Türk Kadınlar Birliği: Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir ve suçtur

Türk Kadınlar Birliği Av. Sema Kendirci Uğurman, İstanbul sözleşmesinden Türkiye’nin çıkarılma kararına sert tepki gösterirken ‘Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir ve suçtur’ dedi ve bu konuda şu açıklamayı yaptı.

Türk Kadınlar Birliği 1924’ten beri kamu yararına ve kadın hak temelli bir dernek olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu konudaki ilk büyük kadın örgütü olarak ülkemizde “kadın” konusundaki sosyal, ekonomik ve siyasal birçok hak kazanımının altında imzası bulunmaktadır. Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kendirci Uğurman Birleşmiş Milletlerin 2021 yılı şiddetle mücadelede “Dünya Kadın Liderleri” seçiminde Batı Balkanlar ve Türkiye Bölgesinde seçilen liderlerden biri olmuştur. Türk Kadınlar Birliği yurt çapında İstanbul Sözleşmesi ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi konulu iki uluslararası sözleşmenin yaygınlığının arttırılması, bu konularda farkındalık yaratılması ve yapılan faaliyetlerin değerlendirilmesi ile ilgili Avrupa Birliği Projesini yürütmektedir. Pandemi koşullarına rağmen çevrim içi eğitimler, bilinçlendirme çalışmaları ve eylem planlarının hazırlanmasına devam edilmiş; üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri, yerel medya ve sorumlu kamu kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapılmıştır. Kadına ve ev içi şiddete yönelik önlem , koruma, kovuşturma ve bütüncül politikaların hayata geçirilmesini kapsayan İstanbul Sözleşmesi ya da diğer adıyla Şiddeti Önleme Sözleşmesinin feshi konusunda Türk Kadınlar Birliği  olarak görüşlerimiz şöyledir.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSAN HAKLARI İHLALİDİR VE SUÇTUR

Dünya üstünde tüm devletler bu ihlali önlemek ve bu suçu ortadan kaldırmakla yükümlüdür.
Şiddetle mücadelede hukuki güvenceler sağlayan yasalar ve uluslararası sözleşmeleri hayata geçirmeyen, hatta ortadan kaldırmaya yeltenen her yönetim de bu suçun ortağı olarak anılmaktan kurtulamayacaktır.
İstanbul Sözleşmesi, şiddetle mücadelede en önemli kazanımlardan birisi ve TBMM de oy birliği ile kabul edilmiş kadınların yaşam hakkını güvence altına alan bir sözleşmedir.
Anayasanın 90.maddesi gereği de kanunların üstünde yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin evrensel bir insan hakları belgesidir.
Bu sözleşmeden vazgeçilebileceğini ilan eden zihniyet, şiddete başkaldıran kadını ölüme terk eden, ayrımcılık, taciz, tecavüz ve şiddet faillerini de cesaretlendiren bir anlayışa sahip demektir.
Ama bilinmelidir ki; bu kabul edilemez durumu bir gecede hukuk dışı yöntemlerle hayata geçirmek isteyenler karşısında ülke kadınları olarak sonuna kadar direneceğiz.
Korkudan ve şiddetten uzak, güvenli bir hayat hakkımızı güvence altına alan İstanbul Sözleşmesinin yürürlükte olduğunu kamuoyuna duyuruyoruz
Sözleşmeye karşı olanların, eşitlik, özgürlük ve demokrasinin düşmanları olduğunu bilerek kadını, çocuğu ve şiddetle karşı karşıya kalan herkesi korumak için mücadeleyi sürdüreceğiz.
Kazanılmış haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini ve hukuki güvencelerimizin ortadan kaldırılmasına da izin vermemekte kararlı olduğumuzu açıklıyoruz.
Bu mücadele sadece kadınların değil ülke geleceğinden kaygı duyan herkesin mücadelesidir ve örgütlü mücadelemiz mutlaka başarıya ulaşacaktır.