Ticaretleşen eğitim..(Köşe yazısı 27.03.2015 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Benim yaşımdakiler halen ilkokuldan, ortaokula, liseden Üniversiteye kadar neredeyse tüm öğretmenlerinin, okul müdürlerinin isimlerini tek tek sayar.
Çünkü o öğretmenler idealistti.
Öğrencilerin okuması, devletin önemli birimlerinde en iyi yerlere gelmesi, ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmaları için ellerinden geleni yapardı.
Ya şimdi, öğretmenler ‘Onlar ne işi yapıyor ki’ denilerek aşağılandı,
Aralarına sendika ve fikir nifakı sokuldu
Veli ve öğrenciler onları ezmeye başladı,
Eğitimde ilim ve bilimin yerini, kimsenin bilmediği bir sistem aldı.
Güya bir kavga çıktı. Sonrasında dershanelerin kapatılmasına karar verildi.
Ama son atanan Eğitimden sorumlu bakan iyi bir özel dershaneciydi. Okulların birer ticarethaneye, veli ve öğrencilerin müşteriye dönüşeceği o günden belliydi.
Çocuklar bile ‘test ile tost arasında sıkışıp kalınca’ eğitimden iyice soğudu.
Bu soğuma ile okullardaki olaylar, istenmedik, beklenmedik sorunlarla başedilemez oldu.
Bunun ilk adımı, AKP-Cemaat arası iktidar kavgası görünümü ile verildi. ‘Dershanelerin kapatılması’ süreci eğitimde ticarileştirme ve piyasalaştırmanın zemini haline getirildi. Dershanelerin kapatılması ile kurulan temel liselerin ücretleri dershane fiyatlarını üçe katladı
AKP iktidarının 12 yıl boyunca sürdürdüğü eğitimde piyasalaştırma politikaları ile sekteye uğramadı. Aksine dershaneler özel okullara dönüştürülerek ticarethane süreci hızlandırıldı.
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu yaptığı açıklama ile dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde kurulan “temel liselerin eğitimde ticarileşme ve özelleştirmeyi hızlandırdığını duyurdu.
Açıklamada AKP iktidarı döneminde sayıları iki kat artan dershaneleri “paralel ile mücadele” adı altında kapatarak özel okula dönüştürme girişimlerinin ilk sonuçlarının ortaya çıkmaya başladığı vurgulandı. Türkiye`deki bütün dershanelerin 1 Eylül 2015 tarihinde resmen kapatılacağını belirten Eğitim-Sen MYK ‘temel lise’lerin bu kurumların yerini alacak kurumlar haline geldiğini belirtti.
Açıklamada, temel liselerde hem ortaöğretim programının uygulanacağı hem de hem de öğrencilerin üniversite sınavına hazırlanacağı belirtilirken normal okullarda haftalık 40 saat ders olmasına karşın, temel liselerde haftalık ders saatinin 25 saat olmasının planlandığını, bu durumun özellikle 12. sınıf öğrencilerinin bu liselere kayıt yaptırmasına neden olduğu aktarıldı.
Bu kurumların adı temel lise olsa da pratikte yine dershanecilik faaliyeti yapılacağını, lise müfredatının büyük ölçüde göstermelik olarak uygulanacağını böylece zaten sorunlu olan lise eğitiminin niteliğinin daha da düşeceğini belirten Eğitim-Sen bu liselerin ücretleri şimdiden dershanelerin üç katını bulduğunu belirtti.
AKP’nin dershaneleri kapatma yönündeki kararı sonucu velilerin sınavlara hazırlık faturasının en az üçe katlandığını, lise son sınıfın fiilen üniversite hazırlık sınıfına dönüşürken temel liselerin son sınıfına kayıt fiyatları 16-25 bin TL arasına yükseldiği de açıklamada aktarıldı.
Bugüne kadar 1300 dershanenin temel lise olmak için başvurmuş; bazıları ruhsat alarak önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için kayıt almaya başlamış. “3 bin TL eğitim teşviki” ile tanıtılan ve dershaneden dönüşen temel liseler ile özel okullar arasındaki rekabet öğrencileri ve velileri mağdur etmeye başlamış, özellikle 12. sınıf öğrencileri YGS ve LYS`ye daha rahat hazırlanabilmek için temel liselere yönelmiş durumda.
Eğitim-Sen, temel lise uygulamasının bir diğer olumsuz sonucunun, devlet okullarının öğrencilerin kaçışını önlemek için fiilen dershanecilik faaliyeti yapar hâle getirilmesi olduğunu söylüyor. Bazı okullarda okul yöneticilerin öğrencilere, temel liselerin yaptığı gibi yasal programı kağıt üzerinde yapıp öğrencileri sınava hazırlayan bir eğitim verilmesini bile teklif edebildiği belirtiliyor.
Eğitim-Sen öğrencilerin özellikle sınava girecekleri yıl kayıtlarını her biri “özel işletme” olan temel liselere aldırmalarının, devlet okullarındaki öğretmenlerin daha başarısız olduğu algısını yarattığını, sınav başarısının temel liselere, olası başarısızlıkların ise devlet liselerine fatura edilmek istendiğini belirtiyor. Sendikaya göre, öğrencilerin temel liselere yoğun şekilde yöneliminin sürmesi durumunda önümüzdeki eğitim-öğretim yılında çok sayıda branş öğretmeninin norm kadro fazlası hâline düşmesi ve bu durumun yeni mağduriyetler yaratması kaçınılmaz.
AKP’nin dershane sisteminin bir sonuç olduğunu görmemekte ısrar ettiğini ve temel lise uygulaması ile eğitimde ticarileşme ve özelleştirme uygulamalarını hızlandırdığını belirten Eğitim-Sen asıl sorunun sınav odaklı eğitim sistemi olduğunu ifade ediyor.
İktidarın asıl niyetinin öğrencileri dershanelerden kurtarmak değil; bu bahaneyle kamusal eğitimi tasfiye edip eğitimi tamamen piyasa ilişkileri içine çekmek, kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak ve kamusal eğitimi tasfiye etmek olduğunu belirten Eğitim Sen yapılması gerekenin, halkın ödediği vergilerden oluşan kamu kaynaklarının devlet okullarına aktarılması, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılması olduğunu belirtti.
Adında ‘Milli’ olan eğitim sistemide böylece bataklığa dönüştü.
Eskiden ‘Siyaset’ yapılan okullar bugün, ibadet-din’ adına ‘kirli ‘ticaret ve siyaset’ e alet edildi.
Güya öğrenci ve veliden para toplamak istemek yasak. Ama genelge ile kime hizmet ettiği belli olmayan derneğe ‘simit parası’ ile para toplamak zorunlu ve yasal.
Güya ‘ Herşeyini devletin karşıladığı, ücretsiz zorunlu eğitim 12 yıl.’ Bu sürede çocuğunu okula göndermeyen yanıyor. Okulu kendi ticarethanesi, işyeri, veli ve öğrenciyi velinimeti görenler ise yine bildik din edebiyatını, bildik dini ağızlarını ağızlarından eksik etmiyor.
Ne deyim. Eğitim sistemini bu hale getirenler utansın. Yazıklar olsun hepsine…