ADD VE TKB’den Kadınlar Çarşısı Heykeli’nin kaldırılmasıne sert tepki

Türk Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu adına Ayşe Uzunlu, Kadınlar Çarşısı Heykeli’nin kaldırılmasıne sert tepki gösterirken şunları söyledi.

24 Temmuz günü sosyal medyadan kadın heykelinin açıklama yapılmadan aniden gece yarısı operasyonu ile kaldırıldığını okuduk.  Sosyal medyadan tepkiler hemen başladı. Olayı duyduktan sonra yaptığım kısa araştırma sonucunda çarşı esnafının tehlike arz ediyor diye düşünüp imza toplayarak belediyeye şikayet edip kaldırılması talebini duymak beni sarstı. Merak edip heykelin olduğu alana gidince konuşup sohbet ettiğim iş yeri sahiplerinin konuya bakış açısı ise daha vahimdi.

‘’Kayseri savaşmadı ki, kadınlar ne yaptı ki, esas kadınlar çarşısı burası değil ki ,bazıları da heykeli sanatsal olarak değerli bulmayıp bu konuda yorum yaptı.

2003 yılında ‘’Kayseri Ticaret Odası tarafından yaptırılan Kadınlar Çarşısı Heykeli’’ Kayseri tarihinde yer alan önemli bir değerdir.

Kadınlar Çarşısı 1 Dünya Savaşı ve ondan sonraki yıllarda Türk erkeklerinin askere alınması üzerine, ticaret genellikle Ermeni azınlığın eline geçmiştir. Bu durum karşısında yerli kadınlar geçimlerini sağlamak için alış-verişi kendileri yapmak zorunda kalmış ve topluca iş yaptıkları bu yerlere “Kadınlar çarşısı” denmiştir. Balkanlarda, İstanbul’da ve Kayseri’nin de içinde olduğu çeşitli illerde kadınlar çarşısı kurulmuştur. Kazancıların kapalı çarşı girişi uzun çarşının başlangıcı Kayseri’nin Kadınlar çarşısıdır.

Heykelin kaidesinde yazan

KADINLAR ÇARŞISI

11 Eylül 1921 tarihinde:

“Ben şehit anasıyım,  diğer askerler de evlatlarımdır.  Kızımın çeyizinden şu esvapları onlara çam sakızı, çoban armağanı olarak vereceğim” diyen Türk kadınının başlattığı ve diğer Türk analarının desteklediği kampanya ile elde edilen gelirle  Milli Mücadele için cephane alınarak cepheye bizzat kadınlar tarafından sevkiyatın başlatıldığı Kutsal bir Mahaldır.” Cümleleri bize kurtuluş savaşında kadın duyarlılığını gösteren en güzel sözlerdir.

 2008 yılında Kayseri de uygulanan “Mızrak Duruşlu Kadınlar” adlı AB projesi Kayseri Ticaret Odası ve  Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi tarafından yürütülmüştür. Projenin adının nerden geldiği tarihsel açıdan çok önemlidir.

Kayseri’de bulunan cephanenin Çukurova direnişçileri için Ulukışla’ya taşınması gerekmişti. Mustafa Kemal Paşa, Halkı aydınlatması ve gençleri orduya kazanması için Kayseri’ye yolladığı Mazhar Müfit Kansu’ya bir telgraf göndererek cephanenin her türlü çareye başvurularak Ulukışla’ya ulaştırılmasının sağlanmasını istedi. Mazhar Müfit bir hafta Kayseri’de kaldı .Müdafaa-yı Hukuk Derneği gibi Anadolu Kadınları Müdafaa-yı Vatan Derneğinin şubesinin çalışmalarınıda başarılı bulmuştu. Kayserililerin büyük çoğunluğu milli namusu savunan  Ankara’yı candan desteklemekteydi. Gençlerin  askere katılması için özel bir çaba harcamak gerekmemişti.

“O kadar ki Kayseri Lisesi’nin bu yılki son sınıfları, öğrencilerinin tümü askere gittiği için kapalıydı.”

“Mutasarrıf Ethem Bey’e Paşa’dan aldığı telgrafı gösterdi. Ethem Bey ilgilendi. Cephane hemen yola çıkarılabilirdi. Ama bir sorun vardı: Cephane kafilesini kimler eşkiyaya  karşı koruyacaktı?

Bir küçük müfreze kurmak gerekti. Çünkü Kayseri’nin çevresi eşkıya çeteleriyle doluydu. Ama Kayseri’de eli silah tutan kim varsa ya cephedeydi ya cephe yolunda. Bir çözüm bulamayan Mazhar Müfit Bey geceyi uykusuz geçirdi. Sabah, mutasarrıfın çağırdığını söylediler. Koştu. Ethem Bey’in yüzü gülüyordu.”

Az önce Müdafaa-yı Vatan Derneği’nin Başkanı Seyyide Hanım ile yardımcısı Feride Hanım (Güpgüpoğlu)geldiler.(Ferruha Güpgüpoğlu 1935 yılında meclise seçilen ilk kadın milletvekilimizdir.) Beni durgun görünce sebebini sordular. Anlattım. Bu hanımlar bir gün gerekir diye silahlı bir kadınlar kolu da kurmuşlar. Cephaneyi bu hanımların götürebileceğini söylediler. Ne dersin ?”

“Götürebilirler miydi? Mazhar Müfit Bey bocaladı. Ancak silahlarını kuşanmış yüzleri açık mızrak duruşlu hanımları görünce içi rahatlayacaktı. Silahlı kadınlar kolu cephane dolu arabalarla sabah erkenden yola çıktı. Yol boyunca eşkıyalarla karşılaşan kol, bunlarla çarpışa çarpışa ilerledi. Cephaneyi  esenlikle Ulukışla’daki yetkililere teslim etti.”

“Milli haklarımızı ve namusumuzu koruyacak hükümet ve erkek yoksa biz varız.”

(20 Kasım 1918) (Turgut Özakman Çılgın Türkler)

Tarihimizi okumadan kadınlar Kurtuluş savaşında çarpışmadı diyene cevabımız budur.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi anıtın bakıma alındığı açıklamasını yapmış.Aynı gün Bursa’da kitap okuyan kız heykelinin kaldırılması kadınları olumsuz duygulara sürükledi. Yine Ticaret Odası duyumlarımıza göre anıt saçtan yapıldığı için güvenlik sorunu nedeniyle bakıma alındığı bilgisini öğrendik. Keşke anıtı kaldırmadan açıklama yapsalardı. Toplum gerilmeseydi.

Geçmişin unutulmaması, yeni kuşaklara aktarılması ve sevdirilmesi için şehirlerin yapısında bulunması gereken binalar, parklar, anıtlar, heykeller şehrin geçmişinin en güzel simgeleridir. Kadınlar Kurtuluş Savaşında hem cephe hem cephe gerisinde vardı. Cumhuriyetin ilanı ile her alanda var ve görünür olduk.

Kadınlar Çarşısı heykeli ile hem maneviyatımızı hem de şehrimizin güzide hikayesini geri istiyoruz.Ya heykelimizi yerine iade edin ya da Kayserili kadınlara ait bu kültürü yaşatacak anlamlı bir şeyler yapın.

ADD KEMAL CEYLAN : Kayseri Tarihini yeniden mi yazmak istiyorlar?

Kayseri Şube Başkanı Kemal Ceylan, Kadınlar çarşısı girişindeki anıtın kaldırılmasına sert tepki gösterirken  ‘Kayseri Tarihini yeniden mi yazmak istiyorlar?’ diye sordu, şunları söyledi.

‘2003 yılında KTO yönetimi tarafından Kadınlar Çarşısı girişinde Türk Kadının Simgesi olarak yapılan İstiklal Mücadelesinde Kayseri’nin kadınlarının da var olduğu, elleri ile ördükleri giysilerin bir kısmını ve çeyizlik eşyalarını satarak cepheye cephane ve giyecekler taşıyarak Kurtuluş Savaşımızda önemli rol oynayan erkeklerinin askere gitmesinden sonra aile geçim yükünü sırtlayan ve askere gönderdiği eşi veya çocuğuna destek olduğunu simgeleyen örnek kadınlarımızı temsil eden Kayserimizin ve cumhuriyetimizin simgesi olan Milli Mücadelede kadınlarımızın rölünü de simgeleyen bir şehit annesidir. Şehit annelerini temsil eden  bu anıtları hangi zihniyete hizmet ettiği bilinmeyen kadının heykeli mi olur diye düşünen bir zihniyete hizmet eden kadınlarımızı yüceltmek yerine aşağılamaya çalışan şehit annelerinin temsili anıtı ortadan kaldırmaya çalışan insanları ve fikri şiddetle kınıyor ve anıtın yerine getirilmesini bekliyoruz.’