TESK başkanı güncel konulara değindi: ‘Ülkemizde her gün 5 milyon, her yıl 7,5 milyar TL’lik ekmek çöpe gidiyor’

Gıda israfının büyük boyutlara ulaştığını ve herkesin buna karşı duyarlı olması gerektiğini vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Gıda israfı ülkemizde ve dünyada uzun yıllardır en büyük sorunlardan birisi. Dünya Gıda Günü vesilesiyle, gıda israfına karşı herkesin duyarlı olmasını ve bununla daha çok mücadele edilmesini diliyorum’ dedi.

İsraf yapılan kalemlerin en büyüğünün gıda olduğunu hatırlatan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘İhtiyaçtan fazlası her zaman lükstür ve israftır. En çok israf yaptığımız alanlardan birisi de gıda sektörü. Bunun içinde ekmek, meyve-sebze, gibi en sık tükettiğimiz yiyecekler başı çekiyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ve Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl ki verilerine göre her yıl üretilen 4 milyar ton gıdanın 1,3 milyar tonu israf oluyor ve bu 214 milyar liralık bir kayba neden oluyor. İsraf edilen gıdanın 4’te 1’i ile dünyada açlık çeken 800 milyon kişiyi doyurmak mümkün. Hızla artan nüfus ve kaynakların azalması, kısa zamanda gıda ve su konusunda önemli sorunlar yaşanacağını işaret ediyor. Halen bu sorunla yıllardır baş etmeye çalışan ülkeler var. Gıdada israfı mutlaka önlemeliyiz. Kampanyalar ve kamu spotları bu konuda farkındalık yaratacak kadar yeterli kalmıyor. Her yıl binlerce ton meyve sebze ve milyonlarca ekmeği çöpe atacak kadar zengin bir ülke değiliz’ diye konuştu.

Ekmeğin mukaddes olduğunu ve israf edilmemesi gereken en önemli gıda olduğunu vurgulayan Palandöken, ‘Ülkemizde her gün 5 milyonun üzerinde ekmek çöpe gidiyor ve bu israfla her yıl 7,5 milyar TL’lik ekonomik bir kayıp veriyoruz. Bizim kültürümüzde ekmek mukaddestir. Bu kadar ekmeğin çöpe atılmasının dinimizde yeri olmadığı gibi ekonomimize de ciddi zarar veriyor. Hâlbuki buğday tanesinden fırınlara ve evlerimize girene kadar ekmeğin ne kadar değerli ve önemli olduğu bilincine varmalıyız. Okullarda, evlerimizde bu bilinç küçük yaşlardan itibaren verilmeli. Kamu spotları da oluşturularak bu sonu gelmez israfa artık dur dememiz lazım. Ülkemizin kaynaklarını boşa harcamak bu ülkeye ihanettir’ şeklinde söyledi.

‘ARTAN MALİYETLER ŞOFÖR ESNAFINI ZORA SOKUYOR’

Günümüz ekonomik şartlarında maliyetleri her geçen gün artan şoför esnafının mutlaka desteklenmesi gerektiğinin altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Akaryakıt giderleri, araç bakım maliyetleri ve personel giderleri gibi tüm girdileri artan şoför esnafı ticari akaryakıt ile desteklenmeli. Ulaştırma sektörüne destek verilirse vatandaşlar daha ucuza ulaşım sağlar ve daha uygun fiyata ürün satın alabilir. Bu sayede enflasyon da aşağı iner ‘ dedi.

-‘ARTAN MALİYETLER ŞOFÖR ESNAFINI ZORA SOKUYOR’

Taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren yüz binlerce esnafın artan maliyetler yüzünden zor günler geçirdiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Dolmuşçu, taksici, halk otobüsçü, minibüsçü ve kamyoncu esnafımız artan maliyetlerle başa çıkamaz durumda. Özellikle akaryakıt ve yedek parça fiyatlarının yüksekliği, vergi ödemeleri ve sosyal güvenlik primleri, zorunlu trafik sigortası primleri derken şoför esnafının maliyeti sürekli artıyor. Bu piyasa şartlarında şoför esnafının kaçak mazot ve on numara yağa yönelmemesi için mutlaka ticari akaryakıt desteği verilmeli. Enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmak için ulaştırma sektörüne özel önem verilmeli’ şeklinde konuştu.

-‘FİYATLAR AŞAĞI ÇEKİLEREK TOPLU TAŞIMA CAZİP HALE GETİRİLMELİ’

Ticari akaryakıt ile toplu taşımanın da ucuzlayacağını belirten Palandöken, ‘Ulaştırma sektöründe kullanılan akaryakıt lokomotif ürün olduğu için gelen her 1 kuruş zam, A’dan Z’ye her ürünü yakından ilgilendiriyor. Bu da enflasyonu tetikliyor. Şoför esnafına verilecek ticari akaryakıt desteği tüm ürünlerin fiyatını aşağı indirebilir. Özellikle toplu taşıma fiyatları ticari akaryakıt sayesinde ucuzlar. Bu da vatandaşları toplu taşımaya özendirmek için çok önemli bir teşvik olur. Toplu taşımanın yaygınlaştırılması sayesinde büyük şehirlerdeki trafik sıkışıklığının önüne geçilir. Ayrıca yakıttan ve araçtan da tasarruf edilmiş olur. Araç yoğunluğunun çevreye verdiği zarar azaltılır. Yani toplu taşıma yalnızca ekonomik olarak değil çevresel ve sosyal olarak da özendirilip desteklenmeli. Toplu taşımanın ucuzlayıp cazip hale getirilmesi için taşımacı esnafına ticari akaryakıt verilmeli’ diye konuştu.

      TİCARİ AKARYAKIT CARİ AÇIĞI DA AZALTIR

Ticari araçlara özel olarak indirimli ticari akaryakıt temininin sadece enflasyonu değil cari açığı da azaltacağını ifade eden Palandöken, ‘Ülkemizin en büyük ithalat kalemi enerji ürünleri. Özellikle içeride ham petrolden ürettiğimiz motorin talebi karşılamadığı için hem ham petrol hem de motorin ithal ediyoruz. Ticari araçlara özel olarak indirimli ticari akaryakıt uygulamasına geçilirse bu sayede toplu taşıma özendirileceğinden petrol ithalatımız da azalacaktır. Böylelikle dış ticaret açığımız ve cari açığımız da azalacaktır’ şeklinde konuştu.

-‘YERLİ ÜRETİM ETİKETLERİ İYİ İNCELENMELİ’

Yerli üretim logosunun mevzuatta belirtilen kurallara göre kullanılması gerektiğini vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Yerli ürünlerin etiketlerinin üzerinde bulunması zorunlu olan hususlarla ilgili genelgemizi tüm teşkilatımız ile paylaştık. Yerli üretim olan ürünlerin üzerine konulması zorunlu olan logonun da Ticaret Bakanlığımızca belirlenmiş şekil ve kullanıma uygun olarak kullanılması gerekiyor. Buna aykırı bir durum tespit edilirse, bahsi geçen yönetmeliğe aykırı olan durum valiliğe bildirilecek. Bu sebeple, ekonomimize ve yerli üretimimize katkı sağlayacak olan bu uygulamaya ve kurallarına hassasiyetle yaklaşmalıyız’ dedi. ‘YERLİ ÜRETİM LOGOLARINA DİKKAT’

-‘ETİKET VE FİYAT LİSTELERİNDE BELİRTİLEN HUSUSLAR ZORUNLU’

Satışa sunulan malın üzerinde bulunması zorunlu olan maddeleri hatırlatan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘3 Ekim itibariyle Türkiye’de üretilen ürünlerin etiketlerine yerli üretim logosunun konulmasıyla ilgili yönetmelik yürürlüğe girdi. Bunun satışlara olumlu olarak etki ettiğini, vatandaşın bilinçli olarak bu ürünleri tercih ettiğini görmekteyiz. Bu uygulama ekonomimize de büyük katkı sağlayacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken bir husus var. Kullanılan logonun yönetmelikle belirtilen standartlarda olması gerekiyor. Etiketlerde ve fiyat listelerinde kolaylıkla görülebilir olması çok önemli. Bununla birlikte perakende olarak satışa sunulan malların etiketleri ve fiyat listelerinde malın; üretim yeri, ayırıcı özelliği, tüm vergiler dahil satış fiyatı, birim fiyatı, birim fiyatın uygulanmaya başladığı tarih ve üretim yeri Türkiye olan mallar için Bakanlıkça tespit edilen logo konulması zorunlu’ diye konuştu.

Yerli üretim logosunun belirtilen standartlarda uygulanması gerektiğini vurgulayan Palandöken, ‘Yönetmelikte belirtilen, etiketlerin ve fiyat listelerinin üzerinde bulunması zorunlu olan maddelerin yine aynı yönetmelikle belirtilen şekil, renk ve şeklinde yer alması çok önemli. Aksi takdirde, bu standartlara uymayan bir etiket tespit edildiğinde bu aykırılık ilgili Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar tarafından valiliğe gönderilecektir. Ekonomimize ve yerli üretime destek vermek için yapılan bu olumlu uygulamaya hassasiyetle ve titizlikle yaklaşarak belirtilen standartlara uygun etiket konulmalı. Başta et olmak üzere çok tüketilen gıdalarda yerli ürün olmamasına rağmen yerli üretim logosu bulunduranlar hakkında şikâyetler aldık. Vatandaşlarımızın böyle durumlar için 177’yi araması ya da ilgili valiliğe bildirmesi lazım. Böyle fırsatçılara kesinlikle göz açtırılmamalı ve denetimler sıklaştırılmalı’ şeklinde söyledi.

-‘DÖVİZ BAHANESİYLE ZAM YAPANLAR ŞİMDİ NEDEN İNDİRİME GİTMEDİ?’

Döviz kurlarının yükselişi ile birlikte ürünlerine jet hızıyla zam yapanların döviz düştüğü zaman aynı hızla indirime gitmediğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Dövizin ateşinin yükseldiği dönemde tüm ürünlere jet hızıyla yüzde 50 zam yapanların döviz düşünce indirim yapmak için neyi beklediğini anlamış değiliz. Maliyetleri bahane ederek zam üstüne zam yapanlar şimdi indirim için neden aynı şekilde acele etmiyor? Döviz kurunun yükselişine göre zam yapanlar yine döviz kurunun düşüşüne göre indirime gitmelidir ve bu iş ranta çevirmemelidirler’ dedi.

Döviz kurunu bahane ederek zam üstüne zam yapanların Dolar ve Euro düştükten sonra indirme gitmediğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Dolar 7.21 seviyelerine çıktığında hemen etiketleri değiştirip tüm ürünlerin fiyatını yüzde 50’nin üzerinde artıranlar şimdi dolar 5.77 seviyelerine gerilediğinde indirim yapmak için aynı hızla harekete geçmİyorlar. Mağazalarındaki tüm ürünlere zam yapanlar şimdi yalnızca belli kalemdeki ürünler için yüzde 10 indirim yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Enflasyonla Topyekün Mücadele kampanyasını adeta kar kampanyasına çevirdiler. Zaten bu mücadele kampanyası başlamadan önce tüm ürünlere yüzde 50’nin üzerinde zam yapılmıştı. Şimdi yalnızca belli başlı ürünlere yüzde 10 indirim yapmak yeterli değil. Tüm ürünlerde indirime gidilmeli. Satılmayan ürünlere indirim kampanyası ile müşteri çekme tekniği uygulamak doğru değil. Kimse enflasyonla mücadele üzerinden menfaat sağlamamalı. Enflasyonla gerçekten mücadele etmek için tüm ürünlerde indirim yapılmalı’ diye konuştu.

KANTİN KİRALARI

Okul kantinleri başta olmak üzere yerel yönetimlere ve kamuya ait gayrimenkullerin kira artışlarına dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Bu gayrimenkullerde ticari faaliyet gösteren esnafımız, yüzde 50’lere dayanan kira artışlarıyla artık başa çıkamıyor. Bu piyasa koşullarında esnafımız sattığı maldan ne kâr ediyor ki kiralara bu kadar zam yapılıyor? Başta okul kantinleri olmak üzere, belediyeler, il özel idareleri ve vakıflara ait kantinlerin kira artışları enflasyon oranını geçmemeli’ dedi.

-‘ENFLASYONU ARTIRAN KİRA DÖNGÜSÜNE SON VERİLMELİ’

Kira artışlarında enflasyon oranlarının dikkate alınması gerektiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Okul, hastane ve belediyelere ait gayrimenkullerin ve özellikle kantinlerin kira artış oranları neredeyse yüzde 50’lere dayandı. Enflasyonla topyekûn mücadele ettiğimiz bir dönemde kiraların bu oranlarda artırılması hiç adil bir uygulama değil. Zaten başta elektrik ve doğal gaz olmak üzere tüm girdileri artan esnafımız yüksek kira zamlarının altında eziliyor. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir dönemde iş yeri kiraları enflasyon oranının üzerinde artırılmamalı. Çünkü kiraların yükselmesi, esnafın maliyetini artırdığı gibi satılan ürünlerin fiyatına da zam olarak yansır. Yüksek kira artışları hem esnafın hem de vatandaşın cebini olumsuz etkiler. Enflasyonu artıran bu döngüden kurtulmak için kira artışlarında enflasyon oranları baz alınmalı’ diye konuştu.

-‘KİRA ARTIŞLARI ÜFE’YE DEĞİL TÜFE’YE GÖRE HESAPLANIYOR’

Güncel kira artış oranlarının artık Yİ-ÜFE’ye değil TÜFE’ye göre hesaplandığının altını çizen Palandöken, ‘Yapılan son düzenleme ile kira artış oranları artık Yİ-ÜFE yerine TÜFE’nin 12 aylık ortalamasına göre hesaplanacak. Yani bugün itibariyle iş yeri kirasına zam gelecek bir esnafın kira artışı Eylül ayındaki TÜFE’nin on iki aylık ortalamasının üstünde olamaz. Eylül ayı enflasyon verileri baz alındığında, güncel kira artış oranı yüzde 13,75’i geçemez. Kamu bünyesindeki kantin ve kafeteryaları kiraya veren belediye, üniversite ve il özel idareleri kira artışında bu oranı dikkate almalı. Aksi takdirde esnafımız yüzde 50 kira zammı ile ayakta duramaz ‘ şeklinde konuştu.

-‘ÇIRAKLAR ÇOCUK İŞÇİ DEĞİL, MESLEK ÖĞRENEN ÖĞRENCİLERDİR’

Çocuk işçiliği ile her zaman yoğun mücadele ettiklerini vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘UNICEF ile yürüttüğümüz Çocuk Hakları ve İş İlkeleri Programıyla çocuk işçiliğine karşı mücadelemiz sürüyor. 10 ilde bin 500 çalışan ve yöneticiye bu konuda farkındalık eğitimi verdik ve bu 10 ilde 25 çalışanı çocuk işçiliği konusunda uzmanlaştırmak amacıyla yapılan eğitimleri de tamamladık. Temel amacımız çocuk işçiliğinin önlenmesine katkı ve çalışan çocuklar ile ailelerine destek sağlamak’ dedi.

-‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE KARŞI 10 İLDE PROGRAM YÜRÜTÜYORUZ’

Seçilen 10 ilde çocuk işçiliğine karşı program yürütüldüğünü dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘İçinde bulunduğumuz yılı Çocuk İşçiliği İle Mücadele Yılı ilan eden Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) ile Çocuk Hakları ve İş İlkeleri Programını 10 ilde yürütüyoruz. Bu 10 ilde 500 iş yerini ziyaret ederek çocuk işçiliği hakkında işyeri sahiplerine bilgilendirme yapılmaya başlandı. Bu işbirliği ile hedefimiz işverenlerimizin çocuk işçiliği konusunda bilinçlendirilmesi, işyeri temelli mekanizmalar vasıtasıyla çocuk işçilerin izlenmesi, çocuk işçilerin ve ailelerinin sosyal koruma sistemine yönlendirilmesi. En önemlisi de çocuk işçi riski taşıyan çocukların çıraklık sistemi de dahil olmak üzere mesleki ve teknik eğitim veren programlara yönlendirilmesi’ diye söyledi.

Ustaların yanında meslek öğrenen çırakların çocuk işçi olmadığına dikkati çeken Palandöken, ‘Çocuklarımızın mesleki eğitim alması geleceklerini karartmadan meslek öğrenmeleri için en doğru yoldur. Esnaf ve sanatkârın yanındaki çıraklar çocuk işçi değildir, onlar ustalarının yanında meslek öğrenen öğrencilerdir. Çıraklık eğitiminde pratik eğitimi usta öğreticilerinden alan çocuklarımız aynı zamanda okullarında da teorik eğitimlerini alıyorlar. Böylece çocuklarımız bir yandan eğitimlerine devam ederken, bir yandan meslek öğreniyorlar. Baba yarısı diye nitelendirdiğimiz ustalar, çırakların hem hatalarından hem de güvenliğinden sorumludur. Çocuklarının meslek öğrenmesini isteyen aileler ustalarımıza güvensin. Çocuk işçiliğini bitirmek için herkese görev düşmektedir. TÜİK’in çocuk işçiliği ile ilgili kapsamlı bir çalışma yaparak çocuk işçiliği konusunda geldiğimiz noktayı görmeliyiz. Bununla birlikte çocuk işçiliği ile mücadele için herkese görev düşüyor. Aileler, işverenler, kurumlar topyekûn bu konuda farkındalık oluşturarak mücadele etmeli’ şeklinde konuştu.