Teknoloji, magazin-yaşam, ekonomi haberleri (16.06.2019)

KOP İdaresinden ‘Yeni Medya ve Okuryazarlığı’ Eğitimi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, görsel, işitsel, yazılı medya iletişim araçları ile yayılan ‘Özgün’, ‘Sunulan’ ve ‘Algısal’ gerçekler ve aralarındaki farkların daha iyi okunabilmesi, her geçen gün hayatımızda daha fazla yer alan sosyal medyanın zararlarından bireylerin korunması ve bilinçli kullanımın özendirilmesi amacıyla Nevşehir ve Karaman’da öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik ‘Yeni Medya ve Okuryazarlığı’ eğitimleri veriyor.

KOP Bölgesi’nde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Projesi (KOP OKUYOR) kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin iş birliğiyle düzenlenen ‘Yeni Medya ve Medya Okuryazarlığı’ eğitiminin ilki Nevşehir Recep Tayyip Erdoğan Proje Anadolu Lisesinde, ikincisi ise Karaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü konferans salonunda gerçekleştirildi.

KOP İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, KOP İdaresi Beşeri, Sosyal ve Kurumsal Gelişme Koordinatörü Alper Bilgiç, Karaman İl Milli Eğitim Müdür vekili Abdurrahman Kurt ile okul yöneticileri, öğretmenler, veli ve öğrencilerin katıldığı seminerde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk ve Dijital İletişim Uzmanı Tolga Akkuş tarafından katılımcılara bilgiler aktarıldı.

KOP İdaresi olarak, Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan KOP Bölgesinde okuma kültürünün geliştirilmesi için adından sıklıkla söz edilen ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de ilk 100 günlük faaliyet programında yer verilen KOP Okuyor Projesini dört yıldır başarı ile uyguladıklarını ifade eden KOP Başkanı İhsan Bostancı, proje ile bir taraftan öğrencileri daha fazla kitaplarla buluşturmayı amaçladıklarını diğer taraftan ise gençlerin vakitlerinin önemli bir kısmını geçirdikleri sosyal medyayı ise daha bilinçli okumaları ve kullanabilmeleri için çeşitli proje ve faaliyetleri desteklediklerini belirtti.

 “Medya İletişim Mesajları Doğru Okunmalı”

KOP Okuyor Projesinde yola çıkarken öncelikli motivasyonun; çeşitli etkinlikler ve mekanlar aracılığıyla öğrencilerle, gençlerle kitapları buluşturmak, okuma kültürünü gençlerde bir şekilde oluşturabilmek olduğunu söyleyen Başkan Bostancı, “Bir taraftan bu okuma kültürünü oluşturabilmek için gerekli yatırım ve destekleri sağlarken diğer taraftan da farklı teknolojik aletler ve sosyal medya platformları üzerinden gençlerimizin hali hazırda bir okuma pratiklerinin bulunduğu gerçeğini kabullenmeliyiz. Ama bu okuma düzeninin ve bilgiye olan sınırsız erişimin maalesef çok da düzgün olmadığı, gençlerin farklı şekillerde farklı etkilere maruz kaldıkları görülmektedir. Basılı yayınlar ve sosyal medya üzerinden ortalama bir vatandaşın günlük eriştiği bilgiler karşılaştırıldığında bu oranın sosyal medya lehine çok ileri düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sosyal medyanın doğası gereği, gençlerimizin bu alanda manipülasyon ve algısal yönlendirmelere daha sık maruz kaldıklarını ifade edebiliriz. Bu noktada; görsel, işitsel, basılı her türlü medya iletişim mesajlarının eleştirel bakış açısıyla çözümlenebilmesi, bilinçli bir şekilde değerlendirilebilmesi ve bireylerin bu doğrultuda kendi medya iletilerini üretebilmelerini sağlamak amacıyla sosyal medya okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik projeleri önceliğimize aldık” dedi.

Medyanın her alanındaki zararlı içeriklere karşı önleme amaçlı yapılan çalışmaların başarılı olabilmesi, risk altında olan özellikle ilköğretim çağındaki bireylerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmaların planlanmasına ve bu planların acilen hayata geçirilmesine acil ihtiyaç duyulduğuna değinen Bostancı, bu aşamada toplumun tüm paydaşlarının konuya gereken hassasiyeti ve çabayı göstermesi için planlı itici güç oluşturacak çalışmaların yapılması gerektiğini, bu nedenle ‘Yeni Medya ve Medya Okuryazarlığı’ eğitimlerinin tüm bölge illerinde verilmesini sağlayacaklarını ifade etti.

“Medyanın sunduğu dünya gerçeğin kendisi olmayabilir”

‘Yeni Medya Okuryazarlığı’nın; yeni medya kullanımına ilişkin bilgi ve beceri sahibi olmayı, yeni medyanın potansiyelleri ile olası tehditlerine karşı farkındalık kazanmayı, yeni medyayı etik ve hak temelli kullanmak üzere tutum ve davranışlar geliştirmeyi hedeflediğine dikkat çeken Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk, “Medya mesajlarının eleştirel bir bakış açısıyla alınabilmesi, medyada gerçeklilik ve kurgusallık ayrımının yapılabilmesi çok önemli. Bilgiye ulaşma, analiz etme, değerlendirme ve iletişime geçme konularında medyanın bir araç olarak kullanmasını gerekiyor. Sosyal medyanın sunduğu dünyanın gerçeğin kendisi olmayabileceğinden hareketle, medya kanallarıyla aracılığıyla yönlendirme ve yönetme fonksiyonlarının da yapılabildiğini bilmeliyiz. Medyanın yapısının ve işleyişinin öğrenilmesi ile sunulan içeriğin bilinçli biçimde değerlendirilmesi, film, haber gibi ürünlerde yer alan ırk, sınıf ve toplumsal cinsiyet ayrımcılıklarının saptanması çok daha kolay olacaktır. Çünkü medya mesajları itinayla seçilmiş, düzenlenmiş, gözden geçirilmiş ve kurgulanmış yapılardır. Her ne kadar gerçek gibi görünse de bize sergilediği dünya gerçek olan değil, gerçeğin medya tarafından temsil edilmiş biçimidir. Medyanın bize dünyayı sunuş biçimiyle medya tüketicilerinin dünyayı algılayışı arasında sıkı bir ilişki vardır. Medya iletileri bünyesinde değer ve ideolojileri barındırır. Medya mesajları, ekonomik, sosyal, siyasal, tarihsel ve estetik bağlamlar içerisinde üretilir. Medya iletileri, insanların sosyal gerçekliği kavramalarını sağlar” diye konuştu.

İletişim Uzmanı Tolga Akkuş ise ‘Yeni Medya Mecralarının Kullanımı’, ‘Yeni Medyanın İletişim Üzerindeki Olumlu ve Olumsuz Etkileri’, ‘Yeni Medya Mecralarında Geçirilen Zaman Analizleri’, ‘Sosyal Medya Okur-Yazarlığı’, ‘Siber Zorbalık’, ‘Dijital Mahremiyet’, ‘Konfor Alanı’, ‘Dijital Yerli ve Göçmen’ ve ‘Halo, Horn Etkisi, Geleceğin İşleri, Dijital Bağımlılık ve Detoks’ konularında katılımcılara önemli bilgiler aktardı.

Verilen eğitimlerin neticesinde 300 öğrenci, 300 idareci-rehber öğretmen ile 300 ebeveyne sosyal medya okuryazarlığı kazandırılması hedeflenmektedir. Seminerlerin öncesinde ve sonrasında düzenlenen anketlerle katılımcıların kazanımları ölçülmekte ve aldıkları eğitimlerin pekiştirilmesi sağlanmaktadır. Okul idarecileri ve rehber öğretmenlere, eğitimlere katıldıkları için KOP Başkanı İhsan Bostancı tarafından katılım belgeleri takdim edildi.

OYDER Yönetim Kurulu Başkan Murat Şahsuvaroğlu

Hurda indiriminin güncellenmesiyle ilgili olarak OYDER Başkanı Murat Şahsuvaroğlu’nun açıklaması…

 Hurda indiriminin revize edilmesi ile ilgili Torba Kanun ve hurda uygulaması tebliği yayımlandı. Hurda indiriminde terkin edilecek üst limit rakamı 10 bin TL’den 15 bin TL’ye çıkarılmış oldu. Daha önce 3-8-10 bin TL olarak yürürlüğe giren hurda araç indirim tutarının 12-15 bin TL olarak güncellenmesini büyük memnuniyetle karşılıyoruz. Hükümetimizin sektörümüze olumlu yaklaşımının bir devamı olarak gördüğümüz bu yasanın 2019 yılında otomobil satışlarına katkı yapacağını düşünüyorum. Bu düzenleme ile birlikte bu yıl ki beklentide yüzde 5-10 aralığında bir ivmelenme meydana getirmesini bekliyoruz. Ayrıca, yüksek faiz sarmalındaki tüketicilerimizin faiz yüküne de bu şekilde bir fayda sağlanmış olacaktır.

Tüketici Haziran Fırsatlarını Kaçırmamalı

Bu yılın ilk 5 ayında bir önceki yıla göre % 50 daralma yaşamış olan otomotiv sektörü bu desteklere çok ihtiyaç duymakta. Özellikle mayıs ayında hurda teşviki indiriminin güncellenmesiyle ilgili teklifin tüketicide oluşturduğu beklentiye bağlı kayıp da haziran ayında bir nebze olsa kapanabilir. Hurda teşvikine ek olarak 30 Haziran tarihinde sona erecek ÖTV indirimi, markaların yaptığı kampanyalar önemli bir fırsat. Tüketiciler bu son fırsatları kaçırmasın.

Ekonomimizin lokomotif sektörlerinden bir tanesi olan otomotiv sektörünün gelişimine katkı sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi tüm sektör oyuncularının arzu ettiği bir destekti. Bu durum ise sektörümüzü temsil eden tüm derneklerimizin gösterdiği yoğun çabaların hükümetimiz nezdinde karşılık bulmasıdır. Sektörümüz ihracatı ve istihdamı ile son derece kritik bir öneme sahip, amacımız sektör oyuncularının ayakta kalarak bu dönemi atlatabilmeleri. Önümüzdeki dönemde yeni desteklerin olması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnanıyoruz ki yılın ilerleyen dönemlerinde yeni destekler ile satışlar artacak ve yıl beklentilerin üzerinde bir rakam ile kapanacaktır.

Yeni araç almak isteyenler haziran ayını değerlendirmeli

Hurda indiriminin güncellenmesi ile birlikte oluşacak fiyat yansımaları tüketiciler lehine olumlu havanın devam etmesi anlamına geliyor. Bu durum yeni araç almak isteyenler için de önemli bir fırsat olacaktır. Buna bir de markaların düzenlediği kampanyalar eklenince avantajlar katlanacaktır.

Sektörümüzün taleplerini dinleyen ve desteklerini esirgemeyen başta Hazine ve Maliye Bakanımız Dr. Berat Albayrak’a, Bakan Yardımcılarımıza ve Gelir İdaresi Başkanlığımızın tüm Bürokratlarına sektörümüz adına bu çok değerli destek için teşekkür ediyoruz.

ÖTV
İNDİRİMİ
FİYAT
(ARACIN FATURA BEDELİ, VERGİLER HARİÇ)
Eski
Hurda İndirimi
Yeni
Hurda İndirimi
45% Matrahı 70.000 TL’yi aşmayanlar için 10.000 TL. 15.000 TL.
50% Matrahı 70.000 TL’yi aşıp, 120.000 TL’yi aşmayanlar için 8.000 TL. 12.000 TL.
60% Matrahı 120.000 TL’yi aşanlar için 3.000 TL. 0

Türk ayakkabı ve saraciye ürünleri İtalya’da görücüye çıkıyor

Mayıs ayında ihracatını yüzde 44 arttırarak Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ihracat rekortmeni olan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, Türk ayakkabı ve saraciye ihracatçılarıyla İtalya seferine çıkıyor.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, İtalya’nın Garda şehrinde 15-18 Haziran 2019 tarihleri arasında düzenlenen Expo Riva Schuh Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu üstlendi. EDDMİB, 10 firma ile İtalya’ya çıkarma yapacak.

Expo Riva Schuh Fuarı’na ilk milli katılım organizasyonunu bu yıl Ocak ayında gerçekleştirdiklerini anlatan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, bu organizasyonunda olumlu etkisi ile Türkiye’nin İtalya’ya yaptığı ayakkabı ve saraciye ürünleri ihracatının 2019 yılının Ocak – Mayıs döneminde yüzde 18’lik artışla 34 milyon dolara ulaştığını kaydetti.

İtalya’ya ihracat hedefi 200 milyon dolar

Expo Riva Schuh Fuarı’nın dünyanın en prestijli fuarlarından biri olduğuna işaret eden Zandar, “İtalya’ya 2018 yılında 111 milyon dolarlık deri ürünleri ihraç etmiştik. İtalya yıllık 10 milyar dolar ayakkabı ve saraciye ürünleri ithal ediyor, hedefimiz 200 milyon dolara ulaşmak. Expo Riva Schuh Fuarı, bu hedefe ulaşmak için bizim için çok önemli bir fırsat” şeklinde konuştu.

Garda Expo Riva Schuh Fuarı’na dünyanın her tarafından alıcıların geldiğine dikkati çeken Zandar, Garda Fuarı sayesinde sadece İtalya’ya değil, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyaya yaptıkları ayakkabı ihracatını arttırmayı ve yıllık 300 milyon çift ayakkabı ihraç ederek 1 milyar dolar ihracat rakamını aşmayı hedeflediklerini ifade etti.

Deri ürünleri ihracatında aslan payını ayakkabı aldı

Türkiye, 2018 yılında 1 milyar 667 milyon dolarlık deri ve deri ürünleri ihracatına imza attı. Deri ürünleri ihracatı 2017 yılında 1 milyar 523 milyon dolar olarak kayıtlara geçmişti. Deri ve deri ürünleri ihracatı yüzde 10 artış gösterdi.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, 2018 yılında Türkiye’nin deri ve deri mamulleri ihracatına 153 milyon dolarlık katkı sağladı.

Deri ürünleri ihracatında ayakkabı ihracatı 888 milyon dolar ile aslan payını alırken, deri konfeksiyon ürünleri 297 milyon dolarlık ihracata imza attı.Türkiye, deri ve postların ihracatından 268 milyon dolar döviz geliri elde ederken, saraciye ürünleri ihracatı 214 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Deri ve deri ürünleri ihracatında Rusya 255 milyon dolarlık tutarla zirvede yer alırken, Almanya 123 milyon dolar ile ikinci büyük ihraç pazarı oldu. İtalya 111 milyon dolarlık Türk deri ve deri ürünleri tercih ederek zirvenin üçüncü basamağının sahibi oldu. Bu ülkeleri; Irak, Fransa, İngiltere, İngiltere, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Kore takip etti.

Ayakkabı ihracatında Rusya 132 milyon dolarlık tutarla 2018 yılında lider ülke konumuna yükselirken, Irak 83 milyon dolarlık tutarla ikinci sırada yer aldı. Almanya ise; 61 milyon dolarlık Türk ayakkabısı tercih etti.

Garda Expo Riva Schuh Fuarı her yıl iki kez düzenleniyor. Fuara, 40 ülkeden 1.400 civarı firma katılırken, fuarı 12 binin üzerinde kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

Garda Expo Riva Schuh Fuarı’na, 235 metrekarelik Türkiye standında, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Milli Katılım Organizasyonu ile şu firmalar katılıyor; “CABANİ AYAKKABI SAN.TIC.LTD.STI., ENIS TOPBAS LTD.STI., GUZINI DERI CANTA LTD.STI., MEHMET GULER AYAKKABI DERI MAM.SAN.TIC.LTD.STI., META AYAKKABI SAN.TIC.A.S., MUSTAFA KOÇ AYAKKABI TEKS.SAN.TIC.LTD.STI., NEBI ENDICAN GIYIM SAN.TIC.LTD.STI., NEVZAT ONAY, ONDER AYAKKABI SAN.TIC.LTD.STI. ve TOPBAS KUNDURA SAN.TIC.LTD.STI.”

Toyota Yeni Simülatörüyle e-spor’u Yaygınlaştırma Hedefinde

Toyota, dijital oyun dünyasının lider markası Thrustmaster ile işbirliğine girerek e-motorsporlarını yaygınlaştırma hedefi için yeni bir adım daha attı. Tamamen yeni Toyota Gazoo Racing Resmi Simülatörleri, Thrustmaster tarafından sağlanan gelişmiş T-GT direksiyonlarına sahip ve PlayStation 4 Gran Turismo Sport oyununda kullanılıyor. Toyota’nın yeni simülatörleri ilk kez 2018-2019 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası sezonunun finali olan Le Mans 24 Saat yarışında kullanılacak.

Toyota Gazoo Racing resmi simülatörleri, Avrupa’daki motorsporları tutkunlarına Toyota organizasyonlarında gerçek yarış heyecanını yansıtacak. Simülatörde kullanılan gelişmiş T-GT direksiyonu, Thrustmaster mühendisleri ve Gran Turismo yazılımcılarıyla yılları süren yoğun çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı. Son derece gerçekçi yarış deneyimini yenilikçi teknolojiyle buluşturan Toyota Gazoo Racing Resmi Simülatörleri, kullanıcılarının limitlerini sonuna kadar zorluyor.

Toyota pilotları ile yarışacaklar

12-16 Haziran tarihleri arasında Le Mans yarışına ziyaret edecek motorsporları taraftarları, Toyota Gazoo Racing taraftar alanı’na giderek yeteneklerini, Toyota’nın gerçek yarış pilotlarının elde ettiği dereceyle karşılaştırabilecekler. Günlük olarak yapılacak GR Supra GT Cup Demo yarışında ise, taraftarlar arasında en iyilere Thrustmaster T150 PRO Force Feedback direksiyon dahil olmak üzere ödüller de verilecek.

Le Mans’daki TGR Taraftar Alanı’nda, “Garaj Turu”, “TS050 Hybrıd yarış aracıyla Pit Stop Yarışması”, farklı Toyota Gazoo Racing yarış araçlarında “Kokpit Deneyimi”, Toyota GR Supra GT4 Concept lansmanı ve pilotlarla imza töreni olmak üzere Le Mans’ın perde arkasını gösterecek birçok aktivite de yer alacak.

İstanbul Craft Week

Şehrin Zanaat Rotaları Yeniden Keşfedilecek!

İstanbul UNESCO Tasarım Şehri projesi kapsamında hayata geçirilen İstanbul Craft Week, 17-22 Haziran tarihlerinde İstanbullular ile buluşacak.

İstanbul Craft Week kapsamında yenilikçi tasarım fikirlerine ilham olan ve geleneksel sanat ve zanaatların yeniden canlanmasına destek olacak etkinliklerin yer aldığı dolu dolu 6 gün hazırlandı.

İstanbul Craft Week; atölyeler, söyleşiler, şehrin sanat, tasarım ve zanaat noktalarına gerçekleştirilecek özel geziler ile İstanbul’un “zanaat kültürüne” odaklanarak bir ilke imza atacak. Bu görkemli şehrin unutulmaya yüz tutmuş hazinelerini, İstanbul’un geleneksel zanaat alanlarındaki yeteneğini, tasarım, sanat ve genç nesil ile buluşturacak.

İstanbul Craft Week’ in açılış töreni 17 Haziran Pazartesi günü Tekfur Sarayı’nda yapılacak. İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali Yerlikaya’ nın açılış konuşmasıyla başlayacak olan tören, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı’ nın konuşması ile devam edecek. Açılış töreni, Tarihçi ve Seyahat Yazarı Saffet Emre Tonguç’ un konuşması ile sona erecek.

İstanbul’un gizli tarihine yolculuğa çıkacağız!

İstanbul’un belirlenen eşsiz, sanat dolu ve mistik rotaları, 4 saatlik bir program ile gezilecek. Avrupa Yakası’nın Mistik Pera’sı, Tarihi Yarımada’sı, Anadolu Yakası’nın samimi ve sıcak Üsküdar’ı, karakterini korumayı başarmış Boğaz köyü olan Kuzguncuk’u ve İstanbul’un gizli hazinesi Beylerbeyi’nin yer aldığı İstanbul Craft Week keşif rotaları katılımcılarını bekleyecek.

Geleneksel Sanatları Keşfet!

6 gün boyunca çeşitli söyleşiler ve atölyelere ev sahipliği yapacak olan İstanbul Craft Week, tasarımcıyı, sanatçıyı, öğrencileri ve zanaata ilgi duyan herkesi, sanatçıyı ve genç tasarımcıları buluşturarak şehrin sahip olduğu zanaat potansiyeline farkındalık yaratacak.

Cam, minyatür, seramik, mozaik, sedef ve kaligrafi atölyeleri ile halka açık, ücretsiz workshopların yanı sıra Cam Sanatı, Kalemişi Sanatı ve Cilt Sanatı zanaat dallarının ustaları ile tasarımcılar ve sanatı keşfetmek isteyen herkes bir araya gelecek.

Migros ve Olmuksan IP, omuriliği felçlileri için bir araya geliyor
Migros ile Olmuksan International Paper, omurilik felci hakkında farkındalık yaratmak ve hareket kısıtlılığı yaşayan bireylerin akülü tekerlekli sandalye erişimine destek olmak için Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği yararına işbirliği yapıyor.

 Oluklu mukavva sektörünün lider firmalarından Olmuksan International Paper (Olmuksan IP), kurumsal sosyal sorumluk çalışmaları kapsamında Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin (TOFD) 2011 yılından bu yana yürüttüğü plastik kapak toplama projesine destek olmak amacıyla Migros ile işbirliği yaptı. Bu işbirliği kapsamında Olmuksan IP, plastik kapak toplamak amacıyla Migros’un Marmara Bölgesi’ndeki 20 mağazasına yerleştirilmek üzere kutular hazırladı. Her mağazada ikişer adet bulunan bu kutuların amacı, omurilik felçlilerinin ihtiyacı olan akülü tekerlekli sandalyeler ile medikal malzemelere erişimlerine katkı sağlamak ve insanları plastik kapakları geri dönüştürmeye teşvik etmek.

 “Amacımız, omurilik felçlileri yararına plastik kapak paylaşımını teşvik etmek”

Sosyal duyarlılığı yüksek projelerde yer almayı önemsediklerini belirten Olmuksan IP Genel Müdürü Ergun Hepvar, sözlerine şöyle devam etti: “1998’den beri Türkiye’de omurilik felçlilerinin tıbbi, mesleki, ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümü için çalışan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) yararına, Türkiye’de modern perakende sektörünün öncüsü olan Migros ile işbirliği gerçekleştirmekten son derece mutluyuz. Olmuksan IP olarak sosyal sorumluluk projelerini geliştirmenin elzem olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu bakış açısı doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

 İşbirliği kapsamında Olmuksan IP’nin plastik kapak toplamak amacıyla hazırladığı kutulara, Migros’un Marmara Bölgesi’ndeki şu mağazalarında ulaşılabiliyor: 5M ARENAPARK HALKALI MİGROS, 5M BEYLİKDÜZÜ MİGROS, 5M TORİUM MİGROS, 5M YENİBOSNA STARCITY MİGROS, 5M VIAPORT MİGROS, 5M SİLİVRİ MİGROS, 5M SİLİVRİ MİGROS KİPA AVM, BAHÇEŞEHİR MMM MİGROS, KADİR HAS CENTER MMM MİGROS, YENİBOSNA İSTANBUL MMM MIGROS, KARTAL ATALAR İSTANBUL MMM MİGROS, KARTAL SAHİL MMM MİGROS, NOVADA AVM ATAŞEHİR MMM MİGROS, ATAKÖY KONAKLARI MMM MİGROS, BAKIRKÖY CAPACITY MMM MIGROS, GALLERIA MMM MİGROS, GÖKTÜRK İSTANBUL MMM MİGROS, İSFANBUL AVM MMM MİGROS, MERTER MMM MİGROS, METRO CITY MMM MİGROS.

Lozan’dan Günümüze Batı Trakya Azınlık Okulları çalışması yayımlandı

 Tarih Vakfı, 2002 yılında ilk defa gerçekleştirdiği eğitim alanındaki araştırmalarına Lozan’dan Günümüze Batı Trakya Azınlık Okulları ile devam ediyor. Vakıf tarafından kitaplaştırılan araştırmanın tanıtımı 18 Haziran 2019, salı günü saat 11:00’de Tarih Vakfı’nın binasında gerçekleşecek.
Tarih Vakfı, Türkiye’de insan haklarına, kültürel haklara saygılı ve duyarlı toplumun güçlenmesi, demokrasi kültürünün gelişmesi için eğitim alanında tarihsel bakış açısıyla araştırma yapmaya devam ediyor. İlkini 2002-2004, ikincisini 2007-2008, üçüncüsünü 2013-2014’de yürüttüğü Ders Kitaplarında İnsan Hakları projelerini, 2009-2010’da yürüttüğü Toplumsal ve Siyasal Çatışmaların Yaşandığı Toplumlarda Toplumsal Uzlaşma Aracı Olarak Eğitimin Rolü ve 2011 ve 2013 yılları arasında yürüttüğü Geçmişten Günümüze Azınlık Okulları: Sorunlar ve Çözümler adlı araştırmalar takip ediyor. 2014 ve 2018 arasında yürütülen Lozan’dan Günümüze Batı Trakya Azınlık Okullarıadlı proje de Tarih Vakfı’nın eğitim alanındaki en son araştırması olarak öne çıkıyor.
Eğitim alanında yürüttüğü son araştırmayı da kitaplaştıran Tarih Vakfı,Lozan’dan Günümüze Batı Trakya Azınlık Okulları adıyla yayımladı. Yayımlanan kitapta Batı Trakya’daki azınlık liseleri ve ortaokullarıyla son yıllarda daha çok kapatılma tartışmalarıyla gündeme gelen azınlık ilkokullarında verilen eğitimin dünü ve bugünü ele alınıyor. Bu kapsamda 1923’te Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla azınlık konumlarının uluslararası hukukun korunması altına alınmasından ancak 30 yıl sonra kendi ortaokul ve liselerine kavuşan Batı Trakya Türklerinin, Lozan’dan kaynaklanan kendi okulunu kurma ve yönetme hakkının ne derece gerçekleştiği, Batı Trakya Türklerinden bazı eğitimcilerin Türkiye’deki Harf Devrimi’nden çok kısa bir süre sonra Latin harflerini eğitimde kullanmaya başlamalarıyla birlikte okullarda ortaya çıkan Eski ve Yeni harf bölünmesinin azınlık eğitimine yansıması, azınlık okullarındaki eğitim faaliyetlerinin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinden doğrudan nasıl etkilendiği, 1970’lerden itibaren uygulamaya geçirilen ve uzun dönemde azınlık eğitimini ortadan kaldırmayı hedefleyen tek taraflı şekillendirme siyasetinin azınlık okullarında ortaya çıkardığı durumlar ve 2000’lerde görece eşitsizlikleri giderme amacı güden projelerin nasıl uygulandığı gibi konular detaylı olarak işleniyor.
İlkokul eğitimini Gümülcine’de deneyimleyen sosyal  bilimci Dr. Sebahattin Abdurrahman’ın kaleme aldığı bu çalışmada geçmişten günümüze Batı Trakya azınlık okullarında yaşanılan olumlu ve olumsuz gelişmeler ve süreçler; bilimsel makaleler, kitaplar ve azınlık gazetelerinin taranmasıyla derlenen veri ve bilgi analizinin yanı sıra geçmişte azınlık okullarda öğrenci, öğretmen, veli, idareci, eğitim bürokratı ve/veya teknokratı olan kişilerle yapılan sözlü tarih görüşmelerinden elde edilen deneyim/tanıklık/anlatılarla derinlemesine ele alınıyor.
Araştırmada geçmişten günümüze uzanan sorunlar ve bunlara ilişkin çözümler şu başlıklar altında inceleniyor:
Batı Trakya Türkleri’nin Azınlık Tarihine Kısa Bir Bakış (1923 ile II. Dünya Savaşı Arasında Azınlık Olmak, Savaş Yılları: 1940-1950, İyi İlişkiler Dönemi, Kıbrıs ve Ayrımcı Uygulamaların Başlaması, Vakıflar ve Cemaat Heyetleri, Vatandaşlıktan Atılmalar, Derneklerin Kapatılması, Müftü Atamaları ve Seçimleri, Mütekabiliyet)
Azınlık Eğitiminde Dönemsel Gelişmeler (İlk Azınlık Okulları ve Öğrenci Sayıları, Savaş Yıllarında Okullar ve Eğitim, Azınlık Eğitiminde Görece İyi Yıllar,  Eğitimde Baskı Dönemi ve Mütekabiliyet İlkesinin Öne Çıkması, Azınlık Eğitiminin Tek Taraflı Şekillendirilmesi: SÖPA’nın Kurulması ve Türk Okulların ‘Müslüman Okullar’a dönüşmesi, Parlamenter Demokrasiye Geçiş, Kanun Önünde Eşitlik-Eşit Muamele Dönemi ve Azınlık Eğitiminde Yeni Yaklaşımlar, Yüksek Eğitimde Pozitif Ayrımcılık Uygulaması: Müslüman Çocuklarının Eğitimi Programı)
Batı Trakya Azınlık Eğitiminde Okullar (İlkokullar, Ortaokul ve Liseler/ Celâl Bayar Ortaokul ve Lisesi, İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi, Medreseler)
Azınlık Okullarının Statüleri ve Yönetimleri (Hukuki Çerçeve, Azınlık Okullarında Merkezi ve Yerel İdarenin Konumu, Maddi Kaynaklar, Müdür ve Müdür Yardımcıları, Encümen Heyetleri, Okulların Kapatılmaları ve Yeni Azınlık Okulları Kurma Girişimleri)
Azınlık Okullarında Öğretmenler (İlkokul Mezunu Öğretmenler, Medrese Mezunu Öğretmenler, Türkiye Öğretmen Okulu Mezunu Azınlık Öğretmenleri, Türkiye ‘Kontenjan’ Öğretmenleri, Selanik Özel Pedagoji Akademisi Öğretmenleri, Yeni Dönem Türkiye Mezunu Öğretmenler, Yunanca Ders Öğretmenleri)
Azınlık Okullarında Müfredat ve Eğitim Materyalleri (İki Dilli Eğitim Müfredatı’nın Ortaya Çıkışı, Düzenlenmesi ve Yaşanan Değişiklikler, Türkçe ve Yunanca Ders Kitaplarının Temin Edilmesi ve Kullanılması)

Doğal taş ihracatçılarında ödül coşkusu

Türkiye’ye 2018 yılında 916 milyon dolar döviz kazandıran, 2019 yılında ihracatta 1 milyar doları aşmayı hedefleyen Ege Maden İhracatçıları Birliği, faaliyet alanına giren illerde yerleşik üyeleri için düzenlediği “Maden İhracatının Yıldızları Ödül Törenleri”ne Denizli’de devam etti.

Denizli, Antalya, Burdur ve Isparta’da yerleşik, 2018 yılında Türkiye’ye 85 milyon dolar döviz kazandıran 36 doğal taş ihracatçısı firma Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından onurlandırıldı.

Kaya; “Denizlispor’a Süper Lig’de başarılar diliyorum”

Denizli Pamukkale Doğa Thermal Oteli’nde düzenlenen “Maden İhracatının Yıldızları Ödül Töreni”nde konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, kendisinin fahri Denizlili olduğunu, Denizlispor’un bu yıl Türkiye Süper Ligi’ne yükselmesinden fahri Denizlili olarak çok mutlu olduğunu dile getirdi. Kaya, “Denizlispor’a Süper Lig’de başarılar diliyorum, Denizlispor, Denizli’nin tanınırlığını arttıracak” dedi.

Türkiye’nin ekonomik açıdan zor bir dönemden geçtiğine işaret eden EMİB Başkanı Kaya, “Bu süreci el ele tutuşarak birlikte hareket daha kolay aşarız. 82 milyon vatandaşımızın sahibi olduğu doğal taşlarımızı ihraç ederken değerinin altında satmamaya azami özen gösterelim. Biz bu konuda adım atmazsak Ticaret Bakanlığı bir gün tedbir alır” diyerek sektör temsilcilerine uyarı bulundu.

Denizli’de son dönemde kurulan ihracatçı firmaların Ege Maden İhracatçıları Birliği’ne üye olamadıkları için EMİB’in URGE ve Ticaret Heyeti etkinliklerinden yararlanamadığına işaret eden Kaya sözlerini şöyle tamamladı; “Denizlili firmalarımızın düzenlediğimiz URGE Projelerinden, Ticaret Heyeti organizasyonlarımızdan faydalanmasını istiyoruz. EMİB üyeleri düzenlediğimiz Ticaret Heyeti Organizasyonlarında Ticaret Bakanlığı’nın verdiği desteğin yanında Birliğimiz tarafından verilen destekle yüzde 90 desteğe ulaşıyor. 10 bin dolarlık bir Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Heyeti Organizasyonuna bin dolara katılabiliyor. Denizlili doğal taş ihracatçılarımızın da bu haktan yararlanması için çalışma yapacağız.”

Toplantıda konuşan Denizli Madenciler ve Mermerciler Derneği Başkanı Serdar Sungur, Ege Maden İhracatçıları Birliği’ni Denizli’de ağırlamaktan dolayı çok mutlu olduklarını, EMİB ile önümüzdeki dönemde ortak projeler yapmak istediklerini dile getirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ise; Ege İhracatçı Birlikleri’nin fuarlarda yürüttüğü Milli Katılım Organizasyonları, URGE Projeleri, Sektörel Ticaret Heyetleri, Alım Heyetleri ve son dönemde uygulamaya aldığı “EİB Kolay”, “EİB Kampüs” EİB Mobil uygulamaları ve diğer hizmetlerle ilgili Denizli, Antalya, Burdur ve Isparta’dan gelen ihracatçılara sunum yaptı.

Türk Eximbank Denizli Şubesi Kredi Uzmanı Muhammet Afşar, Türk Eximbank’ın ihracatçılara sunduğu kredi ve sigorta hizmetleri hakkında doğal taş ihracatçılarını bilgilendirdi.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nden ödül alan firmaların listesi

İLK ÜÇ FİRMA

ÖZÇINAR MARBLE

PORTSAN MERMER SANAYİ PETROL VE TARIM ÜRÜNLERİ ENERJİ NAKLİYAT TİC. A. Ş.

SIRSTONE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

2,5 MİLYON DOLAR ÜSTÜ İHRACAT YAPANLAR

CEM-MER DOĞALTAŞ İTH.İHR.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.

METAMAR MERMER GRANIT MADENCILIK SAN.VE TIC.A.S.

ARTMERSAN DIŞ TİCARET MADENCİLİK LİMİTED ŞİRKETİ

ARTİSTİK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

MEKMAR DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.

FBR MERMER İNŞAAT TEKSTİL GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

TRAVERTEN MERMER SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ.

BEKIR ATES(SOLEMAR SOLMAZ EGE MERMER ARAS.SAN.TIC)

TÜMAŞ MERMER SANAYI VE TIC.A.S

NEV IŞIK MERMER DOĞALTAŞ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

500- 2,5 MİLYON DOLAR ARASI İHRACAT YAPANLAR

ARMADA MADEN İNŞ.TAAH.NAK.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.

BAŞARANLAR İNŞAAT MALZEMELERİ TİC.VE SAN.A.Ş.

KÖYLÜ MERMER İNŞ.VE MALZ.TUR. GIDA HAY.NAK.SAN.VE TİC.LTD.Ş.

ADADA ANTIK MERMER MOZAIK TIC VE SAN.LTD.STI.

NASİP MERMERCİLİK DOKUMA TEKS. SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

OLYMPOS MERMER PAZARLAMA DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

ESPET PETROL MERMER ÜRÜN.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

KONYALIOĞLU MERMER MAK.PROJE M ÜH.SAN.TİC.LTD.ŞTİ.

FARİS MERMER İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.

ARMONİ MERMER MADENCİLİK TEKS. SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

DİLAMAR MERMER DIŞ TİC.LTD.ŞTİ

KARETAŞ MADENCİLİK İNŞ.TEKSTİL GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

MERCAN MERMER VE PETROL ÜRÜNLERİ ENERJİ NAKLİYAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

ARİNA MERMER MADEN KİMYA GIDA İNŞ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

BURAKHAN MERMER MADENCİLİK PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

KÖMÜRCÜOĞLU MERMER TARIM ÜRÜNL. SAN.VE TİC A.Ş.

ÖZHAN GÜMRÜKLEME FERFORJE VE MADENCİLİK DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.

TUNA MERMER MADEN NAK.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ

C.M.T. MERMER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

ÖZTAŞ MERMER SAN.VE TİC.LTD. ŞTİ

RENTAS MERMER MADEN SANAYI VE TICARET LTD.STI.

NATURAL STB MADENCİLİK MÜHENDİSLİK İNŞAAT İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

İLTAŞ MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

MOBSAD (MOBİLYA SANAYİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ) BAŞKANI NURİ GÜRCAN

12 Haziran Çarşamba tarihi itibariyle BDDK’nın almış olduğu karar gereğince mobilyada taksitin 12 aydan 18 aya çıkarılmasını, sektör olarak iki açıdan ele almakta yarar var. Sektörümüzün neredeyse yüzde 90’ını oluşturan KOBİ’lerin büyük bir çoğunluğu 12 aya kadar taksit dahi yapamıyorlardı. Bunun en büyük nedeni maliyetlerdeki giderlerdi. Finansmanı karşılama açısından taksitlerin uzaması KOBİ’leri olumlu yönde etkilemiyor. Ancak seri üretim yapan markalı, zincir mağazaların satışlarını minimumda yüzde 20 artıracak bir adım, ki geçtiğimiz dönemlerde taksit sınırlamasından sonra yeniden taksit uzatılmasında bunun etkilerini gördük. Düğün sezonunun açılması, KDV’nin yüzde 8’e düşürülmesi ve taksitin de 18 aya çıkarılmasıyla birlikte satışlar genel anlamda dediğimiz gibi minimum yüzde 20 oranında artacaktır. Bu dönemde yine yazlık sezonunun başlaması, iki ay sonra öğrencilerin ev tutmaları gibi faktörler üzerinden de satışlarımızın nabzını tutacağız. Yalnız burada bir noktaya dikkat çekmekte yarar var. Taksitlerin uzatılması kalıcı değil, geçici bir süre yapılmalıdır. İç piyasadaki canlanma sağlandıktan sonra ki KDV indirimi sayesinde iç piyasada yaşayacağımız ciddi küçülmenin önüne geçmiştik, taksit de 2019 yılında 50 milyar TL’nin de üzerinde satış rakamlarını yakalamamıza yardımcı olacaktır, taksit yeniden 12’ye düşürülmelidir. Asıl önemli olan KDV’nin kalıcı olarak yüzde 8 olmasıdır. Hem kayıt dışı ekonominin önüne geçmek hem hammaddeler arasındaki KDV farkını ortadan kaldırabilmek için

ZÜCDER (ZÜCCACİYECİLER DERNEĞİ) BAŞKANI MESUT ÖKSÜZ

Türkiye’de organize mağaza sayısının 1000’leri geçtiği, AVM’lerde artık neredeyse bir katın zücaciyeye ayrıldığı, Türkiye’nin en çok markaya sahip iki sektöründen biri olan sektörümüz açısından küçük ev aletlerinde taksitin 18 aya çıkarılması önemli bir adımdır. Bildiğiniz üzere haziran sonunda son bulacak küçük ev aletlerindeki ÖTV kampanyası kapsamında taksitin de arttırılması, ayın bitimine neredeyse son iki hafta kala satışlarda da hareketlilik yaratacaktır. Tüketiciler hem sıfır ÖTV’den yararlanırken hem de alacakları ürünleri daha kolay şekillerde ödeyeceklerdir. Yalnız burada satıcılar açısından kredi kartı faizlerinin düşük tutulması gerekiyor. Yoksa taksitin artırılması tüketicinin yüzünü güldürürken, satıcının omuzlarına yük bindirecektir. Taksitlerin artışıyla birlikte markaların birçoğu, düğün alışverişini yapacak çiftler için özel kampanyalı paketlerini bu haftadan itibaren satışa sunacaklardır. Taksit artışının ilk etkisini alışverişin en çok arttığı zaman dilimi olan hafta sonu hissedeceğiz. Fiyatlar nedeniyle ihtiyaç listesinden çıkarılan ürünler de daha kolay ödeme koşulları sayesinde listeye eklenecektir. Taksit artışının cirolara yansımasını konuşmak için daha çok erken. Çünkü haziran sonu itibariyle ÖTV yeniden uygulanmaya başlayacak, bu nedenle de fiyatlar artacaktır. Böyle bir durumda taksitin uzun olması da tüketiciyi alımlardan uzaklaştırabilir. Bazı ihtiyaçlarını ötelemesine neden olabilir. Ancak haziran sonuna kadar mağazalarda düğün ve yazlık alışverişleri nedeniyle, yüzde 40 hareketlilik, bunun satışlara da yüzde 15 artış olarak yansımasını bekliyoruz. İşin bir de kurumsallara yapılan taksitin 12’den 18’e çıkarılması olarak bakacaksak, işte bu küçük ev aletleri dışında genel züccaciye sektörünün önemli bir dilimini kaplayan Horeca pazarını da doğrudan etkileyecektir. Biliyorsunuz 2019 yılında, turizm altın çağını yaşamaktadır. 2020 yılı için şimdiden rezervasyonlar yapılmış durumda. Birçok otel yeniden kapılarını açacak bazıları da işletme belgelerine kavuşacak. Sektörün yüzde 30’luk kısmını restoran, otel gibi turizm işletmecilerinin harcamaları oluşturuyor. 2016’da hem terör olayları hem de Rusya krizi nedeniyle otellerle çatal-bıçak, bardak, tabak gibi malzemelerde yenileme yapılmamış ve sektör 1 milyar dolarlık kayıp yaşamıştı. 2017’de bu kaybı kapatırken, 2018’de 2 milyar dolarlık kazanç sağladık. 2019 yılında da bunu yüzde 10 daha arttırmayı hedefliyoruz. Otellerin her sene horeca ürünlerini elden geçirmesi, yeni açılacak işletmeler sayesinde taksitin de 18’e çıkarılmasıyla horeca pazarına yüzde 15 katkı sağlanacaktır.

ART DESIGN MOBİLYA YÖNETİM KURULU BAŞKANI TURGAY TERZİ

Mobilyaya getirilen taksit artışını, bir bireysel mobilya açıları, iki kurumsal mobilya alıcıları açısından düşünmek gerekiyor. Özel tasarım mobilya yapan firmalar açısından ve KOBİ olarak nitelendirdiğimiz bu firmalar, sektörümüzün yüzde 85’ini oluşturmaktadır. Genel olarak bu markalar maksimum 9 taksit uygulaması yapıyorlar. Maliyetlere getirilen yükler ve finansman karşılayamama nedeniyle zaten tahsilat sürelerinin sektörde uzaması, taksitleri daha uzun yapılmasının önüne geçmektedir. Ancak tüketiciler açısından KDV indiriminin üzerine taksitin 18 aya çıkarılması ve kredi kartlarındaki asgari ödemenin düşürülmesi, alışverişi artıracak bir eylemdir. Uzun zamandır iç piyasada sıkıntı yaşayan ve KDV indirimiyle kendini toparlayan sektör açısından bir hareketlilik sağlayacaktır. Bu hareketlilikten de en büyük payı, fabrikasyon üretim yapan büyük zincir markalar alacaklardır. KOBİ ölçekli firmalar ise daha çok büyük konut projelerinde ve hem yurt içinde hem de yurt içindeki otellerde iş yapıyorlar. Kurumsal ayakta yapılan işlerde taksitin 12 ayda 18 aya çıkarılması, KOBİ’nin de kurumsal kısımda satışlarını artıracaktır. Son tüketiciler açısından düğün sezonunun açılması, yazlıkların kullanımının artmasıyla birlikte en çok oturma, yatak ve yemek takımlarından oluşan düğün paketlerinin satışlarında artış bekliyoruz. İki haftalık bir süreçte mağazalarda yüzde 30’luk bir hareketlilik olacaktır. Ama sektörün en büyük sıkıntısı KDV’nin yüzde 18 olması. Bir an önce KDV’nin yüzde 8’de sabitlenmesi hem ekonominin kayıt altına alınması hem de hammaddeler arasındaki fiyat farkının ortadan kaldırılması için önemli.

IT sistemlerinizi İnform izole güç sistemleriyle koruyun

 İzole güç sistemlerini basit bir şekilde anlatmaya çalışacak olursak; izolasyon trafosu ile beslediği yükleri şebeke toprağından (TN – TT sistemlerden) ayıran yapılar olarak açıklamak mümkün. Amacı, hastane ve havalimanı gibi genel mekanlarda kullanılan IT sistemlerini kesintiye uğratmamak. Bu noktada devreye giren İnform, izole güç sistemleriyle genel mekanlarda kullanılan aletlerde oluşabilecek herhangi bir elektrik kaçağı olması durumda cihaza temas eden bireyleri elektrik çarpmasından koruyor.

IT sistemler; endüstriyel işletmelerde topraklı şebekelere nazaran çok fazla tercih edilmeyen bir dağıtım sistemi olmakla birlikte, hastanelerde yer alan Grup-2 odalarında, TS IEC 60364-7-710 standardına göre kazandırdığı elektriksel güvenlikten dolayı uygulamasının zorunlu olduğu sistemlerdir. Amacı ise kullanılan aletlerde herhangi bir elektrik kaçağı olması durumunda elektrik kesintisi yaşatmadan, cihaza temas eden bireyleri elektrik çarpmasından korumak.

Evlerde, iş yerlerinde ve hastanelerde kullanılan elektrikle çalışan küçük aletler şehir şebekesinden, yani 220 Volt ile beslenir. Şehir şebekesinin bir ucu 220V gerilimdeyken diğer ucu toprak ile aynı gerilimde yani 0 Volt’tur. Bu noktada cihazlara temas ettiğimiz bir yerde elektrik kaçağı olması durumunda, elektrik toprağa ulaşmak için en kısa yol olarak bizi görür ve üzerimizden devresini tamamlar.  Yani çarpılırız… Bu noktada İzole Güç Sistemleri ile devreye giren İnform, kaçağa maruz kalındığı anda elektriğin bireyin üzerinden akmasını engeller. Hem de cihazın çalışmasını kesmeden…

Hastanelerde elektrik kesintisi son buluyor…

IT sistemleriyle elektrik kesintisinin önemli bir sorun olduğu hastanelerin tercihi olan İnform, İnfomips İzolasyon Takip Panoları, Lokal ve Merkezi İzleme Sistemleri ve Ameliyathane Kontrol Panelleri ile oluşabilecek herhangi bir kötü senaryonun önüne geçiyor. İzole güç sistemini oluşturan ana eleman olan İnfomips İzolasyon Takip Panoları ile sistemi topraktan ayıran İnform, beslediği yüklerin izolasyon seviyesini devamlı kontrol ederek, kaçak olması durumunda elektriği kesmeden, izolasyon kaçağını alarm olarak gösterebiliyor.Lokal Alarm panellerimiz sayesinde de IT panolara ait tüm anlık değer ve alarmları, istediğiniz lokasyonlara taşıyoruz. Genel olarak beslediği lokasyondaki hemşire bankolarına, koridor duvarlarına ve ameliyathanelere monte edilebilen sistemi, merkezi alarm panelleri ile de tek lokasyondan hastanedeki tüm panoları izleme imkanı sunuyor.

 Ameliyathane Kontrol Panelleri;  operasyon sırasında tüm odayı kontrol etmek amacı ile kullanılıyor. Aydınlatma sistemini, klimaları, negatoskopu, ameliyat lambalarını, müzik sistemini, telefonu kontrol etmeye olanak sağlayan sistem; ortam sıcaklık, nem, filtre basıncı, oda basıncı bilgilerini ve gaz panosundan gelen gaz bilgilerini görüntüleyebiliyor. Saat ve Kronometresi bulunan sistem, merkezi saat sistemi ile haberleşebiliyor. İnform IT panolarına ait bilgileri de ekranında görüntüleyebilme yeteğeneğine sahip sistemimiz, Ameliyathanelerde, IT pano lokal alarm paneli görevini görüyor.

ÇOCUKLUKTAN YETİŞKİNLİĞE ERGENLİK YOLCULUĞU

Anne ve babanın korumacı kollarından “birey” olmaya giden uzun bir yolculuk ergenlik dönemi. Çoğu anne ve baba çocuklarını bu dönemde tanıyamadıklarından şikayet ederler. Ancak bu dönemi sağlıklı bir iletişim ile yönetebilmek mümkün. Çocuğun yaşadığı değişimleri anlamaya çalışmak, kimliğinin oluşturulmasına en önemli katkıyı sağlayacaktır. Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Şahnur Şener, çocukların yetişkin bir bireye dönüşümlerini sağlayan ergenlik ile ilgili şu bilgileri verdi:

  • Ergenlik 11-18 (kız) 21 (erkek) yaşları arasında biyolojik (bedensel-hormonal-ruhsal, sosyal-zihinsel) gelişim ve değişimlerin olduğu ve insan gelişimindeki en çalkantılı dönemdir ve 3 aşamadan oluşur.
  • İlki biyolojik değişim ve gelişimlerin olduğu ön ergenlik dönemidir. Adından da anlaşılacağı üzere bedensel değişimleri içerir. Boyun uzaması, kız-erkeklerde cinsiyete özel hormonal (ses değişikliği, tüylenme gibi.) değişiklikler ile karakterizedir.

BIRAKIN KENDİSİNİ TANISIN

  • Ergenin kendi bedenindeki bu hızlı değişiklikler, ona denge ve kontrolü sağlamada zaman zaman zorluklar yaşatabilir. Bunun en belirgin dışa vurumu da sakarlıklar yaşanması şeklindedir. Ergen elini ayağını nereye koyacağını bilemeyebilir, konuşurken sesini yükseltiyormuş gibi algılanabilir, kapıyı kapatırken çarpıyor zannedilebilir. İşte bu nedenle de ailesi ile ilk çatışmalar bu dönemde başlar. Yüksek sesle konuşması bağırmak gibi, kapı kapatmasının çarptı zannedilmesine, yüzündeki sivilcelerle uğraşırken yalnız kalma isteği ailesi tarafından tepkilere neden olur. Onu “söz dinlemeyen” evlat konumuna getirebilir. Oysa o kendi bedenini tanıma uğraşı içindedir. Aile ile bir derdi yoktur. Ailenin onun davranışlarını kendilerine yönelik olarak algılaması hatta zaman zaman pervasız, dikkatsiz, döken saçan, dağınık olarak suçlamaları bu çatışmaları daha da artırmaktadır. Oysa onun hiç de böyle bir niyeti, amacı yoktur. Aileye önerimiz onun tepkilerini, davranışlarını kişiselleştirmemesi, tersine ona bu yaşadığı değişimlerin “normal” olduğu mesajlarını vermeleri olacaktır.

ARKADAŞLARI İLE BİRLİKTE OLMASINI SORGULAMAYIN

  • Bu dönemdeki ergen kendine en yakın olarak kendi gibi değişiklikler yaşayan özellikle hemcinsi olan arkadaşlarını görür. Çünkü onlar birbirlerini en iyi anlayanlardır. Aile, onun arkadaşını kendilerine tercih etmelerini yine kişiselleştirmemeli, onun arkadaş görüşmelerine ister yüz yüze ister dijital ortamda engel koymamalıdır.
  • Çağımızın teknolojik imkanlarından dijital aletlerin ve ortamların aşırı kullanımı ebeveynlerin bir başka şikayetleridir bu dönemde. Teknolojik gelişim ve imkanlarından yararlanma kaçınılmazdır. Hatta eğitim ve öğretimin aracı haline gelmiştir. Zararlı etkilerinden korumak ise yine ebeveynlerin saygılı ve ölçülü denetimi ile mümkündür.
  • Ergenin bu dönemde okul ve derslere olan ilgisi azalabilir çünkü dünyasındaki merkezi oluşturanlar değişmeye başlamıştır. Aile aşırı baskı yapmadan takipte kalmalıdır.

SOYUT DÜŞÜNCE GELİŞİMİNİ SANATSAL AKTİVİTELER İLE DESTEKLEYİN

  • Bu ön ergenlik dönemindeki önemli bir başka gelişme de ergenin bilişsel kapasite ve sürecinde oluşur. Merkezi sinir sistemi kaba gelişimini yaklaşık 4,5 yaşlarına kadar tamamlarken, sinir hücrelerinin ve aralamadaki düğümlenmeler ile kılıflanmalar 17-18 yaşına kadar devam edecektir. Özellikle 11-13 yaşları arasında sıçramalar gösterir. Bu atılımın oluşmasına ergenin fiziksel ve zihinsel aktiviteleri pozitif katkıda bulunur. Sportif aktiviteler, müzik, dans gibi sanatsal aktiviteler de çok önemli katkılar sağlar. Bilişsel gelişimin en bariz belirtileri soyutlama ve muhakeme süreçlerinin öncesine göre daha rafine hale dönüşmeleridir.
  • Esprileri, şakaları, atasözleri ve deyimleri, manevi dünyaya ait kavramları şimdi daha iyi anlamakla kalmayıp, kendisi konuşmalarında bunları kullanmaya başlar. Ayrıca karşısındakinin duygu ve düşüncelerini daha iyi anlama ve empati yapma niteliği artmakta, özellikle hemcinsleriyle gruplaşarak sosyalleşme becerilerini geliştirmektedir.

ERGEN KİŞİNİN AYNASI ARKADAŞIDIR

  • Orta ergenlik diye tanımladığımız ikinci aşama 13-15,16 yaşları arasında geçer ve en karakteristik işlemi ergenin ikincil seks karakterlerinin oluştuğu, belirginleştiği dönemdir. Bir alt dönemde biyolojik gelişim ne kadar baskınsa bu dönemde de ruhsal, psikolojik ve sosyal değişim ve gelişmeler o derecede baskındır.
  • Ergen bedensel-biyolojik-hormonal gelişimini oldukça tamamlamış artık genç kız ya da genç erkek olmuştur. İşte bu genç kız ya da genç erkek olmasının getirilerinin hem işlevsel olarak hem de psikolojik olarak duyumsamaya ve pratik yapmaya başlar.
  • Genç kız olarak “güzel” görünme genç erkek olarak “yakışıklı” görünme arzusu ve çabası içindedir. Bu nedenle ki onun için kritik öneme haiz ortam yaşıtları yani arkadaşlarıdır. Bu yaşta ergenin “aynası” arkadaşıdır. Anne-babanın onu güzel-yakışıklı bulması da önemlidir ancak arkadaş ile teyit edilmelidir. Bu teyit hem hemcinsleri hem de karşı cins tarafından yapılmalıdır. İşte arkadaşlarının onun hayatındaki merkezi oluşturması çoğunlukla ebeveynler tarafından hoş karşılanmaz hatta bazen karşı bile çıkılır. Halbuki o kendini-kimliğini aramakta, onunda en doğru kanıtlandığı-teyit edildiği ortam arkadaş ortamıdır.

SINIRLARI BELİRLEYİN KİMLİĞİNİN OLUŞMASINA YARDIMCI OLUN

  • Orta ergenliğin en önemli karakteristiği “kimliğin” kazanılma sürecinin olmasıdır. Kimlik kazanımı çok uzun bir süreç olup, çocukluk çağında başlayıp neredeyse yaşlılığa kadar sürer. Ancak optimum şeklini kazanması işte bu dönemde olur, yani ergen kendini “Ayşe ya da Ali” olarak rahat, uyumlu ve pekiştirilmiş “ben” algısı ve duygusu içinde hissederek toplumda varlık gösterme aşamasına gelir.
  • Kimlik kazanımı bu aşamaya gelen ergenin, en başta kendisi ruhsal açıdan sağlıklı olacak, sonra da okulunda, çalışıyorsa işinde verimli başarılı olacaktır. Aileler sıklıkla kendilerinin ihmal edildiği, arkadaşlarının öne çıktığı, dağınık, asi olduğu şeklinde yakınırlar. Oysaki bu yakınmalar ergenin “sağlıklı dönem gelişimi” içinde olduğunun işaretidir. Asi olma yani “söz dinlememe, karşı gelme” davranışı tam da “ben sizden farklıyım”ın göstergesidir. Kendi doğrularını oluşturmakta olan ergen tabii ki “karşı gelecektir”! O kendi düşünce ve kararlarına saygı duyulmasını ister, bu yapılırsa onun kişiliği tanınmış olur.
  • Bazen aileler “demokrat aile” olma motivasyonu ile hiçbir sınır koyamamaktalar o zaman “kimlik karmaşası” dediğimiz sağlıksız bir durum da yaşanabilir. Daha önceki dönemlerde vurguladığımız baskıya değil ama uzaktan ve gerektiğinde müdahale ve takibe de ergenin ihtiyacı vardır. Yani “karar veremediğinde, şaşırdığında beni koruyacak yönlendirecek annem-babam var” duygusunu ona verebilmeliyiz.

ÖZGÜVENİNİNİ SANAT VE SPOR İLE DESTEKLEYİN

  • Bu dönemde sanat (resim, müzik, dans) ve sportif aktiviteler onun becerilerini geliştirerek “yapabilirlik” duygusu ile kimliğini de olumlu yönde pekiştirmiş olacaktır. Sağlam beden spor ve iyi beslenme ile oluşurken sağlam zihin de sanat, zanaat ile uğraşmakla, sorgulamak ile zevk için okumakla olur. Sanat, müzik, edebiyat ergenin zihinsel faaliyetlerini geliştirir. Kendini ifade etme yeteneğini geliştirir. Bunlarla uğraşan ve kendini sanat ile ifade eden ergen spor ile de disipline girer ve enerjisini boşaltırken uyuşturucu gibi yanlış şeyler arama ihtiyacını duymaz. Kendini iyi ifade eden, boşluk hissetmeden derslerine de yoğunlaşabilir okul başarısı artar.

ETRAFINDAKİ KAHRAMANLAR ROL MODEL OLUR

  • Son ergenlik dediğimiz üçüncü aşama genelde kızlarda 18 yaş, erkeklerde 21 ile yaş tanımlanır. Şimdiye kadar ergen beden gelişimini, kimlik kazanımını büyük ölçüde tamamlamış, artık kim olduğunu belirlemiştir. Bu dönemin işlevi ise kim olduğunun detaylarının belirlenmesidir. Bu detaylar; neyi sevdiği-sevmediği, nasıl davranıp davranmayacağını, bireysel özgürlüğünün sınır ve sunumlarını bulma arayışlarıdır. Toplumdaki yeri, toplumsal değerleri ölçüp tartmak kendi değerlerini oluşturmasıdır. Gerek okuyarak gerek kulüplere girerek kendi düşünsel ideolojik çizgisini oluşturma çabasıdır.
  • Mesleğini, hayatını nasıl sağlayacağını sorgulama ve pratiğinin yapılmasıdır. Tüm bunlar aile bireyleri, arkadaş çevresi, öğretmenleri, spor, sanat antrenör ve ustaları, ülkesinin tarihindeki ve yaşadığı zaman dilimindeki kahramanları, okuduğu kitaplardan seçtiği kahramanlar tarafından sağlanır. Görüleceği gibi örnek alacağı kahramanlar ne kadar çoksa ve nitelikli ise ona katkısı da o kadar etkin olacaktır. Aileye düşen ise bu zengin ortamı ona sağlamanın yanı sıra tercihlerine de saygı duymaktır.