nicelik ve nitelik birlikteliği, uluslararasılaşma ve yerel yaklaşımlar, kurumsal kültür, örgütsel atmosfer ve liderlik, öğrenme ve öğretme, işbirlikleri ve toplumsal katkı, üniversite ve sanayi etkileşim strateji ve modelleri, bütünleşik bir dijital yapıya doğru mezun profilleri açısından yükseköğretim çıktılarının yeniden çerçevelenmesi

küresel rekabet ortamında etkin kaynak yönetimi ve kullanımı, erişim ve eşitlik, etik ilke ve değerler, toplumsal kalkınma ve sürdürülebilirlik, üniversite sıralamaları ve yükseköğretimde gençlik çalışmaları.”