Teknoloji-magazin-ekonomi haberleri.. (22.02.2019)

Robotlar da insana ihtiyaç duyuyor

Korkulanın aksine, makineler ve otomasyon insanları işsiz bırakmayacak gibi görünüyor. ManpowerGroup tarafından yayınlanan YetenekAranıyor: Robotların Size İhtiyacı Var[1] isimli rapora göre, otomasyon süreci sonucunda üç yıldır üst üste çalışan sayısını artırmayı veya en azından korumayı planlayan işverenlerin oranı (yüzde 87) geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek bir seviyeye ulaştı. Türkiye’de ise işverenlerin yaklaşık yarısı (yüzde 49), mevcut çalışanlarının yeni teknolojilerden faydalanmak için gereken teknik becerilere sahip olduğunu düşünüyor. Çalışanlarının bu konuda yeterli yetkinliğe sahip olmadığını düşünen işverenlerin oranı ise sadece yüzde 2.

İçinde bulunduğumuz dönemin en sıcak konularından biri robotların, insanların yaptığı meslekleri yapmaya başlaması. Aslında hala tam tersi söz konusu gibi görünüyor. ManpowerGroup tarafından yayınlanan Yetenek Aranıyor: Robotların Size İhtiyacı Varisimli rapora göre, otomasyon süreci sonucunda üç yıldır üst üste çalışan sayısını artırmayı veya en azından korumayı planlayan işverenlerin oranı (yüzde 87) geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek bir seviyeye ulaştı. ManpowerGroup, otomasyonun önümüzdeki iki yılda mesleklerin üzerinde yaratacağı etkiyi ortaya sermek için 44 ülkeden 19.000 işverenle görüştü[2].

Dijitalleşen şirketlerin sayısı gittikçe artıyor ve bu artış da yeni mesleklerin ortaya çıkmasına ve meslek çeşitliliğinin artmasına neden oluyor. Çalışan sayısını artırma konusunda kendisine en çok güvenen şirketler ise otomasyon sürecinde yol almış ve dijital dönüşüm konusunda ilerlemiş olan şirketler. Küresel yetenek açığı 12 yılın zirvesinde ve bir yandan bazı beceriler hızla kaybolurken, onların yerini yeni beceriler almaya devam ediyor. Yetenek yetiştirmeyi planlayan şirketlerin sayısı hiç olmadığı kadar yüksek ve bu trend hiçbir yavaşlama sinyali vermiyor. Araştırmaya katılan işverenlerin yüzde 84’ü mevcut işgücünü 2020 itibariyle daha da geliştirmeyi planlıyor.

ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, rapor sonuçları hakkında şu yorumlarda bulundu: Robotların, insanların mesleklerini ellerinden alacağı konusundaki tartışmalar, gerçek konudan uzaklaşmamıza neden oluyor. İşgücüne katılan robotların sayısı hızla artsa da, aynı durum insanlar için de söz konusu. Teknoloji her zaman hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. Bu nedenle liderler olarak bize düşen, öğrenme süreçlerine de liderlik etmek ve insanlarla robotları nasıl birbirine entegre edebileceğimizi ortaya çıkarmaktır.Bugünün öğrenme süreçlerinin geçmiştekiyle aynı olmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle ManpowerGroup’ta bizler, düşüşe geçen sektörlerde çalışan insanları, yükselen sektörlerde ihtiyaç duyulan işleri yapabilecek şekilde yönlendiriyoruz. İnsanların dönüşüme hızla ve kapsamlı bir şekilde ayak uydurması için gerekeni yapmaya odaklanırsak, kurumlar ve bireyler makinelerle beraber çalışarak verimliliği yüksek işler çıkarabilir.”

Yetenek Aranıyorraporuna göre ayrıca, BT becerilerine yönelik talep de önemli miktarda ve hızla artmaya devam ediyor. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 16’sı BT alanındaki çalışanlarının sayısını artırmayı planlıyor. Bu oran, bu alanda bir düşüş bekleyen işverenlerin beş katı. Çalışan sayısındaki en yüksek artışı ise imalat sektöründeki işverenler bekliyor. Bu sektördeki işverenlerin yüzde 25’i gelecek yıl daha fazla insan çalıştıracağını söylerken, yüzde 20’si ise çalışan sayısının gelecek yıl daha az olacağını düşünüyor. Ayrıca iletişim, diyalog, liderlik ve uyumluluk gibi beceriler gerektiren müşteri iletişimine yönelik rollerde de artış bekleniyor.

Yetenek Aranıyor: Robotların Size İhtiyacı Var raporu, dünyanın dört tarafından pratik öneriler ve başarılı uygulama örnekleri sunarak, şirketlerin çalışanlarını geliştirmelerine ve böylece yetenek geliştirme, yeteneğe erişme ve yetenek yönetimi konusunda daha yetkin hale gelmesine yardımcı oluyor. Rapor Türkiye’deki işverenlerin istihdam planlarına dair de önemli veriler sunuyor. Türkiyeli işverenlerin yaklaşık yarısı (yüzde 49), mevcut çalışanlarının yeni teknolojilerden faydalanmak için gereken teknik becerilere sahip olduğunu düşünüyor. Çalışanlarının bu konuda yeterli yetkinliğe sahip olmadığını düşünen işverenlerin oranı ise sadece yüzde 2. İşverenlerin yine yaklaşık yarısı (yüzde 48) otomasyon ve dijital teknolojilerin çalışan sayısı üzerinde etkisi olmayacağını düşünürken, yüzde 24’ü geçersiz hale gelen pozisyonlar yerine yenileri geleceği için çalışan sayısının değişmeyeceğini düşünüyor. Yüzde 11’i çalışan sayısının biraz düşeceğini, yüzde 2’si ise ciddi anlamda düşeceğini düşünüyor. İşverenlerin yüzde 60’ı yetenek bulmakta en büyük zorluğu el becerisi ve teknik beceri gerektiren pozisyonlarda yaşadıklarını söylüyor. Onu yüzde 35 ile sosyal beceriler izliyor. İşverenlerin yüzde 94’ü yetenek ihtiyacını karşılamak için yeni çalışan alımına başvuruyor. Yüzde 89’u mevcut çalışanlarını eğitmeyi tercih ederken yüzde 60’ı daha fazla iş kalemini otomatize ediyor, yüzde 58’i ise iç rotasyona başvuruyor.

Yeni araştırmaya göre Android kullanan kurum sayısı artıyor ancak güvenlik endişeleri de sürüyor
Panasonic Business’ın gerçekleştirdiği son araştırmaya göre el terminallerinde Android kullanan kurum sayısı artıyor, ancak güvenlik konusu hala endişeye sebep oluyor. Mobil telefonlar dışında kurumların tablet ve el terminallerinin ortalama yüzde 72’sinde Android işletim sistemi yer alıyor. Cihaz satın alan kurumların yüzde 60’ı Android’i kurumlarına entegre ettiklerini belirtirken, gelecek 3 yılda Android’li cihaz sayısında artış bekleniyor.
Android’in diğer işletim sistemlerine kıyasla sunduğu 3 avantaj sorulduğunda sıralamayı yüzde 59’un cevabı olan esneklik, yüzde 58’in cevabı olan güvenlik ve yüzde 52’nin cevabı olan uygun maliyet oluşturuyor.
Güvenlik endişeleri
Kurumlar, yılda ortalama 4 defa daha fazla güvenlik yaması yapmaları gerektiğini belirtiyor. Güvenlik yamalarını hizmete alma yöntemi ise firmadan firmaya farklılık gösteriyor. Kurumların yüzde 66’sı güvenlik yamalarını BT departmanından, yüzde 38’i Mobil Cihaz Yönetim (MDM) çözümü olarak, yüzde 30’u da ekipman üreticilerinin internetten gönderdiği yazılım güncellemeleri olarak alırken, yüzde 23’ü yamayı kullanıcılarına yaptırıyor. Yüzde 22 BT destek şirketiyle, yüzde 16 da satıcılarıyla gerçekleştiriyor.
Özellik beklentileri
Kurumsal Android cihazları söz konusu olduğunda mobil cihaz alan kurumlar aşağıdaki özelliklerin standart olarak yer almasını istiyor:

%
Kurumun ihtiyaçlarını karşılaması için özelleştirilebilir işletim sistemi 50
Android for Work 47
Yazılım güncellemeleri için İlke Yönetim Aracı/Konsolu 41
Gelişmiş Android Security desteği 37
Sertifikalı üçüncü taraf güvenlik çözümlerinin yer alması 35
Ücretsiz ve kullanıma hazır performans ve yönetim uygulamaları 35
Kademelendirme, EMM sertifikaları, lisans ve özelleştirilmiş MDM uygulamaları 33
SCOMO Yazılım Bileşenleri yönetim nesnesi 30
Aynı üreticinin farklı cihazları arasında uyumluluk 30
İnternet üzerinden FOTO yazılımı 29
Opsiyonel modüler tabanlı geliştirici paketi 23

Güncelleme beklentileri
Kurumlar şu anda her cihazdaki Android işletim sistemlerini yılda ortalama 5 kere güncelliyor. Aynı zamanda cihaz sağlayıcılarının cihazın ömrünün bitiminden 3 yıl sonrasına kadar Android işletim sistemini desteklemesini istiyor.
Her Android cihazı aynı değil
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Pazarlama Genel Müdürü Jan Kaempfer, gerçekleştirdikleri araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Android mobil cihazlarının kurumsal dünyada yarattığı etki artmaya devam ederken BT departmanlarının bu cihazları nasıl verimli bir şekilde yöneteceği ve koruma altına alacağı ise hala belirsizliğini koruyor.  Kurumların her Android mobil cihazının aynı olmadığını bilmesi önemli. Kurumların sağlayıcılarının sunduğu yönetim ve güvenlik özelliklerini ve Android mimarlığı deneyimini yakından incelemesi gerekiyor. En yeni internet üzerinden yapılan güncellemeler ve yönetim konsolları sayesinde doğru yönetim ve güvenlik özelliklerine sahip doğru cihazı seçen BT departmanları, güncellemeleri otomatikleştirerek önemli ölçüde zaman ve maliyet tasarrufu yapabiliyor.”
Opinion Matters tarafından Panasonic TOUGHBOOK için gerçekleştirilen bağımsız araştırma kapsamında İngiltere’den mobil çalışanları için notebook, tablet ve el terminalleri alan 250 kişi ankete katıldı. Araştırmanın yönetici özetine buradan ulaşabilirsiniz.

Online alışverişte en popüler kategori: “Spor Giyim”

Günümüzün değişen yaşam koşulları ve moda trendleri giyim tercihlerimizi doğrudan etkiliyor. Türkiye’nin en kapsamlı moda arama motoru GLAMI’nin araştırma verilerine göre, Türkiye’de spor aktiviteleri dışında spor giyim tercih edenlerin oranı %90. Son yıllarda hızla yayılan bu trend, online alışveriş dünyasında da spor giyime olan ilgiyi artırdı.

Artık birçoğumuz gerek iş hayatında gerekse sosyal yaşamda daha fonksiyonel ve rahat giyim tarzına yöneliyor. Dünyaca ünlü lüks markaların defilelerinde ve stil ikonlarının sokak stillerinde sıklıkla karşımıza çıkan spor giyim, moda dünyasında büyük kabul gördü. Böylece daha önce sadece spor yaparken tercih edilen tayt, eşofman ve spor ayakkabı artık günlük giyimin vazgeçilmeyen önemli bir parçası oldu. Moda ve online alışverişteki bu değişimleri ortaya koymak için bir araştırma başlatan Türkiye’nin en kapsamlı moda arama motoru GLAMI Türkiye, alışveriş sitelerinde en çok rağbet gören spor giyim, ayakkabı ve aksesuar seçeneklerini ayrı kategoriler altında toplamaya başladı.

Spor modasına en hızlı ayak uyduran ülke Türkiye oldu

11 ülkede faaliyet gösteren moda arama motoru GLAMI’nin yaptığı Fashion (Re)search by GLAMI 2018 araştırması sonuçlarına göre; Türkiye’de spor aktivite dışında spor giyim tercih edenlerin oranı %90. Bu oran araştırmanın gerçekleştirildiği 7 ülke arasındaki en yüksek oran. Araştırmada katılımcılara neden spor aktiviteleri dışında spor giyimi tercih ettikleri sorulduğunda alınan cevaplar şöyle: “Konforlu olmak istiyorum” diyenler %65, moda olduğu için tercih edenler %50, “Neden giydiğimi hiç düşünmedim” diyenler %11 ve “Çok fazla kıyafet sahibi olmak istemiyorum” cevabını verenlerin oranı ise %5.

Araştırma kapsamında katılımcılara “Hangi durumlarda tayt veya eşofman giyiyorsunuz?” sorusu da soruldu. Evde giyenlerin oranı %63, spor yaparken giyenlerin oranı %43, iş ve ev dışında günlük aktivitelerde giyenlerin oranı %38, işyerinde giyenlerin %6, hiç giymediğini söyleyenlerin oranı ise %4.

Spor giyim online alışverişte popülaritesini artırıyor

Son dönemdeki giyim ve ayakkabı alışverişinde yaşanan bu hızlı değişim ve araştırma verilerinden hareketle, GLAMI olarak kataloglarını geliştirdiklerini belirten GLAMI Türkiye Ülke Müdürü Sabina Kabusheva; “Online alışverişte popülaritesi artan ve moda severlerin gözdesi haline gelen spor kategorisinde özel bir filtreleme uyguluyoruz. Bu akıllı filtreler sayesinde işbirliği yaptığımız onlarca alışveriş sitesindeki spor markalarının giyim, ayakkabı ve aksesuar ürünlerini tek tıkla meraklılarının beğenisine sunuyoruz. Kayak, outdoor, koşu, antreman, basketbol ve futbolun da arasında olduğu filtrelerle, kullanıcılarımızın yüzbinlerce seçenek arasında aradığını rahatça bulabileceği kullanıcı dostu bir  menü sağlıyoruz. Bu yenilikçi uygulama aynı zamanda kolay, hızlı ve konforlu bir alışverişin de kapılarını aralıyor” dedi.

Fortinet Güvenlik Zirvesi, bu yıl da siber güvenlik gündemine yön verecek

26 Şubat’ta Ankara JW Marriott Otel’de düzenlenecek olan Fortinet Güvenlik Zirvesi’nde, siber güvenlik alanındaki son gelişmeler, siber güvenliğin geleceği ve Fortinet’in Security Fabric yaklaşımı konuşulacak.  

Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet® (Nasdaq: FTNT), 26 Şubat’ta Ankara JW Marriot Otel’de Fortinet Güvenlik Zirvesi’ni gerçekleştirecek. Etkinlik kapsamında, dijital devlet, dijital dönüşüm, endüstriyel kontrol sistemleri, SD-WAN, SD-Şube ve bulut teknolojileri gibi önemli konu başlıkları siber güvenlik ekseninde ele alınacak.

Fortinet Türkiye PUB, CIS Bölge Başkanı Derya Aksoy’un açılış konuşmasıyla başlayacak etkinlik, Aksoy’un ve Fortinet Türkiye Ülke Müdürü Serdar Yalçın’ın, Türkiye’de Fortinet’in yakaladığı başarılar ve siber güvenlik alanındaki öncülüğüne dair sunumları ile devam edecek.

Siber güvenlikte çözüm odaklı ve vizyoner yaklaşımın önemi vurgulanacak
Teknoloji gündeminin nabzının tutulacağı etkinlikte öne çıkan konu başlıklarından biri de Fortinet Security Fabric olacak. Bu kapsamda, yapay zeka algoritmaları, kullanıcı davranışı analizi, modern ağ erişim kontrolü, modern tehdit avı gibi yeteneklerle zenginleştirilmiş, endüstrideki en etkin ve en yüksek performanslı güvenlik mimarisi olan Fortinet Security Fabric’in gündeme ve geleceğe dair nasıl çözümler oluşturduğu hakkında bilgiler verilecek.

Etkinlik ile ilgili görüş bildiren Fortinet Türkiye Ülke Müdürü Serdar Yalçın, “Statik yaklaşımlar artık siber güvenliğin sağlanmasında yetersiz kalıyor. Otomasyon ve entegrasyon gerekliliklerinin daha fazla hissedilir olduğu günümüzde, Fortinet Security Fabric, ihtiyaç duyulan çözüm odaklı vizyoner bir yaklaşım sağlıyor. Sadece güvenlik duvarından ibaret olmayan bu kavram, üçüncü parti güvenlik entegrasyonları ile de zenginleşebiliyor. Tehdit izi sürme, keşfetme ve reaksiyon gibi birçok yeteneği de kendi içinde barındıran bu mimari, tüm atak vektörlerini kontrol edebilmesinin yanı sıra geniş bir görünürlük de sağlıyor. Kurumlara, siber güvenlik alanında vizyoner ve çözüm odaklı bakış açısı kazandırabilmek için düzenlediğimiz etkinliğimizde tüm müşterilerimizi ve iş ortaklarımızı aramızda görmek istiyoruz” dedi.

Fortinet yönetim ekibi ve siber güvenlik uzmanlarının yanı sıra, Kamu dan değerli katılımcıların bulaşacağı panel de sektörünün ve siber güvenlik vizyonunun değerlendirileceği etkinlik, Kaan Sekban Stand up Show ile sona erecek.

Vadi Clup’ta, Spa ve Fitness ayrıcalığını yaşayın  

Vadi Clup SPA & Fitness, Radisson Blu Hotel Vadistanbul’un içinde hizmete girdi. 2 bin metrekare alana sahip olan Vadi Clup, otelin 3. katında yer alarak orman manzarası eşliğinde spa ve spor yapma ayrıcalığı sunuyor. Yarı olimpik havuzu, tam donanımlı fitness merkezi, bayanlar ve erkeklerde özel ayrı alanlarda hamam, sauna, buhar odası, masaj ve cilt bakım odaları bulunuyor.

Kısa zamanda İstanbul’un sayılı fitness ve spa merkezlerinden birisi olacaklarını kaydeden Vadi Clup SPA & Fitness Müdürü Ayşe Gürses, şunları söyledi:

“İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen Vadistanbul bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul’in bünyesinde yer alıyoruz. 2 bin metrekare olarak, geniş bir alana sahibiz. Otellerin spa merkezleri genelde, eksi katlarda bulunurken, bizim otelimizde 3. katta yer alıyor ve konuklarımız kaliteli ve ayrıcalıklı hizmetlerimizi orman manzarasına karşı almaktadır. Spa ve fitness merkezimize, etraftaki konutlardan ve iş merkezlerinden yoğun talep olduğu için üyelik sistemimiz bulunuyor. Otel misafirlerimizin yanı sıra, üyelerinize de hizmet sunacağız” dedi.

Spora ilgi yüksek, tecrübeli eğitmen kadromuz hazır

Toplumda son yıllarda spora karşı yüksek bir talebin olduğunu anlatan Ayşe Gürses, konuşmasına şöyle devam etti:

“Spor yöneticiliği mezunuyum. Benim mezun olduğum yıllarda spor yapmaya bu denli ilgi olmayınca, eğitimime yurt dışında satış ve pazarlama konusunda geliştirmeye karar verdim. Sonrasında turizm sektöründe çalışmaya başladım. Nitekim geçtiğimiz 5- 6 yıldır ise, bayanların ve erkeklerin ilgi alanlarının ilk sıralarına sağlıklı yaşam ve spor girmeye başladı. Bunun paralelinde de kent genelinde birçok spor işletmesi açıldı ve açılmaya devam ediyor. Vadi Clup tesisimiz, gerek ekipmanlarımız, gerek eğitimli ve deneyimli hocalarımız, gerek sunduğumuz hizmet ile kısa zamanda İstanbul’un öncü işletmeleri arasına girecektir. Daha açılmadan, Maslak, Levent, Etiler’den üyelik taleplerini yapmaya başladık. Şubat 2019 itibariyle otel misafirlerimize ve üyelerimize hizmet vermeye hazırız” diye konuştu.

Pilates, zumba, spinning imkanı bulunuyor

Fitness bölümünde ciddi bir ekipman parkuruna sahip olduklarını ifade eden Ayşe Gürses, şunları belirtti:

“Aletli pilatesten spinning bisiklete, zumbadan su jimlastiğine kadar her alanda hizmet verecek tecrübeli bir eğitmen kadromuz bulunuyor. Az önce de belirttiğim üzere, insanlar artık geçmiş yıllara oranla fiziklerine daha çok dikkat etmeye başladılar. Spor yaparken hem kendilerini daha iyi hissediyorlar, hem de sosyal bir ortam içerisinde keyifli zamanlar geçiriyorlar. 22 metre uzunluğunda ve 1.40 cm boyundaki yarı olimpik kapalı yüzme havuzumuz görenleri büyülüyor. Tesisimizde sadece fitness ve havuz bölümü, kadınlar ve erkekler tarafından birlikte kullanılıyor. Diğer ıslak alanları oluşturan hamam, buhar odası, sauna, masaj odaları, kadınlarda ve erkeklerde ayrı alanlarda bulunmakta” dedi.

Balili masözlerden masaj

 Vadi Clup’ta, bayanlara ve erkeklere özel ayrı masaj odalarının yer aldığını kaydeden Ayşe Gürses, İsveç masajı, Sıcak taş masajı, Geleneksel bali masajı, Refleksoloji masajı, Aromaterapi masajı, Spor masajı, Anti Selülit masajı, Derin doku masajı, Shiatsu masajlarının bulunduğunu ve deneyimli Balili masözlerin de kadroda olduğunu belirtti. Ayşe Gürses, cilt bakımı odasında da cilt bakım uzmanın hizmet vereceğini sözlerine ekledi.

Alcatel 1X 2019 ile fotoğrafçılığı yeniden keşfedin
Derinlik sensörüne sahip çift kamerasıyla öne çıkan Alcatel 1X 2019, 5 inçlik HD + 18: 9 Full View ekranıyla da oyun oynamak, video izlemek ve internetten yayın yapmak isteyenler için ideal görüntüleme deneyimini sunmasıyla da digkkat çekiyor.
TCL Communication bu yıl Las Vegas’taki CES’te, etrafınızdaki gerçek dünyayı yakalama konusunda son derece başarılı Alcatel 1X 2019’u piyasaya sundu. Bu cihaz yalnızca göz kamaştırıcı fotoğraflar çekmekle kalmıyor, aynı zamanda pazardaki en iyi başlangıç seviye akıllı telefon olmasıyla da öne çıkıyor.
Yaratıcı fotoğrafçılık
Derinlik sensörüne sahip çift kamerasıyla Alcatel 1X 2019, kendini geliştirmeyi sürdüren fotoğrafçılardan Instagram fenomeni olmak isteyenlere kadar herkesin tercih edebileceği pek çok özelliğe sahip. 16MP ( yazılım interpolasyonu ile) + 2MP kameralarıyla bir profesyonel gibi fotoğraf çekebilir; fotoğraflarınızda sizin için gerçekten önemli olan her ne ise onu vurgulamak için en iyi bokeh efektlerini deneyebilir ve çekim sonrası yeniden odaklama özelliğinin tadını çıkarabilirsiniz.
Sürükleyici görüntüleme deneyimi 
Alcatel 1X 2019 yalnızca fotoğraf çekme konusunda ön plana çıkmakla kalmıyor, ayrıca kullanıcılara kusursuz görseller sunma noktasında da kendini gösteriyor. 5.5 inç HD + 18: 9 Full View ekranıyla bu telefon artık çok daha kompakt. Alcatel 1X 2019 oyun oynamak, video izlemek ve internetten yayın yapmak isteyenler için ideal görüntüleme deneyimini sunuyor.
Şık ve stil sahibi
Dokulu bir arka kapak tasarımına sahip olan Alcatel 1X 2019, kompakt tasarımıyla elde rahatlıkla taşınabiliyor.  Minimalist lens halkası detayı, 2,5D camı ve konturlu profili, cihaza sade bir şıklık kazandırıyor.

Hızlı ve güvenli erişim
Alcatel 1X 2019 aynı zamanda yüz tanıma özelliğiyle sahibini tanıyan ve akıllı telefonun kilidini açan biyometrik güvenlik teknolojisi Face Key ile geliyor. Yüksek hassasiyetli 106 yüz kilit noktası ve 30 derecelik saptama yarıçapı hem yüksek güvenlik sağlıyor hem de 0,5 saniyelik kilit açma süresiyle son derece hızlı bir erişim sunuyor.
Ulaşılabilirlik 
Alcatel 1X 2019, 119 Euro’luk satış fiyatıyla (Tavsiye edilen Avrupa satış fiyatı) siyah ve mavi renklerde satışa sunuluyor.

Türk organik sektörü üç koldan tanıtım atağına kalktı

Organik tüketiminde dünya lideri Almanya, ABD ve Japonya’da Türk organik sektörü tanıtılıyor.Tanıtım atağı dünyanın en büyük fuarı olan BioFach Organik Ürünler Fuarı kapsamında Almanya’da start altı. Bundan sonraki duraklar Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri olacak.

Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayan organik üretim bugün, 543 bin hektar alanda 2.4 milyon ton üretim rakamına ulaştı.

Organik ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden

Yıllık 250 milyon dolar ihracat gerçekleştiren ve kendisine 1 milyar dolar ihracat hedefi belirleyen Türk organik sektörü, Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde dünya genelinde tanıtım atağına kalktı.

Türkiye’de organik sektöründe Ticaret Bakanlığı tarafından koordinatör birlik olarak görevlendirilen Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye Tanıtım Grubu’na Türk organik sektörünün dünya genelinde tanıtımı amacıyla sunduğu “Türkiye Organik Sektörü’nün Tanıtımı, Tanınırlığının Ve Güvenilirliğin Arttırılması” isimli projenin kabul edilmesi sonrasında tanıtım atağına en büyük organik ürün tüketicilerinden Almanya’da başladı.

Türkiye Milli Katılım Organizasyonu Ege İhracatçı Birlikleri tarafından 1998 yılından beri başarıyla gerçekleştirilen ürünler konusunda dünyanın en büyük fuarı olan BioFach Organik Ürünler Fuarı’nda dünyanın dört bir tarafından gelen organik ürün ithalatçılarına Türkiye’nin organik sektöründe kat ettiği mesafe anlatıldı.

Organik sektörü tek çatı altında buluşacak

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy’un moderatörlüğünde düzenlenen seminerde Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler Çalışma Komitesi Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye’de organik sektörünün geldiği noktayı ve bundan sonraki süreçte hedeflerini anlattı.

Organik üretimin Türkiye’de hem ürün çeşitliliği, hem de organik üretim yapılan alanlar anlamında sürekli geliştiği bilgisini veren Işık, “Ülkemizde organik tarımın ve ihracatın gelişimi için Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında kurulmuş olan Organik Ürünler Çalışma Komitesi’ni genişletme kararı aldık. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm ihracatçı birliklerine Komitede yer almaları için davete çıktık. TİM, Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği ve KSKDER gibi STK’ların temsilcilerini de Komiteye davet edeceğiz. Bu sayede ülke çapında organik sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşlar bir çatı altında buluşmuş olacak ve sektöre ilişkin stratejiler birlikte belirlenecek. Bu sayede gerek iç, gerekse dış pazarda yaşanan sorunların çözümü daha hızlı ve kolay olacak” şeklinde konuştu.

Türk organik sektörü bundan sonra ABD ve Japonya’da tanıtılacak

EİB Organik Komitesi Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk organik sektörünün ortaya koyduğu 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması için Türkiye Tanıtım Grubu’na sundukları proje kapsamında Almanya’dan başladıkları tanıtım kampanyasına Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri ile devam edecekleri bilgisini verdi.İnsan sağlığı ve çevre duyarlılığının dünya genelinde yükselen değer olmakla birlikte organik ürüne hak ettiği değeri en fazla ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın verdiği bilgisini paylaşan Işık sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin organik ürünler üretim ve ihracat potansiyelinin artması için bu üç pazara yoğunlaşıyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Almanya’da BioFach organik ürünler, Japonya’da Foodex ve ABD’de Fancy Food gıda fuarlarını uzun yıllardır başarıyla düzenliyor olması bu pazarlardaki yetkinliği projemizin hızla başarıya ulaşmasına katkı sağlayacak ve ihracat hedeflerimize ulaşacağız.”

Türkiye’de çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı, fındık, zeytin, zeytinyağı, yumurta, bal, pamuk, ürünleri başta olmak üzere 200’den fazla Çeşit organik ürün üretiliyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer “İzmir’in damarlarındaki tıkanıklığı temizleyeceğiz”

Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulları Ortak Toplantısında konuşan CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, İzmir’in damarlarındaki tıkanıklığı temizleyeceklerini, İzmir ve Ege Bölgesi’nin ihracatının artmasına önemli katkı sağlayacak İzmir Limanı’na sirkülasyon kanalı ve inovasyon kanalı yapılmasının ve İzmir’in İstanbul’dan sonra ikinci HUB Merkezi olmasının öncelikli konuları arasında olacağını kaydetti.

Konuşmasında İzmir Limanı’nın kent için önemine yoğun vurgu yapan Soyer, “Son yıllarda İzmir kentinin potansiyeli düştü. İzmir’in sadece kalp masajına ihtiyacı var. Tıkanık damarların açılmasını ihtiyacı var. Bu tıkanık damarlardan birisi İzmir Limanı” şeklinde konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği takdirde, İzmir Limanı’nda yapılacak iki temel işleri olduğunu anlatan Soyer şöyle devam etti: “Bunlardan biri sirkülasyon kanalının açılması, İkincisi de navigasyon kanalının açılması. Bu kanalla büyük gemilerin körfeze gelmesini amaçlıyoruz. Bu iki projenin yaklaşık maliyeti 1 milyar lira. Bu kaynak var. Bunu mutlaka yapacağız. Değirmenin suyu nereden gelecek onu 26 Şubat’ta yapacağımız proje tanıtım toplantısında açıklayacağım.”

İzmir’i turizm kenti yapacağız

İzmir’in turizm açısından çok trajik bir noktada olduğuna değinen Soyer, Antalya’nın yıllık 18 milyon turist ağırlığı bir dönemde İzmir’in sadece 1 milyon turiste evsahipliği yaptığını, bunun kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Soyer, İzmir’in Akdeniz’in Başkenti yapma iddiasını Egeli ihracatçılarla paylaştı.

Akdeniz çanağında yeni bir kentler birliği kurma hedefi olduğunu paylaşan Soyer, “Barcelona, İskenderiye, Marsilya, Beyrut, Atina, Roma’nın ortak turizm projeleri, spor projeleri olacak. Ortak hareket edilebilecek ve rekabet edilebilecek çok başlık var. Niyetimiz Akdeniz’i global dünyanın yeni markası yapmak ve İzmir’in bu pastadaki payını büyütmek” şeklinde konuştu.

İzmir’i kongre merkezi yapacağız

İzmir’i kongre turizminde önemli bir destinasyon yapmak istediklerinin altını çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Gaziemir’de Fuarİzmir’in yanında geniş bir alan olduğunu orada bir kongre merkezi planladıklarını, Alaçatı ve Foça gibi merkezlerde ise, yatak kapasitesi ile uyumlu butik kongre merkezleri yapacaklarını ifade etti.

İzmir’de teknoloji vadisi kurarak bugün ortalama 1.5 dolar seviyesinde olan kilogram ihraç fiyatını yukarılara taşıyacaklarını anlatan Soyer, “Bugün serbest bölgenin ortalama ihraç fiyatı 8 dolar. San Francisco’daki silikon vadisi benzeri bir teknoloji üssünü İzmir’e kazandırabiliriz. İzmir özgürlükçü, demokratik yapısı ile bunu yapabilir” dedi.

Seferihisar’da 10 yıl önce Belediye Başkanlığına aday olurken, “İşsiz genç, aşsız ev bırakmayacağım” mottosu ile aday olduğunu paylaşan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na da aynı motto ile aday olduğunu söyledi.

İzmir Limanı’nın yanında İzmir Havalimanının, İstanbul’dan sonra ikinci HUB merkezi olması gerektiğini göreve seçilirse bunun mücadelesini vereceğini kaydeden Soyer, “Türkiye’nin İzmir’de yeni bir destan daha yazılmasına ihtiyacı olduğunu belirterek “Türkiyemiz’in içinde bulunduğu durum asla takdiri ilahi değil takdiri idaridir. Biz bu idareyi İzmir’den başlayarak değiştireceğiz. Dövüşerek, yıkarak, dışlayarak değil, omuz omuza, birbirimize daha sıkı kenetlenerek, aşkla değiştireceğiz. Aşkla İzmir mümkün, başka bir Türkiye mümkün” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde İzmir’i İzmirlilerle birlikte yöneteceğini de anlatan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Kadın Daire Başkanlığı kuracağını sözlerine ekledi.

Eskinazi: “Ege Bölgesi’nin ihracatı 23 milyar doları aştı”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ise; Ege Bölgesi’nin serbest bölgelerle birlikte 2018 yılında 23 milyar 110 milyon dolar ihracat rakamına ulaştığını, 2019 yılı hedeflerinin ise; 25 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak olduğunu kaydetti.

EİB Başkanı Eskinazi, 31 Mart yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilecek siyasiden beklentilerini ise şöyle özetledi; Akıllı teknolojilerin uygulandığı, hizmetlerin birbirine dijital ağlarla entegre hale geldiği, atık üretmeyen, yüzü teknolojiye dönük bir İzmir istiyoruz. Girişimcileri sadece melek yatırımcıların insafına bırakmak yerine; fikirlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duyacakları mali kaynağı sağlayabilecekleri bir fon kurulmasını; böylece genç girişimcilerin önünün açılmasını talep ediyoruz. Özellikle şehrimizin iddialı alanlarında özel sektör-üniversite-belediye işbirliği içinde doğru planlama yapılarak; yatırımın güçlendirilmesini arzu ediyoruz. Altyapı sorunlarının ileriye dönük çözümünün sağlanarak; geçici çözümlerle kaynak israfı yapılmamasını; altyapısıyla göz çarpan bir dünya kenti olmayı istiyoruz. Kırsal kalkınma anlamında Tire, Bayındır, Ödemiş gibi yerel kooperatiflerin üretimlerinin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili geçmiş dönemde yapılan çalışmaların artarak devamının sağlamasını bekliyoruz. İzmir’in belediye ve diğer kurumların işbirliğinde hedefe kilitlenerek (Geçmiş yıllarda İzmir’e damgasını vuran Expo, Olimpiyat oyunları-Universiad gibi projeler) kente yatırım getirecek projelere aday olunmasını ve sonunda ev sahipliği yapılmasını arzuluyoruz. Kentimizin ihracatının artması için hedef pazarlarımızdaki, yakın coğrafyadaki büyükelçi ve ticaret müşavirleriyle İzmir’de dönemsel toplantılar yapılmasını istiyoruz. İzmir’in dünyadaki kardeş şehirlerinde, İzmir’de yerleşik STK’larla işbirliği ile İzmir’i tanıtmaya yönelik tanıtım toplantıları, tanıtım faaliyetleri yapılmasını umut ediyoruz.”

Forum Kapadokya’nın 9. yıl çekilişi Sinan Akçıl’ın muhteşem performansıyla taçlandı

Şehrin gözde buluşma noktası Forum Kapadokya’nın dokuzuncu yılı şerefine 9 kişiye 10.000’er TL yüklü hediye kart kazandırdığı özel çekiliş 17 Şubat 2019 Pazar günü gerçekleştirildi. Forum Kapadokya misafirlerinin çekiliş heyecanını muhteşem bir performansla taçlandıran Sinan Akçıl, samimi tavırlarıyla izleyicilerin beğenisini kazandı.
Forum Kapadokya’nın dokuzuncu yılına özel düzenlediği çekilişe Sinan Akçıl damgasını vurdu. Tek seferde 100 TL alışveriş yapan tüm misafirlerin bir çekiliş hakkı kazandığı kampanyanın 9 talihlisi, 17 Şubat 2019 Pazar günü Noter ve Milli Piyango yetkililerinin katılımıyla gerçekleştirilen çekilişle belirlendi. Çekilişten sonra Forum Kapadokya misafirlerine özel unutulmaz bir performansa imza atan Sinan Akçıl, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Bölgede çekilmiş Aşk ve Mavi dizisi oyuncusu, eşi Burcu Kıratlı ile konsere katılan Akçıl, “çocuğum oldu” diyerek sahnede köpeği Mira ile poz verdi.

9. Türkiye Ev Tekstili Yarışması’nda heyecan doruktaTürk tekstili, ihracatta katma değeri artıracak genç tasarımcılarla tanışacak

Ev ve mekan tekstilinde genç yetenekleri sektöre kazandırarak sektörün gelişimine katkı sağlamak Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak amacıyla Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenecek Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nın ön eleme sürecine katılmaya hak kazanabilmek için rumuz alanların dosya yükleme süresi 22 Şubat tarihinde sone eriyor. Online elemeye katılmaya hak kazananların duyurusu 4 Mart tarihindehttps://evtekstiliyarismasi.com adresi üzerinden yapılacak

Güzel Sanatlar, Sanat ve Tasarım, Mimarlık ve Mühendislik fakültelerinin tekstil, moda, moda ve tekstil tasarımı, tekstil mühendisliği, grafik tasarım, endüstri ürünleri tasarımı, görsel iletişim tasarımı, iç mimarlık ve mimarlık bölümleri 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile yüksek lisans öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği yarışmanın online jüri değerlendirmesi ise 11- 22 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Akademisyen, sanayici ve tasarımcılardan oluşan jüri üyeleri atölye çalışmasına katılmaya hak kazanacak 10 yarışmacıyı belirleyecek ve 27 Mart tarihinde yarışmanın web sitesinde açıklanacak.

Ödüller Türkiye Tasarım Haftası’nda dağıtılacak

Bursa’da 29 Nisan – 3 Mayıs tarihlerinde Finlandiya Aalto Üniversitesi Tekstil ve Tasarım Profesörü, Yaratıcı Direktör Maarit Salolainen mentorlüğünde finalistler UTİB’te tasarım atölyesine katılacak. Ayrıca fabrika ziyaretleri gerçekleştireceklerdir. Final elemesi de Moderatörümüz Elif Sezgin koordinatörlüğünde final eleme jürisi tarafından 6 Mayıs’ta yapılacak. Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda dereceye girenlerin ödülleri ise Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonunda gerçekleştirilecek Türkiye Tasarım Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenecek ödül töreninde verilecek.

Yarışmanın bu yılki teması sürdürülebilirlik

Katılımcılar bu yıl, geçmiş yıllardan farklı olarak, tek ürün yerine kapsül koleksiyon olarak hazırladıkları çalışmalarla yarışmaya başvurabilecek. Buna göre, katılımcılar, ev tekstili ürünlerinden oluşan en az 3, en fazla 6 ürünün yer aldığı bir kapsül koleksiyon hazırlayarak, kurgulanan bir yaşam alanı içerisinde belirtilen pafta formatı ile sunum yapacak. “Ürün Tasarımı Kategorisi” nde gerçekleştirilecek Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda perdelik kumaş, perde sistemleri, koltuk, döşemelik kumaş, banyo tekstili, yatak odası tekstili, duvar tekstili gibi ev tekstili ürünlerinden yola çıkarak farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek estetik ve fonksiyonel nitelikleri üstün olan ürünler yer alacak. Bu yıl ki teması sürdürülebilirlik olan Türkiye Ev Tekstili Yarışması’nda birinciye 10 bin TL, ikinciye 7 bin 500 TL ve üçüncüye de 5 bin TL para ödülü verilecek.  Yarışmada ayrıca dereceye giren 3 kişiye Ticaret Bakanlığı’nın uygun görmesi halinde yurtdışı eğitim imkanı sağlanacak. Dereceye girenler bunu yanında online İngilizce eğitimi, staj ve tasarım tescil ödüllerine de sahip olabilecekler.

Ev ve mekan tekstilini kapsayan ürünler

Uluslararası pazarlarda moda ve trend yaratabilecek Türk ev tekstili ürünlerinin ortaya çıkmasında sektörün tasarımcı kimliğine yardımcı olmak amacıyla Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nı düzenlediklerini belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi kapsamında ülkemizde Ar-Ge ve tasarım kültürünün yerleşmesi ve teknoloji ile bütünleşmesini de hedefleyen yarışmamız ihracatın katma değerini artıracak yeni tasarımcıların yetiştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Yarışmamız ilk bakışta bir desen yarışması olarak algılanabilir ancak durum çok farklı. Yarışma, perdelik kumaş, perde sistemi, koltuk, döşemelik kumaş, banyo tekstili, yatak odası tekstili, duvar tekstili gibi farklı ihtiyaçlara hizmet edecek ev ve mekan tekstili ürünlerini kapsıyor” diye konuştu.

Finalistlere eserlerinin prototiplerini üretebilme fırsatı veriliyor

Taşdelen Engin, Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda finale kalacak öğrencilere atölye çalışmalarıyla da büyük bir destek sağladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Atölye çalışmalarımıza geçen yıl başladık. Amacımız gençlerimizin bilgi ve deneyimlerini artırmak. Atölye çalışmalarımızı yarışmamıza ve öğrencilerimize sağladığı katkıdan dolayı geleneksel hale getirdik. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da finale kalmaya hak kazanan 10 finalistimiz, mentor eşliğinde katıldığı çalışmalarda hem tasarım teknik altyapısını öğrenecek hem de yarışmamıza başvurdukları tasarımlarını geliştirme fırsatı yakalayacaklar. En önemlisi ise eserlerinin prototiplerini fabrikalarda üretebilme hakkına sahip olacaklar.”

 Türkiye Ev Tekstili Sektörü

2018 yılında 2,7 milyar dolar ev ve mekan tekstili ihracatı gerçekleştiren Türkiye, bu sektörde dünyanın 4. en büyük ihracatçısı konumunda. Net ihracatçı konumunda olan Türkiye Ev Tekstili Sektörünün ortalama ihracat kilogram birim fiyatı 8,5 USD. Avrupa ve Kuzey Amerika kıtasına yoğun şekilde ihracat gerçekleştiren sektör, aynı zamanda Uzak Doğu, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’ya da ihracatını artıracak operasyonlar sürdürüyor.

DÜNYANIN EN İYİ SİYAH İNCİRİ BURSA’DA…

 Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) lezzeti raf ömrü ve kalitesiyle yurtdışında büyük bir beğeniyle tüketilen, İngiliz Kraliyet ailesinin mutfağına kadar giren Bursa Siyah İnciri’ndeki son gelişmeleri değerlendirmek adına gerçekleştirdiği Çalıştayda incir üreticileri, ihracatçıları, muhtarlar ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Konferans Salonunda düzenlenen ve UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıya; Bursa Vali Yardımcısı Abidin Ünsal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Aşkar, Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümran Ertürk, Osmangazi İncir Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Özkan, Alanar Meyve Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Taner, incir üreticileri, ihracatçıları, üretimin yapıldığı mahallelerin muhtarları ve sektör temsilcileri katıldı

Programın açılış konuşmasını yapan UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Aşkar, “Bursa’da 40 kadar köyde yetiştirilen ve 1990 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilmiş ve Türkiye meyve ihracatında önemli bir ihraç ürünü olan ‘Bursa Siyah İnciri’nin 2018 yılı itibariyle Türkiye geneli ihracatı 38,8 milyon dolar ve 17 bin 033 tondur. Birliğimizden ihracatı ise, 15 milyon dolar olup, Birliğimiz toplam ihracatı içinde yüzde 11’lik bir paya sahiptir. Bu denli önemli ürünümüzün yetiştiriciliğinde geçmişte karşılaşılan sorunların tekrarlanmaması ve gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara çözümler üretilebilmesi, yetiştiriciliğinin geliştirilmesi noktasında Çalıştayımızın faydalı olmasını temenni ediyor, katılımınız için teşekkür ediyorum” dedi.

Bursa ile özdeşleşecek…

Bursa’nın çok ciddi bir tarım potansiyeli barındırdığını söyleyen Bursa Vali Yardımcısı Abidin Ünsal da, Bursa Siyah İnciri’nin Bursa ile özdeşleşecek bir ürün olduğunu ifade ederek, düzenlenen Çalıştay’ın bu hedefe hizmet edeceğine inandığını dile getirdi.

“Bursa Siyah İnciri kentimize değer katıyor”

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Gökhan Kızılcı ile Bursa Tarım İl ve Orman Müdürü Hamit Aygül’ün de birer konuşma gerçekleştirdiği programda Bursa’nın çok verimli ve bereketli bir şehir olduğunun altını çizen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise şehrin tarım potansiyelini önemsediklerini dile getirdi.  Aktaş, “Bursa, Türkiye’nin en önemli sanayi şehirlerinden bir tanesi ancak aynı zamanda da bir tarım şehri. Kentimize değer katan bir çok önemli tarım ürününe sahip olduğumuz düşünüyorum. Bursa Siyah İnciri de aynı şekilde. Bize düşen çiftçimizle, üreticimizle el ele vererek ürünlerimizin kalitesini yükseltmek, markalaştırmak ve daha fazla katma değer getirmesini sağlamak. Ürünlerimizi özellikle yurtdışında markalaştırmak için bir takım fuarlara katılıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu tarz fuarların sayısını artıracağız” şeklinde konuştu.

Programın açılış konuşmaları bölümünden sonra söz alan Alanar Meyve Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Taner ihracatçıların beklenti ve önerilerini dile getirirken Osmangazi İncir Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Özkan da üreticilerin beklenti ve taleplerini anlattı.

Öte yandan UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın moderatörlüğünü yaptığı panel kısmında; Prof. Dr. Mustafa Erkan, Dr. Birgül Ertan, Aytekin Belge, Prof. Dr. Ümran Ertürk, Dr. Serpil Erilmez, Dr. Dilek Poyraz, Dr. Mehmet Fatih Tolga, Dr. Özlem Doğan, Mesut Özen, Gürsel Çetin, Prof Dr.Rahmi Türk, Bursa Siyah İnciri’yle ilgili çeşitli sunum ve bilgileri katılımcılarla paylaştılar.

AloTech Nevzat Aydın ile dünyaya açılacak
AloTech, yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın’ın yatırımıyla yaklaşık 8 milyon dolar değerlemeye ulaştı. Şirket, Nevzat Aydın’ın sağladığı desteği AloTech’i tüm dünyaya duyurmak ve ABD’de başlattığı SaaS (Hizmet olarak Yazılım) satıcı kanalını dünyanın dört bir yanına ulaştırmak için kullanacak.
300’den fazla müşterisi ve 12.000’den fazla kullanıcı sayısıyla Türkiye’deki en büyük çağrı merkezi altyapı sistemi olan AloTech, gerçekleştirdiği imza töreninde yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın’ın sağladığı destek ile büyümeye devam ediyor. Şirket, elde ettiği bu önemli desteği ABD’nin Austin Şehri’nde başlattığı SaaS (Hizmet olarak Yazılım) satıcı kanalını ve bu kanal aracılığıyla AloTech’i dünyaya tanıtmak için kullanacak.
yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın, “AloTech geliştirdiği teknoloji ve kendi pazarında sağladığı başarı ile yurtdışında ciddi büyüme potansiyeline sahip az sayıdaki Türk girişimlerinden biri. Cenk ve İdris’in bu çabalarını takdir etmenin ötesinde girdikleri bu maceralı ve zor yolda tecrübelerimi paylaşmak ve daha büyük başarılara imza atma yolunda destek olmak benim için de heyecan verici” dedi.
“Tüm dünyaya tanıtacağız”
AloTech CEO’su Cenk Soyak, konuyla ilgili “AloTech’in sahip olduğu ileri teknoloji altyapısı sayesinde yurtdışında birçok büyüme fırsatını barındırıyor olması, yapılan yatırımların en önemli sebeplerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Bu noktada Nevzat Aydın gibi girişimcilik dünyasının en önemli isimlerinden birinin, yatırımların durgun olduğu bir dönemde bize destek sunması büyük bir ayrıcalık. Önümüzde 27 – 28 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan CCW Europe (Customer Contact Week Europe) bulunuyor. AloTech olarak dünyanın en büyük çağrı merkezi fuarlarından birinde yer alacağız ve şirketimizi tüm dünyaya tanıtacağız. Aynı zamanda tüm dünyaya yayılacak bir bayi – entegratör zincirini oluşturma projemize de başlayacağız” dedi.
AloTech Kurucu Ortağı ve CTO’su İdris Avcı ise “AloTech olarak geliştirdiğimiz teknoloji tüm dünyada ilk ve tek. Aynı zamanda Meksika’dan Avustralya’ya, İtalya’dan İspanya’ya dünyanın birçok ülkesinde kabul gören ve kullanılan bir teknoloji. Sistemimizin kurulumunu çok hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. Nevzat Aydın’ın bize olan inancıyla AloTech’i daha fazla ülkeye ve kişiye ulaştırmak ve küresel bir marka olmak için çalışıyoruz. Kendimizi dünyaya tanıtırken, ülkemizi de temsil eden sayılı teknoloji şirketinden biri olacağımızın bilincindeyiz.” dedi.

Kayseri Park’ta Büyük Çekiliş!

“Çevre Dostu C-HR Hybrid Kayseri Park’tan Hediye” adını taşıyan kampanyanın finali ve büyük çekiliş, 23 Şubat Cumartesi günü saat 16.00’da ünlü DJ Yasemin Şefik sunumu ve Güliz Ayla’nın akustik konseri ile gerçekleşecek.

Kayseri Park’ın “Çevre Dostu C-HR Hybrid Kayseri Park’tan Hediye”   adını taşıyan yılbaşı araç kampanyası ziyaretçilerin yoğun katılımıyla, 18 Şubat Pazartesi günü son buldu. Kayseri Park AVM’de 1 Eylül 2018-18 Şubat 2019 tarihleri arasında alışveriş yapan ziyaretçiler kampanyaya katılım sağlayarak, her 50 TL’lik alışveriş karşılığında bir çekiliş hakkı kazandı. Kampanyaya katılanların heyecanla beklediği çekiliş, 23 Şubat Cumartesi Günü saat 16:00’da ünlü DJ Yasemin Şefik sunumu ve Güliz Ayla’nın akustik konseriyle, noter ve milli piyango idaresi yetkilileri huzurunda gerçekleşecek.

23 Şubat Cumartesi günü saat 16:00’da gerçekleşecek akustik konserde Güliz Ayla, Kayseri Park ziyaretçileri ile buluşarak sevilen parçalarını seslendirecek, hayranlarına unutulmaz bir gün yaşatacak.

Otsimo, İçimdeki Hazine projesiyle artık tüm özel çocuklara ulaşıyor

Otsimo; T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Turkcell iş birliğiyle hayata geçirdiği “İçimdeki Hazine” projesiyle Türkiye’deki tüm otizmli çocuklara hak ettiği eğitimi ücretsiz olarak veriyor.

Projeyi Twitter’dan duyuran Otsimo’nun Kurucu Ortağı Hasan Zafer Elcik, “Bugün Otsimo için büyük bir gün! Artık ‘İçimdeki Hazine’ olarak T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Turkcell’in  destekleriyle Türkiye’deki bütün çocuklara daha ulaşılabilir özel eğitimi ulaştırıyoruz” dedi.

167 ülkeden kullanıcıya sahip olan Otsimo’ya, yurtdışından “Otsimo” ismiyle ulaşılabiliyor. Türkiye’de ise proje kapsamında “İçimdeki Hazine” olarak indirilip kullanılacak. Otsimo Kurucu Ortağı Hasan Zafer Elcik, “Bu projeyle Türkiye’deki bütün çocuklara daha erişilebilir bir eğitim sunmuş olduk. Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde okullarda yer alırken, Turkcell desteğiyle de herkes için ulaşılabilir olacağız” dedi ve ekledi: “Yola çıkma nedenimiz özel eğitimi demokratikleştirmekti ve İçimdeki Hazine, bu yoldaki en büyük başarımız.”

Lansman toplantısı gerçekleşen proje için görüşlerini belirten Turkcell Pazarlama Direktörü Ömer Barbaros Yiş, “Daha çok çocuğumuza ulaşacak ve destek vereceğiz. Şu an itibarıyla İçimdeki Hazine sınıflarıyla 10 ilde 11 sınıfla, bin çocuğumuzun hayatına dokunuyoruz. İçimdeki Hazine uygulamasıyla Türkiye’deki 1 milyon otizmlinin birçoğuna hızlıca ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Mili Eğitim Bakanlığı Himayesinde “İçimdeki Hazine Eğitim Sınıfları”

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda, otizmli çocuklar için İçimdeki Hazine eğitim sınıfları oluşturuldu. Öğrencilerin bireysel özellikleri dikkate alınarak hazırlanan eğitim programlarında kullanılmak üzere çeşitli materyaller bu sınıflarda yer alıyor.

Bireysel eğitim programlarında yer alan gelişim alanları öğrenciler arası farklılık göstermekle birlikte materyallerin kullanım şekilleri de farklılık gösterebiliyor. Öğrencilerin teknolojiye olan ilgisinin öğretim amaçlı kullanılabilmesi için öğrenci ve öğretmenlere tabletler veriliyor ve İçimdeki Hazine uygulamasına bu tabletlerle kolay erişim sağlanması amaçlanıyor.

Şimdiye kadar İstanbul, İzmir, Uşak, Ankara, Karabük, Nevşehir, Osmaniye, Kilis, Çorum, ve Tekirdağ’da toplam 11 okulda eğitim sınıfları kuruldu ve binden fazla öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.

 Genç Şarkıcı ve Yazar Çağatay Akman İmza Günü İle

Kayseri Park AVM’de!

Genç şarkıcı ve yazar Çağatay Akman, ”Nasıl Çağatay Akman Oldum” kitabının imza gününde, Kayserili hayranlarıyla Kayseri Park’ta buluşacak.

Çıkış parçası “Gece Gölgenin Rahatına Bak” ile YouTube’da 279 milyon kez izlenen ve sosyal medyada paylaşımlarıyla beğeni rekoru kıran Çağatay Akman, 23 Şubat Cumartesi günü saat 14:00’da Kayseri Park Alışveriş ve Yaşam Merkezi D&R mağazası önünde okurlarıyla buluşacak. Genç yazar, okurları için ”Nasıl Çağatay Akman Oldum” isimli ilk kitabını imzalayarak ve okurlarıyla bol bol fotoğraf çektirecek.

Ege Bölgesi’nin ihracatı 21 milyar dolara dayandı

Türkiye’de ihracatın başladığı yer olan Ege Bölgesi, 2018 yılında ihracatını yüzde 14’lük artışla 18 milyar 177 milyon dolardan, 20 milyar 745 milyon dolara çıkardı.

İzmir’de faaliyet gösteren Ege Serbest Bölgesi ve İzmir Serbest Bölgesi’nin 2018 yılında yaptığı 2,3 milyar dolarlık ihracatta dahil edildiğinde Ege Bölgesi’nin ihracat rakamı 23 milyar 110 milyon dolara ulaştı.

Türkiye 2018 yılını 168,1 milyar dolarlık ihracatla geride bırakırken; Ege Bölgesi, Türkiye’nin ihracatından aldığı yüzde 12,3’lük pay ile en fazla ihracat yapan ikinci bölge özelliğini korudu.

Ege Bölgesi’nin 2018 yılı ithalat rakamı ise; yüzde 8’lik gerilemeyle 16 milyar 555 milyon dolardan, 15 milyar 201 milyon dolara düştü.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden yapılan derlemeye göre; Ege Bölgesi 2018 yılında 5 milyar 544 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verirken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 137’ye ulaştı. 2018 yılında Türkiye’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı ise; yüzde 75 olarak kayıtlara geçti.

Ege Bölgesi’nin dış ticaret hacmi 36 milyar dolar

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Bölgesi’nin dış ticaret hacmi 2017 yılında 36 milyar 738 milyon dolar iken, 2018 yılında 35 milyar 946 bin dolara geriledi. Ege Bölgesi’nde Balıkesir dahil 9 ilin tamamı dış ticaret fazlası verdi.

İzmir’in ihracatı ilk kez 10 milyar doları aştı

Ege Bölgesi’nin ihracatında lider il konumundaki İzmir’in 2018 yılı ihracatı 10 milyar 237 milyon dolarlık tutarla tarihi zirveye ulaştı. İzmir’in bundan önceki en yüksek ihracat rakamı 2014 yılında yakaladığı 9,6 milyar dolar idi. İzmir’in 2018 yılı ithalat rakamı ise; 9 milyar 118 milyon dolar oldu. İzmir’in dış ticaret hacmi 19 milyar 355 milyon dolar olurken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 112 olarak gerçekleşti.

Manisa 4,4 milyar dolar ihracat yaptı

Ege Bölgesi’nin en fazla ihracat yapan ikinci ili Manisa, 2018 yılında 4 milyar 429 milyon dolarlık ihracata imza atarken, 2 milyar 775 milyon dolarlık ithalat yaptı. Manisa’nın dış ticaret hacmi 7 milyar 204 milyon dolar olurken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 160 oldu.

Denizli, 3 milyar 370 milyon dolar ihracat yaparken, ithalatı 1 milyar 989 milyon dolar oldu. Denizli, 5 milyar 360 milyon dolarlık dış ticaret hacmine ulaşırken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 169 oldu.

Aydın, 721 milyon dolar ihracata karşılık, 258 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi. Aydın her 100 dolarlık ithalatına karşılık 279 dolar ihracat rakamına ulaştı.

Muğla 500 milyon dolar ihracat barajına ulaştı

Su ürünleri ve hayvansal mamuller, madencilik ve yaş meyve sektörlerinin ihracatta güçlü olduğu Muğla 2018 yılında 499 milyon 231 bin dolarlık ihracata imza attı ve 500 milyon dolar barajına ulaştı. Muğla’nın 2018 yılı ithalat rakamı ise; 235 milyon dolar oldu. Muğla’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 212’ye ulaştı.

İhracatın ithalatı karşılama oranı rekortmeni Afyon oldu

Ege Bölgesi’nde ihracatın ithalatı karşılama oranı rekortmeni mermerin başkenti Afyonkarahisar oldu. Afyonkarahisar, 83 milyon 100 bin dolarlık ithalat karşılığı 342 milyon dolar ihracata imza attı. Afyonkarahisar, her 100 dolarlık ithalat karşılığı 411 dolar ihracat yaptı.

Seramik ürünlerinin merkezi Kütahya 2018 yılında 285 milyon dolarlık ihracat yaparken, ithalatı 109 milyon dolarda kaldı.

Battaniye, halı üretim merkezi Uşak ise; 214 milyon dolar ithalat karşılığı ülkemize 246 milyon dolar kazandırdı.

Türkiye’nin hayali Ege Bölgesi’nde gerçeğe dönüştü

Türkiye’nin “Dış ticaret fazlası veren ülke” mottosuyla 2019 yılına girdiğini hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi’nin tarih boyunca dış ticaret fazlası verdiğini belirterek, “Darısı Türkiye’nin başına” diye konuştu.

İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türkiye’de ihracatın başladığı nokta olduğuna işaret eden Eskinazi, İzmir’de faaliyet gösteren serbest bölgelerin yaptığı ihracatla birlikte 2018 yılında 23 milyar 110 milyon dolara ulaşan Ege Bölgesi ihracat rakamını 2019 yılı sonunda 25 milyar dolara çıkarmak için inovasyon, Ar-Ge ve tasarım odaklı projelere yoğunlaşacaklarını kaydetti.